Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 15 Mayýs 2012 |
1. Bölüm |
| |
Daðýn tepesinde, bir kaya kütlesi üstünde yer alan kale, bin yýlýn rüzgârlarýyla yerle bir olmuþtu. Kale surlarýna ait aþýnmýþ duvar taþlarý olmasa buranýn bir kale kalýntýsý olduðunu anlamak mümkün olmazdý; hiç kimsenin, oraya tarihi bir deðer biçtiði de yoktu zaten. |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 19 Mayýs 2012 |
1. Bölüm |
| |
Ortalýðýn karanlýkla aydýnlýk aralýðýnda beklemeyi sürdürdüðü saatler, güneþ ýþýnlarý tepedeki kale kalýntýsý surlara deðiyor ama henüz Kayaköy’ün kale duvarlarýndan aþýrýlmýþ taþlarla inþa edilmiþ evlerine, aðýllarýna, ahýrlarýna, bahçe duvarlarýna deðmiyordu. |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 17 Mayýs 2012 |
1. Bölüm |
| |
Kayaköy muhtarý, yanýnda aðzý laf edebilen, eli ayaðý düzgün bir iki kiþiyle birlikte sabah erkenden Kabaloðlu çiftliðine ulaþtý... |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 31 Mayýs 2012 |
1. Bölüm |
| |
Oflaya puflaya, alýnlarýndaki ter kalýn bir toz tabakasýyla karýþýncaya kadar topraðý kazmýþtýlar. Alican, ablasýnýn hayallerinde yer almak istemeyerek, “yok, “ dedi, “ben topraðý böyle eþeleyip durmaktan hoþlanmýyorum. Hem biþey de bulamýyorsun. Boþuna kaz, dur.”
Gülbahar, “ Ýyi. Sen keçi çobanlýðýna devam et...” diyerek öfkelendi |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/5.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 3 Haziran 2012 |
1. Bölüm |
| |
Gülbahar, bir an eþelemeði býrakarak yukarý doðru kulak kabarttý.
Alican korkarak, “N’oldu?” diye fýsýldadý. |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/7.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 8 Haziran 2012 |
1. Bölüm |
| |
Gülbahar çaresizlik içinde etrafýna bakýndý. Gözüne kestirdiði bir kayayý yerinden oynatýp, kucaklayarak yerden kesti, dizleri hizasýnda yar kenarýna getirip aþaðý attý. Attýðý kaya hedefine ulaþmadý, teröristin baþý yanýnda öteki kayalara çarparak parçalandý. |
|
Bizim Köyün Ayýlarý
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 10 Haziran 2012 |
Fantastik Roman |
| |
"Ben bir fotoðraf albümüyüm. Kafamýn içinde, hiç deðiþmeyen, kimisi silik, kimisi derin izleri olan canlý yüzler taþýyorum. Binlerce…” |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 11 Haziran 2012 |
1. Bölüm |
| |
Fiko ve diðerleri aþaðýdaki ölü eþkýyanýn ve Alican’ýn baþýnda toplanmýþlardý, adamý yanýna geldiðinde adamýn önüne dikilip, yerdeki ölü bedenleri iþaret ederek, öfkeyle baðýrmaya baþladý: |
|
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 1 Eylül 2012 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Bulanýk, ekonomik ve sosyal açýdan nispeten geliþmiþ, ekonomik varlýðý olan insanlarýn oturduðu apartmanlarýn, ticarethanelerin, bankalarýn, resmi dairelerin, v.s., bulunduðu bir ana cadde ve bu caddeyi çevreleyen gecekondu mahallelerinden ibaret tipik bir Anadolu kasabasýydý.
|
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/1. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 1 Ekim 2012 |
Aþk Romaný |
| |
1970’li yýllarýn sonlarýydý. Müthiþ bir bölünme yaþanýyordu ülkede…
Ýnsanlar, “saðcý” ve “solcu” diye iki kutba bölünmüþlerdi ve sürekli birbirlerini öldürüyorlardý. |
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/3. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 11 Ekim 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Anadolu Üniversitesi rektörlük binasýndaki Sosyal Bilimler Fakültesi dekaný Prof. Dr. Nezih Al’ýn bürosu iç içe iki odadan ibaretti. Ýçeriye, Nezih beyin yanýna, dýþ odadaki sekreter kýzýn yanýndan geçilerek giriliyordu.
|
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/4. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 16 Ekim 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Kafeteryada kalanlardan Paþa, Metin’in solcu gruptan ayrýlarak elindeki poþetle kafeteryaya doðru geldiðini görünce dikkat kesildi.
