• İzEdebiyat > Deneme > Din |
221
|
|
|
|
Yalnız iki kapı sürgülüdür:Biri cehennemin diğeri cennetin kapısı.Ve bu iki kapının arkasında Tanrı gizlidir. Bütün nehirler ceset ve kan akıttığında ve bu manzarayı görenler intihar ettiğinde Tanrı’ya inanmayanlar sadece bir kapı aralığından bakamayanlardır ya da gözleri yaşlı olanlardır. İşte öyle insanlar ağlaya ağlaya ölüme giderler de arkalarında merhamete dair bir iz aradıklarında sadece geride kendisini sürekli ileriye iten hayatın hoyrat ellerini görürler ve önlerinde ise ketum bir uçurum vardır. |
|
222
|
|
|
|
Bir Pazar sabahı şehrin sokaklarını dolaşmaya çıkarsa kötülük, neşesi yerindeyse, derin derin nefes almak, gökyüzünü ciğerlerine çekmek istiyorsa; korkma zarar vermez sana… |
|
223
|
|
|
|
Kısa ve öz ifadesiyle cimri bir insanın cimri olduğunu fark etmemek gibi kısır bir döngüden kurtulması ile başlaması gerekir. |
|
224
|
|
|
|
Şiirin ramazancası, ramazanın şiircesi |
|
225
|
|
|
|
Katip melekler bundan sonrasını bana bıraktılar fakat yazdıklarımı benimle beraber kaydetmeye devam ediyorlar. |
|
226
|
|
|
|
Şimdi ise hayatın karmaşıklığı içerisinde topuklarımıza kadar bir cenderenin içerisindeyiz, kaygılar, korkular ve en az bunlar kadar sükutun ızdırabı. Yapraklar düşüyor ömür ağacımdan yaprakların hışırtısı bana fısıltı gibi geliyor. "Sükutun fısıltısı" bugünlerde bu deyim dilime pelesenk oldu, bir yerde okumadıysam bana ait galiba; yada "sükutun fısıltısını dinlemek" kaygılar dedim, hayat sürprizlerle dolu,. kimi zaman insan iki cihan saadetini kaybetmenin kaygısıyla kavrulurken, kimi zaman samimi ve dürüstçe kulluk yapamamanın korkuları, kimi zaman da ummadığımız bir saadetin tebessümüyle sürur buluruz bütün bunlara rağmen... |
|
227
|
|
|
|
Bazı zaman dilimleri Allah katında diğer vakitlere göre daha kutlu kılınmıştır. Yani bütün zamanlar aynı kıymette değildir. Üç aylar(Recep, Şaban, Ramazan), Kandil geceleri(Regaip, Miraç, Berat, Mevlid, Kadir), Cuma günleri, dinî bayramlar(Ramazan ve Kurban) bu kutlu zaman dilimleridir. Bu zamanlara erişip de onları idrak edenlere ne mutlu!... |
|
228
|
|
|
|
Kuran'da Kitap gönderilen peygamber Nebi olarak tanımlanır. Bu bir ünvandır ve ömür boyu bu ünvan peygambere aittir. Resul ise elçi demektir ve sadece ayetleri tebliğ ettiği anda peygamber ''resul'' kimliğinde olur. Tebliğ etmediği anlarda Nebidir. Resullük bir görevdir. Her Nebi aynı zamanda resuldür. |
|
229
|
|
|
|
Yeryüzünde değişik inançlara, siyasi görüşlere, fikirlere sahip birbirinden farklı milyonlarca insan bir arada yaşar. İnançları ve hayata bakış açıları ne kadar farklı da olsa birbirlerine saygı duymak ve hoşgörüyle yaklaşmak durumundadırlar. Saygı ve hoşgörünün olmadığı, birinin diğerine zorla fikirlerini ve inançlarını dayattığı bir toplumda çatışmalar ve gerginlik asla eksik olmaz.
|
|
230
|
|
|
|
iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.Duanızın hemen kabul görmemesi ona icabet edilmediğini
göstermez; kim bilir, belki de Allah Teâlâ isteğinizde ne kadar samimi ve kararlı olduğunuza bakıyor ve sizi daha gönülden duaya çağırıyordur. |
|
231
|
|
|
|
Bir konunun İslam'daki hükmünü öğrenmek istiyorsak, İslam'ın tek gerçek kaynağı olan Kuran'a bakmamız gerekir. Kuran noksansızdır. Allah, "Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?" (Enbiya Suresi, 10) der. Kuran harici hükümler geçersizdir.
