• ÝzEdebiyat > Deneme > Din |
401
|
|
|
|
Bize göre karmaþýk ancak O’na göre kuþkusuz kolay olan bir sistem yaratarak, hemen her gece kullarýna uyarýlarda bulunur. Kuþkusuz bu uyarýlardan öðüt alabilenler vicdanlý ve samimi insanlardýr.
|
|
402
|
|
|
|
Bir insan, Kur’an’ýn tüm açýklamalarýný öðrendikten ve bunlarýn doðru olduðunu da kabul ettikten sonra Allah’ýn hükümlerine uymakta direnirse, bu o kiþinin samimiyetsizliðinin bir delilidir. Çünkü hala, yanlýþ olduðunu öðrendiði bir sistemde yaþamakta ýsrar etmekte olan bir insanýn samimiyetinden söz edilemez. |
|
403
|
|
|
|
Ýman edenler, Allah’tan bir ruh olduðuna inananlar, inkar edenler, materyalistler, Darwinistler, yaþamý boyunca Allah’a karþý mücadele içinde olanlar, " yalnýzca nöron yýðýnýnýyýz", "ahiret yoktur, ölüm herþeyi kesip bitirecektir" , "ölüp toprak olacaðýz" diyenler, kýsacasý yeryüzünde yaþamýþ her insan, her ruh, Allah’ýn huzurunda yapýp ettiklerinin hesabýný verecektir. |
|
404
|
|
|
|
Cahiliye toplumlarýndaki insanlarýn din anlayýþý oldukça çarpýktýr. Kur’an dýþýndaki kaynaklardan edindikleri ya da etraflarýndaki kiþilerden duyduklarý bilgilerin din olduðunu zanneder, gerçek dinin güzelliklerinden yoksun kalýrlar. Herkesin doðrularý farklý olduðundan, toplumda birden fazla din yaþanýr. |
|
405
|
|
|
|
Müminlerin aksine inkarcýlar içlerindeki bu kötülüðe teslim olur, nefislerini örter ve tutkularýnýn tutsaðý olurlar. Yaþamlarýný nefislerinin telkinlerine göre düzenleyen kiþiler, adeta içgüdüsel bir yaþam sürerler.
|
|
406
|
|
|
|
Yalnýzca dünyevi çýkarlar için yaþayan kimseler, daha ölümle karþýlaþtýklarý an yaptýklarý seçimin yanlýþlýðýný ve sonsuz olanýn, dünya hayatý deðil, ahiret hayatý olduðunu anlayacaklardýr. Bu kiþiler, dünya hayatýnýn kýsalýðýný ikrar edecekler, ölümden ve ahiret yurdundan ne denli gaflette yaþamýþ olduklarýna kendileri tanýk olacaklardýr. |
|
407
|
|
|
|
Dünya hayatý lunaparklardaki korku tünelleri gibi. Biliriz ki önünden hýzla geçtiðimiz hiçbir þeyin gerçekte bir etkisi yoktur ama yine de korkarýz. Biliriz ki yolun sonu aydýnlýktýr ama biz aydýnlýða çýkamayacak olmaktan korkarýz |
|
408
|
|
|
|
Yaþadýðý musibet, diðer her þey gibi geçici, yok olucu ve sonludur. Ancak biteceði aný bekleyerek diþlerini sýkmak/tahammül etmek deðildir samimi müminin yaþadýðý. O Rabb’i için sabreder. Ve teslimiyetle, tevekkülle, yine O’nun yardýmýný bekler. |
|
409
|
|
|
|
Yalnýzca insan rýzkýný kendi kazandýðýný düþünür. Kiþi rýzký kendisinin kazandýðýný düþündüðü için, kendinde güç görür, çalýþýr, yorulur… Oysa Allah rýzasý için çalýþan samimi insan yorulmaz… |
|
410
|
|
|
|
“Dinler, insanlara diðer kiþileri affetmeyi öðütler. Bu yüzden dini inancý olanlar, sorunlarýný içlerinde biriktirmez ve hayatla daha kolay baþa çýkar. Bu da depresyon ve stres gibi rahatsýzlýklarla daha az karþýlaþmalarýný saðlar.” |
|
411
|
|
|
|
Dini yaþamayan kiþilerden "benim ailem çok dindardý", " dedem dini konularda çok bilgiliydi" gibi açýklamalarý çok sýk iþitiriz. Ya da birine yaptýklarý bir iyilikten zaman zaman söz eder, haklarýnda "ne iyi insan" denilsin isterler. Tüm bu davranýþlarla karþýlarýndaki insanlar üzerinde iyi bir izlenim býrakmaya çalýþýrlar. |
|
412
|
|
|
|
Ýnsanlarýn çok fazla düþünmeleri istenmiyor. Zihinleri eðlenceyle, tv dizi ve programlarýyla meþgul ediliyor. Birçok insan ekranda gördükleri dýþýnda pek bir þey bilmiyor; ne verilirse onu alýyor. Bugün ne giyeceðini, ne yiyeceðini, nereye gideceðini ekrandan öðreniyor. Akþam yemeði sonrasý yine ekran baþýnda saatlerce dizi filmler izleniyor.
