• İzEdebiyat > Deneme > Din |
981
|
|
|
|
Akıl ve hikmet gözüyle bakabilen bir insan, bir kuşun kanadındaki muhteşem renklerde izlediği sanat karşısında Allah’ın eşsiz ilmine daha yakından tanık olur. Allah, yarattığı tüm canlılara ayetlerini, güzelliklerini yerleştirir ve varlığının delillerini insanlara gösterir. İnsanın her hücresi sevgiye göre kodlanmıştır. İnsandaki Allah aşkı, tüm uzuvlarına yansır; o aşkla bakabilenler, tüm detayları görebilirler. |
|
982
|
|
|
|
Allah, Müslümanlar’a birlik olup güç kazanmalarını buyuruyor, bazı Müslümanlar güçlerini kardeşlerine karşı kullanıyorlar. “Birlikte Allah’ın ipine sarılmak" yerine, din kardeşlerinin ipini çekmeye çalışıyorlar. |
|
983
|
|
|
|
Zaman, geçirmek değil kazanmak içindir. Her saniye çok değerlidir; çünkü tekrarı yoktur. Her yeni gün, yaşanacak yeni bir yirmi dört saat değil, Allah’ın hoşnutluğunun kazanılabilmesi için yeni bir fırsattır.
|
|
984
|
|
|
|
Ayette haber verildiği üzere, var gücüyle kötülüğe yönelten bu tehlikeye karşı insanın sürekli olarak dikkatli davranması gerekmektedir. Kişi eğer onu ‘örtüp sararsa’, sonunda yıkıma uğrayacağının bilincinde olarak yaşamalıdır. Çünkü nefsin hevesleri, korkunç ve azgındır; insanı bataklığa iter.
|
|
985
|
|
|
|
Allah kaybolup gidecekleri bırakmamızı, ardına düşmememizi istiyor; bizler ise O’nun istediklerini yapmayıp kendimize zulmediyoruz. Zulmeden pisliklerden kurtulduğumuzda, pırıl pırıl imana kavuşmamız mümkün olacaktır. |
|
986
|
|
|
|
Toplumun bazı kesimlerinde hakim olan din anlayışı, Kuran’a uygun olmayan bilgilerden ve tamamen batıl inançlardan oluşmaktadır.
|
|
987
|
|
|
|
2012 tüm dünya için insanlık, barış, huzur, sevgi, merhamet, bilim ve sanatın gerçek anlamda yaşanacağı kutlu dönemin başlangıcı olsun inşaALLAH.
|
|
988
|
|
|
|
Allah, kimi insanların zannettiğinin aksine, yarattığı her şeyi sürekli kontrolü altında tutar. Uzaydaki olağanüstü sistemler ve dengelerden, insan bedenindeki mükemmel işlemlere kadar tümünü an an yaratan ve denetiminde tutan Yüce Rabb’imizdir. |
|
989
|
|
|
|
Müslüman, kelime manası olarak her ne kadar ‘teslim olan’ diye manalandırılsa da Muhammed(as)’ın söylediği sözlerden de anladığımız kadarıyla, bu sözcüğün tam karşılığını ‘kurtulan, refaha eren, selamete çıkan, gönlü rahatlayan ya da ebedi mutluluğa kavuşan’ şeklinde anlamlandırmak daha doğrudur. |
|
990
|
|
|
|
Allah, Kur’an ayetlerinde Hz. İbrahim’in Kendi sınırlarını korumadaki titizliğini, zorluklar karşısındaki sabırlı ve teslimiyetli kişiliğini, koşulsuz itaatini över ve onu dost edindiğini haber verir...
