• İzEdebiyat > Deneme > Din |
1001
|
|
|
|
İnsanların deprem, sel, fırtına gibi olaylara karşı tedbir alması oldukça doğaldır; alınan tüm tedbirler fiili birer dua anlamına gelir. Ancak yalnızca tedbirlere güvenerek, Allah’ın sonsuz gücünü görmezden gelmeye çalışmak hata olur. Aldıkları tedbirlere güvenen ve kendilerinde güç gören kavimler, öğüt almak için birer örnektir.
|
|
1002
|
|
|
|
Kur’an tüm insanlığa aydınlığı, estetiği ve güzelliği anlatır. Ancak karanlık zihniyetli cahiliye insanı ortaya adeta bir kabus tablosu çıkarır. Kendi kafasındaki ve ruhundaki karanlığı anlatır bu kişi, o din değildir. Gerçek din pırıl pırıl aydınlıktır, huzur ve ferahlıktır. Samimi müminler için kesintisiz bir mutluluk ve huzurla dolu olan Allah’ın aydınlık ve dosdoğru yolu, yaşamlarından sonsuz ahirete uzanır. |
|
1003
|
|
|
|
İnsanları Allah’tan uzaklaştıran inkarcı görüşlere karşı mücadele etmek yerine, Müslümanlarla uğraşan ve onları dinden soğutmaya çalışan münafık ve müşrikler, gerçekte sürekli aşağılanır, rezil olurlar. |
|
1004
|
|
|
|
Duada samimiyet çok önemlidir. Gerçek anlamda samimi dua, gerçekleşmesi imkansız gibi görünüyor olsa da, Allah’ın sonsuz güç sahibi olduğuna ve dualara icabet ettiğine kesin bilgiyle inanarak istemektir. |
|
1005
|
|
|
|
Allah her konuda sınayabilir. Açlıkla, canlardan mallardan imtihanla... Bunlar sınav başlıklarıdır. İmtihanlara hazır olmak gerekir. İmtihan karşısında göstereceğimiz sabır, alacağımız nottur.
|
|
1006
|
|
|
|
Oysa her insan, aniden ölüm melekleriyle karşılaşabilir, mezara giderken de dünya hayatında sahip olduğu hiçbir şeyi yanına alamaz. Yapayalnız bir şekilde Allah’ın huzuruna çıktığında ise, sadece dünyadayken yapıp ettikleri önüne getirilir. |
|
1007
|
|
|
|
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Kur’an’da haber verdiği bir diğer müjde ise kötülükleri iyiliklere çevireceği. Bu, günahların bağışlanmasından da öte, Rabb’imizin sonsuz merhametini kavrayabileceğimiz çok büyük bir müjde. |
|
1008
|
|
|
|
Namaz, müminin Allah’a yakınlaşması, O’na boyun eğmesi, dünyevi her şeyden sıyrılarak Rabb’ini düşünebilmesi için bir yöneliştir. Namaz gafleti kaldırır, insanın bilincini ve şuurunu canlı tutar. Namazla imanı derinleşen, samimiyeti artan müminin ahlakı güzelleşir, nefsani tutkularından ve kötü düşüncelerinden arınır. |
|
1009
|
|
|
|
Hatta bazen bu kişinin gününün neredeyse 23 saati Kur’an ahlakından uzak geçerken, din ahlakını yaşamaya ancak bir saatini ayırır. Oysa insanın yaşamı, ölümü, ibadetleri ve kulluğu yalnızca Allah için olmalıdır. |
|
1010
|
|
|
|
Yaşadığımız her an, Allah’ın bizler için yarattığı güzelliklerle ve nimetlerle karşılaşırız; soluduğumuz hava, doğadaki muhteşem manzaralar, çiçekler, yüzlerce çeşit hayvan ve yaşamımızı sürdürmemiz için gerekli olan sayısız yiyecek… |
|
1011
|
|
|
|
Allah korkusu güzel ahlakla ilgili bütün özelliklerimizi yönlendiren en önemli güçtür. Örneğin, eğer içinde Allah korkusu olmazsa, musibete, çileye sabır göstermeyebilir, bağışlayıcı olmayabilir, öfkesini yenmeyebilir; yani iradesini birçok noktada kullanmayabilir. “Nasıl olsa Allah beni affeder, zaten cennete giderim” diye düşünür. Ancak Allah korkusu insandaki duyguları kontrol altına alır.
