• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
501
|
|
|
|
Türk Dil Kurumu Sözlüğüne de baktığınız zaman şöyle de bir açıklaması var Eşref Saati ile ilgili ''1. isim Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman. 2. İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman.'' Bir yazarımızda Eşref Saati ile ilgili böyle bir cümle kurmuş. "Duvardaki saatleri yaylar işletiyorsa ev hayatındaki eşref saatlerini de tatlı dil işletir." Şevket Rado |
|
502
|
|
|
|
"Düşüncenin ve Korkunun azad olduğu bir ülke.
Bir ülke ki insanları dimdik.
Dünya duvarlarla bölünmemiş.
Kelimeler gönlün derinliklerinden fışkırır.
Emek kemale uzatır kollarını.
Aklın ırmağı,
Alışkanlıkların karanlıkçölünde
Kuruyup gitmemiş.
Ne olurdu Tanrım!
benim ülkem de böyle bir ülke olsa!" Tagore. Böyle bir dünyada ve ülkede kim yaşamak istemez...
|
|
503
|
|
|
|
AYNALAR ANLATIR İNSANA İNSAN OLDUĞUNU!.... |
|
504
|
|
|
|
Birileri gibi, orda burda, karşıt cins bulup gecelik sex ihtiyacımı karşılarım düşüncesiyle gittikleri partilerde köpekler gibi, dans edip içmemişler. |
|
505
|
|
|
|
Gışın en büyük eğlencem, kuşlar sevgili günlüğüm. Yalnızlığımızı unutduran guşlar. Serçe guşlarım, garabakal guşlarım. Hem bahçeme, hem pencere gıyılarıma geliyorla. Onlar uçun cam gıyısına avuç avuç döktüğüm pirinç gırıklarını yiyorla. O gadar alıştılar ki, garınları doyunca gitmiyorla. Suçlu, mahzun çocuk gibi duruyorla penceremde. |
|
506
|
|
|
|
Kavramlar giysilere benzetilebilir. Hani içini doldurunca üzerimizde şık ve güzel duran, dolduramayınca hoş görünmeyen giysilere… |
|
507
|
|
508
|
|
|
|
Abicim bari Çaykur’a saygınız olsun…
|
|
509
|
|
|
|
Genel olarak yaşam üçlemesi dün-bugün-yarın yaklaşımının yarın bölümü, şu an bile yarına doğru yol alırken, yaşamlardan uzak değildir. |
|
510
|
|
|
|
Acımak , üzüntü ve korku olduğum yerde beton kesilmemi sağlamıştı. (Oysa okulu böyle anlatmamışlardı bize.)
Ta ki arkadaşımın, öğretmen içeri girmeden beni kolumdan dürterek söylediği cümleye kadar;
|
|
511
|
|
|
|
Tatilde gördüklerimin bir özeleştirisi. |
|
512
|
|
|
|
Yüzyıllardır süregelen bir tartışmadır, 1.numara olan Ana mıdır Yoksa Yar mı? Bu yazımda bu konuyu irdelemeye çalıştım.Ne derece başarılı oldum,Takdir sevgili okurlarımın. |
|
513
|
|
|
|
kadınlık kutsal bir değerdir onların aldanışı toplum olarak yok oluşumuzdur |
|
514
|
|
|
|
Sosyoloji hocası terminolojimize 'mahalle baskısı' diye bir kavram sokmuştu hani!İslamcı entelentsia'da doğasına uygun olarak, bunu inkar etmiş;'Böyle bir şey yoktur!' demişlerdi. |
|
515
|
|
|
|
"Sean Paul ile obezitenin ne alakası var?" demeyin. Orada yaşadıklarımla çift mesajlı yazı bile hazırladım. |
|
516
|
|
|
|
Heeyyy Hocalar!
İnsanlara; “günahlarımız kadar yandıktan sonra cennete gireceğiz” diyen/diyebilen hocalar!..
İnsanlara; “günahlarımız kadar yandıktan sonra cennete gireceğiz” diyerek insanların günah işlemesine kapı aralayan hocalar!...
Siz hala “günahlarımız kadar yandıktan sonra cennete gireceğiz” diyenlerdenseniz, biliniz ki;
Bakara Suresinin 81. ayetinde: “Hayır, öyle bir şey yok. Kim kötülük işler de günahı tarafından kuşatılırsa onlar ebedi olarak kalmak üzere Cehennemliktirler.”
Bakara Suresinin 82. ayetinde: “İman edip iyi ameller işleyenler de orada ebedi olarak kalmak üzere Cennetliktirler.”
Var mı bunun başka lamı-cimi?!..
Var mı bunun başka lamı-cimi be insafsız, günahkâr hocalar? |
|
517
|
|
|
|
insanların umutları insanlar ve madenler arasındaki benzerlik
|
|
518
|
|
|
|
Adapazarı sanki bir masaldı bu sefer. Sanki bir ceza… Bilgisizliğimize, bilgiden uzak oluşumuza, birbirimizi çekemezliğimize, kindarlığımıza, samimiyetsizliğimize, çıkarlar uğruna bir şeyler kullanmamıza bir ceza. Adapazarı’nı anlamak bizden çok uzak… |
|
519
|
|
520
|
|
|
|
Oysa,Soluk olmuştu nefessiz kalan millete bakışları. İnkılâplar, gayret ,kalkınma hamleleri; şimdilerde bir bir sattığımız İnhisar(tekel), Sümerbank onun yadigarı. Yok artık Kızılay’daki iğde ağaçları. Ankara gecekondu diyarı...
|
|