“Anlarýz birazdan þu kitaplarýn ne kitabý olduðunu.”
|
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/5. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 22 Ekim 2012 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Halil Kaya’nýn otobüsü saat tam onüçte hareket etti. Bora ile Hülya, otobüsün arkasýndan uzun uzun el salladýlar. Sonra Hülya, bir görevliye, “Ayvalýk’a saat kaçta varýr?” diye sordu.
“Allah kýsmet ederse saat yirmi birde Ayvalýk’ta olacaktýr.”
|
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/6. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 28 Ekim 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Türkiye’de ki bir memur için en ideal yaþam, memuriyete baþladýktan sonra, hemen bir kooperatife girerek, henüz çoluk çocuk yokken, ya da çocuklar küçükken, yani taksit ödeyebilecek haldeyken bir kooperatifte ev sahibi olabilmek, çocuklar büyüdükçe de onlarýn eðitimlerine daha fazla harcama yaparak memlekete yeni memurlar yetiþtirmekti.
|
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 4 Kasým 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Anadolu Üniversitesindeki olaylarý soruþturan emniyet mensuplarý olaylarýn baþlamasýyla ilgili olarak Cemal’inkiyle birlikte birçok isime kolayca ulaþmýþlardý; bunlardan firarda olan Ali Ýhsan ve Metin’in dýþýnda elliden fazla kiþi gözaltýna alýnarak Emniyet Müdürlüðünde sorgulanmaya götürülmüþlerdi. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm - 10. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 17 Aralýk 2012 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Bedri bey yatak odasýna yönelirken Halil, annesinin yanaklarýndan öperek gönlünü almaya çalýþtý; sonra o da odasýna gitti.
Nisa haným sinirli hareketlerle, kocasýnýn tembihine raðmen tabak ve bardaklarý mutfaða taþýmaya baþladý… |
|
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/8 - 9)
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 17 Aralýk 2012 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Erol, babasýna, ne oluyor, der gibi bakýnca, Ýzzet bey piþkin piþkin gülümsedi. Erol ve Halil’e dönerek, “Çocuklar, olanlardan sizin haberiniz olmadýðý için, bu þaþkýnlýðýnýzý anlýyorum. Anlatayým da dinleyin. Bu deli kýz, Kaya ailesi ile Soylu ailesini dostluklarýnýn yaný sýra akraba da yapmak kararý almýþ kendi kendine! Ve, bu kararýný iki aileyi bir araya getirerek, her iki tarafa da teblið etti…”
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/11. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 18 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Erol Soylu’nun iþ yeri, Ayvalýk’ta, Atatürk Bulvarý üzerinde, tam da merkezi yerde, ikinci katta, evden devþirme bir avukatlýk ofisiydi. Binanýn zemin katýnda bir beyaz eþya maðazasý, üst katlarda bir doktor muayenehanesi ve bir mali müþavirlik bürosu bulunuyordu… |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/12. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 19 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Kapý zili çalýndýðýnda mutfaktan salona doðru elinde dilimlenmiþ ekmeklerle gelmekte olan Nisa haným, yön deðiþtirerek elinde ekmeklerle kapýyý açmaya geçti. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/13. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 19 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Sarýmsaklý’da, Sahil yolundaki bir emlakçi dükkânýnda, Ümmühan, çantasýndan çýkarttýðý iki ayrý anahtarlýktaki anahtarlarý þiþman emlakçiye verirken sýký sýkýya tembih ettiði konu, eþyalarla ilgiliydi. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/14. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 20 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Halil Kaya, kendini iyice salak gibi hissetmeye baþlamýþtý bu kýz yüzünden, “Yahu, niye dalga geçiyorsun? Seninle hiçbir þeyi ciddi ciddi konuþamayacak mýyým ben?”
