..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Ortamsal
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Köylü Kız Kezban
İsa Kantarcı
Roman > Aşk Romanı

Köylü Kız Kezban 1 Sabahın erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fırtınası vardı, yoğun rüzgarla kırbaç gibi yağan ince kar insana nefes aldırmıyor, her şeyi zora, ister istemez kanlı bir mücadeleye sokuyordu. Dağın yamacında 3 kişi kaplumbağa gibi ilerlemeye çalışıyordu, dizlerine kadar kara batmışlardı, bu üç adam elektrik onarım arıza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuşak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmışlard

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Ortamsal
41 
 Kış Günü  (Merve Bağcı)

Kış bazen de içimizi soğutan bir bahanedir.
42 
 Abdülrezzak Holding (4. Bölüm )  (Mudi Beya)

Dün akşam, Abdülrezzak’ ın evinde neler olduğuna gelince, durum kısaca şöyle: Adam geçkin akşam keman yayı gibi gergin döndü eve… Zira, yukarıda anlatıldığı gibi, her ne pahasına üçüncü kez buluşmayı kafasına koyduğu için evden ayrılıyor, buluşamadan geri dönüyordu iki günden bu yana… Çocuklara bağırıyor, karısı Güldane’ ye olur olmaz çıkışıyor; sağa sola çalım satmak için fırsat kolluyor gibiydi. Evde sıklıkla ortaya çıkan bu gergin ortam, buluşmak için gidilen ilk günden başlayarak göreceli bir biçimde artarak sürüyordu… Özellikle bir haftanın dolmasıyla gerginlik de tavan yapıyordu. Dün ikinci gün olması nedeniyle evdeki hava gelecek bir kaç gün içindeki denli olası fırtınalara dönmemişti henüz!... Ama, Abdülrezzak’ ın karısı, “ büyük kızı istemeye gelecekler, ne halt edeceğiz; sen onu düşün.” deyince, ‘Eşek kaçtı, palan düştü, derler ya! İşte tam da öyle oldu!...
43 
 Sipil Üçlemesi III  (LOKMAN ZOR)

İki yaşlı öküzün çektiği, bitip tükenmişliğini çıkardığı inilti dolu sesle duyuran kağnı durunca bütün araziyi ölümcül bir sessizlik kapladı.
44 
 Burgazada  (Murat M. UĞURLU)

Yaşamımızın boğulma noktalarında nefes almaya ve renk aramaya yöneldiğimiz anlar vardır.
45 
 Nereye Göndersem Ben Sizi  (Bulut)

Değişen şeyler üzerine bir yazı.
46 
 Salvador Şimdi Nerede?  (ömer akşahan)

Bir şeyler içinizi kurt gibi kemiriyorsa, düşündüğünüz son yavaş yavaş gerçekleşiyor demektir. Bazı unutulmaz film kareleri kimi zaman karşınıza ansızın bir yerlerde çıkar ya, Salvador’u tanıdığım gün de benim için öyle oldu.
47 
 Ay Işığında Bir Temmuz Gecesi  (Mudi Beya)

Su arkının boyunca ip incecik yolda ilerlerken, kafasındaki düşüncelerin çarpışması yavaşlar gibi oldu. Bu denli düşünce yoğunluğuyla hâlâ ayakta olmasına kendisi de şaşırdı… Bir temmuz gecesini tüm ağırlığıyla omuzlarında hissediyordu. Hava öylesine durgundu ki, yaprak bile kımıldamıyordu… Gece tam uykudaydı adeta. Herkes de uykunun tatlı saatlerini uyumaktaydı… Yolak, Halime’ lerin bağ damlarının çok yakınından geçiyordu… Dama epey de yaklaşmıştı. Aklına birdenbire, bahçe duvarının dibine çömelerek bir sigara tellendirmek geldi. Üstüne kurşun gibi çöken havayı ancak böyle dağıtabileceğini düşündü… Yolaktan iki-üç adım saparak, duvarın dibine çöktü. Elini cebine attı, paket boşalmıştı! “ Vay gözün kör ola! ” dedikten sonra, boş sigara paketini buruşturup yuvarlayarak suya attı. Sigara paketi, suyun üstünde oynayarak gidiyordu… Ay, Cavlaktepe’ nin doruğuna sarkmaya başlamıştı… Gölgeleri birbirine karışmış iğde, elma, karaerik, kiraz ve kayısı ağaçlarının dalları arasından süzülen ay ışığı titreşerek yüzüne vuruyordu… Yaprakların arada bir ağır ağır dans ettiği bu ışık sızmalarından seçilebiliyordu… Gözkapakları ağırlaştı; duvara sırtını verdikten sonra, başını da dayamıştı…Aradan iki dakika bile geçmeden, dingin bir karanlığa gömüldü!...
48 
 Süt Kardeşliğ!  (Mudi Beya)

Doğum sırasında anne ölünce, kalan bebeğin yaşaması için anne sütüne gereksinimi vardır. Eş-dost akraba çevresinde sütünü bu bebekten esirgemeyecek bir gönüllü bulunarak bu sabinin yaşama tutunması sağlanır. Ayrı anne ve babadan olan iki bebek aynı kadının sütünü paylaştıkları için süt kardeşi olmuşlardır ve ayrı cinsten olsalar bile aralarında bir evlilik bağı olamaz. Süt kardeşliği’ nin Anadolu kırsalında bir adı da emişgenliktir ve önemli dayanışma örneği olarak uygulanmaktadır.
49 
 Tango  (Fatihcan)

hayalgücümde klasik bir geceydi ..
50 
 İkizler  (Oyhan Hasan BILDIRKİ)

