• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
141
|
|
|
|
Bir 15 yıl daha bu değişen kadın profilinin ekmeğini yiyecekleri ortadadır ama sonrası Amerika’nın yeniden bekarete önem verip, çekirdek aileye dönmesi gibi olacaktır, biz de “Ah nerede hata yaptık!?” diye dövüneceğiz.
|
|
142
|
|
|
|
Niye hep bir şeyi başka bir şeyle kıyaslayıp da yerden yere vuruyoruz ki... Sevgililer Günü gidin bir çocuğa ayakkabı mont alın. Bunun için zaman beklemeye gerek yok ki... Zekat 365 gün ve her saatte verilebilir... Niye birbirine alternatif olsun bir şeyler... İçinden geçiyorsa sevdiğine de al bir şeyler, aynı zamanda bir çocuğu da sevindir, ikisini de aynı gün yapabilirsin, eğer içinden geliyorsa, seni tutan yok... |
|
143
|
|
|
|
Silvester Stallone'nin oynadığı o meşhur hayali kahraman Rambo'yu hepiniz tanıyorsunuz. Belki içinizde ''Onu tanıdığım güne lanet ediyorum.'' diyenlerde vardır... Televizyonda filmlerini defalarca izlediniz. Uçtu, kaçtı, on kişinin arasına daldı sağ çıktı, helikopter düşürdü, düşman askerlerinin sabrını taşırdı... Nihayetinde beş altı tane Rambo Filmi yaptı ve köşeyi döndü arkadaş. O filmleri de bizim gibi ülkeler ile birlikte dünyanın bir çok ülkesine de kakaladı ve dünya kadar paralar kazandı hem Amerika hem de kendisi... |
|
144
|
|
|
|
Bu yazının büyük bir bölümü, darbe girişimin ertesindeki Pazar günü yazıldı. Öyküye dayalı yazılarımı bir hafta kadar bekletir, olgunlaştıktan sonra sitelere asardım. Bu yazımı da, “Yanılgıya düşebilirim,” olasılığını da göz önünde tutarak bir hafta sonraya erteledim. |
|
145
|
|
|
|
Biz "idealler" ile büyüdük,büyütüldük..
"Dava" dediğimiz manevi emziklerimiz vardı..
Kimi zaman "Yeniden Büyük Türkiye" ,
Kimi zaman "Milliyetçi Türkiye" ,
Kimi zamanlar da "Bağımsız Türkiye" diye attığımız sloganlar.. |
|
146
|
|
|
|
Şehitlerimizin ruhlarına saygısızlık olur diye normal ses tonumuzdan daha düşük bir ses tonuyla konuşmaya çalışırken, bir dondurmacının sesiyle irkildim. Sonra kalabalığı gören diğer satıcılar; kartpostal, hediyelik eşya ve su satıcıları bir taraftan, yiyecek satanlar diğer taraftan bağırıp duruyorlardı. Sanki bir mahalle pazarının esnafı gibiydiler. |
|
147
|
|
|
|
Eski bir hikayedir, duymuşsunuzdur belki: Tanrı yeryüzüne toplam bir avuç akıl fırlatmış, yeryüzündeki insan sayısı arttıkça, fert başına düşen akıl katlanarak azalmış.
Sembolik bir hikaye elbette.
|
|
148
|
|
|
|
Dün “ulus(o)alcı Kemalist”,
Milliyetçi muhafazakar,
Sağ liberal,
Dindar muhafazakar,
Kürt milliyetçi..
Ama “iktidar koltuğu”na oturup ganimeti karşısına alınca..
Hepimiz “Tek Renk” oluyoruz..
İşte o “renk”te uzlaşıyoruz sadece..
Uzlaşı kültürümüz denizi,pardon,ganimeti görünceye kadar..
|
|
149
|
|
|
|
Kimler ağlatır analarımızı, o mübarek insanlara bu kadar göz yaşı revamı? Ha şunu da unutmayalım tabi ki ''Ağlarsa aman ağlar gerisi yalan ağlar.'' diye de bir özlü sözümüz var. Hiç kimse bizi analarımızı kadar dert etmez, yaralarımıza ilaç olmaya çalışmaz. O zaman biz de şarkıda ki gibi ''İyi gün dostlarım siz hele bir şöyle durun, gerçek dostlar beni yerden yere vurun.'' deriz... |
|
150
|
|
|
|
Çok önemli bir şahsiyet Şeyma Subaşı hanım, Mısırlı milyarderle, özel jetle, yüzükle meşhurmuş. Şener Şen ağabeyimiz, kendisine layık bir rol bulamamasıyla meşhurmuş. Aleyna Tilki hanım kızımız, çabuk büyümesiyle meşhurmuş. Aziz Yıldırım hep haklı çıkmasıyla bayağı bir meşhurmuş. Serdar Ortaç beyefendi kumar tutkusunun zararlarıyla meşhurmuş... Erkan Petekkaya yazıp yazıp sildiği mesajlarla meşhurmuş... |
|
151
|
|
|
|
Sezgi, hayat boyu helezonlar çizerek yürüdüğümüz yola bıraktığımız işaretlerin, gerek gördüğümüzde bulunduğumuz yerden bakarak okunmasıdır. Genellikle işaret olarak ekmek kırıntıları kullandığımızdan okuma güçlüğü yaşarız. Çünkü içimizdeki kuşlar, bıraktığımız bu kırıntılar sayesinde yaşar.
