..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Din
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Evrim Sürecindeki Sorunlar ve Balıkların Kara Hayatına Geçişi Üzerine Tartışmalar
Rıdvan Kaya
Bilimsel > Felsefe

Evrim teorisi, canlıların zamanla adaptasyon ve doğal seleksiyonla nasıl değiştiğini ve çeşitlendiğini açıklayan bir bilimsel çerçeve sunmaktadır. Ancak, bu teorinin kapsamlı bir şekilde anlaşılması ve kabul edilmesi birçok zorluğu beraberinde getirmiştir. Özellikle kara hayvanlarına dönüşüm süreci, evrimci bilim insanları arasında tartışmalara yol açmış ve çok sayıda zorlukla karşılaşılmıştır. Bu makalede, evrim teorisinin savunucuları tarafından

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Deneme > Din
601 
 "Benim Kalbim Temiz"  (Fuat Türker)

Gerçek kalp temizliği, insanı Allah’tan uzaklaştıran engellerin kalpten arınmış olması demektir. Böyle bir insan dünya hırsından, bencillikten, korkudan, güvensizlikten uzak olur.
602 
 Bıçağın Altına Yatıran Teslimiyet...  (R.Betül Çetin)

Bir testi içinden çıkar kalbini... Daldır En Yücenin muhabbet deryasına...
603 
 Namazda Huşu İçinde Olmak  (Altuğ Öztürk)

‘Namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.’ (Nisa Suresi, 103) ve insanlara hayatları boyunca sürdürmeleri emredilen çok önemli bir ibadettir.
604 
 "Uyanık" ve Çıkarcı Karakter  (Fuat Türker)

Gerçek anlamda ‘uyanıklık’, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu gözetmek, şeytanın telkinlerine ve nefsinin bencil tutkularına aldanmamak, imanını ve güzel ahlak özelliklerini artırmak, dinin ve müminlerin çıkarları için çaba göstermektir.
605 
 Güzel Sonuç Müminlerindir  (Fuat Türker)

Her Müslüman’ın fikir mücadelesi yapabilecek bilgi donanımı ve kararlılığa sahip olması gereklidir. Zayıf bırakılanlar, masum ve savunmasız insanlar açlık ve sefalet içinde yaşarken, eziyet ve işkence görürken vicdanlı insanlar bunları görmezden gelemezler.
606 
 Allah Korkusu Dünyevi Korkulara Benzemez; Izdırap Değil Mutluluk Verir  (Fuat Türker)

Rabb’inin darılması cehennem ateşinin vereceği azaptan daha şiddetlidir. Dolayısıyla mümin bundan çok çekinir. Allah, her samimi müminin sevgilisidir. O’nu darıltmak, Allah’ın ona karşı olan sevgisini yitirdiğini bilmek çok büyük bir azaptır, acıdır. İşte mümin bundan kaçınır; yani Allah korkusunun kökeni budur.
607 
 Yeni Yıla Girerken  (Altuğ Öztürk)

Zaman su gibi akıp geçerken yepyeni bir yıla merhaba demek üzereyiz. Herkesin yeni yıl dilekleri genelde aynıdır.. Sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl...
608 
 Kur'an'la Öğüt Vermek  (Fuat Türker)

Öğüt verilen kişi Kuran’a uygun olmayan davranış bozuklukları içinde de olsa, mümin Kur’an ahlakı gereğince yine de güzel ahlakla ve hoşgörüyle yaklaşır. Yüce Allah Hz. Musa ve Hz. Harun’u, azabının üstünde olacağı konusunda uyarmaları için Firavun’a gönderirken dahi onlara, belki öğüt alabileceğini ve bu nedenle güzel söz söylemelerini buyurur.
609 
 Cimrilik Etmek ve Malı Yığıp Biriktirmek  (Altuğ Öztürk)

