• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
341
|
|
|
|
buraya nereden geldik ve nereye gidiyoruz |
|
342
|
|
|
|
Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin.İki üniversite de bitirsen bilemeyeceksin.Çünkü okuduğun kitapların sayfalarının arasında kurumuş bir karanfili asla göremeyeceksin. Bir bardağın son damlasının, göz pınarları kuruyan bir toprağın kıpkırmızı bir karanfilinden damlayan arta kalmış çiy olduğunu düşünemeyeceksin. Sen dudaklarını buruşturup şarıl şarıl akan derelere koşacaksın. Benimse acılara boğulduğumu göremeyeceksin.Ya da sararıp solduğumu ve öldüğümü öğrenemeyeceksin. |
|
343
|
|
|
|
Mutluluk yaşamı oluşturan her şeyde gizliydi,biliyordum.Yüreğimin uzaklıklar söylencesindeydi mutluluk uzun bir yolculuktu.Tanrının kıvılcımını hissettiğim her duyguda vardı.Ağlayabilmekti ,özleyebilmekti,hasretti,yokluktu,ölümdü mutluluk.Soğuk bir yük gi |
|
344
|
|
|
|
Doğru ne?
Kurgu ne?
Yanlış ne?
Yalnız kim? |
|
345
|
|
|
|
Düşmek ile olmak arasındaki ince bir çizgidir hayat ve Ölüm.. |
|
346
|
|
|
|
Mekan yalnızca bir arka fon oluştururmuş insanlara ve yaşamlarına...İnsanını ve yaşamını yitiren mekan,yalnızca hoş desenli boş bir kağıda dönermiş üzerine dalıp dalıp hafızayı canlandırmaya yarayan...
|
|
347
|
|
|
|
Yalnızım, yalnızlığında yalnızlığının ne kadar çaresiz olduğunu daha da anlıyorum. |
|
348
|
|
|
|
Bir adamın hasta benliğinin gidişini anlatıyor. |
|
349
|
|
|
|
Belki daha ötelere, bir vakitlerin bozkır görünümlü ufuklarına savrulurum oradan, yeni günün telaşına kapılmış kerpiç damların üzerine; çayır kokusuyla girdiğin kaçamak düşlerime ya da. Yaklaştıkça gökkuşağına dönüşürdü gülümseyişin. Yine de zihnime kazınmış bir yüzün olduğunu söyleyemem sana.
|
|
350
|
|
|
|
Inan bana... Boyle olsun istemezdim..
Soguktu.. Dalgalar vardi.. Cirpiniyordum..
Inan.. Buz gibiydi su.. Ruzgar vardi.. Ve batmamaya calisan ben..
Sonra seni gordum.. Ve sana tutundum.. Birtek sana.. Sımsıkı sana sarıldım.. |
|
351
|
|
|
|
Ay tutuluyor bu gece - ben tutunmak isterken sevgiye-
|
|
352
|
|
|
|
uzan boşluğuma, gafil avlama zinhâr |
|
353
|
|
|
|
kalmak ya da gitmek en zorlu seçimdir .. gitmek bazen kaçmak kalmak ise katlanmaktır bazen bocalar insan gitmek mi kalmak mı ... ama kaçmak çözüm degildir.... |
|
354
|
|
|
|
Dokunulmazlarına dokundurma. |
|
355
|
|
|
|
Bir gün bir deprem olur… Ve aşk yatak değiştirir…
|
|
356
|
|
357
|
|
|
|
“Hey ordakiler! /
’Gün’leriniz nasıl geçiyor?” /
/
|
|
358
|
|
|
|
Gönül, yel yepelek bir atın yelesine tutunur, elif diyarına kutlu bir yolculuk başlar. Aşkın alfabesinde, elifin eşiğini geçtikten sonra; heceleme yoktur, hemen okumaya geçilir. Elifin gamzeleri, kirpiğinden süzülür ok olur sineye batar. Yayla çiçekleri elif elif diye kokar dağlarda. Bağlarda çiçekler elif diye açar. Gönül de elif elif diye dolanır durur.
|
|
359
|
|
|
|
bir aşk hikayesi yazmak istiyorum. piyano ile kemanın aşkı olmalı bu. keman tel tel titrerken, piyanonun yüreği tuşlar gibi yerinden oynar. ve bir şarkı tuttururlar birlikte. çalınan her notanın vurgusu ve tonu çok ağırdır. keman aşkını vurur tellere, içi yanarak, piyano söyler derdini kan ağlayarak. keman ile piyano hiç susarak sever mi? onların suskunluğu ötekilere benzer mi? |
|
360
|
|
|
|
Üç gün, üç gece su ümidiyle yol alıp, kızgın çöllere ulaşıp yanıp tutuşmaktır aşk…
|
|