• İzEdebiyat > Deneme > Din |
81
|
|
|
|
Bayramlar huzur ve sükûnun en yüksek seviyede cereyan ettiği zaman dilimleridir. Kültür ve medeniyetimizde bayramların apayrı bir yeri ve önemi vardır. Birlik ve beraberliğin çimentosudur bu müstesna vakitler… Milli bütünlüğümüzü bu gibi ortak değerlerimize borçluyuz. Değerlerini yaşayan ve yaşatan milletler geleceğe emin adımlarla ilerlerler. |
|
82
|
|
|
|
Güneşin yakın dostudur Bilal... Taşın da öyle, tuzun da öyle, devenin de.. Ne kadar taş ezdiyse bedenini, o kadar sevdi taşı Bilal... Tuz deve derisine bulanıp, ne kadar kavurduysa tenini, o kadar çekti Bilal...
Güneşin yakın dostudur o...
Çölün kırmızısıdır Sümeyye
Mızrakların dostudur Revaha
Utanmıştır ve "utanma"dan canını sunmuştur Allah'a Salebe...
|
|
83
|
|
|
|
Google’ye benzeyen, ama ondan çok daha yetenekli bir arama motorundan, Kur’an-ı Kerim’de Levh-i Mahvuz adıyla haber verildiğini biliyor musunuz? ABD'li matematikçi Edward Kasner’ın yeğeni Milton Sorotta tarafından üretilen "googol" sözcüğünden türetilen Google, 1 ve onun ardından 100 sıfırın gelmesiyle oluşan sayıyı (10100) belirtirken, Levh-i Mahvuz, 1 ve ardından gelen sonsuz sıfır mantığıyla verileri işleyebiliyor. Bu şu anlama geliyor; Levh-i Mahvuz, Google’de olduğu gibi sadece geçmişteki bilgilerle, bugün girilen bilgileri değil, tüm geleceği de dizinleyebiliyor. |
|
84
|
|
|
|
anne babaya itaatin bir sınırı vardır. İnsanı Allah’ın yolundan engelleyecek isteklerde bulundukları takdirde, anne ve babaya itaatin sınırları Allah’a itaat noktasında sona erer. Anne-babanın, "Allah’ın emirleri değil, önce ve sadece benim isteklerim" şeklindeki bir isteğini kabullenmek, onları Allah’a şirk koşmak anlamında olabilir. |
|
85
|
|
|
|
Muhteşem! benliğine bir darbe indirebilseydin burnunu kaf dağı kadar büyük görmeseydin, tevazünün bir zillet olmadığını bilseydin,şayet sadece konuştuklarında samimi olabilseydin dinlediklerinle bari biraz amel edebilseydin
Keşke ,keşke ,keşke demeden önce
|
|
86
|
|
|
|
“Mevlid” kelimesi “doğum” anlamına gelir. Son peygamber Hz. Muhammed(SAV)’in dünyayı şereflendirdiği Rebiülevvel ayının on birinci gününü on ikinci güne bağlayan geceye “Mevlid Kandili” diyoruz. Bu mübarek gece, bütün Müslümanlar için bayram hükmündedir. Çünkü Allah’ın sevgilisi(Habibullah) olan Resul-i Ekrem, bu şerefli zaman içerisinde dünyamızı teşrif etmiştir. O büyük Nebi, hicretten 53 sene evvel şenlendirmişti arzı… Tarihler milâdî 571’i gösteriyordu o zaman. Nisan ayının yirmisini işaret ediyordu takvimler.
