• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
181
|
|
|
|
Sokağın köşesinde seni beklemekten vaz geçmeyen unuttukların var, seni beklemekteler, gelmesen de... |
|
182
|
|
|
|
kimlere dilek ağacı oluyoruz |
|
183
|
|
|
|
türkiye, suriye hükümetine bu süreçte yardımcı olmalı ve yeniden güven ortamına dönülmesine katkı vermeli. gördüğümüz kadarıyla suriye buna çoktan hazır. 400 yıllık ortak bir tarihin ışığında, suriye ile ilişkilerin daha iyiye gitmesi için birikim var.. |
|
184
|
|
|
|
Sevgiyle açılan kalbe, korkuyla girmek ancak şairlerin işidir. |
|
185
|
|
|
|
Dip not : Haa unutmadan fikir , öneri ve DÜŞÜNCELERİNİZ için real_leon@hotmail.com adresini kullanın. Ama düşünceniz “kapa çeneni ” türünden bişiyse paylaşmasanızda olur :) |
|
186
|
|
|
|
O, görmüyor, duymuyor , bilmiyor. Öylece oturuyor. Yatağın iki yanında, çeşitli sıvılarla dolu şeffaf torbalar, yüksek metal askılarda. Hortumlar, hortumlar...Sıvılar vücuda akıyor, oradan aşağıda asılı duran başka torbaya boşalıyor. |
|
187
|
|
|
|
Aşağıladığınız ne çok şey var, kibirlenip büyüklendiğiniz, bu gibi saçmalıklar prim yapmaktaydı çünkü, sizler en basit yolu seçtiniz, kendinizi kaybetmeyi ve mutluluğa erişmeyi, ama sadece bu dünya için geçerliydi seçiminiz. Bir takımınız onu seçti, bir takımınız ise gerçekten düşünmeyi, kısaca düşündükçe akıl yürüttükçe acı çekmeyi. Tüm saçmalıklarımız belkide sonsuz bir hayatı burada bulamamamızdan kaynaklanıyordur kimbilir. |
|
188
|
|
|
|
Seni ilk gördüğüm zaman yüzümde saklayamadığım gülümsemeyle“İşte bu “dediğimi anımsıyorum. “İşte bu ömrümü geçireceğim insan” Ömür ,sandığımız kadar uzun değil mi yoksa.sevgili.Bir düş kadar belki |
|
189
|
|
|
|
Zira içimdeki tüm pisliği akıtabileceğim bir korku hikayesi yazmak fikri de bu akşama ait bir düşünce. |
|
190
|
|
|
|
Anlamsızdır dil uzatamaz çığlığını nefes
|
|
191
|
|
|
|
Küçük küçük deneyimleriz, ömrümüzce yaşarız... Görüp, dokunup, kokusunu içimize çekip, canımızı acıtıp, keyiflenip yaşadıklarımız kısacık bir hayat. |
|
192
|
|
|
|
Kıvranıyoruz sancılar içinde.. Çığlıklarımız hapsolmuş ruhumuzun derinliklerinde duyulmuyor. Demir parmaklıkların arkasına hapsolmuş hayatlarımızla, özgürlüğün meşalelerini yakmaya çalışıyoruz. Kelime dağarcığımız yetmiyor duygularımızı haykırmaya.. Suskunluğun pençesinde kıvranıyoruz sancılar içinde.. Mutluyuz; mutsuzluklarımızla.. |
|
193
|
|
|
|
Popülerlik simdilerde daha renkli geliyor artık insanlara. Bu süreçte benliklerini, karakterlerini ve hatta akıllarını kaybetme noktasına gelmekten dahi alıkoyamıyorlar kendilerini...
Oysaki popülarite, düşülebilecek tuzaklarin en korkunç olanıydı.
|
|
194
|
|
195
|
|
|
|
Tırnaklarının arasındaki küller, hangi mezranın geçiş töreninden sığ yasanmisliklardi?
Masa üzerinde sağa sola savrulan sigara külleri arasında debelenen parmaklarını izliyordu.
Ardarda gelen darbelerle, sanki Bethoven' in Adagio Sostenutosunu yeniden besliyordu içten içe. |
|
196
|
|
|
|
Yeneceğim demiyorum, yalnızca korkularımın korktuğu taarruzun davetiyesini veriyorum. |
|
197
|
|
|
|
Ömür dediğin ruh halinle bezenir; bazen tüy hafifliğinde, bazen Dünya'yı omzuna alan Atlas misali yaşarsın. |
|
198
|
|
|
|
Dualar Felaketimiz olabilir ama diğer dünyevi işlerde yaptığımız hileleri kendi çıkarlarımıza uyduğu için görmezden geldiğimiz gibi dualar noktasındaki sorunu da görmekte zorlanıyoruz... |
|
199
|
|
|
|
bir kuş ölümünün farkına göklerden daha iyi kim varır ki?.....kimi zaman' bir kuş gibi uçmak istiyorum' dediğine göre elbet vardır haberin... |
|
200
|
|
|
|
Evet... Satıyorum... Yok mu arttıran... Üç... Beş... Hadi ama... Bu çok fonksiyonlu kalbe sahip olmak istemez misiniz... Bakmayın öyle gözümün içine... Tamam... Tamam... Üstüne ben para vereceğim... On... Yirmi... Yüz... Yok mu alan... Hadi ama... Sahibin |
|