Bugün dünyada yaşanan savaş ve çekişmelerin temelinde mal mülkte çoğalma hırsı yatar. Ülkeler topraklarını, insanlarda gayrimenkullerini çoğaltmak için adeta yarışırlar. Bunun tek sebebi imandaki zafiyettir. Ahiret inancı eksik olan insanlar, bu dünyadan hiç ayrılmayacakmışçasına dünya nimetleri için çalışıp ahiretten gafil bir şekilde yaşarlar. ‘Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır.’ (Ali İmran Suresi, 14) ‘Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.’ (Rum Suresi, 7) Mülkün gerçek sahibi Allah’tır. ‘Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç yetirendir.’ (Maide Suresi, 40) Mülkün asıl sahibini bilen insan, sahip olduğu şeyleri kendisine bağışlayan Allah’a şükreder ve Rabbimizin bildirdiği gibi malının, "İhtiyaçtan artakalanı"nı (Bakara Suresi, 219) yoksullarla paylaşır. ‘Onların mallarında dilenip-isteyen (ve iffetinden dolayı istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardı.’ (Zariyat Suresi, 19) Allah ‘infak’ etmemiz gerektiğini bize pek çok ayette bildirmektedir. ‘Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. ’ (Bakara Suresi, 274) Ancak Allah, ‘Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın’(Bakara Suresi, 267) ayetiyle de neleri infak etmemiz gerektiğini bildirmiştir. Genelde insanlar yardım olarak kendilerinin kullanmadıkları, beğenmedikleri şeyleri verirler. Oysa: ‘Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz.’ (Ali İmran Suresi, 92) ayetiyle bunun yanlış bir tavır olduğunu anlarız. Kuran’daki bu sistem kuşkusuz dünyada yaşanan yoksulluğun ve ekonomik krizlerin çözümünü sağlayacak çok önemli bir adımdır. Günümüzde yaşanan açlık ve yoksulluk sorununun, sadece devletin ya da birkaç kurumun yardımıyla çözülmesini beklemek çok doğru bir hareket olmaz. Öncelikle insanların kenara mal yığıp biriktirme hırsından vazgeçmeleri ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiklerini, ihtiyacı olanlarla paylaşmaları gerekir. ‘İman etmiş kullarıma söyle: "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler.’ (İbrahim Suresi, 31) Bir insanın birden fazla evinin, arabasının olması ve geleceğini güvence altına almak için daha da fazlasını edinme arzusu şüphesiz şeytani bir düşüncenin ürünüdür. Genelde zengin insanlar ufak tefek yardımlarla vicdanlarını rahatlatır ve kendilerine kalan mallarına sımsıkı sarılarak onları artırmaya devam ederler. Anlaşılması güç olan şey etrafımızda yaşayan pek çok yardıma muhtaç insan varken bu insanların nasıl rahatça yastıklarına başlarını koyabildikleridir. Bu tavır bozukluğu sadece zengin insanlar için değil kenara paralarını ya da altınlarını yığanlar için de düşünülebilir. Günümüzde ‘yastık altı’ denilen sistem dinimiz açısından olduğu kadar ekonomi açısından da oldukça sakıncalı bir durumdur. Paranın piyasada dönememesinden doğan ekonomik durgunluk krize dahi sebep olabilmektedir. Bu durumun yanlışlığı ‘Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele.’ (Tevbe Suresi, 34) ayetiyle de görülmektedir. İnsanların kenara yığdıkları bu paraları kullanmamalarının temelinde gelecek korkusu vardır. Ama gözden kaçırdıkları önemli bir nokta vardır ki Allah, ‘kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. (Sebe Suresi, 39) İnsan, ölüm anı gelip çattığı zaman, ne ev, ne araba, ne de sahip olduğu hiç bir şeyi yanında götüremez. ‘Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.’ (Leyl Suresi, 11) Tarihte yaşamış hiçbir zengin insana, öldüğü zaman malı fayda sağlamamıştır. Ölümle beraber herkes hayatını adadığı mallarını dünyada bırakıp sadece iyi ve kötü amelleriyle Allah’ın huzuruna çıkar. Ve işte o geri dönüşü olmayan anda Allah bizi, verdiği nimetlerden dolayı sorgulayacaktır. ‘Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.’ (Al-i İmran Suresi, 180) Hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş, uyuşturucu kaçakçılığı ve her türlü ahlaksızlığın yaşandığı bu dünyada tek çözüm Kuran ahlakıyla yaşamaktır. Bu güzel ahlakla bezenmiş insanlar daha fazlasına sahip olma hırsından sıyrılıp elindekileri paylaşma arzusunda olurlar. Bu da insanlar arasındaki sıcaklığı ve samimiyeti artırır. Bencillikten ve kibirden arınıp sevgi ve merhametin güzelliğini yaşarlar. Tüm bu güzellikler hiç şüphesiz huzur ve güven dolu bir dünyaya açılan kapılardır. ‘iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.’ (Bakara Suresi, 177) Altuğ ÖZTÜRK
610 
 İman Edenler Hep Az Sayıdadır  (Fuat Türker)

İnsanların, elçilerden ve onların tebliğlerinden yüz çevirmelerinin birçok nedeninden biri, toplumda güç, servet ve iktidar sahibi olan ’önde gelenler’in ya da toplumun genel baskısıdır. Bu baskılar ’boyun eğici’ olarak yaşayan kişilerin, elçilerin ve beraberlerindeki inananların yanında olmalarını engeller.
611 
 Ey Bürünüp Örtünen Kalk ve Uyar!  (Fuat Türker)

Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav), insanlar için gönderilen son peygamberdir ve Yüce Allah’ın son hak kitabı olan Kur’an’ı vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah’a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı resûlu/elçisidir. Ümmetinin zorluk çekmesi, Tevbe Suresi’nde ”…sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.” ayetiyle haber verildiği üzere onun gücüne gitmektedir; O müminlerin dostu ve yakınıdır.
612 
 Dirilerin Kitabı Kur'an  (Fuat Türker)

Kur’an diri olanları uyarmak amacıyla indirilmiştir ancak ilginç bir tevafuktur ki, Kur’an’ın diriler için olduğu konusuna, ölenlerin ardından okunan Yasin Suresi’nin bir ayetinde dikkat çeker Yüce Rabb’imiz.
613 
 Tebliğde Üslup  (Altuğ Öztürk)

‘Konuşma’ insanın karakterini ortaya koyan en önemli özelliklerden biridir. İnsanlar fikir, düşünce ve inançlarını konuşarak ifade ederler.
614 
 Kurban Bayramı ve Adanmışlık Ruhu  (M.NİHAT MALKOÇ)

Heyecanların, sevgi ve bağlılıkların doruk noktasına ulaştığı zaman dilimleridir bayramlar… Bu günlerde ruhlar Hakk’a yakınlaşmakla ve zikirle kendilerini tazeler; adeta küllerinden yeniden doğarlar. İnşirah neşesi çepeçevre kuşatır yürekleri. İçimizde batan güneşler tekrar doğar battığı noktadan… İman rüzgârı yeniden eser, doldurur içimizdeki pörsümüş yelkenleri… Vicdanlar merhamete uyanır derin uykularından. Bayramın capcanlı renkleriyle boyarız gönül tuvalimizi. Kalbimiz, kaybettiği noktada bulur yitirdiği ritmini. Perde perde açılır ufuklar; ruhlar bir kuş gibi kanatlanır masmavi göklere… Mabetlerden taşan tekbirler kulaklarımızın pasını silerek gönül telimizi oynatır. Diriliş muştusu gönülleri bayram yerine döndürür. Azalan yanlarımızı tekmil eder iman ağacının bereketli meyveleri…
615 
 Yaşayan Ölüler  (Fuat Türker)

Her kalp Allah’ı anmak ister ancak mühürlü olan kalbe Allah lafzı girmez. O’nu anmak kalbe çok hoş gelir; çok lezzetlidir ve kuşkusuz Allah’ın buna izin vermesi çok önemlidir.
616 
 Çağrıyı İşitebilmek  (Fuat Türker)

... işitiyorken yüz çevirmek ve Allah’ın işitme duyusunu alıvermesi, hem dünyada hem ahirette yaşanacak çok büyük kayıp olur. Bu pişmanlığı yaşamak istemeyen ve kendisine sadece Allah’ın rızasını hedefleyen kişi, ‘işitiyorken’ itaat etmelidir.
617 
 İblisle Başlayan İsyan  (Fuat Türker)

Şeytanın tuzağına yakalanan kişinin de şeytan gibi aklı örtülür, şuuru kapanır ve Allah’ın yolundan ayrılır. Allah’ın sonsuz gücü karşısında kendi aczinin bilincine varması ve Allah’tan içi titreyerek korkması imkansızlaşır. Böylece kişi, kendisini sonsuz azaba götürecek olan isyan yolunu seçmiş olur.
618 
 Nedir 'Ölmeden Önce Ölmek'?  (Fuat Türker)

İnsanın kusursuz imtihan mekanı olan dünyanın çekici süslerine aldanmayıp, ölümü sürekli hatırında tutarak sonsuz ahiret yaşamı için hazırlanması, bu gerçeklere göre yaşaması ölmeden önce ölmektir. İnsanın ölümle birlikte gerçekleri gördüğünde, yapmadığı için pişmanlık duyacağı her şeyi yaşarken yapmasıdır. Yaptığı için ahirette pişmanlık duyacağı şeyleri de yaşarken yapmamasıdır; insanın dünyadan geçmesidir.
619 
 Allah'ın Lütfu; Kur'an Ahlakı - II  (Fuat Türker)

Kur’an ahlâkını yaşayan ve yayılması için mücadele eden müminlerin hayatlarını farklı kılan en önemli özellik, Allah’ın dilemesiyle sonsuza dek nimet ve güzellikler içinde devam edecek olmasıdır.
620 
 İnsanlardaki Yaratılış Zenginliği  (Fuat Türker)

Allah, bir insanı hayır ve hikmet üzere içe dönük bir yapıda yaratmış olabilir. İnsan Allah’ın verdiği azimle gayret ederek, düşünerek dışa dönük, neşeli bir karakter elde edebilir.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36 37 38 39  Sonraki Sayfa




son eklenenler

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.