O da, gördüğüne şaşırdı. Şapkasını havaya attı. Taylar, anasının memesine uzandılar. Dışarı çıktık. Babamla burun buruna geldik. Dayanamadım, konuştum. - "Müjde baba!" dedim, "İkiz tayımız var:" O; - "Sahi mi?" dedi, ahıra girdi. Artık aramızdaki soğukluk bitmiş, boşanan, koşan, akın akın akan atlar geri dönmüş, avlumuza, evimize bereket gelmiş, soframız şenlenmişti.
51 
 Abdülrezzak Holding  (Mudi Beya)

Abdülrezak’ ın kendisine gelmesi uzun sürmedi… O gece evde yaşanan dramı hiç gündeme getirmedi ve kaşımayı da düşünmedi… Abdülrezzak’ ın bu davranış, diğerleri üzerinde yarı korkulu utangaç ve çekingen etkiler bile oluşturmaya yetti. Olayı böyle karşılamasının nedeni, bir kabullenme mi, yoksa kafasında kurarak geliştirip uygulamaya koymak istediği atılımın engellenmesi endişe mi olduğunu anlayabilmek için atacağı adımlara bakmak yeterlidir… Kendisini toparladıktan bir hafta kadar sonra, ‘ nerede kalmıştık , dercesine konuyu yeniden açtı bir akşam: “ Ne deysiğiz geçende ağnattıklarıma? Ekmek yetmii, aş yetmii! Üstüğüze lazım, başığıza lazım. Bu uzun günnerin arkasından kış gelii! Heç vakit harcamadan işbaşı yapak deyim! ”
52 
 Vedasız Ayrılıklardan Selamsız Sürgünlere Yolculuk  (Kerem Yüce)

Mutluluğun kutusuna doldurulup paketlenen yalancı ayrılıklar yeniymiş gibi satılıyordu kırmızı halılı tezgahların üstünde ve halıların üstündeki o kırmızıların bir önceki hatıralardan kalan son emanet olduğunu bilemezdi daha önce bu yolu kullanmayanlar.Oysa ayrılıklar daha çok yaşıyor insanın toprağa sevdasından.Bu yüzden toprağın son emanetini güller taşıyor hemde en kırmızısından...
53 
 Table Top Joe  (Murat Eren Özügür)

Table Top Joe - Gülerek Ölen Adam
54 
 Kanatan, Yalancı Gülümseyişler (Babam'a)  (Burcu Varhan)

Gülümsedi sanıyorum bir an; karşılık vermek istiyorum sevincine, ben de gülümsüyorum. Sonra asılıyor yüzüm; hüzün!
55 
 Hava Katliamı  (evren gelen)

Onu öldürdüm katlettim doğam gereği...
56 
 Arkadaşların Yanına Bir Yatak  (Murat M. UĞURLU)

Hayallerimiz ve içine düştüğümüz, beklentilerimizin buluştuğu olanaklar ve koşullar.
57 
 Yaşam Şehrinin Bir Sokağı  (Bahattin Ceyhan)

Kolpa-Böyle ayrılık olmaz şarkısını bir hafta boyunca dinledikten sonra yazdığım öykü.
58 
 Dialog  (Ali Erasoğlu)

Aynı sanat kurumunda yetişmiş iki farklı karakterin yıllar sonra katşılaştıklarında aralarında oluşan kısa diyaloğun öyküsü
59 
 Ayışığında Bir Temmuz Gecesi (Dördüncü ve Son Bölüm)  (Mudi Beya)

Küçük tüpün üstündeki çaydanlıkta kaynayan su taşmış, tüpü de söndürmüştü… Koca Kız, ilkin gazı kapatarak demliğe çay koydu, üstüne de kaynar su ekleyerek çayı demlemiş oldu. Ocağı yeniden ateşleyerek, demliğin altındaki büyük çaydanlığa su ekledikten sonra kaynaması için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu… Koca Kız, tam karşıdan Uyuz Ümmet’ tin yüzüne dönerek, “ Sen hiç lafa ortak olmadın Ümmet! ” dedi. Hiç ara vermeden yeni konuya geçti Koca Kız: “ Ümmet ne oldu sağa? Yüzünde bet beniz kalmamış kele! Gel çıranın dibine, kendin bak! ” dedikten sonra, Ümmet’ in elinden yapışarak gaz lambasının yanına çekerken: “ Lamba camının arkasında değirmi yer aynadır; iyi bak yüzüne! ” diye sürdürüyordu konuşmasını…
60 
 Kırıtan Gün  (Zeliha DEMİREL)

Bahçedeki ebegümeci ve yonca yapraklarına kırağı düştüğü, onların da kırağı giyinip, Edgar Degas' nın balerinleri gibi kırıttığı, tualden ayazı çalmış bir sabah...




son eklenenler
Düşünüyorum…
mehmet avcı
Öykü > Ortamsal
Isınmak İçin
Yûşa Irmak
Öykü > Ortamsal
Tek Taş
Seyfullah ÇALIŞKAN
Öykü > Ortamsal
Umut ve Yaşam
Nisanur Önay
Öykü > Ortamsal
Süt Kardeşliğ!
Mudi Beya
Öykü > Ortamsal
Günlük:
Mudi Beya
Öykü > Ortamsal
Kış Günü
Merve Bağcı
Öykü > Ortamsal
Kallavi Meyhanesi
Cem Mahlas
Öykü > Ortamsal
Buzlu Cam
Emilio Santos
Öykü > Ortamsal
Yürüyen Yatır
Şenol Durmuş
Öykü > Ortamsal

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.