• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
41
|
|
|
|
Bu hafta sonu beni bu kentten kaçırmak mı istiyorsun? Seni yanlış mı duyuyorum? Böyle bir şey olası mı? Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Garson bana bir bira daha verir misin? Duyduğum gerçekleşmesi hiç mümkün olmayan bir rüya olmalı. Eğer rüyadaysam sakın beni uyandırmayın. Akşam olmuş, güneş batmış, eve geç kalmışım. Kalayım, lütfen uyandırmayın beni. Yüz yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Benim aklımdan geçenleri mi okuyorsun? Çok güzel, gerçek olamayacak kadar güzel... Ben seninle cehenneme bile giderim, dağlar aşarım, denizler geçerim.
|
|
42
|
|
|
|
Seni Terk etmek mi? Ben seni ölesiye sevdim. Ölene dek te seveceğim. Evlilik pazara kadar değil, mezara kadardır. Yaşadığımız sürece biz sevgili olacağız. Yakında bebeğimiz olacak. |
|
43
|
|
|
|
YARDIM ET ALLAH'IM BANA YARDIM ET... |
|
44
|
|
45
|
|
|
|
Konuşmuyordu,Konuşmıyacak mısın dedim.Sesim duvardan duvara çarpıp bana tekrar geri geldi.Cevap alamayacağımı anladıktan sonra yemesi için biraz yiyecek birazda su getirdim.Ne getirdiklerime baktı nede bana.O yüzdende yemesi içinde ısrar etmedim.Öylece |
|
46
|
|
|
|
Bazen, bir Nedim gazelinde tebessüm edersin. An gelir Itri’nin tellerinde nağme nağme inlersin. Güzellik seni ihtiva ettiği için mesrur, özetisin sümbülün,lâlenin…/ O yüzden güller lâl,,,,,
|
|
47
|
|
|
|
Yine de bir yerin eksik kalmalı.
Yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım.
Ve tam seni tamamladığım anda ölmeliyim. |
|
48
|
|
|
|
Aziziye camiinde bir sela veriliyor. Aklıma ölümüm geliyor. Ölüm sensizlikten daha sıcak geliyor.
|
|
49
|
|
|
|
- gel, / benim yüreğim seninkinden az yalnız değil,
gel, / az hasretli değil, gel, / sevdaların hepsi sana ait, /
sen onları toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...
|
|
50
|
|
|
|
Beklenmedik bir anda gelen ayrılık insanı sarsıyor. Ama bundan daha zor olan bir şey var ki, o da ayrılığı kabullenmek... |
|
51
|
|
|
|
Biliyor musun, sesin çok güzel kokuyor” dedi, bir gün. Kalakaldım. Aptallaştım. İki üç kez, içimden yineledim, dediklerini. Yine de anlamsız bir boşluğu delemedi söz.
|
|
52
|
|
|
|
Adında gül sözcüğü tüter gülden ziyade
Her seher kokusundan ilham alır turnalar
Görenler tutkunu ya duyanlar da üftade
Onun adını söyler şarkı diye kurnalar.
|
|
53
|
|
|
|
Coşkun, geçen her dakikanın onu istenmediği bu sona doğru biraz daha yaklaştırdığını biliyordu. Bunu engellemek için çareler düşünüyorsa da bir çözüm yolu bulamıyordu. Galiba kabullenmekten başka bir çaresi yoktu! Irmak’ın varlığını düşünerek, onunla geçirdiği mutlu anları hatırlayarak teselli bulmaya çalışıyordu. Fakat birden bu mutlu anlar kayboluyor ve tekrar zihnini Irmak’ın olmadığı acımasız bir hayat görüntüsü kaplıyordu. Hazdan eleme, elemden hazdan geçiş yapıp duruyordu.
|
|
54
|
|
|
|
"Ben de öyle sanmıştım bir zamanlar. Senin günün birinde bu kadar zengin olacağını bilseydim belki sonsuza kadar kendimi de seni de kandırabilirdim, ama nerde bende o akıl?"
"Peki küçükken sana hiç öğretmediler mi, hikaye, masal kitaplarında okumadın mı hiç?"
"Neyi?"
"Hazineler hep viranelerde saklıdır."
|
|
55
|
|
|
|
Küçük küçük dörtlükler yazmalıyım, bu küçücük koridorlarda, bu küçücük odada, bizi anlatmak için büyücek sözlere gerek yok derken öteki yarısı, bir tek haber göndermemişti, yazdığı onca karalamaya rağmen tek bir kelime dahi. Buna komadaki ayrılık diyordu, bitkisel hayat hali, acı yok , duygu yok , öfke yok ... |
|
56
|
|
|
|
Güneş, alacakaranlığını bırakıp gitmişti. Mars, yüzünün yarısını saklayan Ay’ın peşine düşmüştü. Bu zamanlarda, hep böyle yapar, Ay’a iyice yaklaşırdı. İkisi de göz kırptı, bu garip kuşlara. Onlar da gülerek selamladılar, bu kadim, vuslatsız aşıkları. |
|
57
|
|
|
|
Cehennemin kapısındayım ben şimdi. Evet evet cehennem olmalı burası. |
|
58
|
|
|
|
Yazıyı yazan bir "aşık" olunca, baktığında neyi gördüğünü, gördüğünde neyi sevdiğini bilince "aşk"ı anlatan kaleminden de mürekkep yerine "aşk" damlar. Bu defa Aşk'a dair bir-iki satır da benden... |
|
59
|
|
|
|
Aşka nedense bazen burun kıvırıyoruz.Sevildiğimiz an bunun farkında olmuyoruz.Aşkı daha farklı"benliklerde" arıyor ve özlüyoruz.Bu öykü Etna'nın eteklerinde gerçekten yaşanmış olduğunu söylerler. Yıllar önce posta gazetesi İtalyan asıllı bir köşe yazarından okumuştum bu öyküyü. Aklımda kaldığı kadarıyla aktarmak istedim.Keyifli okumalar... |
|
60
|
|
|
|
Aşk bir ihtiyaçtır ve zamanı vardır tıpkı soğuk su gibi. Yazın ararsın, kışın yüzüne bile bakmazsın ... Atakan Korkmaz |
|