• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
661
|
|
|
|
Bazen , kendi kalbini çıkarıp aşkının eline vermek istiyorsun , bazense nasıl olurda bunu yaparsın deyip onun kalbini eline almak istiyorsun :) |
|
662
|
|
|
|
Yalnız bir erkek olmanın ötesinde bir şeyler var... |
|
663
|
|
|
|
Yazgıma kahroluyorum, sana yok sitemim, öfkem. Öfkenin, kinin yıkamayacağı şey yok yaşamda.
İsterim sevgin yaşasın benimle, tek kişilik aşkta. Yaralarını kapa, tozunu silkele , koş O'na...
Mutluluğu hakeden birisin sen sevgili,
mutlu ol diliyorum h |
|
664
|
|
|
|
Siyam kedisinden vaşak’a, leoparından aslanına hepsi de kedigiller familyasından...Pardon, kadıngiller demek istemiştim.... |
|
665
|
|
|
|
Kır çiçekleri, rengarenktir. Dünyayı renk cümbüşüyle doldururlar ve uyumludurlar, mutludurlar. Mutlu olurken, mutlu etmeye hazırdırlar. Belki de bundan dolayı değerlerini pek bilmeyiz. Çok kolay ulaşırız onlara. Ama unuttuğumuz ya da önemsemediğimiz yanları var. Kırılgan ve asilerdir. Asıl farkındalık kır çiçeklerine özgüdür. Güzellikleri sıcaktır. İçtendir. Ne ise o’durlar! |
|
666
|
|
|
|
eskitilmiş yaşamlar üzerine |
|
667
|
|
|
|
Her ne kadar kabul etmesek de biz erkekler böyleyiz.Feministlere yaranmak için yazılmış bişi değildir ve her erkek de yüzde yüz böyle değildir.Milyonda bir olsada istisnalarımız da çıkar bazen... |
|
668
|
|
|
|
Babam bana hayatı öğretir. Nasihat ederdi. Birine selam verdiğinde ilk önce gülümseyeceksin, gülümsemenle selam vereceksin önce, birinin elini sıktığında parmak uçlarınla değil, kuvvetle sıkacaksın, güven vereceksin elini sıktığın kişiye. Dürüst olacaksın. Bir dediği bir dediğini tutmayan insanlardan olmayacaksın, kendine güveneceksin ve insanlarında sana güvenmelerini sağlayacaksın |
|
669
|
|
|
|
sanki bir yerden başlamak gerekse cümlelere yada kelimelere hep içindeki o saklamaya çalıştığın ruhundaki gizli yaralar ortaya çıkıyor |
|
670
|
|
|
|
Artık herşey şuurumun dışında, artık herkesi ve her şeyi bırakıyorum. Biliyorsun! Vazgeçiyorum herşeyden ve koynuma alıyorum hiçliği... |
|
671
|
|
|
|
Biz daha kendimizi yeterince tanımıyoruz ki... Başkalrını niye değiştirmeye çalışırız... |
|
672
|
|
|
|
Şimdi sevginin ıssız ormanlarında yolunu arayan bir tutsağım. Elimi tuttuğum her dal seninle kırılıyor. Sana ulaşamamanın yankısını yaşıyorum. Dağlara ulaşabilirsem belki aşarım.
|
|
673
|
|
674
|
|
675
|
|
|
|
-ABLA; Anne, arada sırada kötüler kazansa heyecanlı olmaz mıydı?
Ekran bulanıklaşır ve bir sabun köpüğü oluşur.Bu, gelecek filmlerindeki, makyajla oluşturulmuş görsel çirkinliğin, makyajsız içsel versiyonu. O filmleri seyrederken, kendinizi, o sahneler içinde hayal ettiğinizde, kurtuluşunuz, sinemanın karanlık salonundan çıkmak olabilir ya gerçek hayatta ? |
|
676
|
|
|
|
Yabancı bir memlekette, yabancı bir gökyüzü altında buldum kendimi. Baba ocağıyken tek dayanağım, annemin sıcaklığıyken mutluluğum, soğukta kaldım. Herkese ve her şeye düşmandım. Gözyaşlarım eşlik ederken yalnızlığıma, nefes almak her geçen gün zor gelirken varlığıma, o geldi. |
|
677
|
|
|
|
Oysa eş ruhunu bulan kalp bitmesinden korkulan bir tangoya başlar dans arkadaşıyla... |
|
678
|
|
|
|
Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden tutun çok heceye kadar ne çok anlam yükler yapısına. Her biri dilde veya kâğıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak, insanoğlunun dilinde veya kalem tutan elindedir. |
|
679
|
|
|
|
Hayattaki en acı deneyimler elimizden göz göre göre, ellerimiz ıslakken sabunu tuttuğumuzda yaşadığımız gibi, kayıp giden fırsatların, başarıların, mutlulukların ya da sevgilerin üzerinden gelişiyor.. |
|
680
|
|
|
|
“ Baba bende biliyorum ama belki bir kaç tanesi ölmemiştir. Hem bak suya koydum onları.” |
|