|
|
87
|
|
|
|
Hz. Davud (as) ve döneminin anlaşılması için şu ön bilgiler vazgeçilmez bir zorunluluktur. İnsanlığın en eski Ön Asya uygarlıklarından olan; Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Anadolu’da yaşayan toplulukları ve kurdukları krallıkları inceleyen İlkçağ tarihinin (MÖ. 11. ve 9. yy. arasının) iyi bilinmesiyle birlikte, o dönemin siyasi ve ekonomik yapısının da analizi gerekmektedir... |
|
88
|
|
89
|
|
|
|
Zaman gene yapacağını yaptı ve bir aylık ramazan bir su misali ömrümüzden akıp gitti. Sayılı günlerin çabuk geçtiğini hepimiz biliriz. Fakat ramazanın diğer sayılı günlere nazaran bir kuş gibi uçup gitmesi bizi hüzünlendirdi. Çünkü alışmıştık iftarlara, teravihlere ve o doyumsuz sahurlara….Şimdi bir yıl daha bekleyeceğiz bu güzel günlerin tekrarı için… Kimimiz gelecek ramazana sağ çıkmayacak. Bazılarının son ramazanı olacak uğurladığımız…. Bu durum yürek sahibi olan biz insanları derin düşüncelere sevk ediyor. Acaba kimler yetişecek gelecek ramazana?... Bu konuda söz söyleme salahiyetimiz yok. |
|
90
|
|
|
|
Beceriksiz kralı tahttan indiren ve yağmacı “Yahudi pre-kapitalistlerin” tekelci sermaye oluşumlarına son vermek isteyen halkın; bu ihtilalin son aşaması olarak Hz. Davud’un yanına gelmeleridir. İhtilalin ruhu, ayette “duvardan atlama veya tırmanma” olarak betimlenir. |
|
91
|
|
|
|
Arap çölleri alev ateş kavruluyordu. Kızgın kumları yakan güneş, katılaşan kalpleri yakamıyordu işte… Kum taneleri kadar insaf ve izana sahip olmayan bir millet vardı bu talihsiz yarımadada… Feryatlar yükseliyordu arzdan arşa doğru… İnsanlık, geçirdiği amansız imtihanda sınıfta kalmıştı ki bir nur belirdi ufuklardan… Kâinat gebeydi, doğum sancıları çekiyordu… Bu kutlu doğum, insanlığın kaybettiği vasıflara ilticasının da habercisiydi… Titriyordu yedi gök… Sıtmaya tutulmuştu arz… Bu nuru taşımak kolay olmayacaktı onlar için… Alışılmışın dışında bir vuslattı bu… Âlemlerin âlimine kavuşması…
|
|
92
|
|
|
|
...Birde hüznü bırakmalıydım sana.Gülsen de makberde açmış güller kadar mahsundun.Kutlu Dağ'ı tırmandıktan sonra içtiğin zemzem kadar berrak... |
|
93
|
|
|
|
Neler ar içimizde ukte kalan. Neden herşey bizim başımıza mı geliyor? Çok büyük günahlarımız mı var? |
|
94
|
|
|
|
İnançlar ve yüksek duygular için yaşar insan… Bu duyguların başında gelir vatan sevgisi… Bizler için çok ulvi bir değerdir memleket severlik… Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Dumlupınar’da, Sakarya’da ve yüzlerce cephede canını seve seve veren askerimiz, vatan aşkını merkez alarak ölüm kalım mücadelesi yapmışlardır. Yüce Rabbimiz vatanın ve içinde yaşayanların düşman çizmeleri altında ezilmekten, işgallerden kurtulması ve İslam’ın yükselmesi için ölmeyi Cennet’e girmek için vesile saymıştır. Bu uğurda ölenlere “şehitlik” payesi vermiştir. Şehitleri de ölülerden saymamış, onları diri olarak tavsif etmiştir. Çünkü şehitlik hayat karşılığında elde edilen yüce bir mertebedir. Hayatı ölümle takas edip cenneti tercih edenler yüce ruhlu insanlardır. Allah onlar için yüce makamlar hazırlamıştır. |
|
95
|
|
|
|
Allah pek çok ayetinde Kuran'ın kolaylaştırıldığını, anlaşılır olduğunu ve her örneği barındıran noksansız bir Kitap olduğunu bildirir. Ancak bir kısım insan "Tamam Kuran noksansızdır ama şu şu Kuran'da yazmaz, onları nebinin sözlerinden öğreniriz" der. Bu samimiyetsiz yaklaşımı çürütmek için ilgili ayetleri ekleyip, sonra sorularımı sırasıyla soracağım.
.
Biz bu Kur'anda çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye, oysa bu, onların daha da uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor. (İsra Suresi, 41)
|
|
96
|
|
|
|
Gerçek bir din ve vicdan özgürlüğü nasıl bir kimsede gerçekleşebilir? Türkiye'de inanç ve din özgürlüğünün koşulları hazır mı? |
|
97
|
|
|
|
Ahiret inancı ise insana zorluklara karşı dayanıklılık, güvenli ve mutmain bir ruh hali kazandırır. Ölümle birlikte karar kılacağı hayat sonsuzdur çünkü. |
|
98
|
|
|
|
Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. (Maide Suresi, 32) Ayetin hükmü çok açık. Kısas ve savaş ortamı dışında ölüm konusunda bir hüküm yoktur. Aksine kısas ve savaş ortamı dışında bir amaçla biri diğerini öldürmüşse bu, tüm insanları öldürmekle eş tutulmuştur. İmandan sonra sapan kişinin zararı kendisinedir. Ve sırf inancını değiştirdiği için birini öldürmek de, öldüren için ziyandır. Allah öldürmeyi değil, diriltmeyi güzel görür. Ölçüyü taşıran ve haddi aşanları hoş görmez... |
|
99
|
|
|
|
Buzulları eritip, özümüzde yatan cevherleri ortaya çıkarmasını dileme gafletinde bulunamayacağım çünkü cevherimiz bozulmaya yüz tutmuş bile…
Siz yine fazla şekeri yemeyin
|
|
100
|
|
|
|
GÖGÜSLERİNDE KURŞUNLARI SUSTURAN KAHRAMAN GAZZE ÇOCUKLARINA... |
|