• ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
321
|
|
|
|
“Tanrým, annem bu akþam beni okuldan almaya lütfen gelmesin…” dedirten öylesi zamanlar iþte… |
|
322
|
|
|
|
''Çýðlýklar arasýnda acýmasýz bir oyun vardý. Her bir çýðlýk boðuyordu bir diðerini. Böylece hepsi boðulacaktý.'' |
|
323
|
|
|
|
Anlatýcý karakter, 60 sene aradan sonra çocukluðunda yaþadýðý ve kimseyle paylaþmadýðý bir olayý anlatmaktadýr. Yaþadýðý köye yabancýlarýn gelmesi ile baþlayan garip olaylarýn etkisinde herkesin yazgýsý tümden deðiþmektedir. |
|
324
|
|
|
|
Engel olamadým saatin geçmesine.Halen on dakika için kendimi kör kuyulara atabilecek kadar gözü karayým sanki.O an hiç yaþanmamýþ olmalýydý. |
|
325
|
|
326
|
|
|
|
Es geçtiðimiz insanlar anýsýna. |
|
327
|
|
|
|
Aklýnda, 'acaba?' sorusunun oluþmasýna izin veremezdi... Ýnanmalýydý... Baþaracaktý! |
|
328
|
|
|
|
Genç çocuk çantadan gri renkli bir defter çýkardý. Üzerinde küçük kareler vardý. Gördüðüne inanamýyordu, olamaz diye geçirdi içinden.Elleri titreyerek defteri aldý. Açarken kalbi durmak üzereydi. Birkaç saniyeliðine gözlerini kapatýp derin bir nefes aldý. Ýlk sayfayý açtý. Kendi elyazýsýydý. Günlük kendi günlüðüydü. Yarý þuursuz bir þekilde sýrt çantasýný açtý. Ýçinden yanýndan hiçbir zaman ayýrmadýðý günlüðünü çýkardý. Týpa týp aynýlardý. Sayfalarý, yazýlanlarý karþýlaþtýrdý. Tek fark diðer günlüðün yirmi gün sonrasýna kadar devam ediyor olmasýydý. Sonra defter bitiyordu. Defterin içinden “ANNEMÝZE” yazýlý bir zarf çýktý.Elleri terden sýrýlsýklam olmuþ bir halde mektubu açtý. |
|
329
|
|
|
|
Haftanýn hangi gününün hangi saatinde olduðumu bilemiyordum, önemi de yoktu zaten bunun. Duvarda asýlý kalmýþ bir takvim yapraðýnýn Pazartesi yüzü, hep pazartesiymiþ hissini veriyordu bana –ki Salý veya çarþambanýn bir belirlenmiþliði yokken yaþamýmda böylesi bir hisse neden kapýldýðýmý anlayamýyordum. |
|
330
|
|
|
|
Bu sesi çok iyi tanýrdý. Tüm çiftçilerin korkulu rüyasý kara yýlanýn sesiydi bu |
|
331
|
|
|
|
Ýkinci öykü kitabým. Okumanýz dileðiyle...
|
|
332
|
|
|
|
...
Midem sýzlamaya baþlýyor. Midemde kocaman bir yara var benim, týbbi terimlerin açýklayamayacaðý ve hatta keþfedemeyeceði kocaman bir yara. Yalnýzca olmayan acýlar, sancýlar çekerken sýzlayan bir yara. Kývranmaya baþlayacaðýmdan korkarak gözlerimi hýzla çekiyorum kitaplýktan. Pencereye takýlýyorum bu kez. Gördüðüm þey ufak bir pencereden herkesin görebileceði kadar sýradan bir gökyüzü. Öðlenleri hafif güneþli bir havada gökyüzünde görülebilecek bir kaç bulut kümesi. Dikkatlice içine giriyorum bu hayal kümelerin.
... |
|
333
|
|
|
|
Asla olmayana, olsa da geç kalana |
|
334
|
|
|
|
"Senin de kalemin kalem olsun, kâðýdýn kâðýt... yapmayý bildin mi, ilim senin elindedir. Gösteriþten, þatafattan kaçýn; hakkýndan fazlasýna göz dikme. Zaman, sana lâyýðýný verecektir; iyi de olsa, kötü de...” |
|
335
|
|
|
|
Belki yakýþýklý bir yalnýzlýk, üzerimizde güzel duruyor olabilir. Neden mi? Biz seçmiþizdir o yalnýzlýðý da ondan. Ya bizim seçmediðimiz yalnýzlýklar? |
|
336
|
|
|
|
Babam birazdan uyanacak. Annem kapýyý açýp hafif bir çýðlýk atýp bizi gördüðüne þaþýrmýþ gibi yapacak. Ýçine doðmuþtur çünkü geliþimiz, rüyasýnda görmüþtür. Tatlý bir telaþ yaþanacak, kahveyi babam piþirecek, sofraya ne var ne yok çýkarýlacak, ille de elmalý pay olacak.
Þimdi sessizliðe bizi katma zamaný, Ýstanbul bir baþka yolculuðun akþamýna kaldý... |
|
337
|
|
|
|
Dört mevsim açýp solarken çiðdem çiçekleri,dört mevsimde üç yüz altmýþ beþ gün ne açar ne de solar hasretliðim.Geçer günler;tükenmek bilmeyen,yüreðimi delen asitli özlemin kuraklaþtýrýp çatlatýr topraklarýmý ve hayat verecek bir tohumum kalmaz geriye.Yolunu þaþýrmýþ bir arý geçer,son nefesini verir bir kelebek,bir böcek sýðýnacak gölge arar parelere bölünmüþ bedenimde.Gün gelir dikenli tellerle sarýlýr etrafým;iki üç kepçe kazarken öldürür son umutlarýmý ve betonlar döküp,demir çubuklar saplarlar yüreðime. |
|
338
|
|
|
|
Yaþamda karþýlaþýlan basit örtüþmelere dair... |
|
339
|
|
|
|
O da bir zamanlar bebekti; bir yeri incindiðinde anasý, babasý iç yangýnýyla kucaklayýverirdi... Ýlk gençliðinde kendisini aynalara güzel göstermeye çalýþmýþ, kýzlarýn peþinden bu yokuþlarda ýslana ýslana koþuþturmuþtu... |
|
340
|
|
|
|
Nasýl da gülerdi caný istedi mi…
En anlamlý bakýþlarýyla önce ümitlendirir, ardýndan bir uçurumun kenarýna yapayalnýz býrakýr giderdi. Ben çaresiz, ben yorgun, ben býkkýn bu sevdadan.
Ah bilirdi o insafsýz, diri diri yanardým o böyle yaptýkça |
|