|
|
1012
|
|
|
|
Kurban; iman, takva, itaat ve teslimiyet imtihanıdır. Kurban, İsmail’i aşkla Allah’a adayacak İbrahim olabileceğimizi kanıtlama imtihanıdır… |
|
1013
|
|
|
|
Mülkün gerçek sahibi olan Allah’tır ve dilediği kişiye dilediği kadarını verir. Bu, kişinin şükredici olup olmayacağı ve Allah’a gereği gibi kulluk konusundaki imtihanıdır. |
|
1014
|
|
|
|
Dua, bazı kişiler için yalnızca zor zamanlarda; korku duydukları ya da tehlikelerle karşı karşıya kaldıklarında hatırladıkları bir ibadettir. Oysa dua yaşamın ayrılmaz bir parçası olmalıdır. İnsan Rabb’i karşısındaki aczinin bilincinde olarak hem kolaylıkta, hem de zorlukta O’ndan yardım istemelidir.
|
|
1015
|
|
|
|
İsminden de anlaşılacağı gibi Musa peygambere inanan ve onun Allah’tan getirdiği buyruklara göre hayatına yön veren insanların inandığı dindir. Günümüzde halen varlığını sürdüren ve İlahi dinler arasında tarihsel olarak en eskiye dayanan bu dine inanan insanlara, Yahudiler denmektedir. |
|
1016
|
|
|
|
Din, kişinin sadece kendi içinde yaşaması gereken bir olgu değildir. Dini bir yerlere hapsetme düşüncesi, Kur’an’dan habersiz olan ya da Allah’tan yüz çevirerek yaşayan kişilere ait çarpık bir görüştür.
|
|
1017
|
|
|
|
Kuran ahlakında, insanın gerçek iyiyi ve kötüyü yalnızca kendisinin bilmesi ve yaşaması yeterli değildir. Müminler, diğer insanları da din ahlakını yaşamaya davet etmekle sorumludurlar. Ayrıca, karşılarındaki kişinin nefsine ağır gelebilecek de olsa, Kur’an dışı davranışlarını engellemek amacıyla uyarılarda bulunurlar. |
|
1018
|
|
|
|
Yeryüzünde yaşayan çoğu insan hayatı boyunca pek çok hayal kurar ve bunlara ulaşabilmek için çok çalışır. Kimi bu dünyaya yönelik hayaller kurarken, kimi de İslam uğruna yapabileceklerini ve tüm bunların kendisini ulaştıracağı güzel sonucu düşünür, hayal eder.
|
|
1019
|
|
|
|
İçinde Allah korkusu taşıyan ve hesap günü Rabb’inin huzurunda sorgulanacağının şuurunda olan insan gerçek adaleti sağlayabilir. Dünyada hak arama telaşında olan birçok insanın, asıl ahirette Hakkın karşısına çıktığında ne yapacağını düşünmesi gerekir. |
|
1020
|
|
|
|
Dünya, tüm detaylarıyla denizleri, gölleri, okyanusları, çiçekleri, ağaçları, dağları, canlıları ile birlikte insanın bu kulluk görevini yerine getirip getirmediğinin denenmesi için Allah’ın özel olarak yarattığı bir mekandır. Evren, evrendeki tüm sistemler, yıldızlar, gezegenler, gök cisimleri de insanın Rabbimizin büyüklüğünü ve sonsuz kudretini görmesi ve O’nun gücünü takdir edebilmesi için yaratılmıştır. Bunların yanı sıra insanın dünya hayatı boyunca yaşadığı tüm olaylar, bulunduğu tüm mekanlar da kişinin dünyada yaşadığı imtihanın birer parçasıdır.
|
|