• İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler |
221
|
|
|
|
YAKLAŞAN SEÇİMLERDE BİR TAHMİN ELEŞTİRİSİ |
|
222
|
|
|
|
Mızıkacılar yanıldı. Kürt bölgelerinde DTP’nin çözümü dayatan siyaseti kazandı. Ama ne hikmetse ülkenin en büyük siyasi parti liderleri ve gazetecileri, yine bilindik mavallar okumaya başladılar. Sözgelimi son yirmi dört saatte, DTP’nin “kimlik siyaseti” üzerinden nemalandığı yorumları çoklukla dillendiriliyor. |
|
223
|
|
|
|
Şu anda ülkenin acil gündemi, Kürt açılımı ve Yeni Anayasa çalışması soğumaya bırakılırken, hiç de gereği yokken, alt yapısı bile olmayan suni gündemler yaratılıyor şimdi. |
|
224
|
|
|
|
Merhaba, evet Bizde Liderler Gelişmiş Demokrasi İstemiyorlar , bu konuyu işlemeye çalıştım yazımda, aslında genel olarak gelişmiş demokrasi kavramını değerlendirmeye çalıştım, yorumlarınızı beklerim. |
|
225
|
|
|
|
’’Bağımsızlık benim karakterimdir.’’ diyen bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o yıllarda yaşamış olsaydı NATO ya yine girer miydik? Hiç sanmıyorum... Bu gün komünizm tehlikesi ortadan kalkınca, dikkat edin bakın emperyalistlerin bütün silahları Müslümanların üzerine çevrilmiş durumda... Kah Amerika, kah NATO bu işi, Müslüman ülkelere saldırarak sürdürüyorlar... |
|
226
|
|
|
|
Demokrasiye dair, sivil anayasaya dair, barış ve huzura dair, Kürt sorununda çözüme dair, kimde, ne plan ve proje vardır, onu dökülün; bizim için meydanlarda öyle çözülün de, çözüm kimdedir görelim. Yoksa; “yoktur” diyenleri sandığa gömelim. Unutmayın, halkımız ariftir; sizden beklenen, yüreğinizden gelecek basit bir tariftir. Doğru söz, kısa ve özdür; lafı dolandırmaya, dolaştırmaya gerek yoktur. |
|
227
|
|
|
|
Mudurnu ağzıyla yazılmıştır. |
|
228
|
|
|
|
Kuşkusuz SYRİZA'nın işi zor. Kapitalizm canavarının tuzakları, dümenleri pek çok. Onlar çocukları doğmadan boğmayı iyi bilirler. Ne var ki insanlık da boğulmakla tükenmiyor, sürekli kurtuluşun yolunu aramaktan vazgeçmiyor.
|
|
229
|
|
|
|
Gerçekten de ülkemiz önü kesilemez bir yükselişin ve bağımsızlığın osmanlının en güçlü dönemlerine yakın dönemini yaşıyo bakmayın siz onun bunun ne dediğine hepsi hayranlıkla izliyor ve tabi izlerken plan yapmayıda unutmuyorlar |
|
230
|
|
|
|
Kendi vatandaşının karnını doyuramayan bir hükümet, kaç yıldır Suriyeli besliyor, hem de 100 metre kare evler yetmeyip, 200-300 metre kare evler yapılması için emir ve tavsiyelerle.. |
|
231
|
|
|
|
Ülkede, kan gövdeyi götürüyor, günübirlik cinayetler işleniyor. Mafya ile devlet kurumları birbirini suçluyor. Gel gör ki, bizim gündemimiz bir şehrin nüfusunu alacak bir caminin yapılışını kutlamak... Oysa bırakın camiyi, küçük bir mahalle mescidinde bile iki saf, bilemedin üç safı aşmış cemaati görmeniz mümkün değil. |
|
232
|
|
|
|
1924 yılında Isparta’nın Atabey İlçesine bağlı İslamköy’de doğmuştur. Üniversiteyi İstanbul’da bitirdi. 1949 yılında Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde göreve başlayan Demirel aynı yıl ABD’ye Sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak üzere gönderildi. Dönüşte Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne atandı. Çok sayıda baraj ve su projesini hayata geçirdi.