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/15. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 20 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Sahil yolu boyunca, yolun yarýsýný kat ettiklerinde Ümmühan onun elini tutup çekiþtirmeye baþladý, “Haydi koþ! Eve benden önce varabilirsen, bugün ne istersen iste yapacaðým…”
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/17. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 21 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Ümmühan’ýn uslu durmasý mümkün mü? Yolda henüz ilerliyorlardý ki, zýpladý yine oðlanýn sýrtýna, yine bacaklarýný beline, kollarýný boynuna kenetledi. Halil, yine bir türlü söküp atamadý onu sýrtýndan.
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/19. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 22 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Halil Kaya, odasýna girerek, içinde ýslak elbiseleri bulunan poþet torbayý kapý arkasýna doðru fýrlatýp, kendini sýrtüstü yataðýna attý.
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/20. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 24 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Avukatlýk bürosunda ki arþiv odasýnda Erol Soylu, çalýþma masasý baþýnda oturmuþ, eski dava dosyalarýný incelemekteydi. Yaþlý Muharrem Efendi, dolaplarý karýþtýrarak temizlik ve düzenleme yapmaktaydý… |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/21. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 26 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Ayný tip kooperatif evlerinden Erol’larýn evi ile Halil’lerin evi arasýndaki evin düzenli biçilmiþ, yemyeþil çimle örtülü bahçesinde, rengarenk çiçek öbekleri ve birkaç meyve aðacý arasýnda iki kýz çocuðu evcilik oynuyordu. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/22. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 28 Aralýk 2012 |
Aþk Romaný |
| |
Telefonun zili birkaç defa tekrarlayarak çalýnca, Nisa haným mutfaktan söylenerek geldi: “Kýçýnýzý kaldýrýn da, telefona bir bakýverin Bedri Bey!” Verdiði ültimatoma raðmen kendisi açtý yine de;
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/24. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 6 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Bu gün Halil’e tanýdýklarý beþ gün doluyordu. Akþam olmuþtu ve son geceydi Halil ile diyalogsuz geçirmek zorunda kalacaðý. Ümmühan, yarýn sabahtan itibaren Halil’in tepesinde bitebilecekti. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/25. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 8 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Erol, daha önceden, Cunda’da, Sahilde, deniz kýyýsýnda ki müzikli lokantalardan birinde yer ayýrttýrmýþtý. Genelde ailelerin oturduðu bir lokantaydý. Kendileri için ayrýlmýþ masanýn üstünde raký þiþesi ve meze servisi Erol’un talimatý doðrultusunda, onlar gelecek diye daha önceden hazýrlanmýþtý |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/26. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 8 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Ümmühan, camekan dýþ kapýdan geçerek, lokantanýn vestiyer/büfe, tuvalet, kulis, mutfak kapýlarýnýn ve yine camekanlý salon kapýsýnýn açýldýðý antresine geldi |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/28. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 11 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Kapý aralandýðýnda Halil Kaya’nýn sesi duyuldu. “Hey, millet! Kimse yok mu evde?”
Cemal, tanýdýk sesi duyar duymaz derin bir oh çekti. Silahý indirip emniyet kilidini kapatarak beline sokuþturdu. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/30. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 11 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Hülya, Cemal’in odasýna doðru seslendi. “Kanka! Haydi!”
Cemal, odasýndan giyinmiþ olarak çýktý.
