• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
801
|
|
|
|
O gece anladım ki; yağmurlarında sebebi vardı yağmak için, ağlamak içinse bir şeyler gerekirdi.
|
|
802
|
|
|
|
Meraklı Eşek Arısı: Demek ki insan da olsan, hayvan ya da bitki de olsan ölümden kaçış yokmuş.Sokrat: Her insan önce ölümün edebiyatını yapar, sonra yaşlandıkça bedeni toprağa doğru yaklaştığından ölüm gerçeğini kavrar ve en sonunda da ölümü tadar. |
|
803
|
|
804
|
|
|
|
Yarınsız bir sabaha uyandı tekrar gözlerim. Sonuçsuz bir aşkın bedelini ödediğim, o yabancı ve soğuk sonbahar gecelerinden birinde kaybettim, koparıp verdiğin yüreğinin o en gizli parçasını.. Sonra bir fırtına başladı.. |
|
805
|
|
|
|
-Bu satırları okuyorsanız, ve tanışmamışsak, benimle tanışma şansını kaçırmışsınız demektir. İnşallah buraya geldiğinizde artık; demem de hoş kaçar mı bilmiyorum. Beni görmek değil de, hissetmek için ruh çağırmanız gerekebilir. - Acılar yalnız olduğunuzda çıkan hayaletler gibidir. Asla yalnız bırakmayın onu.AG |
|
806
|
|
|
|
Evime girip, çalışma odama geçtiğim anda, arka cebimde ezilen sigara paketinden üç zayiat verdiğimi fark ettim..Kırılan sigaraları sağ avucumu yumruk yaparak kül tablasına bıraktım../Avuç içine dağılan bütün tütün parçacıklarını da sol elimin yardımıyla t |
|
807
|
|
|
|
Ben en çok kendime güldüm!
Fark etmeden geçmiş zaman; bilemezdim ki…
Toz pembe “kuş hatıralarının” yerine “sivri gün batımları”nı hiç hesaplamıştım.
Sağlık olsun…
Buna da gülünmez mi?
|
|
808
|
|
|
|
Bir ayrılık bileti ! bedavadan elime tutuşturulmuş.
|
|
809
|
|
|
|
Ivır zıvırı doldur torbana, sonra ohh, rahatsın di mi? İşte bu her zaman zannettiğimiz kadar kolay olmaz çünkü her ıvıra bir zıvır eklendiğinde taşınabilecek ağırlık sınırına yaklaşan çöp torbamız kendini boşaltacak bir konteyner arar. |
|
810
|
|
|
|
-ve doyumsuz bir cinayet zinciri artık intiharla buluşacak- |
|
811
|
|
|
|
Aslında, sadece bazıları sonları görmelidir. Kurallar böyle yazılmıştır. O zamana kadar oyun akmıştır, birçok sahne yaşanmıştır. Ama “kim başroldedir” aslında, fragman |
|
812
|
|
|
|
Çoğu zaman yanımızda bulunan sandığın içindekileri merak etmeyiz Ya da karşımızda bulunan resmin bize ne anlatmak istediğinin farkına varmak istemeyiz. Ama gün gelir sandık açılır ve resim de bir daha dışarıya çıkmamak üzere içine girerse o zaman sandığa da resme de değer vermeye başlarız. |
|
813
|
|
|
|
...tohumum asfaltınıza, bahçem sarmaşığınıza, toprağım 'kastlığınıza', bayrağım gönderinize, gözlerim görüntünüze
ve aşkım çölünüzün vahasına
feda olsun...feda olsun...
|
|
814
|
|
|
|
İşte tüm bunlardan dolayı CEHENNEM YOK. |
|
815
|
|
|
|
çık sokağa herkesin inadına gül ve şükret araban olmasa da yürüyecek bacakların olduğuna, güneşi görebilecek gözlerin olduğuna. paran kalmadığında tok olduğuna, aç kaldığında yaşadığına ve yaşamak vakti bittiğinde sen bir adım O’na gittiğinde sana koşar adım gelen bir Yaratıcının olduğuna şükret. |
|
816
|
|
|
|
Önce korkarsın, sonra kanatlarını hissedersin. |
|
817
|
|
|
|
Esaretten kurtulabilmenin tek yolu hayatın kendisini reddetmektir. Bunu başarmak içinse; ölmek değil, zihnimizi öldürmek gerekir. |
|
818
|
|
|
|
Kana kana kanadım, duyuramadım. Kavramları silkeleyip atarken bir kenara silkinip atıldığımı duyumsadım, engel olamadım. Kendi Tanrıcılığımı oynarken kendimi deneysel süreçlerimin deneği yaptım. Hırpalandım. |
|
819
|
|
|
|
Paslı bir kalpten elde kalan turuncumsu hayallerimi gezintiye çıkardım bugün |
|
820
|
|
|
|
Saçların omuzlarından aşağı dökülmüştü |
|