• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
521
|
|
|
|
Gök gürlediğinde içime düşmezdi şimşeğin fotoğraf çeken görüntüsü ve toplanmazdı kara kara kümülüsler yüreğime,humus kokardı topraklarım el değmemişçesine,ne de çekerdim üşüyen ciğerlerime bir duman;keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim,kendimi kendime muhtaç edecek kadar çok sevdim işte... |
|
522
|
|
|
|
Dünya mıydı bu kadar küçülen yoksa bu koca şehir miydi anlayamadım. İnanamıyordum, günlerdir aradığım adam buradaydı. Benim olduğum yerde.
Telaşıma korkularım eklenmeye başladı. kalkmalıydım hemen harekete geçmeliydim en iyisi bu. |
|
523
|
|
|
|
Kalbin ta derinlerinden gelmiş bir kaç damla göz yaşı,
bir kaç damla haykırış...
Ne olursun sev beni... |
|
524
|
|
|
|
Her tarafı maviliklerle kaplı olanın içininde maviliğe bürünüşünün sızısı da mavi. |
|
525
|
|
|
|
Sadece beklediği için mutluydu. İşte o derece seviyordu onu. |
|
526
|
|
|
|
İnsan bir başkasını sevebilir, ancak bulunulan zamanın tadını çıkarmaktan çok, sevilen kişiyi kaybetme korkusuyla yaşayıp durmak, aşkı ıstıraba dönüştürüverir. Sevgi duygularla beslenip aşka dönüştüğünde maşuku kaybetme korkusuna kapılan kişi karşısındakini yaralamaya başlar. Onu, sevdiği ve sonsuza dek ayrılmayacağını düşündüğü kişiyi kaybetmemek için elinden geleni yapmak ister. |
|
527
|
|
528
|
|
529
|
|
|
|
evlilik üzerine altın sözler |
|
530
|
|
|
|
Aşk o kadar adil ki; ne bir çiçek ayırt eder ne de bir insan. |
|
531
|
|
|
|
Sancıttığın tüm beyinler şimdi nasıl enginlerdelerse , sen bir o kadar eski dipsiz kuyusun.
Ve gölgeler yine uçurumun kenarında ya da o kuyuda...sessizliğinin çürüteceği birşey kaldı mı?
Sen ki uçurumlara imrenen ve şimşeklerle övünen ; şimdi nasıl bataklığı yüceltebilirsin.
|
|
532
|
|
|
|
Ne olduğunun önemi var mıydı sahi, yoktu elbette. Mutluydu, hem de hiç yaşamadığı kadar. Gözlerindeki nemli küçük ışıltı süzülerek mum ışığına düştü. Adam bakamadı bu sefer. Gözlerini kaçırarak en kolay olanı yaptı ve bakışlarını kadehine çevirdi. Çok geçmeden de cam kadehte raks eden aleve takılıp gitti. |
|
533
|
|
|
|
Bütün eskiler sofrada yerini almış. Ortaya da beşbuçukyıllık bir yiyecek konmuş. Eller çenede bakıyoruz "önce kim yiyecek" diye. Bir an için fısıldıyorum kendi kendime;
|
|
534
|
|
|
|
insan bazı şeyleri öncen hissediyor sanki. yoksa bu şarkı mutlu günlerimdeyken de canımı böylesine yakamazdı… |
|
535
|
|
|
|
Değmeyen insanlara, hakettiğinden fazla değer verdikç |
|
536
|
|
|
|
İlişkinin canım cicim bölümü bir kaşık suda koparılan fırtınalarla soğumaya başladı. Esas oğlan kızı artık eskisi kadar şirin ve çekici bulmuyordu. |
|
537
|
|
|
|
Yagmur yagıyordu. Hüzün, sevincimin gölgesi oluyordu. Otobüs camına düsen, yorgun damlalar,karanlık ev suretleri ciziyordu, bakıslarıma. |
|
538
|
|
|
|
Biz üç kişiydik.. Sen, ben ve sevgilin. |
|
539
|
|
|
|
HAYAT ERKEKLİK YAPAMAYACAK KADAR KAHPEDİR |
|
540
|
|
|
|
Demek sevişmek istiyorsun.Sadece sevişmek. |
|