• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
261
|
|
|
|
Lütfen masallar dünyasından çıkın,çaresizlik acizliğin doğasında mevcuttur. |
|
262
|
|
|
|
Sonbahar tadındayım; havada diz boyu sıcaklık. Gülüşün, titretti deri(ni)mi. İnan üşümek istemedim bu mevsim ortası. Yanmak, kan ter içinde kalmaktı en büyük düşüm. |
|
263
|
|
|
|
En derin izleri bırakır sevgili, yüreğinize, giderken.
Bir gözleri kalır hatırda,
“Aşk”tan yoksun “Nefret”le bakan,
Bir de dudakları,
“Seviyorum” derken “Elveda” diyen
“Özledim” derken “Git” diyen |
|
264
|
|
|
|
Her hatıranın ilki güzeldir. |
|
265
|
|
|
|
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların... insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...
Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!
Ne güzel demiş Can Yücel. Allah rahmet eylesin.
Kimileri sürekli gitmek istiyor..Sevse de sevmese de .. En mutlu olduğu insanların yanında bile olsa hep gidesi oluyor. Birşeyler sürekli dürtüyor. Bence gitmek istedikleri aslında memnun olmadıkları kendileri.. Kendilerinden kaçamadıkları için herşeyden sıkılıyorlar.
|
|
266
|
|
|
|
Gizli sevişmeler yapıştırdık gecenin anlına. Gölgemizi orda unuttuğumuzu bilemedik. Kimse görmeyecekti ya öpüştüğümüzü izimiz kalmış meğer herkes gördü biz göremedik.
|
|
267
|
|
|
|
Dedesinin neresi ulemaydı ayol bunun? Üç kadın akşama kadar yemek pişirirdi doğru ama bu değirmenin suyu nerden geliyor herkes biliyor. Adam tahsildardı. Vergi toplamaya çıktığında fakir fukaranın kapısında bağlı eşeğini, ahırdaki ineğini, sırtından ceketini bile alırdı. Yok, şöyle rüya görmüş, yok böle hayır sahibiymiş. Sen bu masalları git de başkalarına anlat. |
|
268
|
|
|
|
Tökezlediğimiz her taşın altında bir minicik uçuç böceği size bakıyor merakla ve hiç bitmiyor bu döngü.Görmek, anlamak ve sevmek...Budur yaşamın özü.
|
|
269
|
|
|
|
Her şeye rağmen güzel bir geleceği umut etmek, beklemek; gerçeğin kıyılarından çok açıklara yüzmemek koşuluyla, en doğal hakkımızdır. Yoksa kendi yarattığımız hayallerin içinde boğulma tehlikesi de vardır.
|
|
270
|
|
|
|
Borges, Shakespeare'in kendi içinde aslında hiç kimse olmadığından bahseder. Oyunculuk kariyerinin başlamasının ardında yatan tek neden ise diğer insanların "hiç kimse" olduğunu anlamasınlar diye "başka birisiymiş gibi yapma" alışkanlığını geliştirmesidir, ona göre. |
|
271
|
|
|
|
bazen gerçekleri kendimize bile söyleyemediğimiz anlar olur ve cevaplayamadığımız sorular?peki kim verebilir bu soruların cevabını?artık öyle bir insan var mı hayatımızda? |
|
272
|
|
|
|
HIZ'ı yaşarken, sular, köpükler, yollar, evler, ağaçlar, tüm nesneler, aşka gelir....Şarkılar, türküler söyler, çığlıklar atmaya başlarlar aniden....En kıvrak, en otantik, en erotik, en karmakarışık figürleri içeren bir dans başlar ki...kıvırtmadan duramazsın...O hıza, vücudumuz tam uyum sağlayamasa da, en derinlerinde, hepsine coşkuyla eşlik eder...Ona yetişmeye, uyum sağlamaya çalışır içimizdeki BEN, tinsel yapımız... |
|
273
|
|
|
|
sevgiye ve zaman kavramina ait bir deneme |
|
274
|
|
|
|
çok salak bir ayrılık dialoğu... |
|
275
|
|
|
|
benim hayatımsın hayatımı adadığım |
|
276
|
|
|
|
Bu öğrencilik hayatı hiç bitmeyecek! Neyin mi? "Hayatı öğrenmenin" Düşen her yaprakta , hayat defterimden bir yaprak daha çeviyorum. |
|
277
|
|
|
|
Yasadigim su guzel ada hakkinda binbir tane sey soylediler… Kimi cok fazla kalma, korelirsin dedi. Kimi tatil yeri orasi, gercek hayatta bunaltici dedi. Kimiyse haydi yine iyisin alkol ucuzmus orada bak keyfine dedi. Her birey, her farkli kafa bir sey dedi de dedi fakat hicbiri gercek anlamda goremedi Kibris’i…Tipki gercek seni anlayamadiklari gibi. |
|
278
|
|
|
|
Avuçlarıma aldığım yalnızlık çiçeğidir hüzün.Ve baktıkça kendimi iyi hissettiğim zamanlarımı çalar götürür yüreğimden kimsesizlik... |
|
279
|
|
|
|
son bir sanş verilmeyi herşeye...
son bir sanş yalnızlığa;son bir sanş sevgiye... |
|
280
|
|
|
|
Yetinmek, yani azına kanaat etmek alışkanlıklarına bağlı insanların tembellik etmeye makul sebebidir. Yetinmek, seçeneksiz kalmayı gönüllü kabul etmektir. |
|