• İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
141
|
|
|
|
‘’ Allahın belası zeytinler, yatağın içinde oturup yazıyorsun. Ben zeytinleri nasıl yuvarladığını okumak istemiyorum. Zeytinleri nasıl yuvarlayacağımı sana yaşatmak istiyorum. Sen ne yapıyorsun. Atıyorsun beni yataktan. Küt diye yere düşüyorum. Yan odaya geçip sonra resim yapmaya başlıyorsun…’’’
|
|
142
|
|
|
|
Para.. para.. para.., demiş birisi, ama para her şey demek değildir.. |
|
143
|
|
|
|
uzaklardan geldim, çok uzaklardan… zamanın ötesinden… dağların ötesinden… umudun donduğu yerden gelip oturdum kıyıcığına… ilk şimdi görüyorum denizi… denizin mavisinde ışıldayan güneşi ilk… eksiklerimle geldim yanına, biriktiremediklerimle… |
|
144
|
|
|
|
hayat hikayedir. hayatın yazdıkları yaşamımızdır. iç içe geçmiş yaşayan binlerce hikaye.. bu hikaye hayatın hikayesidir. ve bir çok hikayenin hikayesi.. |
|
145
|
|
|
|
Bir an duraksayıp vitrindeki aynadan kendimi inceliyorum. Yeşil, bedenimi sımsıkı saran elbisem, onunla aynı boyda önünü düğmelemeyerek, elbisemin ve onun altın sarısı kemerinin görünmesine izin verdiğim siyah montum, ince topuklu bilekte biten kısa botlarım, aynı deriden portföy çantam ve özenle yapılmış makyajımla iyi göründüğüm kanısına varıp, karşıya geçiyorum.
|
|
146
|
|
|
|
ASLINDA TAM OLARAK İÇİME SİNMEYEN... OLMADI DEDİRTEN AMA ELİMİNDE DEĞİŞTİRMEYE BİR TÜRLÜ GİTMEDİĞİ ÖYKÜ OLMA YOLUNDA BİR YAZI |
|
147
|
|
|
|
Sabahın köründe bir zil sesiyle uyandığımda başım çatlamak üzereydi. |
|
148
|
|
|
|
Ne kadar ilginç bir adamdı, ama onda bir gariplik, bir sıcaklık vardı” diye düşünerek sevgilisiyle buluşmaya gitti.Yıllardır bir insandan böyle etkilenmişliği yoktu oysa.
|
|
149
|
|
|
|
Psikolojisi bozulmuş bir küvetin dede katili olması üzerine saçmalanmış uzunca bir metin. |
|
150
|
|
|
|
... plastik: doğada bulunmayan, yok olmayan; büküldüğünde eski şekline dönmeyen... |
|
151
|
|
|
|
orda öyleyece oturmuş yüzünü buruşturarak etrafa bakıyordu. Galiba birşeyler anlamak istiyordu, elindeki kağıtları karıştırıp aman diye iç geçiren garip. |
|
152
|
|
|
|
Güzel ve zarif olduğuna çoktan karar vermiş olmamla ayak bileklerini merak etmiyorum bile… Yüz hatları ne kadar düzgün, ağzı burnu ne muntazam. Çekiciliğine rağmen yanına kimsenin yaklaşamadığına bahse girerim. Çünkü güzel gözlerin elasından bile kızgınlık, hırs, inatçılık eksik olmamış hiç. |
|
153
|
|
|
|
Yalnız başıma, duvarların derin çatlakları arasında saklanmak istiyorum ama bebeğim ağlıyor işte yine... Ona doyasıya sarılmak istiyorum biryandan da korkuyorum sarıldığım zaman onu da kirletirim diye... |
|
154
|
|
|
|
Yasakmeyve-Karakalem Dergisi Ocak-Şubat 2010 sayısı... |
|
155
|
|
|
|
Ne kadar yaşarsanda anılarda saklısın...Anılar yaşama bağlayan ve unutmak yaşamdan koparan... |
|
156
|
|
|
|
Başlık bulamadım, öylesine yazdım. Sonunu da henüz yazmadım. Belki yazarım belki de yazmam. |
|
157
|
|
|
|
Türkiye'de kadın olmak, zordur. |
|
158
|
|
|
|
Susmanın o güzelliğini, Herşeyi çözecek sandığın birsürü duraksamanın olduğu yerde senin sadece yüzüne bakıp aptalcasına beklemen. Ama söyleyecek bir şey yoktur artık. Giden bir geminin ardından gözyaşı dökmek neye yararki? |
|
159
|
|
|
|
Çok yoğun geçen bir gündü, bu bakımdan oldukça yorulmuştum, büroda işler yoğun olduğu için, eve saat 20.30 civarında gitmeye karar vermiştim.
Motoruma binerek, Erkilet bulvarından ilerliyordum,Sümer bez fabrikasını henüz geçmiştim, önümde beyaz renkli, fort marka bir otomobil ilerliyordu. |
|
160
|
|
|
|
Hiç olmadığım kadar kötüyüm…
Beynimdeki ve yüreğimdeki bütün yüzlerin bir ölünün yüzüne dönüşmesi ve o ölüyü bu kadar özlüyor, “onu” özlemek eylemini de bu kadar garipsiyor olmam kaldırabileceğim bir durum değil sanırım. Yılların yorgunluğu bir gecede üstüme çökerken benim aslında ona ne kadar âşık olduğum söyleniyor çevremde. Ona olan aşkım yüzünden sararıp solmuşum o gittikten sonra. Ne kadar vefalı bir eşmişim!
|
|