• İzEdebiyat > Eleştiri > Tarihsel Olaylar |
81
|
|
|
|
Kim ve kaç kişi hatırlıyor ve hatta umursuyor “Filistin’i, Sina’yı, Beyrut’u”? O kadar azımız için önemi kaldı ki. “İnsanlar bıktı” diyorlar ya gülüyorum. İnsan özgürlükten bıkar mı? Hayır, sorun daha derin ve içi |
|
82
|
|
83
|
|
|
|
-Elçi beyefendi, dedi. Buna rakı, Türk rakısı derler. Moskova'da Kalinin midir, Stalin midir yok ne karın ağrısı ise o herife söyleyin, biz Türk'ler asırlarca Rusya'nın göbeğinde rakı içmiş bir milletiz. İcap ederse yine de içmesini biliriz. Bu kadehi mi Türk milletinin hayrına hiç bir zaman " Rus Bölgesi "derekesine düşmeyecek olan egemenliğimizin şerefine içiyorum. |
|
84
|
|
|
|
1923te Cumhuriyet Devrimleri ile yeni bir toplum kurulurken konusu sadece aşk, meşk, içki, zevk ve eğlence olan geleneksel müzikten de kurtulmak ve ulusal/milli bir müzik oluşturmak haliyle gerekiyordu. Bunun için başvurulacak kaynak saray, mehteran veya tekke müziği olamazdı. Ama kaynak halkın bağrından gelen halk müziği, folklor ve türküler olabilirdi. |
|
85
|
|
|
|
Murat Bardakçı ile Fazıl Say arasındaki " Musıkî İnkılabı" polemiği... |
|
86
|
|
|
|
Sanal bir müze oluşturmanın yanında Topkapı surlarına daha gerçekçi tarihi görsellikler eklenerek fetih anı daha hakiki ve canlı olarak yansıtılabilinir. Ulubatlı Hasan’ın bayrağı diktiği Topkapı surlarına benzeri bir düzenleme fetih bilincini koruma açısından gerekli.
|
|
87
|
|
88
|
|
|
|
Bu yıl 13"ncüsü yapılacak olan “Öldürülen Gazeteciler Günü” 6 Nisan 2009 Pazartesi günü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından geleneksel hale getirilen etkinliklerle hayat bulacak... |
|
89
|
|
90
|
|
|
|
El yıkayacağım bu hayattan
Yarın kırıncaya kadar aslanlar gibi
hayatın zincirlerini milletin/Ali Şeriati |
|
91
|
|
|
|
Tarih, insanlığın biraz da kendi duygusallığına cevap aradığı ve bu nedenle objektifliği belki de çoğu zaman göz ardı etmesine rağmen ciddi şekilde eleştiriye uğramadan anlayış gördüğü sosyal bilimlerden biridir. İnsan faktöründeki değişkenlik, konuya yaklaşım şeklinde de kendisini göstermiş ve ortaya çıkan bir olayın değerlendirilmesinde farklı açılımlar koymuştur ortaya. Pozitif bilimler gibi değişmez olduğu kabullenilen verilere tarih biliminin sahip olamayışı, yaşanan anın kısalığında, yaşananlara gecikmeden cevap verme zorunluluğu olsa gerektir. Halbuki bir Aristo mantığının işlevselliğinin azalması için aradan yüz yıllar geçerek Newton'lu zamanların gelmesi beklenilmiştir. Newton, ortaya koyduğu felsefi örüntüyle kainatı okumada Aristo pragmatizminden ayrılmış, bilinen eski doğrularla yeni ihtiyaçlara yeni tanımlamalar getirmiştir. Çoğunluğun öncelikli ihtiyaç ve ilgi alanının dışında seyreden bu çalışmaların uzun sürede değişime uğraması belkide bulunanların olağanüstü değerler olmasından çok, bu çalışma ve ilgiyi besleyecek sinerjiyi tabanda bulmanın ortaya koyduğu sıkıntılardır. Buradaki durağanlık, pozitif bilimler üzerindeki saygınlığın azalması gerektiği anlamında alınmamalıdır ele. |
|
92
|
|
|
|
körfez gazetesinde çıkan yazılarımdan |
|
93
|
|
|
|
Ya ÜÇ gencecik fidana ne demeli?