|
|
232
|
|
|
|
İslam'da tebliğ önemli bir ibadettir. Her Müslüman tebliğ yapmakla sorumludur.
|
|
233
|
|
|
|
Ortalama 15 - 50 yaş arasındaki dönemi ele alalım. Kadınlar bu dönemde her ay ortalama bir hafta namaz kılmıyor, Kuran okumuyor. Bu da yılda 12 hafta, yani üç ay namaz ve Kuran'dan uzak kaldıklarını gösteriyor. Ömür boyunca yaklaşık 10 yıl kadınların alnı secdeye gitmiyor. Geceli gündüzlü 10 yıl! Korkunç bir rakam |
|
234
|
|
|
|
Kendimce olmayi sevdim ben, kendimce sevmeyi... Askin anlamini arastirdim hep kendi yüregimde...
Ve vuslati arayan yüregimi özlemine kavusturmaktir tek temenni... |
|
235
|
|
|
|
Kuran'da borç hususunda yapılan şahitlikte bir erkeğe karşı iki kadın olması, bazı ateist arkadaşlar tarafından İslam'da kadının değersiz olduğu şeklinde yorumlanıyor. Oysa anlaşılanın aksine, ilgili ayete kadının rahatı ve konforu gözetiliyor. Şimdi ayeti inceleyelim...
|
|
236
|
|
|
|
İslam, barış kökenli bir kelimedir. Temelinde barış olan İslam'ı savaş ve vahşet dini gibi göstermeye çalışanların, Kuran ayetlerinden bihaber oldukları aşikardır. İslam'da savaş, sadece ve sadece saldırı olursa haktır. Doğal olarak saldırı olduğunda, savunma amaçlı olarak yapılması gereken ne ise o yapılır. İslam'da savaş ve kısas dışında bir canın alınması, tüm insanlığı öldürmekle eş tutulur ve en büyük günahlardandır. Asıl konumuza girmeden önce Kuran'da savaşın başlama koşulunu anlatan bir kaç ayet eklemek istiyorum.
Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi. (Hac Suresi, 39)
|
|
237
|
|
|
|
Ramazan bir arınma ve iç muhasebe ayı… O, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan kutlu bir aydır. Onun gelişiyle birlikte içimiz kıpır kıpır olur. Bayramdan evvel bayram ederiz sanki. Fakat orucu içselleştiremeyenler, ramazanın gelişiyle beraber huzursuz olurlar. Hafakanlar basar karanlık ruhlarını. Ne yapacaklarını şaşırırlar. |
|
238
|
|
|
|
Allah, bağışlayıcılık özelliğiyle insanı sağlıklı yaşayabileceği şekilde yaratmıştır. Nefretin şeytani bir tadı vardır; insanı tutsak eder. İnsan tutkularının tutsağı olmuşken özgür olamaz. Ancak bu duygudan kurtulduğunda gerçek anlamda özgürleşir.
|
|
239
|
|
|
|
Bize üç ayların ilk ikisi olan Recep ve Şaban aylarından sonra Ramazanı da görmeyi nasip eden yüce Allah’a had ü senalar olsun. O’nun ilmi her şeyi ihata etmiştir. Rahmeti gazabına galebe çalmıştır. O’nun mübarek varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. O hep vardı ve bundan sonra da hep var olacaktır. O’nun saltanatı iki cihanda da bakidir, varlığı ve hükmü zaman ve mekân ötesidir. O ki isterse yaşatır, isterse öldürür. Her şeyin fani olduğu bu dünya gurbetinde sadece O bakidir. Bütün güzellikler onun cemalinin eşyaya yansımış hâlidir. Rabbimizin azametini tasvir etmek müşkildir. Son söz ve mülk O’nundur. Onun içindir ki biz sadece O’na el açarız; yalnız O’ndan isteriz. Bütün güzelliklerin O’ndan geldiğine inanırız.
|
|
240
|
|
|
|
HAYAT ÜÇ PERDELİK TİYATRO
“Tesadüf “ kavramı , sırları görmekten gafil olan cahilin görüşünde vardır. Yüce Allah’ın her seçiminde , tercihe dayanan gizli bir “ hikmet “ bulunur. Hikmet’ ( ilim ) de tesadüf yoktur. İlim denince yalnız maddi değil manevi ilimler olarak da anlamak lazımdır. Gerçi “ irade “ aslında bir tercih sebebidir. Ama irade bile Cenab ı Hakk’ın , onu kullanana verdiği “ izin “ ve “ yetki “ ile sınırlıdır. İşte bu ilahi buluşmaya “ tevafuk “ denir.
Bu yüzden bazı ibretli olayları ben çok severim. |
|