• İzEdebiyat > Deneme > Din |
421
|
|
|
|
Hayatın en saf, en berrak, en temiz ve en güzel yüzüdür çocuklar… Onların duygu ve düşüncelerinde riya ve çirkeflik bulamazsınız. Onlarda en ufak art niyet ve önyargı da yoktur. Karşılıksız severler ve bağlılıkları uzun sürer. İlişkilerinde çıkar gözetmezler. Hayal dünyaları çok geniştir çocukların… Yeter ki siz hayallerine kota koymayın…..Onlar güzelliklere yelken açmasını çok iyi bilirler. Onları azgın denizlerin şerrinden ve fırtınalardan koruyalım.
|
|
422
|
|
|
|
Bağışlanma dilememek ise acizliğinin, hata ve günahlarının şuurunda olmamaktır. Bu gaflet içindeki ruh hali zamanla kişinin kalbinin katılaşmasına, nefsinin bencil tutkularını ilahlaştırmasına, şeytanın enaniyetli karakter özelliklerini taşımasına ve sonsuz azabına sebep olabilir.
|
|
423
|
|
|
|
Bir insan, Kur’an’ın tüm açıklamalarını öğrendikten ve bunların doğru olduğunu da kabul ettikten sonra Allah’ın hükümlerine uymakta direnirse, bu o kişinin samimiyetsizliğinin bir delilidir. Çünkü hala, yanlış olduğunu öğrendiği bir sistemde yaşamakta ısrar etmekte olan bir insanın samimiyetinden söz edilemez. |
|
424
|
|
|
|
Kur’an oldukça sade ve kolaydır. Anlamak için din eğitimi almak gerekli değildir. Allah bize Kuran’ı doğruyu yanlıştan ayırmamız için indirmiştir ve yaşamımıza dair her konu onda vardır. Kur’an kalbimizi açar; bedenimizin ve ruhumuzun şifasıdır. |
|
425
|
|
|
|
Cahiliye toplumlarındaki insanların din anlayışı oldukça çarpıktır. Kur’an dışındaki kaynaklardan edindikleri ya da etraflarındaki kişilerden duydukları bilgilerin din olduğunu zanneder, gerçek dinin güzelliklerinden yoksun kalırlar. Herkesin doğruları farklı olduğundan, toplumda birden fazla din yaşanır. |
|
426
|
|
|
|
Bize göre karmaşık ancak O’na göre kuşkusuz kolay olan bir sistem yaratarak, hemen her gece kullarına uyarılarda bulunur. Kuşkusuz bu uyarılardan öğüt alabilenler vicdanlı ve samimi insanlardır.
|
|
427
|
|
|
|
Aile mezarlığımız denize nazır. Her tarafı mermer; tamamını en kalitelisinden mermer kapladık. Ağaçlar da diktik; muhteşem selvi ağaçları..." Aklını kullanabilen bir insan için bu sözlerin ne kadar anlamsız olduğu açıktır... |
|
428
|
|
|
|
Hani nankörlüğe gıcığızdır ya! Bu yazıda nankörlüğe gıcık olan sizden birinin serzenişlerini bulacaksınız.Bu köşee ilk yazım olması itibariyle benim için bir tanışma vesilesi aynı zamanda..Belki birşeyler paylaşabiliriz ne dersiniz! |
|
429
|
|
|
|
İman edenler, Allah’tan bir ruh olduğuna inananlar, inkar edenler, materyalistler, Darwinistler, yaşamı boyunca Allah’a karşı mücadele içinde olanlar, " yalnızca nöron yığınınıyız", "ahiret yoktur, ölüm herşeyi kesip bitirecektir" , "ölüp toprak olacağız" diyenler, kısacası yeryüzünde yaşamış her insan, her ruh, Allah’ın huzurunda yapıp ettiklerinin hesabını verecektir. |
|
430
|
|
|
|
Dünya hayatı lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hızla geçtiğimiz hiçbir şeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarız. Biliriz ki yolun sonu aydınlıktır ama biz aydınlığa çıkamayacak olmaktan korkarız |
|
431
|
|
|
|
Kısacık dünya hayatını mı, sonsuz cenneti mi tercih ediyorsunuz?.. Dünya hayatında sahip olmak için çaba gösterdiğiniz ve zamanla eskimeyen, bozulmayan ya da çürüyüp yok olmayan bir şey var mı?
