• ÝzEdebiyat > Deneme > Ýliþkiler |
921
|
|
|
|
Ýnsaný en çok aranmamak yokluða terk edilmek yorar/üzer.Ayný coðrafyayý paylaþmasak da onu arayýp soruyor muyuz?Hele de bu’iletiþim’ çaðýnda .Ýletiþim kavramýna vurgu yapmak isterim.Çünkü televizyonuyla radyosuyla,cep telefonuyla, faksýyla hasýlý bütün kitle iletiþim araçlarýyla üzerimize abanan bir zaman dilimini yaþýyoruz ancak yalnýzlýk ,paylaþmamak had safhada |
|
922
|
|
|
|
Þimdi seni nasýl daha az tanýdýðýmý anladým. Belki sen hiç fark etmedin bunu. |
|
923
|
|
924
|
|
|
|
Gömleði, kiraz lekeli çocuk; Dere kenarýndaki yabanýl otlardan, çicek demetleri getirdi... Sevdi
Papatyalardan yapýlmýþ bir tacý, baþýna taktý.... Sevdi.
|
|
925
|
|
|
|
insan kendi baþýna kalýnca |
|
926
|
|
|
|
Ýlk gençlik çaðlarýnda neredeyse elimizde gezdiririz birisi çýksa da versek diye,gençlik tabi kýymet bilmiyor. Zaman geçtikçe ,yaralar, çizikler arttýkça aklýmýz baþýmýza gelir ve biraz daha kadifelere sararýz.
Tek korkumuz geri alamamaktýr oys |
|
927
|
|
|
|
Kýrmýzýlar dökülürken ardýmýzdan
Bir mavinin kamburunda nefes almaya çalýþýyoruz
|
|
928
|
|
|
|
Yum gözlerini, yum gözlerini yarýna yarýndaki umuda. |
|
929
|
|
930
|
|
|
|
Doðu kafasý, bataý kafasý üzerine yazdýðým bir yazý. Ülkemizin neresinde doðarsanýz doðun hepimiz þark kurnazýyýz deðil mi ucundan, köþesinden...? |
|
931
|
|
|
|
Siz, bir yazar için yeni bir kitabýn yayýmlanmasýnýn ne olduðunu bilir misiniz?
Muhakkak bilirsiniz ama ben bilmeyenler için bir örnek vermek istiyorum. Bir anne-baba için bir çocuðun dünyaya gelmesi ne ise bir yazar için de yeni bir kitabýn çýkmasý/yayýmlanmasý ayný þeydir. |
|
932
|
|
|
|
Yürümektense, yatýyorum kumsalý ikiye bölen suyun zehir tuzunda..Güneþ hiç böylesine yakmamýþtý tenimi.. Bu ýslaklýk alýþkanlýk sancýsý../ |
|
933
|
|
934
|
|
|
|
Yorum yaparsanýz sevinirim |
|
935
|
|
|
|
Somut sen oluyordun. Ýsmin oluyordu. Ünvanýn oluyordu. Gözümün görebildiði ne varsa sende külli aþk oluyordu.ç |
|
936
|
|
|
|
nasýl susarsýnýz, nasýl dokunamazsýnýz, nasýl bir ara verirsiniz bedenlerinize, iþte öyle bir oda yalnýzlýðý.. |
|
937
|
|
|
|
Sabah dedim, evet ezan sesiyle yýrtýlýrken gökyüzü bende sana baðýrýyorum ýssýz bir odadan. Bir müzik çalýyor çok farklý olan kültürlerimizi de ortaya serercesine. Ayný olmak kadar farklý olmak da aykýrý aþka oysa. Yine de býrakamýyoruz birbirimizi, ne garip….
|
|
938
|
|
|
|
Yaþarken, arka bahçeye gömülen hisler, öldükten sonra ne iþe yarar ki? Bir tür yanýlsama istiyorsun, bir tür yadsýma. Senin ki asla içine girmeye cesaret edemediðin, bir baloncuk, dýþarýdan baktýðýn. Þarkýsýný duyduðunda, su sesi kaçtýðýn. Sevinci ve hüznü ayný bardakta tokuþturduðun. |
|
939
|
|
|
|
senden tek istediðim bu yolun sonunda dönüp bir kerecik olsun arkana bakman.
|
|
940
|
|
|
|
ADAB-I MUAÞERET KURALI
Adab, Edep, terbiye ve ahlak kurallarý için söylenir. Her milletin kendine has ADAB-I MÝLLÝYESÝ ve muaþeret kurallarý vardýr.Yani adab-ý umum iyesi,adabý erkaný diyebilirsiniz.
|
|