• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
561
|
|
|
|
Gerçekle hiç bir zaman yüzleşmeye, kendine aynada bakmaya korkan herkese. |
|
562
|
|
|
|
Etrafıma bakıyorum herkes yerde gözleri kapalı inliyor. Benim gibi bir kaç insan var hatta koşmaya çalışanını bile görüyorum. Aniden düşüyor yazık. Hemen koşmak akıllıca değil sanırım. Ben düşmeyeceğim. |
|
563
|
|
|
|
Kısa bir hipnoz seansından yola çıkılmıştır. |
|
564
|
|
|
|
hayatımızda yaptıklarımızın bir anlamı olması için onların bir referans noktasına sahip olması gerekir diye düşünüyorum.. |
|
565
|
|
|
|
Süresiz saçmalamalara eğildim, sustum… İşte ne olduysa o anda oldu.
|
|
566
|
|
|
|
Küpün içinde ne varsa, dibinden sızdırdığı da odur. Küpün dibindeki çatlaktan sızan sirke ise, içindekini merak etmeye gerek kalmaz, sirkediri.İçindeki bal olaydı, sızanda bal olurdu.
|
|
567
|
|
|
|
Sevmekte sevilmekte benim işim değil. Üç gömlek büyük hisler bunlar bana. Sallamamazlık yapamadım, sallandım. Bir bavulum bir ben çıktım kapıdan, bir ailem bir dostum kaldım bu dünyada. Yalnızlık peşimde...Yine takipte. Gel bakalım seninde sonun pek parla |
|
568
|
|
|
|
Hayatım, arada korkutarak sevdirmeye çalışıyor hayatı bana.. |
|
569
|
|
|
|
Ah diyorum senle de ayrı düşeceksem, ben .
Bitmiş demektir hayatımda suya yakın günler.
|
|
570
|
|
|
|
Bu yüzden bildiklerimi silebilmeyi, hafızamın ortasına patlayıcı yerleştirip yok etmeyi istediğim anlar oldu. |
|
571
|
|
|
|
babalarının üzerinde yeni ve zamanına göre gösterişli bir takım elbise vardır. bu elbise o zamanın beylerinden birinin dikkatini çeker ve o elbiseyi almak istediğini yakınlarına söyler, işte bunu duyarlar. O gece hiç uyumazlar |
|
572
|
|
|
|
bir paradoksun ortasında ters dönmüş bir aynada bıraktım herşeyimi yeniden.
|
|
573
|
|
|
|
Kedinin kasapla olan dostluğu, kasabın etlerle olan tanışıklığına kadar uzanır. |
|
574
|
|
|
|
Sokrat: Hintli bir yaşlı ustanın her şeyden şikayet eden bir çırağı varmış. Onun bu davranışları ustayı bıktırmış. Bir gün çırağına bir avuç tuz verip bunu bir bardak suya atıp içmesini söylemiş. Çırak denileni yapmış ve içer içmez de tükürmeye başlamış. Usta: “Tadı nasıl?” diye sorunca öfkeyle “Acı!” diye cevap vermiş. Bunun üzerine usta her şeyden mutsuz olan çırağının elinden tutup onu bir gölün kenarına götürmüş. Bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söylemiş. Çırak bir bardak suyu bir dikişte içip, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken usta, aynı soruyu sormuş: “Tadı nasıl?”, “Ferahlatıcı” diye cevap vermiş genç çırak. Yaşlı usta tekrar sormuş: “Tuzun tadını aldın mı?” “Hayır” diye cevaplamış çırağı. |
|
575
|
|
|
|
Hayatı kabullenme konusunda başarısız oldum. Bahaneler uydursam kurtarır mıyım kendimi bu sorumluluktan bilemiyorum.. Almanlar kaybedince ben de kaybetmiş sayıldım. Yine de önemli olan katılmaktı.. |
|
576
|
|
|
|
Kaleme kağıda sormadan, bana sormadan, ben gibi siz gibi bir yüzleşme, bir başkaldırı... Belki edebi bir yapıt değil, belki bir günlük sayfası, ama hangimiz günlüğümüzde isyan etmedik ki... |
|
577
|
|
|
|
Gönlü ağlarken anladığı, ama kimseye anlatamadığı düşünceler geliştirmişti kafasında. Herkes hırs içinde birbirini kırıp geçirirken... |
|
578
|
|
|
|
Çevre kirliliğinden daha vahimdir insan kirliliği....!!!!
|
|
579
|
|
|
|
Şimdi oturup yardım mı beklesek. Yoksa içimizdeki karanlığa dalıp bir ışık bir çıkış mı arasak? |
|
580
|
|