|
|
432
|
|
|
|
Yalnızca insan rızkını kendi kazandığını düşünür. Kişi rızkı kendisinin kazandığını düşündüğü için, kendinde güç görür, çalışır, yorulur… Oysa Allah rızası için çalışan samimi insan yorulmaz… |
|
433
|
|
|
|
“Dinler, insanlara diğer kişileri affetmeyi öğütler. Bu yüzden dini inancı olanlar, sorunlarını içlerinde biriktirmez ve hayatla daha kolay başa çıkar. Bu da depresyon ve stres gibi rahatsızlıklarla daha az karşılaşmalarını sağlar.” |
|
434
|
|
|
|
Yalnızca dünyevi çıkarlar için yaşayan kimseler, daha ölümle karşılaştıkları an yaptıkları seçimin yanlışlığını ve sonsuz olanın, dünya hayatı değil, ahiret hayatı olduğunu anlayacaklardır. Bu kişiler, dünya hayatının kısalığını ikrar edecekler, ölümden ve ahiret yurdundan ne denli gaflette yaşamış olduklarına kendileri tanık olacaklardır. |
|
435
|
|
|
|
Dini yaşamayan kişilerden "benim ailem çok dindardı", " dedem dini konularda çok bilgiliydi" gibi açıklamaları çok sık işitiriz. Ya da birine yaptıkları bir iyilikten zaman zaman söz eder, haklarında "ne iyi insan" denilsin isterler. Tüm bu davranışlarla karşılarındaki insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakmaya çalışırlar. |
|
436
|
|
|
|
Mutlu ve huzurlu bir toplumun oluşabilmesi için Kuran'da tarif edilen gerçek merhamet anlayışının, o toplumun insanları tarafından yaşanması gerekir. Merhamet ve şefkat anlayışı yaşanmadığı sürece kargaşa ve huzursuzluk o toplumdan eksik olmaz. Çünkü merhametin ve sevginin olmadığı yerde sevgisizlik ve zulüm vardır. |
|
437
|
|
|
|
Yaşadığı musibet, diğer her şey gibi geçici, yok olucu ve sonludur. Ancak biteceği anı bekleyerek dişlerini sıkmak/tahammül etmek değildir samimi müminin yaşadığı. O Rabb’i için sabreder. Ve teslimiyetle, tevekkülle, yine O’nun yardımını bekler. |
|
438
|
|
|
|
Vauvenargues, sabrın umut etmek sanatı olduğunu söylüyor. William Shakespeare ise sabrı olmayanların fakirliğinden söz ediyor.
|
|
439
|
|
|
|
Seccadem... Sevdalı gönlünü, tertemiz endamınIa açarken ve tevazu kanatlarını sererken sereserpe, benide bas bağrına, beraber kurban olalım Sevgili'nin uğruna...Yaradan'la buluşma anlarımda, buseler konduruyorsun anlıma. Şairin dediği gibi; "öp beni anlımdan, sen öp seccadem..." Dudakların dokunsun kalbime, ellerim değsin avuçlarına, benim vefalı yârim seccadem...
|
|
440
|
|
|
|
Müminlerin aksine inkarcılar içlerindeki bu kötülüğe teslim olur, nefislerini örter ve tutkularının tutsağı olurlar. Yaşamlarını nefislerinin telkinlerine göre düzenleyen kişiler, adeta içgüdüsel bir yaşam sürerler.
|
|