|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sonra Bir Gün
Ahmet Zeytinci
Öykü > Gülmece (Mizah)
Bir varmış, iki yokmuş, üç varmış dört yokmuş, beşin bu işler ile hiç alakası yokmuş, beş o sırada senelik izindeymiş. Develer tellal, pireler berber iken, yavru pireler berber çırağı iken, hem develerin tellallığına hem pirelerin berberliğine, hem de yavru pirelerin berber çıraklığına itiraz çokmuş. İtiraz çoksa da hem develer, hem pireler, hem de yavru pireler hiç mi hiç umursamamışlar bunu. Masal bu ya, adı üstünde işte masal, sen de oku bakalı
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Dinler, İnançlar ve Ateizm |
81
|
|
82
|
|
|
|
“KKTC’nin bu güne kadar gördüğü en büyük sokak eğlencesi Gazimağusa’da gerçekleşti” diye yazıldı basınımızda.
Oysa Gazimaağusalılar, kendi kültürlerine, geleneklerine çok bağlı insanlardır. Sırf “Magosa” deniliyor diye ortalığı ayağa kaldıran insanlardır. Israrla vatandaşlara “Magosa” değil, doğrusu “Mağusa” dır diye feryat eden insanlardır. |
|
83
|
|
|
|
Sadece Müslümanların, Şiilerin, Alevilerin, Sünnilerin, Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Acemlerin değil; yeryüzünde her türlü zulme, baskıya, kıtala, zillete, alçaklığa karşı çıkan herkesin dâvâsının adıdır Hüseynî dâvâ. |
|
84
|
|
|
|
Yalan söyleyenin burnu uzasın mı (!) |
|
85
|
|
|
|
“Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”
James Allen’ın bu sözünü her okuduğumda inancın vazgeçilemeyecek en ulvi duygu olduğunu hatırlarım. Hayaller ve getirdikleri veya götürdükleri…
Hep bir başlangıcı vurgular bu cümle, yaşama atılan ilk adımı, hayata sunulan ilk manayı...
|
|
86
|
|
|
|
Fontenelle, yıldızlar üzerine anlattığı öğretilerin markiz tarafından ilgi ile karşılanmasından son derece hoşnuttu. Ona gözün görebildiği kadarıyla, insanda bir sonsuzluk hissi uyandıran bu yıldızların hareketlerini hiç üşenmeden tek, tek anlatıyor ve bunların anlaşıldığını gördükçe heyecanı katlanarak daha da artıyordu. İşte, astronomi biliminin temelleri böylesi sıradan insani duyguların etkisi ile atılmıştı. |
|
87
|
|
|
|
Gelin birlikte şöyle basit bir mantık yürütelim: İstanbul’da on binlerce sadaka kutusu varsa ve her kutuya günde on lira atılıyorsa bırakın aylık ve yıllık geliri, sadece bir günde toplanan paranın büyüklüğü insanı hayrete düşürmez mi? Bunu bir de Türkiye çapında düşünün… Peki, işin asıl can alıcı noktası: Bu paralar gerçekten ihtiyaç sahibi insanlara ulaşıyor mu? Yoksa bazı kişilerin cebine mi giriyor? Açılan her kutudan çıkan para sayılıp, makbuzu veriliyor mu? |
|
88
|
|
|
|
Saçı dökülen, gözleri bozulan, kulağında sorun bulunan, midesi ağrıyan, böbreğinde taş, midesinde ülser ya da asit fazlalığı bulunan hatta kanser olan milyonlarca insan. Allah, dünyaya bağlanmamaları için insanlara o kadar çok acz vermiştir ki, saysanız binlercedir. |
|
89
|
|
|
|
Güçlü bir imana sahip, Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edebilen ve O'na yakın olan müminler, Allah’ın kendileri için yarattığı her olayda tevekküllü davranır ve her şeyde mutlaka hayır olduğuna inanırlar. |
|
90
|
|
|
|
Adem ve Havva, Habil ve Kabil. |
|
91
|
|
|
|
Kürt aydınların kendi kadim geçmişini metodik eleştiri süzgecinden geçirmeden onun ontolojik açılımına ulaşmadan, elde edilen değerlerin bugüne kadar oluşturdukları ve kült haline gelmişliğini, özsel ve manipüle edilmemiş ilahi bilgi kaynaklarına sunup rafine etmeden, oluşturmak istedikleri Sosyo-kültürel ve siyasal hareketlilik, onlara modern dünyanın ilmi ve siyasi perspektifinde üstlenmek istedikleri tarihi misyona engel olacaktır.
|
|
92
|
|
|
|
Kur’an’dan sonra hangi hadise inanacaklar" diyen insan Kur’an’a inanıyor demektir. Ne anlarız, ölçüsü Kur’an’dır. Peygamberimizin O’na iftira mahiyetinde birçok hadisi vardır. Hadisin doğruluğu Kur’an’ın teyid ediyor olmasıdır. Tamam, Diyanet de bununla ilgileniyor şu sıralar. Peki ölçüsü Kur’an ise insanın aşağıdaki sözleri neyin ifadesidir? |
|
93
|
|
|
|
'Yarım doktor candan, yarım hoca dinden imandan eder' !
|
|
94
|
|
|
|
Manevi yaralar sonsuz yaşamı tehdit eder hale gelir, günah kalbe işler ve Bediüzzaman’ın ifadesiyle siyahlandırarak imanın nurunu çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırır. Ancak insan tedavi için çaba göstermek yerine, hastalığını daha da artıracak ortamlarda bulunursa, hastalık durumu sürer. |
|
95
|
|
|
|
Kalp atışı hızlanır; acaba enfarktüs mü geçirmektedir? Karnının ağrıyor olması acaba apandisit belirtisi midir?... Her an yeni bir endişe ve yeni bir acı yaşayan kişi, yalnızca kendisi için değil, ailesindeki tüm bireyler için de aynı korkuları tek tek yaşar. Dolayısıyla sinirleri çok bozuktur, sürekli gergindir. Bu yüzden sigara, alkol hatta uyuşturucu kullanır; hırçın ve saldırgandır. |
|
96
|
|
|
|
İyilik yapan iyilik bulur, sözü şimdi hiçbir iyilik cezasız kalmaz olmuş. Aslan yaşadığı yerden belli olur, demişler. İşte biz de boğulma tehlikesi geçiren bir genci kurtarmak için denize atlayan kızın, üzerine yapışan elbiselerinden dolayı hatları ortaya çıktığı için günah işleyip işlemediğini tartışan bir yerde yaşıyoruz. Bunu tartışırken de aslanlar gibi kükrüyoruz. Birbirimizi yiyoruz. |
|
97
|
|
|
|
Neden benim gibi pek çok insan, birçoğumuz burçları okumadan o gazeteyi kapatmayız ki? O günkü falımız hayatımızda ne kadar değişiklik yaratabilir ki? Siz ne kadar hayatımızı değiştirebileceğinii düşünüyorsunuz? |
|
98
|
|
|
|
Özgürlük kelime anlamıyla 'her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu' dur. Her türlü dış etkiyi reddeden ve sadece kendi iradesine dayanarak karar veren insanlara göre Allah 'a inanmak ve O'nun emir ve yasaklarını uygulamak tutsaklıktır |
|
99
|
|
100
|
|
|
|
Bir cehennem kültürü yaşıyor dünya. Ya başkalarının canını yakıyoruz, ya da başkaları bizim canımızı yakıyor.Niçin böyle? Niçin her yer yakılıp yıkılıyor? |
|
|
|