“Çoktandýr hazýrým ben. Senin seslenmeni bekliyordum.” |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/31... )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 14 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Halil Kaya, üniversite kampusunun nizamiyesinden çýkarak otobüs duraðýna doðru geldi. Çok moralsiz görünmekteydi. Sinirli hareketlerle boynundaki kravatý söktü, avuçlarýnda buruþturup yanýndan geçmekte olduðu çöp bidonuna fýrlattý. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/29. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 11 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Eskiþehir Kapalý Cezaevindeki berberden saçlarý tamamen kesilmiþ olarak çýkan Bora, yanýndaki refakatçi gardiyanýyla cezaevi hamamýna geldi. Hamamýn kapýsýndan ýslak, yývýþ yývýþ, buðulu bir kir kokusu yayýlmaktaydý. Ýyice aydýnlatamayan yetersiz ýþýklý lambalar, görünümün iðrençliðini daha da artýrmaktaydý. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/33. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 18 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Merdivenlerden inerek dýþ kapýya ulaþan orta yaþlý bir karý koca, dýþ kapýnýn önünde kapýdan girmekle, kapý önünde yýðýlýp kalmak arasýnda bir görünümdeki Halil’i görünce, ona acýyarak baktýlar.
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 18 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Okuldan dönen Cemal ve Hülya, dýþ kapýdan girerek zemin kattaki evin kapýsýna gittiler. Cemal, “içerden su sesi geliyor,” diyerek kulaðýný kapýya yanaþtýrdý. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 18 Ocak 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Halil, Cemal ve Hülya, cadde üzerindeki park etmiþ araçlarýn arasýnda bulduklarý bir boþluða park ettikten sonra arabadan inerek, hemen yakýnlardaki karakola kadar yürüdüler.
|
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 16 Þubat 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Gece, herkesin yataklarýna çekilmeye baþladýðý saatlerde, Bora, pantolonunun paçalarýný bir karýþ kadar kývýrmýþ, çoraplarýný çýkarmýþ, ayakkabýlarýnýn arkasýna basmýþ, gömleðinin kollarý katlayarak kývrýlmýþ olarak tuvaletlere geldi. |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 16 Þubat 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Celal Kabaloðlu, oðlunun kendi arabasýyla geldiðini duyunca tepki gösterdi. “Eskiþehir’den buraya kadar araba sürecek þoför müsün sen de, kendi arabanla geldin! Seninkine cahil cesareti denilir!” |
|
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 16 Þubat 2013 |
Aþk Romaný |
| |
Halil Kaya Ayvalýk’a döndüðünde sabah ezaný okunuyordu. Doðruca evlerine gidip, gürültü çýkartmamaya özen göstererek kendi anahtarlarýyla sokak kapýsýný açýp girdi. |
|
Paþazade…1.
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 23 Aðustos 2016 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Sübyanlar Yetiþtirme Yurdu iki katlý, eski, büyük bir taþ binaydý. Yurdun büyük avlusu cezaevlerini çaðrýþtýran büyük, parmaklýklý bir demir kapýdan þehrin en iþlek ana caddesine açýlmaktaydý. Ana giriþi cadde tarafýnda bulunan ve yeni, betonarme bir bina olan müdür lojmanýndan avluya küçük bir arka kapýyla gelinebiliyordu. |
|
Paþazade... 2
(Kemal Yavuz Paracýkoðlu) 30 Aðustos 2016 |
Karakterler Üzerine |
| |
Yurdun müdavimi çocuklar, oyun saatlerini büyük avluda geçirmekteydi. Fiziksel olarak yeterliði olanlarýn bazýsý ateþli taraftarlarý önünde futbol, basketbol, voleybol oynamaktaydý. Fiziksel yapýlarý bunlarý yapmaya yeterli olmayanlar da yakar top, saklambaç, körebe türü oyunlarla eðleniyorlardý. Elleri kýçlarý üstünde baðlý birkaç görevli avlu boyunca gidip gelerek gözcülük yapýyorlardý. |
|
|
uzun metrajlý bir filmdi hayatým
—aptalca çocukluklarýmý
—tembel öðrenciliklerimi
—can sýkýcý arkadaþlýklarýmý
—heyecansýz aþklarýmý
—izleyenleri sýkacak evliliðimi
—tatsýz tuzsuz, bereketsiz iþ hayatýmý
—temposu düþük emekliliðimi
kesti montaj iþçileri
onca yaþadýklarýmdan sonra
geriye bir reklâm filmi bile kalmadý…
|
|