• İzEdebiyat > Öykü > İronik |
221
|
|
|
|
Aynasını arıyordu sokakta Cabbar. Sigarasını çıkarttı. Bir kibritle çekti içine. Bir teneke gıcırtısı köşedeki boyası sökük duvarın önünden geldi. Hayır. Burada bütün evlerin rengi fluydu. Bir kedi göz ucuyla önünden geçti. |
|
222
|
|
|
|
Trendeki yolculara masal anlatsa / Nasıl olur meselâ
|
|
223
|
|
|
|
Şimdilerde prostatı dizini dövenlerin yellendi mi yüz binleri yerinden yurdundan ettiği yıllardı. Devletin başındakiler, şehir şehir dolaşıp köylüye ayran, hakime hukuk, kadınlara doğum ,
ressamlara resim yapmayı öğretiyorlardı. |
|
224
|
|
|
|
Öteki tarafı görerek; –bu da duvarın üzerinde henüz karşılaşmadığım çatlakların, oyukların, deliklerin ortaya çıkmasıyla söz konusu olabilir– gördüklerimden birinin belki de birkaçının bu kapıdan geçmiş ya da geçebileceklerden bir tanesi veya daha fazlası olabileceği avuntusuna düşmedim. Çünkü eğer kapı açılmayacaksa ve ben içeriyi bir şekilde görebiliyorsam veya aynı şeyi diğer tarafta olan birinin beni görerek benim hakkımda söylemesi söz konusuyken, diyebilir miyim bunlardan bazıları bu kapıdan geçmiş ya da geçebilir? |
|
225
|
|
226
|
|
|
|
Sevimli, neşeli, duygusal bir kişi olarak bilinir. Bu özelliklerin yanı sıra, dürüst, güvenilir, kısacası hiç kimseye yamuğu olmayan bir kişidir. Yeryüzünde kelek yaptığı bir kişi varsa o da belki sadece kendisi olmuştur. |
|
227
|
|
|
|
Romen göçmeni, Alman Yazar Herta Müller'in ilginç bir öyküsü. |
|
228
|
|
229
|
|
|
|
Arkalarından medya görevlileri yere dökülen beyinlerini toplayıp bunlardan küpeler yapıp,halkın kulağına asıyorlardı.Kulaklardaki ağırlık,beyinlerdeki sağırlığı artırıyor,kulaklar büyüdükçe,beyinler küçülüyordu. |
|
230
|
|
|
|
Beni içine çekmişti bir kerede olsa ve ben şuan içindeyim. İçini mahfeden artık benim... |
|
231
|
|
|
|
yolunu kaybetmiş biri..ya yardım beklemekte ya da ölume terkdilmekte! |
|
232
|
|
|
|
delidir ne yapsa yeridir... |
|
233
|
|
|
|
İyilik yaparken bir kere daha düşünmek gerekir bazen.. |
|
234
|
|
|
|
kuşların aile hayatını sembolize ederek toplumda çocuk eğitimi ve ana babalık üzerine bir söylem |
|
235
|
|
|
|
kısacık bir andı yaşadığım. ne yapacağımı bilemediğim belki de. bildiğim ya da sonuna kadar. yapamadım işte ama. toprağı ateş körükledi. körüğü toprak... |
|
236
|
|
|
|
Doğarken ölmem senin hatan değildi canım annem... |
|
237
|
|
|
|
mayıs ayı ilkbaharın ayıdır,özlemin,mitlerin,toprağın hareketlerinin....öykümüz de birçok simgeyi bağrında taşıyan anadolu'dan simgesel bir öykü. |
|
238
|
|
|
|
Pencereye doğru yürüdü. Çocukluğundan kalma bir alışkanlıkla bahçedeki ceviz ağacına odaklandı gözleri. Sanki o günlerden bu günlere her şey değişmiş ama bu bahçe, bu ceviz ağacı ve bu ağacın üzerinden cilveli ışıltılar yayan güneş hiç değişmemişti.
Bazen saçlarındaki beyazlıklar ve yüzündeki kırışıklıklar dışında kendisinde bile çok şeyin değişmediğini düşünüyor ama bu düşünce onu fazlaca meşgul edemeden her şeyin değiştiği fikrine teslim oluyordu. Aslında bu onun gerçeklerden kaçışıydı. Şu ceviz ağacının altına sığındığı çocukluk günlerinde büyüttüğü hayallerinin hiçbirinin gerçekleşmesinin tek sebebi hayatın değişmesi olunca kendini daha iyi hissediyor ve bu alışkanlığından kurtulup gerçeklerle yüzleşmek istemiyordu. |
|
239
|
|
|
|
Şimdi sen yoksun, rahatça dertleşebilirim artık seninle.Hatta nasihat bile edebilirim |
|
240
|
|
|
|
...Uzun zamandan beri ilk kez “tüm bu olanlarda nesi?” diye sordu kendine. Gitarcıya baktı, o da düşünceli düşünceli yere bakıyordu. Kim bilir belki kızda tüm bu olanların ne olduğunu yazıyordu. Eğilip baktılar kızın yazdıklarına...
|
|