• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
481
|
|
|
|
Biraz kırık, biraz dökük duygular. Üstüste gelmişler hayalleri oluşturmuşlar. Gerçekleşmeyecek duyguların üstüne bastırmak; kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığını, maniyi çıkarmış ortalığa.
Aslında bu bir mektup, okuyanı yok. |
|
482
|
|
|
|
yaşamak için inat yapanlara... |
|
483
|
|
|
|
“Azaltarak bırakmalı dedi doktor... Azaltarak aşka dair her ne varsa...” |
|
484
|
|
485
|
|
486
|
|
|
|
Biricik Sevdiğim,
Aradan çok uzun bir zaman geçti biliyorum. Bu mektubu yazmak benim için çok güç. Lütfen sakin bir şekilde oku. Bilmeni istediğim birkaç önemli şey var. Ne olursa olsun, ne yaşamış olursak olalım seni daima sevdim ve seveceğim. Sen benim için çok özel ve çok değerli bir insansın. Bu güne kadar sadece sana sadık olarak yaşadım. Sana defalarca mektup yazdım ama postaya vermeye cesaret edemedim bir türlü. En fazla üç gün sürer, sonra sensizliğe alışmaya başlarım diyordum. Olmadı sevdiğim, olmadı, yapamadım... |
|
487
|
|
|
|
Yasin Usta şekerleme faslını geçip derin uykuya kavuşmak üzere. Çırak, elini hafifçe omzuna koyuyor. Yavaşça sıkıyor. Usta, aralıyor göz kapaklarını azıcık daha uyusa, kafasını eğmiş olduğu sol omzu ıslanacak ağzından akan sularla. Sersemliyor önce, mavi gözlerini kocaman açıp hiddetle soruyor: |
|
488
|
|
|
|
... Türk Dil Kurumu'na kızdım biraz da. Seni sana anlatacak, bana da tercüman olacak cümleleri yoktu lugatlarda. Ama "ciddiyet" kelimesini koymuşlardı kullanalım diye, onu da ben kullanmadım, kullanamazdım yada kullanamadım... |
|
489
|
|
|
|
Osman’ın yüz ifadesinin değiştiğini gören Fatma, Simay’a işaret çaktı. Aralarında anlaştıkları üzere, Osman’ın işkillendiği vasıl olursa, o vakit diğer taktiğe geçilecekti. |
|
490
|
|
|
|
bi tek biz vardık sokakta o karanlıkta çılgınca çıplak ayaklarımızda asfaltlarda koşuyorduk
farklı yollara ,sanki kaçarcasına sen beni ben seni düşünüyordum sadece koşan bendim ama içim sen
koşan sendin ama için ben
|
|
491
|
|
492
|
|
|
|
Kar yağıyordu o gece. İki küçük kalbin içinde paylaşılan ,soğuktan korkmayan ,ama titrek bir alev.
|
|
493
|
|
|
|
Bir ülkeye savaş ilân eder gibi, bütün hesaplarımı gözden geçirmiş, cephaneliğimi kontrol etmiş, bütün hazırlıklarımı tamamlamıştım. Birkaç defa yutkunup boğazımı çalıştırdım. Gereksiz biçimde öksürdüm. Derin bir nefes alıp verdim, ancak tam en iyisini seçtiğime karar verdiğim o büyülü sözleri söyleyecekken nedense son anda karar değiştirdim ve ağzımdan şu çok derin anlamlı ve çok lüzumlu soru döküldü!: “Burada İş Bankası şubesi var mı?!”... Otobüsteydik!.. |
|
494
|
|
|
|
Gittiği her yerden güneş toplardı gözlerim senin için… Ve sen avuçlarımdan hayatı içtiğini söylerdin. Her gün bayram coşkusuyla öperdin, öperdin düşlerimden. Oysa ne çok olmuştu gözlerimden denizi görmeyeli… Dudaklarımdan tuzunu tatmayalı ne çok olmuştu… |
|
495
|
|
|
|
İlk defa, hayatımda ilk defa birini, hiç gereği yokken, üstelik sebepsiz yere zihnimde canlı tutmaya çalışıyordum. Tebessümü bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendi kendime bu kadar düsünmeğe değer biri olmadığına dair telkinlerde bulunuyordum lakin buna kendimi dahi inandıramıyordum. |
|
496
|
|
|
|
Geçen her saniyede binlerce hatırası gözlerinin önünden geçerken, binlerce düşüncede bir savaş meydanında tozu dumana katıp savaşmaktaydılar. Bu savaş iyi ve kötünün savaşı değildi, iyilerle iyiler savaşmak zorundalardı ve birbirlerini incitmeden üstünlük sağlamak için kılıçlarını çekmişler kesmeyen taraflarını birbirlerine vuruyorlardı, okçular oklarıyla değil yaylarıyla vuruyordu birbirlerine. |
|
497
|
|
|
|
Gunes piril piril, var gucuyle yakiyor disariyi. Bembeyaz kumsala cikan salonun kapilari ardina kadar acik.Incecik perdeler, ilik sakin bir ruzgarla kah iceriye kah disariya saliniyor, misk kokularini tasiyorlar iceriye, belli belirsiz duyumsuyorum.. |
|
498
|
|
|
|
Ama yinede, aslında gitmek istemedin biliyorum serseri. |
|
499
|
|
|
|
Ve safça en basit haliyle AŞK! |
|
500
|
|
|
|
Hülya, arkadaşının sözünü tuttu. Bir daha Ahmet ile görüşmedi ama, onu her zaman ilk gün ki gibi sevdi. İstem dışı oluşturduğu ortam, onu sevdiği, unutamadığı ama kendisinden sadece yararlanmak için yaklaşan Ahmet’i aklına getirdi. |
|