• ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
201
|
|
|
|
Bu konuþmanýn sonrasýnda bana üzümlü kurabiye ikram ettiðini ve bir zamanlar yaptýðý nefis kurabiyeleri anlattýðýný hatýrlýyorum. Kendi yaþamý ile ilgili bir þeyler anlatýrken birden sýradan konulara geçivermesindeki ustalýk beni þaþýrtýyordu. |
|
202
|
|
|
|
ýssýz, ýpýssýz bir adada, yaþamýn kýyýsýnda bir yerlerdeyim. açýklardan gemiler geçiyor irili ufaklý, görüyorum. el sallasam görecek, baðýrsam duyacaklar belki; ama fark edilmek, fark edilip buradan kurtulabilmek için çaba göstermeyi çoktan býraktým. sonsuza dek burada kalabilirim. |
|
203
|
|
|
|
Aþk cimridir duygusal tarafa... |
|
204
|
|
|
|
Her þey dün akþam baþladý. Birden bire... Önce þaka gibiydi. Güçlendi. Ýlk kez oluyor. Tam onunlayken. |
|
205
|
|
|
|
Haksýzlýk eden, haksýzlýk ettiði kiþinin bu haksýzlýðý kaldýracak kadar güçlü olduðunu mu düþünür yoksa güçsüz birine haksýzlýk edecek kadar aciz midir? |
|
206
|
|
|
|
Kýzýl, dalgalý saçlý yüzünde belli belirsiz çiller bulunan Havva çantasýndan neredeyse elmayý çýkarýp uzattý uzatacak Âdem’e... |
|
207
|
|
|
|
Dünya tarihinde sayýsýz baþlayan ve biten aþk hikayeleri vardýr, bu çöplüðe katkýda bulundum belki. Bu hikayeleri yaþayanlarýn gösterdiði semptomlar aynýdýr, istediðin kadar kendini yücelt. Ama her aþk kendini biricik kýlarak ýþýldatýr yeryüzünü, gökyüzünü. Bir kadýn bir erkeði sever, çok sever. Dýþarýdan kurulacak her cümle kesinlikle stratejik bir dilin gramerini taþýr. |
|
208
|
|
|
|
þansýmý deniyorum. Ve hayatýma dahil olun diyorum. Gelin içeri misafir edeyim sizi öykümde |
|
209
|
|
|
|
Tüm enerjiyi bir anda tükettikten sonra elde kalan bir yokluða yenik düþmenin hikayesi. |
|
210
|
|
|
|
içimizdeki aydýnlýk dýþýmýzdaki karanlýktan fazla. |
|
211
|
|
|
|
Kendinden yana bakmaya yorulduðu pencerelerinin tozunu alýrken, sürekli yolculuk yaptýðý trenin ayný cephesine oturup ve ne zamandýr dikkat kesilse de etrafýndaki yolun sadece bir yönüne aþina olduðunu farketti. Ters yönde ve hep baktýðý yönün aksi istikametinde bir koltuða gömüldü. Önce biraz soluklandý. Tüm yorgunluðunu içine yatýrdý, düþünce hamaklarýnda sallandý. Sonra üzerinden geçtiði köprülerden içinin aðýrlýklarýný akýtýrmýþcasýna dalgýn dalgýn bakmayý denedi. Akan her neyse daha çok genizine hücüm ediyordu. Manzaranýn buðusuna raðmen yeni bir çehre kazanmýþtý yollar. |
|
212
|
|
|
|
Buraya gençliðindeki mutluluðu tekrar bulmaya gelmiþti. Yola çýkarken, mutluluðunu burda unuttuðunu düþünüyordu. Anýlarýný sýraya koydu, görevlinin
getirdiði çayý yudumlarken. Uzun uzun, saatlerce tebessüm ederek izledi bütün anýlarý, kaçýncý çayýný ve siðarasýný içtigini oda bilmiyordu. Fakat yinede
hayatýný kabusa çeviren, mutsuzluðun sebebini bulamamýþtý anýlarýnýn arasýnda. Yorulduðunu hissetti birden. Acemi bir yazarken buraya geliþ sebeini düþündü,
baþarmýþ, küstah bir gülümsemeyle. |
|
213
|
|
|
|
Ýki haftadýr artýk ben de bir Alman’ým!.. Evet, Alman vatandaþlýðýna geçtik, ailece. Cenazeme hoþ geldiniz!.. |
|
214
|
|
|
|
sana ben hikayeler anlattým aþkýný gözler önüne sersin diye.. |
|
215
|
|
|
|
Geyindim çantamý aldým dýþarý çýkarken annem usulca,
-Kýzým silahýný aldýnmý dedi,
|
|
216
|
|
217
|
|
|
|
Hangimiz var ki bir "SIR"ý olmayan ? |
|
218
|
|
|
|
Karakeçilerin, balýklarla komþuluk ettiði, yarýsý göçmen yarýsý Yörük ama ayný coðrafyaya ekilmiþ insanlarýn harman olduðu küçük bir kýyý köyünde yaþýyorum. Daha doðrusu yazýyorum. Gün yirmi dört saat, tek uðraþým okumak ve yazý yazmak |
|
219
|
|
|
|
Sevdim sevdikçe bencilleþtim. |
|
220
|
|
|
|
Mehmet Akif’in dediði gibi, “Kim kazanmazsa bir ekmek parasý/Dostunun yüz karasý, düþmanýnýn maskarasý,’’ oluyor. Ýnsanýn öz kardeþi bile böyle yaparsa, elin kýzý terk etti diye eleþtirmeye ne hakkýmýz var... |
|