Anamdan İnciler/ Milo'nun Kalemi
(Necmettin Yalcinkaya) 13 Ocak 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
burada anlatacagim anektodlar anamin sahsinda tüm annelere ithaf olunur. okunan her inci tanesinin okuyucunun yüzünde tatli bir sevinc belirtisi birakmasi inanciyla... |
|
Bir Ayrılık Şarkısı
(Necmettin Yalcinkaya) 14 Ocak 2012 |
Anı |
| |
Sonra içinde yıllardır taşıdığı, daha önce yitirdiği birinin eksikliğini duyumsadı. |
|
Böcek
(Necmettin Yalcinkaya) 15 Ocak 2012 |
Beklenmedik |
| |
Bırakırken usulca öptü onu. ''Benim iyilik meleğim'' diyerekten... |
|
Bir Gün Mutlaka!
(Necmettin Yalcinkaya) 15 Ocak 2012 |
Başkaldırı |
| |
Anne başını kaldırarak yıldızlara baktı. Yıldızlar da anneye. Anne daha bir güçlüydü kancık yalnızlığa karşı, yıldızlar daha parlak. Yüreği dudağında en dipteki yıldıza bakarak; |
|
Mendil Sen Kokuyordu
(Necmettin Yalcinkaya) 17 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
Herkes birilerine ağlıyordu. Kadın yerde baygın bir halde sayıklıyordu;
”Oğlum, Halom, mum kokulu oğlum” diyordu. |
|
Küçük Oğul
(Necmettin Yalcinkaya) 16 Ocak 2012 |
Başkaldırı |
| |
Yerde debelenen oğlunu aldı kucağına baba. Bağrına basmak istedi onu. Saçlarını koklamaya başladı. Akan gözyaşlarını, oğlu görmesin diye içmek istiyordu
|
|
Anamdan İnciler/ Taksitçi
(Necmettin Yalcinkaya) 21 Ocak 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
“Bunlar da sizin.” dedi, elindeki yollukları salona bırakırken.
“Ana”, dedim. “başka satıcı ne zaman geldi de biz duymadık?”
Güldü, sinsice.
“Oğul”, dedi. “Ben öyle demesem, satıcı yolluk fiyatını düşürmezdi. |
|
Çocuk
(Necmettin Yalcinkaya) 22 Ocak 2012 |
Başkaldırı |
| |
Çocuktu anlamazdı acının ne demek olduğunu. O acıyı yalnız kendisi biliyor sanıyordu. Onu da gürül gürül yanan bir sobadan öğretmişlerdi ona. Her şeye aklı eremezdi. Yine de istediğini yapmakta serbestti. Öylesi bir hakkı kendinde görüyordu nedense... |
|
Orada
(Necmettin Yalcinkaya) 26 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
Kadın gülümseyerek:
‘’Meraklanma canım’’ dedi. ‘’Bana bir şeycik olmaz’’
Başını kocasının omzuna yasladı. Adam simitten büyükçe bir parça kopardı, karısına verdi. Özlemle bakıştılar.
Yaşlı adam sevinçten bir kez daha deliye döndü. Yüreği hafifledi ve bir kuş gibi havalanıverdi. Gözpınarlarına engel olmak istemedi. Ağlamaya başladı…
|
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 1
(Necmettin Yalcinkaya) 26 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
Dinlemiyordu Huso bağırıyordu yalnızca, "Şu kurşunu ye de aklın başına gelsin, izinsiz tarlama girmenin ne demek olduğunu gör." |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 2
(Necmettin Yalcinkaya) 27 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
“He ana sıcaktandır her hal unutmuşum billâh.”
Düğün haberine çocuklar da sevinmişti: ”Yaşasın düğün var” |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 3
(Necmettin Yalcinkaya) 29 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
Artık her şey tastamamdı. Başlayabilirdi düğün. Ve başladı...
Davul zurna çalmaya başladı. |
|
Anamdan İnciler/ Enver Hoca
(Necmettin Yalcinkaya) 27 Ocak 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
“Kim olacak ana? Sorun Enver Hoca"
"O da kimdir?” diye sordu anam. Arkadaşlardan biri AEP
tarihini anlatan bir kitabı anama gösterirken:
“Aha, bu resimdeki adam!” dedi. |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 4
(Necmettin Yalcinkaya) 31 Ocak 2012 |
Toplumcu |
| |
Bir ara, “Acaba Ahmet’te beni, benim onu düşündüğüm gibi düşledi mi?“ diye geçirdi aklından. |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 7
(Necmettin Yalcinkaya) 4 Şubat 2012 |
Toplumcu |
| |
Ölüydü onlar! Bu halleriyle, ama gene de gülümsüyorlardı, ölüme. Onlar donmuş cesetleriyle „Törelere „ karşı açılan bir isyan bayrağıydılar artık...