Bazılarımız en başından itibaren işaret olarak çakıl taşları kullanmıştır.
Onlar sezgileri güçlü ve fakat yalnızdırlar.
|
|
152
|
|
|
|
Köylü çocukları sigara bulamadıkları için ağaç yosunu, mısır püskülü ve kuru yaprakları gazete kağıdına sarıp sigara gibi içtiklerini anlatırlar. Büyüdüğüm kasabanın yarısından fazlası tütüncülükle geçindiği için bizler tütün sıkıntısı çekmezdik. Sigara kâğıdı bulmak zordu. Paketle satılan sigaralar bulamadığımız zaman gazete kâğıdına sarılmış tütün içerdik. Tütün sarmak için gazete kâğıdı kullanmışsanız bilirsiniz. Tütün sarmak için hiç uygun değildir. İğrençtir ve tütün değil kâğıdın kendisi genzinizi yakar. Gözlerinizden sicim gibi yaş getirir. |
|
153
|
|
|
|
Yolda yuruyorsun, bir patlama sesi ve ne oldugunu anlamadan yerde buluyorsun kendini. Burnun kaniyor, dudaklarina kan geliyor, ne oldugunu anlamaya calisiyorsun... |
|
154
|
|
|
|
İktidar kayığında iken saltanat kayığının hayalleri kurulur belki ama en son binilecek kayık
‘’ İmam’ın Kayığı’’ dır. |
|
155
|
|
|
|
Günümüzde toplumsal yara olarak gördüğüm ve sezinlediğim eşlerin geçinemeyip yapmış oldukları ayrılıklarda ; kaynana gelin kavgalarının baş aktör olduğuna inandığım için bu yazıyı yazma gereğini duydum... |
|
156
|
|
|
|
Yağmuru Cennet, baharı rahmet kokan vatanıma Siirt dağlarında yedi Mehmetciğimiz gözünü kırpmadan canını vermiştir. O gece yağmur yağmamıştı semadan. Yedi Mehmetciğim yıldızları giyinip vatan için siper oldular kör kurşunlara..O gece, üzerlerine yağmurları giyinip yıldızları ördüler al bayrağımıza. Zifiri karanlığı gözlerindeki vatan aşkıyla aydınlatıp al kanlarıyla nice cicekler ektiler kurak toprağımıza. Dudaklarına bir yudum vuslat şerbetini değdirip adlarını Şehitlik mertebesine yazdırdılar. O gece, yağmur değil; yıldızlar yağmıştı toprağa.
|
|
157
|
|
|
|
Bugün yaşamakta olduklarımız ve yakın bir dönemde yaşayacak olduğumuzdan şüphe duymadığımız; insanın yıkımına, kıyımına yönelmiş genel gidişatımız bizi acil olarak bir zeminde buluşmaya zorunlu kılıyor. Özellikle yaşadığımız kültürel coğrafyanın görmezden gelinmesi imkânsız iradi teslimiyetçiliği; hızlı devrimlerin, aşağılamaların, yok farz etmelerin üstesinden gelemeyeceği ve bu sebeple her şeyden önce anlaşılmaya ve kabullenilmese bile, insanlık adına geleceğe yönelik daha iyiyi hedefleyenler için, en azından kendisini tanımaya mecbur bırakıyor bizi. |
|
158
|
|
|
|
Mudurnu şivesiyle yazılmıştır. |
|
159
|
|
|
|
Yalnızlık üzerine bir kaç kelam vesselam |
|
160
|
|
|
|
Televizyon seyretmeyi pek sevmesem de ara ara bakıyor insan, gözünü alamıyor yine de. Bir iki kanalın bazı programları hariç dişe dokunur, kayda değer bir program yok. Laf olsun torba dolsun, diye, insanlara hoşça vakit geçirtmek için, özünde ise hiç bir şey vermeyen realite şovlar, insan metabolizmasını zorlayan programlar. |
|