• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
601
|
|
602
|
|
|
|
Televizyonlarda gördüğümüz renkli hayatları olduğu söylenen insanlar, her ne kadar siyasetten anlamadıklarını iddia etseler de; onlar kapitalist toplumun militanlarıdır. |
|
603
|
|
|
|
Maia... Güzel prenses... Işıl ışıl parlayan iri gözleri... Rus kızlarını kıskandıracak kadar güzel sütun bacakları... Ahhh... Hele o pembecik karnı... Taze dişi Maia!
Güzel kızım... Prenses kızım... Biraz daha olgunlaştığında, sokağın sevgilisi olmaya aday kızım!...
Bebecikken, boynumda, koynumda uyuttuğum kızım, bir de kızdırmasan şu sokak sakinlerimizi kızım, umurumda değil yediğin terlikler, yoksa...
|
|
604
|
|
|
|
Dini ilimlerden hiç referans alınmadan yapılan çalışmalar elbette önem taşımaktadır.Özellikle dini terminoloji kullnmamaya özen göstererek birtakım eserler vücuda getirmek;yabancı ülkelerdeki çalışmalar tıpatıp tercüme edilerek ülkemiz insanına enjekte edilmesini kesinlikle doğru bulmuyorum |
|
605
|
|
|
|
klinikteyken güvendeydim . beni koruyan duvarlar vardı .
|
|
606
|
|
|
|
“ben olmadan gidemezsin uzaklarına, senin en uzak sandığın yer yine benim aslında ya da kendinden bile daha yakınım sana. Kendi nefes alıp verişlerini bile duyamadığın anlarda duyacaksın benim nefesimi kulaklarında." |
|
607
|
|
|
|
Ülkemizin şu an gündemde olan en önemli ( ! ) konusu hakkında fikirlerimi ortaya koyduğum bir yazıdır.Bu başörtüsü-türban sorunu ortaya çıktığından beri (Erbakan Hükûmeti zamanında ortaya çıkmıştır.) süregelen kargaşaların hala devletin en önemli gündem maddesi olması gerçekten acınası ve komik bir durumdur. |
|
608
|
|
|
|
Aynı kaldırımlarda yürüyüp ,ıslak kaldırımlarının aynı soğuğunu yaşadığımız,yazları kuru sıcağı paylaştığımız, aynı tastan su içip, aynı kaptan yemek yediğimiz,
Bayramlarda hep tek yürek önce camiye gidip,sonra büyükleri dolaştığımız bi mahallemiz vardı bizim….
|
|
609
|
|
610
|
|
|
|
Graffiti
Çiziktirme
Bunların anlamı ne? |
|
611
|
|
|
|
Tıpkı ana rahmindeki o uzun gün gibi; bir nedene bağımlı ama kendinde nedensiz, bir zamana bağımlı ama kendinde zamansız, bir mekâna bağımlı ama kendinde mekânsız. Oysa ertesi gün aniden bilinçle; bilinç dediğimiz ilk neden farkındalığıyla, ötekiyle karşılaşan kendimizle uyandık yeni bir güne. O andan itibaren bağlandık ilk neden köleliğimize. Farkında olmak özgürlüktü, özgürlükse ancak esaretin bedeli.
|
|
612
|
|
613
|
|
|
|
İlk adımı atmak nasıl bir duyguydu acaba? Ebeveynlerimizin bizi yürümeye ikna edebilmek için verdiği uğraşlar sonucu bir gün ayağa kalkıverdik ve o tarihi ilk adımı attık. Korku duymuş muyduk, düşünmüş müydük, hesaplar yapmış mıydık, bir yargıya sahip miydik ya da bir önyargıya? |
|
614
|
|
|
|
Yöremizinin şivesi bana kuş sesi gibi gelir. Neden mi? Çünkü annem bana ninnilerimi yöremizin şivesi ile söyledi. Büyüklerim; anılarını yöremizin şivesi ile anlattılar, öğütlerini yine yöremizin şivesiyle yaptılar. |
|
615
|
|
|
|
Hep merak etmişimdir. Neden bazı sözleri söylememekte inat ederiz? |
|
616
|
|
|
|
Feminist denince benim kuşak ne anlar(dı)? Benim kuşak dediğim, 78’liler de denen Kayıp Kuşak diye adlandırılan, 1956 – 1964 arası doğup, geniş bir yelpazeye yayılan 68 kuşağının ardından gelip ezilmiş olan kuşak... |
|
617
|
|
|
|
Başlayalı uzun zaman oldu. Geleneği işaret edemeyeceğim bir tarihten gelen, algılarımızın sınırlarıyla kavrayabileceğimiz kadarıyla, ‘’gerçeklik’’ zeminimize uygun teorisi, dünya savaşlarının hemen sonrasında şekillenen, hemen her beynin içine senaryoya uygun platoların kurulduğu, devasa gibi görünmesine karşılık, birey ölçekli olmasından dolayı kolay ilerleyen, neredeyse neslimizin büyümesiyle atbaşı ilerleyen bir kurgu bu. Öylesine aktifiz ki bu senaryoda, hem sahnenin kendisi, hem en önemli oyuncusu, hem seyircisiyiz aynı oyunun. Bu senaryonun şu an bize komplo teorisi gibi görünmesinin sebebi, birileri tarafından gerçekleştirilmesi imkansız derecede komplike bir senaryo olmasıdır. Ne kadar güçlü ve örgütlü olursa olsun, hiçbir insan grubunun tüm dünyayı önceden planlandığı şekilde biçimlendirmesi mümkün değil, bundan hiç kimsenin kuşkusu olamaz. Ama yine de bu, senaryoyu an be an oynayarak gerçekleştiriyor olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü bu senaryonun sahibi bir insan ya da insanlar kümesi değil, adı çağlara göre değişen ‘’sistem’’in kendisi. |
|
618
|
|
|
|
Osmanlı Devleti ordusunda askerin moralini düzeltmek için değişik yollara başvurulurdu.Mehter takımları askerin coşkusunu artırmak için önemli bir vasıtaydı.
|
|
619
|
|
|
|
Sana kalan çekip gitmek olmalı şimdi. Sadeleşmeli sözcükler ve sevdanın bir anlamı kalmamalı bırakıp gittiğin yerde. Yaşamanın sahtekarca olduğunu kanıtlayan onca insanın içinde; kendin |
|
620
|
|
|
|
yazı,kasım ayı incir alternatif kültür fanzinin de yayımlanmıştır |
|