• ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
81
|
|
|
|
Bende “Sýhhatler olsun” derdim. “Sað ol delikanlý” der demez elini cebine atar bir on kuruþu elime sýkýþtýrýrdý... |
|
82
|
|
|
|
Gece,ucuz ve nahoþ rayihalarla doluyken ay iþveli ve oynak bir kadýn edasýnda tavýrlar sergiliyor ýþýðý müstehcen ve davetkar öpücükleri yolun kývrýmlarýnda arsýz bir sýrýtýþken bir de yaðmurun sesleri rüküþ havanýn kokoþluðunda kendine yer ediniyor anýlarýn fýsýltýlarý rüzgarýn kahkahalarýnda boðulurken adamýn adýmlarý unutulmaya yüz tutmuþ birininki gibiydi. |
|
83
|
|
|
|
Bir çilingir sofrasý kurmuþ ki, deðmeyin keyfime. Hoþ beþi meze edip, raks içiyorum. Kafam olmuþ dört köþe, ölüversem, sýrýtarak gideceðim. “Hey Allah’ým,” diyorum; “her günümü böyle keyifli geçirtsen ölür müsün?”
Kalkýyorum, bu keyfin üstüne bir de cilalama yapalým, diyerek baþlýyorum soyunmaya.
|
|
84
|
|
|
|
Yaþam sana bir hediye vermedi desem yalan olur Zézé, yaþam sana bir hüzün hediye etti. Senin payýna düþen buydu... |
|
85
|
|
|
|
Sýkýntýlý bir gecenin terlemesinde uyandý. Evde kimse yoktu, týpký bundan önceki sabahlar gibi. |
|
86
|
|
|
|
zeytin aðacý ve çocuklarýmýz arasýndaki benzerlik |
|
87
|
|
|
|
Yankýyý sevmiyorsanýz, yalnýzlýktan uzak durmalýsýnýz. Yalnýzlýktan uzak durmak ilginç geldi deðil mi? Boþluða el sallayarak , yalnýzlýða veda denemesi yapabilirsiniz. |
|
88
|
|
|
|
Her kes onu bahane bulma konusunda meþhur kýlmýþtý. Abidin Bahane. Aslýnda O’ bahane yaratmýyordu, her þeye ama her þeye yorum getiriyor, getirebiliyordu. |
|
89
|
|
|
|
bu kýsa öyküyü atatürk söylediði sözlerin felsefi deðerinin olduðunu ispatlamak |
|
90
|
|
|
|
Manyetik alanýma yabancýydýn. Tanýmsýzdýn. Ve hazýrlýksýzdým. Nasýl, neyle savaþtýðýmý bilmiyordum. Silahý seçmekte zorluk çeksem de düþünceler hala direniyordu. Bana yanýlýyorsun diyordu. Dayanaklar oluþturuyordu. Hayatýn ve benim gerçeðimden oluþan daya |
|
91
|
|
|
|
Ben Cennet kokulu sevdama sonunda kavuþtum. Ölümün, son olmadýðýný; vuslatýn ve hayallerin bir gün gerçekleceðini gördüm. Ben hayallerimde büyüttüm kýzým Elif'le vuslata gidiyorum.Kýzýmla Ahiretin en güzel köþelerinde zemzem denizlerinde yüzen balýklarýna resim yapmaya ve Cennet kokulu sevdalý sevenler için yýldýzlardan evler yapmaya gidiyorum. Artýk zaman, KAVUÞMA ZAMANI...BEN CANIM KIZIM ELÝF'ÝME KAVUÞMUÞTUM..
|
|
92
|
|
|
|
Sonbahar rüzgârlarý baþladýðýnda annesinin sýcak nefesini hissetmek, ona sokulmak mutlu ederdi genç kýzý, içi ürpererek daha bir sokulurdu annesine. |
|
93
|
|
|
|
"Doktor Bey, neden bu ses kulak zarýmda infilak etmiyor! Ýçeride su toplayýp iltihaplanmýyor ya da týkanmýyor. Of Allah'ým of insanýn kulaðýnda ayný cümleyle dolaþmasý ne kadar da asap bozucu! Hayatýmdan çýkardým ama maalesef sesi bende kaldý. Gitmiyor sanki yatýya kaldý."
|
|
94
|
|
|
|
"Ruhumuzda iki farklý saksýda, ayný topraklar kullanýlarak ekilmiþ iki bitki yetiþtirdiðimizi varsayalým. Bitkiler ýþýk, su ve sevgi ile beslenir ve büyürler deðil mi? Biz dert çiçeðimizi karanlýkta býrakacaðýz ve gözyaþlarýmýzla sulamayacaðýz. Ýlgilenmedikçe, üzerinde durmadýkça üzüntümüzün kaynaðýnda ne varsa gün be gün solacak. Belli bir zaman sonra dertlerimizin kuruduðunu ve yok olduðunu göreceðiz. Sevinç ve huzur çiçeðimizi de ruhumuzun en hava alan kýsmýna koyacaðýz. Güzel düþüncelerle besleyeceðiz. Her gün el birliði ile mutluluðu filizlendireceðiz. Bir gün gelecek, sevinç çiçeðimizin saksýdan taþtýðýna tanýk olacaðýz. Hatta daha büyük bir saksýya yerleþtireceðiz. Ne diyorsun bu iþe?" |
|
95
|
|
|
|
-Senin yerin benim göðüm
Etme göðümü yerle/ bir- |
|
96
|
|
97
|
|
|
|
“Gideceðim” dedi kadýn, “gideceðim. Dayanamýyorum artýk. Bu rüzgâr…” |
|
98
|
|
|
|
Masada yayýlmýþ yufkalar hala bekliyordu, peynirli börekiçi ve patatesli, kýymalý börekiçi ile birlikte… Ýçini çekti. Ama, ama ben oturmak istiyorum. Ama, ben kitap okuyup, yazý yazmak istiyorum. Ben yufka böreði yapmak istemiyorum. Hem, hem güneþ b |
|
99
|
|
|
|
Gözlerimi açtýðýmda hastanedeydik. Baþ ucumda caným annem, eþim, ablam ve eþi vardý.,.
|
|
100
|
|
|
|
Kadýn dünyasý ve bu dünyadaki yalnýzlýk |
|