• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
781
|
|
|
|
kadın, her anlamda kendisinden üstün meziyetler taşıdığı erkeğiyle karşılaştığında, mutlu bir evlilik
düşleyerek, ömür boyu sürecek birlikteliği amaç edinir. bunu gerçekleştirdiğinde ise;
|
|
782
|
|
783
|
|
|
|
Vakit med-cezir vakti değil...deniz durgun, martılar uçmaz, serçeler ağlar sessizce... |
|
784
|
|
|
|
en önemli değerlerimden biri olan dostluğu içimden geldiği gibi aktardım.. |
|
785
|
|
|
|
Gölgesiz terk etiğim bir savaştan daha; elimdeki sigara ve sırtımda darp ve ruhumda küfle ayrıldım.
Kaybettiklerim kadar, kazandığım hançerleri sayarken farkına vardım ‘o karanlığın'...
Senelerce kıymıklarından arınamadığım pencereyi aralayıp, sessizce çaktım “şeytanın ateşini”
Usulca yaktığım ve içime çektiğim sigaradan, bir nefes sonra anladım, aldığım bu soluğun bulunamayacak kadar zor olmadığını... İsteyen elini attığı gibi bulabilirdi oysaki...
|
|
786
|
|
787
|
|
|
|
EV SAHİBİ VE KİRACI
Bu dünyanın bir ev sahibi var.O da bizim alemlerin Rabbi Yüce ALLAH c.c.hu.Birde liracıları var,gelip geçici,tüm yarattıkları,bunların içerisinde tabii ki biz insanoğlu.Buraya kadar hep mutabıkız.Ancak;
|
|
788
|
|
|
|
aldatabilirdim ama yapmadım. gecenin huzuru dururken güneşi seçmek belki de en büyük aptallığımdı benim. oysa güneşte de sevdiğim şeyler vardı, sırf tenimi yakıyor diye geceye sığınmak doğru olur muydu? |
|
789
|
|
|
|
Nerede tanıştık, nerede karşılaştık, nerede buluştuk, nerede güldük, nerede ağladık, nerede birlikte mutlu olduk?
Ne zamandı bilmiyorum, neredeydi hiç farkında değilim...
Hangi şehirdi, hangi köy, kasaba ya da hangi ülkeydi?
Bir parkta mı, otobüs durağımıydı, herkesin uğrak yeri miydi yoksa ıssız bir ada mıydı?..
|
|
790
|
|
|
|
Sonbahar geliyor!
Islanarak yere düşen yaprakların mevsimi geliyor.
Havalar soğuyor giderek,
Güz mevsimi, düş mevsimi geliyor.
Yalınlık ve serinlik kaplayacak doğayı,
Soyunan bir mevsim geliyor!
|
|
791
|
|
|
|
Tüm sevda öykülerinden bir esinti vardı sanki onun kıvrak zekasında, içten gülüşünde, arzulu gözlerinde. |
|
792
|
|
|
|
herbir olayda yanakları adımalr göz yaşları... |
|
793
|
|
|
|
Minik bir kuşkuyla başlamıştı her şey. Birbirini tamamlar nitelikti belgelenenler. Suçüstü yaparcasına dürtüler katmerliğiyle yordu beni. Ben sessiz susuşların kuytularına düştüm. Konuşmak yanılgı getirir korkusuyla… |
|
794
|
|
795
|
|
|
|
Bir kabul ediş öyküsü aslında hayat... |
|
796
|
|
|
|
Hala bitmesin, gitmesin diye kendimizi yok sayıp beklerken, bekleyip en olmaz ayrıntılarda kendi canımızı yakarken, onlar çoktan bitirmiş olur ve giderken arkalarına bile bakmazlar...
|
|
797
|
|
|
|
aşık değilim ki sana, içimden bir kuş havalanıyor yalnızca... |
|
798
|
|
|
|
Çıkan her bir seste elimle koymuş gibi bulacağım seni; biliyorlar.. |
|
799
|
|
|
|
verdim gönlümü esen şu yele
katıp da önüne alıp götürsün.
alıp da viran, ıssız yerlere
versin gönlümü şu kara taşa.
sızlasın yüreğin her bir zerresi,
üşüsün tenimin ıssız teknesi
sahipsiz bağımın deli dalları
sarılsın yar diye ağlayıp sana. |
|
800
|
|
|
|
her dokunuş yeni iklimlere yelken açar tenlerinde. bir adı var mıdır bu hissin? yada herkesin kullandığı o pek klasik ismi yakıştıramazlar mı aralarındaki tılsıma? |
|