• İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
241
|
|
|
|
Ağlama Güneş, gömme karanlığa kendini.. Bitecek içindeki sonbahar, günler doğacak. Ya da ağla en iyisi. Gösterdiğin; ama göremediğin vefaya ağla. Gel yanıma ve akıt içime ne varsa. Böyle biter bu acı.. |
|
242
|
|
|
|
Parmağımdan çıktığında bu kadar kanatacağını bilmezdim bir altın halkanın.Yüzük izi gibi duruyor şimdi ince,beyaz parmağımdaki yara kabuğu... |
|
243
|
|
|
|
Unut dediler ilk, insan unutmak için mi sever birini? |
|
244
|
|
|
|
Beklenmedik bir öykü bu, sevdanın derin seslenişi...
Hiçten hepe yolculuklar arayan bir maneviyat çağrısı,
İmdat diyen bir haykırış, cennet masalı sır oldu sanki,
Hasret diyarlarında, duyuldu sonsuzluğun matemi.
Mustafa Kemal İZGİ |
|
245
|
|
246
|
|
|
|
“Maraş Katliamı’nın olduğu gün ne yapıyordun?”
Sustun, gözlerini kaçırıyordun, dinledin, ben devam ettim:
“Okuldan gelmiştim, Annem ağlıyordu anlıyor musun? Ben, ölümle o zaman tanıştım… Birkaç yıl önce ölen dayımın cesedini göstermemişlerdi çünkü…” |
|
247
|
|
|
|
Ölüm mukadder,ama öldürme bir suçlu birde maktul demek. Ölümün ve öldürülmenin en acısı ise taammüden... |
|
248
|
|
|
|
"Ben yapmadım.Benim suçum değil." |
|
249
|
|
|
|
kısa notlar, birbirini takip eden; zamansız, mekansız,
özgür... |
|
250
|
|
|
|
Denizdeki yaşamdan bir kesit... Günlük yaşam içinde sosyal statüleri olmayan deniz emekçilerine ithaf edilmiştir |
|
251
|
|
|
|
Karşısında onun gibi bekleyen bir başka hanım daha vardı. Bir an göz göze geldiler. İki korkan, ürkek göz birbirine bakıyordu. Karşısındaki bayan “Siz Deniz’in annesi misiniz?” diye sorduğunda Leyla “Evet ama nereden bildiniz, tanışıyor muyuz?” dedi. Karşısındaki bayan “Ben de Umut’un annesiyim” diye yanıt verdi.
|
|
252
|
|
|
|
'Acaba bana yeşil ışık yakacak mı, yoksa ayakkabı topuğunu mu kafama yiyeceğim?' diye düşündüm...
Ve o günden sonra sana kur yapmaya başladım.
Amacım seni kurduğum tuzağa çekmekti. Nihayetinde o iletileri yazmaya başladım. |
|
253
|
|
|
|
Kalkıyor, pencereye doğru yürüyor... Çıplak ayaklarından zeminin serinliğini hissediyordu. Bir de gözlerine gelen güneş ışıkları olmasa !..
|
|
254
|
|
|
|
...Ben ne bedbaht bir kadınım, o gururu asla duyamadım, asla tam manasıyla mesut olamadım(!) |
|
255
|
|
|
|
Hepimiz şanslıydık. Göreli olarak... |
|
256
|
|
|
|
saf olana dokunduğunda çıkan ses ne ise... |
|
257
|
|
|
|
Nar'ın Bahçesi,
her an karşılaşacağımız içimizden birinin öyküsü...
Yaşamın
her anında etkisinde kalınan çocukluk anılarının beklenmedik öyküsü...
|
|
258
|
|
|
|
Zor Şartlarda Yaşanan Bir Aşkın Aldatmanın Karşı Konulmaz Zehri ile Yok oluşu |
|
259
|
|
|
|
Mevsimler bir cumartesi sabahını vurduğunda, ufacık bir kene, kırmızı deri ceketli bir mor ineğin kapkara, çikolata renkli sırtında, ineğin cinselliğini emiyordu. Aynı anda gökyüzü, bir galaksiler arası çatalca ayrılmışçasına, karşıt görüşlü bulutlar tarafından birkaç parçaya bölünmüştü. Ayın 32’siydi.
|
|
260
|
|
|
|
Adamlar kadını tutup yaka paça dışarı çıkarmak istediler.Ancak kadın çırpınıyor ve onlara karşı son direncini gösteriyordu.Bir anda kendini yerde buldu. |
|