Ve bir mutluluk tablosu okunuyordu yüzlerinde... |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 5
(Necmettin Yalcinkaya) 2 Şubat 2012 |
Toplumcu |
| |
Yol bitmek bilmiyordu bir türlü, uzadıkça uzuyordu... Ne kadar yürüdüğünü kestiremiyordu Sultan, yalnızca ayaklarının sızladığını hissediyordu. Hava kararmaya başlamıştı, yol bitmiyor aksine uzuyordu gitgide. Gökteki yıldızlar bir bir parıldamaya başladı. Ay gökte asılı bir lamba gibi aydınlatıyordu yolunu. Hızlandı birden, içine tarifsiz bir korku sinmişti. |
|
Töre ve Zulüm/ Bölüm 6
(Necmettin Yalcinkaya) 3 Şubat 2012 |
Toplumcu |
| |
Ahmet annesinin bağırtısıyla uyandı:
"Sen uyu bakalım" diyordu yarı alaylı bir tonla."Sen yatağında tatlı mışıl mışıl uyurken, başkaları alsın babanın öcünü." |
|
Bilinmeze Doğru
(Necmettin Yalcinkaya) 6 Şubat 2012 |
Toplumcu |
| |
Sonra her şeye boş vererek, valizini yerlere sürerek, akıp gitti yoluna... |
|
Hıdır-ilyas
(Necmettin Yalcinkaya) 16 Şubat 2012 |
Başkaldırı |
| |
Boyunlarına asılı olan yağlı ilmik bile engelleyemedi bu yiğit iki devrimci gencin haklı haykırışını… Yıldızlar utandı, ay yüzünü sakladı. |
|
Yaygara Gargara
(Necmettin Yalcinkaya) 7 Mart 2012 |
Ortamsal |
| |
Bu yüzden Doktor sana, her yemek sonrası, çene ve ağız kaslarını güçlendirmen için, günde üç kez ‘’yaygara’’ yapmanı yazmış reçetene.’’ |
|
Anamdan İnciler Naylon Tarak
(Necmettin Yalcinkaya) 26 Mart 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
"Ero oğlum!" dedi, "Sabahtan beri yorulmadın mı? Senin naylon tarağından başka söyleyecek bir türkün yok mudur?"
Sıvacı donup kaldı, korkmuştu, sesini bile çıkaramadı. |
|
Küçük Kız
(Necmettin Yalcinkaya) 26 Mart 2012 |
Başkaldırı |
| |
“ Baba“ diye yineledi. “Gün boyu siz yokken, çok düşündüm ben. Kararım kesindir! Vazgeçirmeye kalkmayın beni.“ Sustu. Gözleri dolu dolu olmuştu, dudakları titriyordu. “Ben Okumak İstiyorum!“ dedi, suskunluğunu bozarak.“Okumak istiyorum!“ |
|
Bir Dağ Kulübesi
(Necmettin Yalcinkaya) 20 Nisan 2012 |
Bireysel |
| |
Yolcular aceleyle indi-bindi yaptılar. Dakikti tren, otobüs dakikti, gemiler dakikti, insanlar dakikti, her şey bir saat gibi düzenli çalışıyordu. |
|
Erkek Çocuk Babaya Çekermiş
(Necmettin Yalcinkaya) 25 Nisan 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovaladı… Aradan çok uzun seneler geçti, büyük bir aile olduk; tam tamına altı kişi olduk: Üç kız, üç erkek. |
|
Çocukların Andı
(Necmettin Yalcinkaya) 17 Mayıs 2012 |
Başkaldırı |
| |
‘’Ekrem’i hiçbir zaman unutmayacağımızı ve onun öcünü alacağımıza ant içeriz! Ant içeriz! Ant içeriz!’’ |
|
Kısır Döngü
(Necmettin Yalcinkaya) 1 Haziran 2012 |
Başkaldırı |
| |
"Gün yenilgilere
yanılgılara
olsa da gebe
yaşanmaya değer gene de
Biliyorsun
aydınlığa gebe bu karanlıklar."
|
|
Anamdan İnciler Panel
(Necmettin Yalcinkaya) 1 Haziran 2012 |
İronik |
| |
“Ya ana ayıptır!” dedi. “Bir teneke için dernek basılır mı? Hem de halkımızın derneğini.”
