• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
881
|
|
|
|
bende bu inat varken; tavan arasına attığım ve üzerine örtü örttüğüm bütün hayallerim gerçekleşir bir gün buna inanıyorum.. |
|
882
|
|
|
|
Evlilik öncesi her buluşmalarına uzun bir bakım sonrası giden erkek ve kadın, nikahın ertesi günü, sabah birbirlerini gördüklerinde ilk şaşkınlıklarını yaşarlar. |
|
883
|
|
|
|
Elinden şekeri alınabilen küçüğün aksine büyüklerin içinde yaşayıp, çikolatası verilmediği taktirde de ağlatan bir çocuk üzerine |
|
884
|
|
|
|
Karanlık sorgu odasında Azrail; her dem beni soruyor. İnadına körlük, inadına sağırlık ve inadına lâl bir durum bendeki...
|
|
885
|
|
|
|
içimdekiler ve ben...çıkarıp atamadıklarım içimden... ve içime koyamadıklarım.. yerleri hazırken.. ben ve yine ben...düşününce acıtanlar var. aslında acıtanlar hep var. yaralarım var. her dakika acıyan yaralar. bütün bunlara rağmen baktığım yerlerde gördü |
|
886
|
|
|
|
Bir umut taşırsın içinde belki aylarca belki yıllarca.... |
|
887
|
|
|
|
kendimle söyleşi, başka bir şey değil... |
|
888
|
|
|
|
Bu bakireliğin ilk günlerinde batakhanedeki yakınlarını gör ve şehvetin
ruhlarına verdiği karanlıklarını al... |
|
889
|
|
|
|
evet istersen her şeyi değiştirebilirsin,istersen eğer görebilirsin ve istersen eğer hep seninleyim,yeterki beni hisset,varlığımı menfi çıkar istemlerinle kirletme... |
|
890
|
|
|
|
Meyvenin meydana gelmesi için nasıl ki yağmur, rüzgar, güneş ve diğer tabiat olaylarının yeterince gerçekleşmesi gerekiyorsa; |
|
891
|
|
|
|
Bana on kuruşluk keyif bağışlayan
Beş kuruşluk gazozumu …
|
|
892
|
|
|
|
Iki kisi, masada oturuyor. Daha yeni isirilmis ekmeklerden. Caylar
karistirilmis. Bir tabakta soyulmamis iki yumurta. Once biri, sonra digeri
uzaniyor yumurtalara, gozler bakisip gulumsuyor, yumurta tutan eller
yaklasiyor birbirine, bir yumurtali el sa |
|
893
|
|
|
|
”Rüzgar Gibi Geçti” filmini hatırladın mı? tek o kaldı akıllarda o çağa dair...ama yoktu hiç porno filmlerine benzer yanı...yine de kapalı gişe oynadı. |
|
894
|
|
|
|
“Olmamı istediğiniz kişi, benden daha değerliymiş ki, siz varolanı yetersiz bulmuşsunuz ki, eskiyi öldürmeye karar verdiniz.“ |
|
895
|
|
|
|
Bakmak ve görmek, görebildiğin ölçüyle sınırlı. Görünen bir serapsa, yapılabilecek çok şey kalmıyor. Bir ışık sızıyorsa eşikten, içeriye girme çabaları o denli kolay…
|
|
896
|
|
|
|
ya kendi kalabalığımızda ya da kalabalıklardaki tek başınalığımızla, kimi zaman göz önünde kimi zamansa içimizde bir yerlerde hep yalnızız aslında...ben değilim diyen, diyebilen biri var mı... |
|
897
|
|
|
|
Burası diye bir yer yok. Bekleyişler anlamsızdır. Ya dününü taşırsın geleceğine, ya da geçmişinde çakılı kalmışsındır... |
|
898
|
|
|
|
Mektuplar…Asla vazgeçemediğim bir anlatım biçimi. Zarfa koyup gönderilecek bir adres olmadan, babama yazıyorum , size belki de, ama herkesden önce kendime sanırım.. |
|
899
|
|
|
|
kadın siluetinin gittikçe bozulmaya yüz tutmuş bir cephesine ait bir yazı... belki şehirler belki yeni renkler bu hale getirdi... |
|
900
|
|
|
|
Bahar üzerine, ardından gelecek yaz üzerine, güneş üzerine söylediklerimin hepsini unut! |
|