Daha sonra ODTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalışan Demirel 1962 yılında siyasete atıldı. 2 yıl içinde Adalet Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi. 1965’te milletvekili oldu. Seçimlerden birinci olarak çıkan Demirel Başbakan oldu. |
|
233
|
|
|
|
Ülkemiz kendi kabuğunu kırmada ne yazık ki, Doğu Avrupa ülkeleri kadar başarılı olamadı. Sürekli devekuşu gibi kafamızı kuma sokup, “EN BÜYÜK TÜRKİYE!” sloganlarıyla yıllarca kendimizi avuttuk durduk. Dışarda ne olup bittiğini, hakkımızda ne tür planlar kotarıldığını, bunlara karşı ne tür önlemler alınması gerektiğini bir türlü göremedik ya da bilinçli olarak gösterilmedi! Ne zaman ki, bilgisayar ve internet yaygınlaştı, bu savsözlerin koca bir yalan olduğu anlaşıldı. |
|
234
|
|
|
|
Bir dönemin kudretli paşaları, kodamanları... Son günlerde bazıları bir hayli sıkıntı yaşıyormuş. Çok yazık. Bir ömür boyu bu devlete, bu millete hizmet et dur, sonra da bu hallere düş. Olacak şey değilmiş. Hasdal Askeri Cezaevinde yatan muvazzaf paşalar da dert yanıyormuş. Yemeklerden şikayetçilermiş. Kuru fasulye, nohut yemekten helak olmuşlar. |
|
235
|
|
|
|
Osmanlı İmparatorluğunun Duraklama ve Gerileme dönemlerinde ordu herzaman gericiliğin ve tutuculuğun kalesi olmuştur. Yeniçeri ayaklanmaları ve isyanlar gavurlaşma olarak görülen modernleşme ve yenileşmeye karşı eylemlerdir. Atatürk sonrası Cumhuriyet döneminde de, ordu tarafından gerçekleştirilen askeri darbelerin genelde modernlik demokrasi karşıtı ve karşı devrimci bir yapıda olduğu gözlemlenmiştir. |
|
236
|
|
|
|
Konuşmacıların üzerinde durdukları noktalardan biri, toplantıya genç kuşaktan pek az kişinin katıldığı yönündeydi. Aynı benzer durumun Ödemiş ADD toplantısında da dile getirilmesi gösteriyor ki, 12 Eylülcü Paşalar amaçlarına ulaşmışlar! Gençliği siyasetten uzaklaştırmışlar. Ya bizim kuşak da giderse ne olacak, bir bilen varsa çıksın ortaya. |
|
237
|
|
|
|
Tunus ve Mısır' da başlayan halk hareketleri ve devrim sürecinin değerlendirilmesi... |
|
238
|
|
|
|
Halka fazla özgürlük tanımayan rejimler hem bir açıdan değiştirilemeyecek kadar kökleşip gerektiğinde efendilerinin dediklerini yapmayacak bir konuma gelirken bilişim teknolojisinin artık sınır ve rejim tanımadığı günümüzde halkların ‘Batılı Sahip’lere bağlanıp daha rahat yönetilebilmesi için bir miktar demokrasi gerekiyordu. |
|
239
|
|
|
|
Dünyada savaşlar ve fakirlik hiç eksik olmuyor... Bizler, yani gelişmekte olan bir çok ülke ise bu duruma kayıtsız kalsak da fazla bir şey elimizden gelmiyor... Bu gün dünya üzerinde Birleşmiş Milletler Topluluğuna üye olmayan ülkeler yok denecek kadar az. Süper Güçlerin beş daimi üyesi içinde, ne yazık ki hiç bir Müslüman Ülke yok, ne kadar hazin ve bir o kadar acıdır... |
|
240
|
|
|
|
AKP (ve özellikle Tayyip Erdoğan) bahis ve tartışma konusu olan sivil anayasa ile ilgili yaptığı propagandada sürekli olarak Türkiye'nin sivilleşmesine vurgu yaptı ve böylece Türkiye'nin halen bir asker vesayetinde yönetildiğini üstü kapalı bir şekilde belirtmiş oldu. |
|