• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
281
|
|
|
|
Hepimizin idealize ettiğimiz kimseler vardır...onları idealize ederken insani yönlerini görmezden geliriz başka bir deyişle kendimize göre 'olması gereken standartlar'ımıza uymalarını bekleriz... |
|
282
|
|
|
|
Kişinin kendini yargıladığı vicdani mahkemenin ilk celsesi |
|
283
|
|
|
|
Hep aynı yağmurla ıslanıyorum… |
|
284
|
|
|
|
Yaşamanın herkese verdiği ayrı bir tat vardır. Ve insanlar, hayatın, birbirlerine verdiği tadın ne olduğunu anlamaya çalışmakla zaman kaybediyor. Anlamaktan usanmışlar ise sarhoş oluyor. Acaba kim haklı ? |
|
285
|
|
|
|
İnsan, bazen yapabileceği işleri bırakıp, yapamayacağı işler yapmaya yeltenir. Haliyle başarılı olamaz.Bunu bir şekilde örtbas etmeye çalışır ama sonunda kaybeden kendisi olur. |
|
286
|
|
|
|
Halil Kaya, uğradığı hayal kırıklığının moral bozukluğu ile ilk kez sarhoş olacak kadar içki içer... |
|
287
|
|
|
|
Çok istediği ama bir türlü yapamadığı şeyi yapıyordu şimdi.İçindeki yabancıları imha ediyordu. |
|
288
|
|
|
|
Bazen gün içinde hani uyanıkken bağlantı koparya an an...İşte ona dair... |
|
289
|
|
|
|
Kullanmakta hasret kaldığımız bir deyiş, 'Asayiş berkemal'. Magazin haberlerine tamamen ters düşüyor bu deyiş. Her şey 12'ye beş var gebeliği. Bir de vatan sağ olsun burukluğu. Saygılar. |
|
290
|
|
291
|
|
|
|
Yağmur gibi yağsam, aşkla sarsam yinede yokum düşlerinde, gözlerinde... işte bu acıtıp kanatır kalbimin duvarlarında yazılı olan isminin bütün harflerini |
|
292
|
|
|
|
Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi. |
|
293
|
|
|
|
"Öyküm tüm yol insanlarına. Çünkü bu yazı bir yoldan geçmeyen çok insan için, hak ettiğinin tam tersine oldukça yüzeysel kalır." derken Mehmet Cem UYSAL, tam anlayamamıştık, ağırdı sözler. Okuyunca... Çok kaliteli bir yapıt "Son Kadeh". |
|
294
|
|
|
|
Rüzgarların kuyruğuna bağladığım umutlarımın, beni çoktan terk ettiğinin farkına varmamın verdiği acının altında enkaz gibi kalmaktır bu. Yorgun düşmemdir bu sevgili. Kendime acımaya başlamamdır... |
|
295
|
|
|
|
'Sahnedeki kızlar dans ededursun bu sırada Rıza Bey yeni iskarpinlerinin üzerinde..' |
|
296
|
|
|
|
Gülüşler çiçek olsa ve keşke kurutulabilse dalında... |
|
297
|
|
|
|
Korktum. Gözlerinin içinde, eski günlerimizin pırıl pırıl neşesine duyduğu özlemi görmekten korktum. Geç saatlere kadar oturup lafladığımız gecelere, “ yatalım artık, ” diyerek onu zorla odasına gönderişlerime, tam uykuya dalacağım sırada kapımı açıp “uyudun mu, bak aklıma ne geldi, “ deyip, yeniden başlattığı bitmek bilmeyen konuşmalarımıza, kahkahalarımıza ve ardından neşemize galip gelen yorgunluğumuzla birbirimize sarılıp, o daracık yatakta uykuya dalışlarımıza duyduğu özlemi… Sonra… Sonra birlikte uyandığımız cıvıl cıvıl sabahların keyifli kahvaltılarına, gün boyu durup dinlenmeksizin gezip tozmalarımıza, akşamları yorgunluğumuza iyi gelir bahanesiyle pişirdiğimiz iki fincan kahveye, kahve sonrası giriştiğimiz o koyu fal muhabbetlerinde üç vakte kadar sözünün arkasına sıraladığımız hayallerimize duyduğu özlemi… |
|
298
|
|
|
|
Askin yaz yagmuru gibi kisa,
Sonbahar yapragi gibi solmus olacaksa,
Gün kadar kisa,dün kadar uzak olacaksa,
Günes gibi batan,ay gibi sönen olacaksa bana,
Beni sevme. |
|
299
|
|
|
|
Uçurumun kenarındaydım ama uçmayı bilmiyorum, kanatlarımı alıp gitmiştin. |
|
300
|
|
|
|
Herkes aslında alternatif bir katil adayı olabilir.Saplayamadığımız gözü kör bıçaklar karşıdaki bedene değil hayatımızdaki varlığına saplanır... |
|