“Öyle mi?” dedi anam. “Benim inşaat da zaten sizin malınız değil mi? Öfkesi taşmıştı bir kere anamın. |
|
Anamdan İnciler/ Reflü
(Necmettin Yalcinkaya) 13 Ağustos 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Anam;
"Size kim dedi ki gelsin yanımda kalsın’’ diye itiraz etti, biraz da kızarak. "Gelsin saçımı boyasın benim" |
|
Anamdan İnciler/ Sanattan Anlamam Ben
(Necmettin Yalcinkaya) 14 Ocak 2013 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Sepeti içeri aldım. Çikolatalara saldırdık hemen. Annem izliyordu bizi. Yeme sırası yumurtalara gelmişti. Engelledi bizi. ’’Yumurtanın üzerindeki resimlere bir bakın hele’’ dedi. ‘’Sanat budur işte! Azıcık sanata saygı gösterin…’’ |
|
Bir İnci Tanesi Üşüdü
(Necmettin Yalcinkaya) 4 Ağustos 2013 |
İyileşme |
| |
Nuri yanağına çocuk tadında bir öpücük kondurdu. Bana baktı. Bir kez daha öptü. “Bu senin içindi” dedi. |
|
Şiir Koktu Oya Uslu
(Necmettin Yalcinkaya) 6 Ağustos 2013 |
Başkaldırı |
| |
Hatice Hanım sardunyaları suluyordu. Su sürahiden değil, yüreğinin derinliğinden akıyordu âdeta. Kutsal bir emanetmişler gibi çiçeklere değer veriyor, onları okşuyordu. Gözlerini kapatıp kokularını derin derin içine çekiyor, sonra nefesini salıp bir sihri keşfetmiş gibi gururla: |
|
Anneme İnci Tanesine
(Necmettin Yalcinkaya) 12 Eylül 2013 |
Beklenmedik |
| |
“Ha abi bir de” dedi Nuri, “senin yolladığın ceketi hiç bırakmadı. Öpüp öpüp kokladı. Bunda Hacımın kokusu var, dedi. O yollamış bana” |
|
Beni Benimle Bırakın
(Necmettin Yalcinkaya) 31 Ekim 2013 |
Başkaldırı |
| |
“Arada beni kaynattınız!” diye öfkeyle bağırıyordu kadın. ”Size inandım. Babalı kızlı kumpas kurdunuz bana, kandırdınız beni.” Gözleri dolu dolu oldu, dudakları bir yaprak gibi titriyordu. |
|
Acı Esintiler
(Necmettin Yalcinkaya) 15 Ocak 2014 |
Toplumcu |
| |
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığından süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. “Sonuçlanması birkaç yıl sürer…” dediler. |
|
O Yerlerden Biri
(Necmettin Yalcinkaya) 27 Ocak 2014 |
Toplumcu |
| |
Adam elindeki çubukla camı tıklatıp bağırıyordu: “İçeriye buyurun beyler, yeni kızlarımız geldi” Dışarıda, kapı önünde birikmiş erkekler topluluğu. Aç gözler, aç bedenler, yutkunmalar, iç geçirmeler, şapırtılar… |
|
Deniz Gezmiş
(Necmettin Yalcinkaya) 28 Şubat 2014 |
Başkaldırı |
| |
On altı Mart 1971 günlerden Salı… Lanet olsundu o güne!