Suçları Cumhuriyeti korumak mıydı?
Yoksa hızla büyümeleri sonucu, düşünce ve fikirleri zamanın önünde mi koşmaktaydı? |
|
94
|
|
|
|
darfur, osmanlı’nın “fizan” dediği bölgenin de ötesidir. ta afrika’nın ortalarında, sudan’a ait ve batısında bir bölge:
|
|
95
|
|
|
|
Sene 1967… Trabzon’dan bir güneş doğuyor… Ufuktan doğan bu güneş Trabzonspor’dan başkası değildi. Aslında futbol çok daha evvel bu şehir halkının yüreğinde yer edinmişti. İdmanocağı, İdmangücü, Necmiati, Lise kulüpleri Trabzon’da futbol ateşini yakan öncülerdir. 1923 yılından sonra Trabzon’da İdmanocağı ve İdmangücü arasında büyük bir rekabet başlamıştı. Bu iki güzide kulüp, Trabzon’da futbolu gündeme oturtmuştur. Bu iki takım arasındaki rekabet Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki rekabetten farksızdı.
|
|
96
|
|
|
|
Kavram ve tanım olarak pek çok yerde karşımıza çıkan bir olgu, emperyalizm. (1) Emperyalizm Latince: İmperium, imparatorluk kelimesinden türemiştir. Gerçektende, imparatorluğunu genişletmek ya da kendi hegemonyasını bağımsız olan başka ülkelere zorla kabul ettirmek isteyen bir devletin güttüğü politikaya denir. Başka kaynaklarda, sömürgecilik, yeni sömürgecilik olarak da ifade bulur...
|
|
97
|
|
|
|
Dizide Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’ın ve Sadrazam’ın oyunlarıyla galeyana geldiği, doldurulduğu ve yanlış yönlendirmeleriyle bu kararı verdiği sunuluyor.Burada da şunu soramadan yapamıyor insan: Bir Cihan Padişahının gerçekleri araştırmadan, bilmeden, sırf birilerinin yönlendirmesiyle böyle çok önemli bir kararı alması ne kadar doğru? Böyle bir cihan padişahının istihbaratı olmaz mı? Veya bu kadar zayıf mı olur? Tabi bunlar tarihin karanlık sayfalarında kalmış olaylar. Gerçeği belki de o anı yaşayanlar bilecek. Burada da şu sorulmadan edilemiyor. Bu kurmacayı yapanlar, neden gerçeğe yakın yapmıyorlar filmi. Koca bir hükümdarı neden bu kadar basit, düşüncesiz ve iki kişinin sözüyle hareket eden, iktidar uğruna evlat kaatili olan biri olarak gösteriyor. Gerçekten de Koskoca bir Cihan Padişahı halkın gözünün önünde nefret edilecek bir duruma düşürülüyor. Peki bu anlayış ne kadar doğru?
|
|
98
|
|
|
|
Futbol günümüzün en çok rağbet gören spor dalıdır. Millet olarak futbolla yatıp kalkıyoruz. Küçüğümüz büyüğümüz futbolu seviyor. Belki bu bize bir dayatma olarak sunuldu. Gençlik stadyumlarda efkâr dağıtmaya, dertlerinden kurtulmaya, hayatına renk katmaya başladı. Televizyonlar, radyolar, gazeteler futbola gereğinden çok yer ayırdı. Bütün bu etkenler futbolu hayatımızın bir parçası haline getirdi. Fakat zamanla bizler de futbolu sever olduk. Hemen herkesin bir takımı var artık… Her birimiz bir renge sevdalıyız. Trabzonluların sevdalı oldukları renkler bordo-mavidir. Şehrin hâkim rengi haline dönüşen bordo-mavi, elbiselerden apartman renklerine kadar hayatın her yanına aksetmiştir.
|
|
99
|
|
|
|
bilindiği üzere osmanlıda halifelik olduğu bütün milletimiz içerisine yayılmıştır |
|
100
|
|