• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
401
|
|
|
|
Dertleşmek istedim sizlerle, razılığım ve isyanım var sessiz sedasız.
|
|
402
|
|
|
|
Sahi, bir toprağa aşık olmakla, bir insana aşık olmak arasında ne kadar fark olabilir? |
|
403
|
|
|
|
“Yüzüme dokundu. Bunlar ne” dedi. Konuşamadım…
Sevgimin hasretime eklenen imkânsızlığını söyleyemedim...
|
|
404
|
|
|
|
bir özlem,bir dokunuş ve hayatın renkleri |
|
405
|
|
|
|
saçmalıktır düş kuramamak. |
|
406
|
|
|
|
Uzaklaşmak istiyordum besbelli... Gitmek, kaybolmak istiyordum. Daha fazla dayanamazdım... |
|
407
|
|
|
|
Yorum mu? Bu sefer yok sanırım... |
|
408
|
|
|
|
uzaklarsan sesleniyorum bana yakın olanlara..... |
|
409
|
|
|
|
Doğduğum anın ilk bir saatinden sonra uykuya dalmam,
Bir suçsa,
Ve şimdiye kadar yaşadığım her şey
Gördüğüm bir rüya olamaz mı? |
|
410
|
|
|
|
Arkanızda duyduğunuz herhangi bir ayak sesinin kesinlikle kime ait olduğunu bilmek . O sesin dibinize kadar geldiğinde , sizi arkadan sevgiyle saracak iki sıcak kola dönüşeceğini biliyor olmanın huzurunu düşünün , tıpkı bir serap gibi . |
|
411
|
|
|
|
söylesene canım mommy, ayrılık bir başkasına kavuşmaksa, bu yaşlar niye?
|
|
412
|
|
|
|
...... Yavaş yavaş çağırma ve düşünme duyusu da kaybolmuştu. Çünkü, canından can kopmuştu…. |
|
413
|
|
|
|
Hani eskiler demişler ya, “önce refik sonra tarik.” Ben bu meçhul ve muhayyel yolda kalem ve kâğıdı seçtim kendime refik olarak. Bu mektuplar boyunca gizli ve aşikâr cümle hâllerime bu ikili şehadet edecektir.
|
|
414
|
|
|
|
Hayatın karmaşalığından sıyrılmalıydım... Çünkü çok yoruldum... |
|
415
|
|
|
|
Uzaklarda da olsan, sen uyu yavrum ne olur… Üzerini yıldızlarla örtüyorum ben… Her gece seninle sabahlıyorum… Kim demiş yoksun diye… Nur yüzlü yavrum, bereketli topraklarımın nadide çiçeği, duru ve sakin yüreğime ışıklı ellerin cennetiyle yazılmış bir kitabe gibisin… Gözlerimdeki cenneti yaşatan o ellerde her dem yaşatmaktayım seni… Oynadığımız her saklambaç oyununda hayata sobelemekteyim canını… Aynada gülen gözlerimi görmek için ilmek ilmek örmekteyim seni hayata, her gün yeni baştan kaleme almaktayım hayatımın sır olan, senli olan vazgeçilmiş tatlarla dolu kısmını… |
|
416
|
|
|
|
Hep karşılaştığım o garip adam da yine o garip soluk benzi, ışığını yitirmiş gözleriyle köşe başında durmuş, amaçsızca etrafı gözlüyordu yine bu sabah. |
|
417
|
|
|
|
RAMAZANIN İLK GECESİNDEKİ DUYGU SAĞANAĞIM. |
|
418
|
|
|
|
Duvarın içinden geçebilir miyim? Sen yanımda olsan belki. Dışarı çıkacağım. Kasabayı kurtlarla kuzular basmadan önce. |
|
419
|
|
|
|
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyor yüreğim... Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…Yumruklarımı sıkıyor, avazım çıktığı kadar bağırıyorum.. “SENİ ÇOK SEVİYORUM”
Sesimin yankısıyla çığlar düşüyor eteklerime… Yollarımda karlar, yolları |
|
420
|
|
|
|
Yorganları yastıkları doladım bedenime. Üşüdüm çok üşüdüm. Ben sandım ki dışarıda kar yağıyor. Meğerse senin beyaz suretin içimde kar manzarası idi. İçimin titremesi ondandı, üşümem ondandı. Ne zamanki seni sımsıcak öptüm, içim ısındı. Yorgansız ve battaniyesiz o gece uyudum. Seni o gece bedenime doladım. Ben sarmaşık oldum, sen yüce bir ağaç oldun. Sana sarılarak mutluluktan göğe ulaştım. Seni sevdim ve güneşi bıraktım. Göğümü seninle doldurdum. Dört mevsimi senin çevrende dolanarak yaşadım. Ben seninle dünya kadar mutlu oldum. Üşümek yalnızlığımın buzdan akışıydı. Üşümek yorganlara sarılmamdandı. |
|