|
|
413
|
|
|
|
Ne büyük bir imtihandý Hz. Ýbrahim’inki… Hangi birimiz bu sýnavdan onun kadar rahat ve baþarýyla çýkabilirdik. Verdiðimiz sözü çabucak unuturduk. Fakat o unutmadý, Allah için en deðerli varlýðýna býçaðý dayadý. Allah da onu mükâfatlandýrdý. Bizler de o hadiseden sonra kurbaný bir adanmýþlýk ve teslimiyet ruhu içerisinde sembolik olarak deðil, bir sembol olarak kesiyoruz. Ne mutlu kurbanýný sembolik deðil, adanmýþlýk sembolü olarak kesenlere…
|
|
414
|
|
|
|
Bir süreç gerektiren ve bu süreçte zarar görme riski de olan borç konusundaki þahitlikte, açýkça kadýnýn rahatý gözetilmiþ Kuran'da. Ve þahitliðin getirdiði gerginlik ve sorumluluk iki kadýna paylaþtýrýlmýþ. Ateist arkadaþlar, Kuran'da yer alan tüm þahitlik gerektiren konularda bir erkeðe karþý iki kadýnýn þahitliði var zannediyor olabilirler. Ancak bu sadece borç konusu için geçerli bir durum. Mesela fuhuþ yapýldýðýna dair 4 þahit getirin deniyor ayette. Burada cinsiyet belirtilmiyor. Þayet kadýnýn aklý yarým görülse ya da ikinci planda olsaydý, 4 erkeðe karþý 8 kadýn olmasý gerekiyor denirdi. Ancak böyle bir ayrým yok. Cinsiyeti ne olursa olsun sadece 4 þahit deniyor. |
|
415
|
|
|
|
Ramazan gönül dünyamýzý tamir ve mamur eden müstesna bir aydýr. Çaðýn hastalýklý ruhunu ancak bu ayýn manevi dermanlarýyla tedavi edebiliriz. Günümüz insanlarýnýn içindeki manevi boþluðu ramazanýn huzur iklimiyle doldurup çölleþen ruhlarýmýzý yeþertebiliriz. On bir ayýn sultaný olarak vasýflandýrýlan bu güzide zaman dilimiyle ilgili nice methiyeler dizildi. Yine de hakkýyla ifade etmeye güçleri yetmedi kalem sahiplerinin. |
|
416
|
|
|
|
Allah’a olan yakýnlýðýmýn ve teslimiyetimin kanýtýdýr namaz ve Rabb’ime yakýnlaþmak için önemli bir yoldur. Ancak dünyadayken Rabb’ime yakýnlaþmaya yol aramaz ve O’na secde etmekten kaçýnýrsam, ‘o gün’ istesem de secdeye kapanmaya gücüm yetmeyecektir:
|
|
417
|
|
|
|
Bakýldýðýnda inanan ya da inanmayan bütün insanlarýn günlük yaþamý ve yaptýklarý iþler birbirinin ayný gibi görünür. Ancak aralarýnda oldukça büyük bir fark vardýr. Bu, insan hayatýna dair çok önemli bir gerçektir ve iman etmeyen insanlar bu gerçeði kavrayamazlar. |
|
418
|
|
|
|
Bu söz, cahiliye toplumu bireylerinin zor zamanlarýnda ve ihtiyaçlarý olduðunda yanlarýnda gerçek bir dost bulamamalarý nedeniyle doðrudur. Oysa yaþamda dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramlar çok büyük önem taþýr. |
|
419
|
|
|
|
Her imtihanýmda Seni göreyim; yaþadýðým her olayý beni eðitmek ve imanýmý olgunlaþtýrmak için hayýr ve hikmetle yarattýðýný bana unutturma. Zorlu görüntülerle yüzleþme zamaný geldiðinde, sabýr ve tevekkül göstermeme yardým et. |
|
420
|
|
|
|
Zaaflarýný yenerek Allah’ýn hoþnutluðu amacýyla kendisini kontrol edebilen insan, ruh terbiyesinin ilk adýmýný atmýþtýr. Yapmasý gereken; nefsini besleyerek et yýðýný bir beden olmaktan çýkmak, ruhunu beslemek, onu, kavuþmayý umut ettiði cennete uygun hale getirmektir.
|
|