|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu |
121
|
|
|
|
Kara Bir Gün: 7.Mart.1983 |
|
122
|
|
|
|
HENÜZ YENÝ DOÐMUÞ OÐLUNU BIRAKARAK, 1985 YILINDA ÞIRNAK'A ASKERLÝK GÖREVÝNÝ YAPMAYA GÝDEN VE BURADA ÞEHÝT DÜÞEN BÝR BABAYI, SENELER SONRA AYNI TOPRAKLARDA VATAN BORCUNU ÖDEMEYE GÝDEN OÐLU HAKKI'NIN DA TIPKI BABASI GÝBÝ ÞEHÝT DÜÞMESÝ KONU EDÝLÝYOR. |
|
123
|
|
|
|
Sitenin, doðruca sahile inen dar yolun giriþindeki kapýsýndan içeri salmadýklarý Kazým, güvenlikçilerin kulübesinin hemen yanýndaki akasyanýn, sitenin duvarýndan dýþarý taþan gölgesine çekti üç tekeri... |
|
124
|
|
|
|
Ölüydü onlar! Bu halleriyle, ama gene de gülümsüyorlardý, ölüme. Onlar donmuþ cesetleriyle „Törelere „ karþý açýlan bir isyan bayraðýydýlar artýk...
Ve bir mutluluk tablosu okunuyordu yüzlerinde... |
|
125
|
|
|
|
savaþlara hep son deriz peki neden son veremeyiz ne için seviyoruz bir birimizi tüketmek yok etmek içinmi ne þinolar ölsün neden canlar ölüm kendiliginden gelsin baþkasýndan deðil. |
|
126
|
|
|
|
Her yer karanlýk. Kör olmuþ güneþ. Zaman yok. Duygu yok. Bacaklarýmla ellerimi karýþtýrýyorum. Kalbimden bedenime yayýlan, hücrelerime iþleyen derin bir sýzý… Sýzýyý anlatacak ünlemler kayýp. |
|
127
|
|
|
|
"Paþababasý, onun için bir þeyler yapamaz mýydý?’’ Mahallenin bitirim delikanlýsýna tutulan þýmarýk, hastalýklý zengin kýzýný oynamaktan nefret ederdi. |
|
128
|
|
129
|
|
|
|
Seda ekranda akýp giden görüntü ve diyaloglara kapýlarýný çoktan kapatmýþ, yedi yýl öncesinin ýþýltýlý, umut dolu günlerine gitmiþti. Oysa içinden yükselen derin bir hüzünden baþka bir þey duyamýyordu. |
|
130
|
|
|
|
Durdu; soluðu kesilecek gibiydi. Çevresine bakýndý, yürüyüþe çýkanlar yavaþ yavaþ azalmýþ, tek tük iþlerinden geç geldikleri belli bir iki kiþi birbirlerinden habersiz, ayný amaçla tempolu yürüyorlar. “Bunlarýn dertleri var mýdýr? |
|
131
|
|
|
|
Zabýt Katibesi Hâkimin söylediklerini yazdý ve yeni komutlarý beklemeye baþladý. Duruþmada iki taraf vardý ve onca yýlýn deneyimli hakimi bu kez davalý tarafa yani adamýn avukatýna söz verdi. Avukat savunmasýný vermek üzere hazýrlanýrken Hakim;
|
|
132
|
|
|
|
Zaten bu insanlar da, atalarýný arada akýllarýna getirirler belki ama uzun uzadýya kafa yormaz, geçmiþin bir sis bulutundan öte bir þey olmadýðýna inanýrlardý. Gelecek, kaygý barýndýrmayan bir kopyaydý. Sadece bir önceki güne ait bir kopya, daha öncesine deðil iþte. Böyle olunca da, geçmiþle gelecek, daraþmalýk aralýklarda bir taraftan harmanlanýp bir taraftan silikleþerek dönüþür, öz anlamlarýndan geriye muðlâk bir iz kalýr iþte. Bu insanlar tarafýndan, zamanla ilgili kavramlar, bir güne sýðan anlarla açýklanabilirdi desek, yeri. Vadi, onlarýn muhakeme alanlarýný tek baþýna dolduran, içinde bulunulan andan baþkasýna ait olmayan yegâne yaþam merkeziydi ve öncesi-sonrasý düþünülmeksizin, bu vadide hayat günübirlik yeþerirdi.
|
|
133
|
|
|
|
Köy Enstitüsünden saðlýk memuru olarak mezun olduktan sonra atandýðý köyde hemen göreve baþladý. Köylülerin bulduklarý bir eve yerleþti. Köyün geniþ bir bahçesi vardý. Bahçe ola bildiðince bakýmsýzdý. Bahçe içindeki kuyunun suyu oldukça yakýndý. Kuyudaki |
|
134
|
|
|
|
Devlet ihalelrinde ki ayak oyunlarýnda daha toydular. Pek anlamazlardý. Kredili pasta nasýl ele geçirilir, devletin malý nasýl incitmeden yenilir, kubbe nasýl habbe yapýlýr, deveyi hamuduyla yutmanýn yollarý nelerdir... Para bu! Baþka þeye benzemez ki! Aþýða maþukasýný unutturur. Sesi çok uzaklardan bile hoþ gelir. Damarlarýna kadar hissedersin. Öðrendiler... Öðrettiler! Davulcunu halinden zurnacý anlar hesabý anlaþýverdiler. |
|
135
|
|
|
|
bir kadýn,adý silinmiþ bir coðrafya,bir heves |
|
136
|
|
|
|
Asansörde çýt bile çýkmýyordu.Yýllanmýþ asansörün kendi sesi zaten o kadar iðrençti ki her seferinde konuþmuþ olmayý dilerlerdi.Ama bu ayin bozulursa sanki uðursuz bir þeyler olacakmýþ gibi kimsenin her seferinde hiç sesi çýkmazdý |
|
137
|
|
|
|
Öykü, zaman zaman toplumsal bir ahlaki çöküntü içinde olan insaný ve bu insanlar karþýsýnda farklý bir duruþu anlatýr. |
|
138
|
|
|
|
Dikilen heykeller, anýtlar, marþlar, falan filan her neyse kahramanlýk propagandalarý da beni ikna edemez.Ben O masallara inanacak kadar eþek de deðilim.. Neyse efendim öykünün giriþinde hava durumu, manzara, doða gibi þeylerden bahsetmedim. Sanki bunlar insanlarýn çok umurunda. Bu yüzden konuya direk girmeyi tercih ettim. Konuyu fazla daðýtmadan mevzuya deðineceðim.Sorunum gerçekten çok büyük.
|
|
139
|
|
140
|
|
|
|