|
|
991
|
|
|
|
İnsan kendini Allah’a teslim etmeli, hayatını Allah’a adamalıdır. Özveride bulunmak, dürüstlük, vefa -avami deyimle- enayilik değildir; güzelliktir. Allah bu güzel ahlaka sahip kullarının işlerini kolaylaştırır, yollarını açar, bereket verir. |
|
992
|
|
|
|
Çile, zulüm, zorluk ve yaşanan tüm olumsuzluklar, kaderde varolan ve Allah tarafından özel olarak yaratılmış olaylardır. Çile ve zorluklar, toplumun bazı kesimlerinde ‘kadersizlik’ olarak yorumlanır. Oysa çile insan için çok büyük nimettir…
|
|
993
|
|
|
|
İnsan eğer Allah’ın hoşnutluğunu esas almıyorsa, gittiği tatilde Allah’ı, Kur’an’ı, İslam’ı unutuyorsa, ve orada aniden ölüm onu yakalarsa, nasıl açıklar Rabb’ine? |
|
994
|
|
|
|
İnsanların Kuran ahlakına uygun yaşamalarını engellemek için yoğun çaba sarfeden şeytan, türlü oyunlarla dinsizliği yaymaya çalışarak, kendi sistemini topluma yerleştirmeyi amaçlar. Allah’ın varlığının milyonlarca delili olmasına rağmen, şeytanın telkini ile bunu farkedemeyen bazı insanlar, inkarda direnerek din ahlakını yaşamaktan kaçarlar. Bununla da kalmaz büyük bir mücadele yürüterek dinsiz bir toplum yaratmaya çalışırlar. |
|
995
|
|
|
|
Özgürlük kelime anlamıyla 'her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu' dur. Her türlü dış etkiyi reddeden ve sadece kendi iradesine dayanarak karar veren insanlara göre Allah 'a inanmak ve O'nun emir ve yasaklarını uygulamak tutsaklıktır. |
|
996
|
|
|
|
Yaşanılan hayatın iniş-çıkışları ve yaptığımız davranışlara binaen, kutsiliğine inandığımız bir zat huzurunda kendimizi hesaba çekme işlemine ibadet deriz. Bu eylem, her cemiyet veya her din mensubu için farklı şekillerle icra edilmektedir. Ama neticede gaye hep aynıdır. Yani amaç, ilah olarak kabul edilen zata ibadet etmektir. İbadette ki asıl amaç ise insanın kendisini hesaba çekmesi ve olgunlaşmaya çalışmasıdır.
|
|
997
|
|
|
|
"Ben yaptım." "Ben çalıştım. Ben kazandım." "Ben bitirdim. Ben başardım." "Ben dua ettim; o yüzden oldu." Ben, ben, hep ben... Bilmez misin ki her şeyi Allah yapar; bizi de yaptıklarımızı da O yaratır.
|
|
998
|
|
|
|
Mü’min kendi ihtiyacı olsa bile yoksula ve yetime yardım eden, sevdiklerinden özveride bulunan samimi bir kuldur. İyilik ve yardımı karşılıksız yapar ve başkalarını da iyiliğe özendirir. Tek hedefi, "Biz size, ancak Allah’ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür. Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz." (İnsan Suresi, 9–10) ayetiyle de bildirildiği gibi, Rabb’inin hoşnutluğudur.
|
|
999
|
|
|
|
Ahirette zor durumda kalma olasılığına karşı, kendilerince çok akıllıca olduğunu zannettikleri bir rahatlama yolu bulmuşlardır. Bu, “nasılsa Allah affedecek" mantığıdır ve böyle düşünerek vicdanlarının sesini bastırmaya çalışırlar. |
|
1000
|
|
|
|
Toplumda, Müslümanlar garibandır, eziktir, yoksuldur; parası olsa bile zevksizdir, giyinmeyi, eğlenmeyi bilmez, güzellikten, estetikten anlamaz gibi bir imaj var. Mümin her şeyin en güzelini elde ederek, bu görüşü yıkar. Bu inkarcılar için büyük öfke konusudur, müthiş azaptır. Çünkü müminlerin başarısı ve gücü onların çok ağırına gider, canlarını acıtır.
|
|