Gürçeşme Ortaokulu olağan bir gün yaşıyordu, neredeyse tüm öğretmenler ve öğrenciler üzgündü. |
|
Stres Bileziği İzmir Kitap Fuarında
(Necmettin Yalcinkaya) 23 Nisan 2014 |
Didaktik |
| |
Salonda, yemek masasının etrafına dizilmiş, neşe içinde koyu bir sohbete durmuştuk. Evin kapısı açıldı, hızla içeri daldı küçük yeğen Emre. |
|
Acı Acı Güldük
(Necmettin Yalcinkaya) 23 Nisan 2014 |
Anı |
| |
1 Kasım. Cuma. Yıl 1985. Bursa E Tipi’ den cezası on iki ayın altına düşen Siyasi Tutsakların, tarihinde ilk kez yarı açık bir cezaevine gönderilmeleri…
Mudanya. Sıcacık bir sonbahar güneşi, parıldayan denizin yüzünü yalayarak geminin güvertesine çıkıyor, selam duruyor, gülümsüyor yüzümüze. |
|
Alinin Güllüsü
(Necmettin Yalcinkaya) 20 Ağustos 2014 |
Çocuk |
| |
Ortalık yeni yeni aydınlanıyordu. Günün ilk ışıkları camdan süzülüp odaya dolunca kalktı yatağından, önce giyindi ardından elini yüzünü yıkadı. Buzdolabından annesinin akşamdan hazırlamış olduğu sandviç paketini aldı, okul çantasına özenle yerleştirdi. |
|
Sokaklar Babam Kokuyordu
(Necmettin Yalcinkaya) 24 Kasım 2014 |
Çocuk |
| |
Babamı hiç tanımadım ben. Kokusunu duymadım. Kulaklarımda asılı değil sesi. Resmi de yoktu duvarımızda. Olsaydı bakardım… |
|
Acı Esintiler
(Necmettin Yalcinkaya) 25 Nisan 2015 |
Anı |
| |
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığı'nda süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. “Sonuçlanması birkaç yıl sürer…” dediler. |
|
Bahçedeki Tuvalet
(Necmettin Yalcinkaya) 2 Mayıs 2015 |
İronik |
| |
Birkaç arkadaş, gazete sattıktan sonra derneğe dönüyorduk. |
|
Babam, Üç Amcam ve Halama
(Necmettin Yalcinkaya) 26 Mayıs 2015 |
Anı |
| |
İnsandı babam. Uzun boylu. Ela gözlü. Yakışıklı. Annem çok kıskanırdı onu. Rahat yüzü göstermezdi. Toprak Su’da sürveyandı. Gölet ve drenaj kanalları yapardı. Pazartesi işinin başında olur hafta sonları eve dönerdi. Özlerdik onu, özletirdi kendini. Mahallede herkes severdi onu. |
|
Duvar Yazılaması
(Necmettin Yalcinkaya) 22 Haziran 2015 |
Anı |
| |
Uyanmış, yatakta keyif yapıyordum. Kulağıma bir uğultu doluştu birden. Kulak kabarttım… Sabahın kör bir vaktinde kadınlar bizim evin önünde toplaşmış aralarında bağıra çağıra tartışıyorlardı. Annemin sesini duyar gibi oldum. Balkona koştum hemen. Beni görünce annem: |
|
On Çocuktuk
(Necmettin Yalcinkaya) 2 Mart 2016 |
Anı |
| |
Önce bir ıslık sesi duyuldu, ardından bahçe kapımız gıcırtıyla açıldı. İçeriye düşecek gibi oldu dayımın oğlu Elbeyi. Nefes nefese kalmıştı. Elini tükürüğüyle ıslatıp saçına şekil verdi… |
|
Kömürcü
(Necmettin Yalcinkaya) 1 Mart 2016 |
Anı |
| |
Kapımızın önündeki kaldırıma çökmüş, hoş bir sohbete dalmıştık. Önümüzden megafonuyla bağıra bağıra geçen, kömürcünün kamyoneti aramızdaki sohbeti böldü. |
|
Sahile Vuran Kelebek
(Necmettin Yalcinkaya) 19 Nisan 2018 |
Çocuk |
| |
Aylardır dünyayı dehşet ve korku içinde bırakan Kara Vandalların Kobanê’ye saldıracakları haberleri geliyordu çöl taraflarından. Kara elbiseli, kara bayraklı ve kara kalpliydiler… Hunharca öldürüyorlardı, yakaladıklarını kesiyor, kadınları satmak için kaçırıyorlardı. |
|
Toprak Kokusu
(Necmettin Yalcinkaya) 1 Ağustos 2019 |
Anı |
| |
Sokağın başında durdum, kederle izlemeye başladım. Evlerin çoğu çoktan dört-beş katlı apartmanlara dönüşmüştü. Çocukluğuma dair hiçbir iz kalmamıştı. |
|
Kısa Bot
(Necmettin Yalcinkaya) 27 Aralık 2020 |
Anı |
| |
Dolmuştaydım; günün yorgunluğu vardı üzerimde. Hafta sonu olduğu için trafik ağır ilerliyordu. ‘İnip yürüsem eve daha erken varırım,’ diye düşünüyordum ama yürümeye takatim yoktu. |
|
Zehra
(Necmettin Yalcinkaya) 22 Eylül 2023 |
Anı |
| |
Üzüntüsünden tırnaklarını yiyor, burnundan soluyordu. Aynadaki resmine hüzünle baktı. Gözleri alnında oluşan çizgilerin arasına dalıp dalıp çıkıyordu. Ve gittikçe ağaran saçlarına içerleniyordu: |
|
|
'Yarın bakışlı gençler vardı, yüzlerinde gülümsemeleri hiç eksilmeyen... Sonra o lanet olası darbe oldu, bir bir gözden yittiniz.'
Gitmedik anacığım; gitmedik.
|
|