• İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar |
101
|
|
|
|
Senin şehrini unuttum diye, başka şehirlere göçmedim ben.
Başka dağların yamaçları, başka denizlerin derinliği sen kadar uzak kaldı bana.
Gözlerimi sakınırken uçurumların maviliğinden, zifiri karanlıklarda sen diye boğulmaktı beni mutlu kılan…
Acı çekti diyenlere inat, acı çekmedim ben…
Şükür ettim ilahi dinlerin saflığında…
|
|
102
|
|
|
|
Acılarımız vardı, ne âlâ! kocaman devasa bir başkaldırı, yüreğimizin orta yerinde, miğferini başından çıkarmadan öylece bekliyordu. Parmak uçlarımızdan ayrılırken içimizdeki yangınların dumanları, bir kümeye yol bulup akıyordu, kalemsiz ve çizgisiz. |
|
103
|
|
|
|
"...kalbinden aşağı süzülen, bir su birinkintisinin üzerinden atladı. yoruldu, küçük bir iskemleye oturdu. ondan önce kimse bulamasın beni diye saklandı, yüreğin en muhkem barınağına. eline aldı, küçük bir aynayı.. baktı fidan boyuna. ipek, dediydi bir zamanlar, saçları beline kadar inerken bir güzelin. göğüs kafesi elif mahrecini aşikar etti. gözlerini yumdu, sakladı sırrını... bir el dokundu omzuna, elbet bunlar da geçecek" dedi. |
|
104
|
|
|
|
Zamanlar yıla döndü, bende yerin değişmiyor.... |
|
105
|
|
|
|
İtirafım bu sana hiç bilmediğin için içimdekileri.. Hiç duymak istemediklerin. Sana ait bu yazı bir gün okursun nedenlerine sonuç olsun diye. |
|
106
|
|
|
|
gecenin 3'ünde görmemek istediğim rüya... |
|
107
|
|
|
|
Yağmurda ıslanmak istiyorum. Güneşlenmek, kırlarda koşmak, gözlerimden yaş gelinceye kadar gülmek, denize girmek, köpüklü sularda yıkanmak, en sevdiğim şarkıları dinlemek, en sevdiğim yemekleri yemek hatta beni mutlu eden ne varsa yaşamak istiyorum. Resimler yapmak, bir orkestrayı yönetmek, imza günü düzenlemek, Lamborghini ile gezmek, önüme kırmızı halı döşenmesini istiyorum. En zor matematiksel problemleri çözmek, bol bol para kazanmak, dünya gezisi yapmak istiyorum. Ah ah bir bilsen aslında ben tek bir ifadeyle seninle olmak istiyorum. |
|
108
|
|
|
|
Kim söylüyordu içimde isyanlar çıkartan bu mahkumların cezalarını arttırmamı ? Peki kim söylüyordu onların yerini boşaltmadan yerine (onları daha da azdıracak) mahkumlar yerleştirmemi?
Bu yüzden küçüklükten beri sevgi ve saygı beslediğim yazarlığa ulaşamıyorum belki de. Belkide altına imzamı atmadan sergilemeliyim sanatımı... |
|
109
|
|
|
|
Şair dediğin ;
Sen yaşarsın o yazar
Sen acısını çekersin
O aklını bozar ...
|
|
110
|
|
|
|
Seversin, neden sevilmediğini sorma hakkın yoktur,
sadece sevdiğinden eminsindir ve kendinden sorumlusundur.
İncinirsen incitirsin.
Acıtırlarsa sen de acıtırsın.
Bağışlarsan sen de bağışlanırsın.
|
|
111
|
|
|
|
Ah benim dizimin dermanı, gönlümün fermanı, buğdayımın harmanı günlüğüm. Zobamın ateşi, göğümün güneşi, gözümün menevişi olan dert ortağım. Sana en güzel hitapları etsem, yine az gelir. Sen benim sırdaşımsın, gönüldaşımsın. Beni dinleyensin, sırrımı bilensin, kimselere söylemeyensin.
|
|
112
|
|
|
|
Bugün bir film izledim. Her karesinde sen vardın. Ellerin bir merhametti. Bütün paslanmış parmakların inadına seninkiler altın gibi parlamaktaydı. Ellerindi ihtiyaçlarımı gideren. Ellerindi bana zahmetsiz bir gün geçiren. Senin eline düşmek, parmağında bal olmaktı. Parmakların yürek peteğimden keşke hiç çıkmasaydı. |
|
113
|
|
|
|
Acılarımı anlayanı değil; acılarımı anlatanı seviyorum. Keşke bir ah sesi olabilseydim iç çekişlerinde. O vakit anlardın yüreğimin İbrahim olduğunu ve dünyanın yüreğimi ne derece yakmak istediğini, her türlü fitne, fesat, hırs ateşini içime yerleştirdiğini dünyanın . Ki bir umut damlası olmasaydı inancımda Yaratan, çoktan kül olmuştum Harran büyüklüğünde. |
|
114
|
|
|
|
Yazarım duramam...bilirim vakti geldi gitmelerin....susamam... |
|
115
|
|
|
|
Kadın, senin bir çift ayağının altı,
Bin bir ütopya, bin bir gezegen. |
|
116
|
|
|
|
Karaktersiz bir ütopya belki de sana dair hikayeler, seni barındiran şarkılar ve şiirler, bilinmez bir zaman içinde belki de hayal, sen belki de hala yatağımda bana masallar için zamanı kovuyorsundur tek başına. |
|
117
|
|
|
|
Bir masa... Masada anlık fotoğraflar... Bir kadın ve üç adam... Devrilen ince belli bardak mı yoksa kadın yüreği mi anlamak zor. Masada ağır bir travma... Kadın çayın deminde bir silüete dönüşmekte. Kadın ince belli bir bardak mı koyu demlenmiş bir çay mı kimse bilmemekte. Ortalık bir duygu hali. Duygular ise şaşkın ve üzüntülü. Bir ressam yüreğinde, adam portresi açık arttırmada. |
|
118
|
|
|
|
Biliyor musun, her geçen gün çığlıkları daha da artıyor içimdeki haylaz küçük kızın. İki gözü iki çeşme ağlıyor son günlerde, “Hiçbir yere gitmek istemiyorum.”diye. Sen gelince gitmek zorunda mı o?hep saklamaya çalışırdım onu herkesten; ama inan ben de istemiyorum ondan ayrılmayı |
|
119
|
|
|
|
Sana olan özlemimi, sana olan kinimi ve sana olan hüznümü anlatmazsam yaşanmaz hale gelecek hayatım. Bunları bil… Bunları duy… Düşün ve hisset. Bu da bulutlarla göğe karışmış onlarca mektuptan biri olsun. Hayata da, ikimize de geçmiş olsun, ARTIK YOKSUN…! |
|
120
|
|
|
|
Gidenler
Kalanlar
İçimde bir yerde olanlar
Olmayanlar
|
|