• ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm |
101
|
|
|
|
Sonra da yeniden aramaya baþlýyorum, seni.
Seni suçlayamam.
Vefasýzmýþ, diyemem.
Sensiz de yaþayamam, inan...
Yorulmadan, usanmadan seni seviyorum.
Adýnýn yazýlý olduðu dünyam yetmiyor, bana artýk.
Seni arýyorum.
Söyle.
Neredesin sen..?
|
|
102
|
|
|
|
Keskin bir býçaktý bileyen ruhumu!Geliþigüzel söylenmiþ bir söz bile güzeldi dudaklarýnda!Her þeyim oluyordun...Asýyordum korkularýmý bir bir,seni göreceðim ana kuruyordum içimden kanayan boþluðu! |
|
103
|
|
|
|
“Bir hikâye yazýyordum. kahramaný sendin bu hikâyenin.
Zamaný üç boyutuyla kuþatýyordu güzelliðin. Ben çaresiz kalemim kaditti. Oysa sen, alabildiðine albenili,
alabildiðine kayýtsýzdýn...”
|
|
104
|
|
|
|
bir puhu kitap okuyormuþ.sen sanki güzelmiþsin. |
|
105
|
|
|
|
Bir gün bu küçük yaramazla merdivenlerde karþýlaþtý. Annesi elinden tutmuþ yukarýya doðru merdivenleri çýkýyorlardý. Kadýn, Hayrettin’i görünce çocuða:”Bak, senin rahatsýz ettiðin amca bu! Þimdi sana kýzsýn mý, kulaklarýný çeksin mi?” Deyince :
-Hanýmefendi, lütfen çocuða beni kötü bir insan olarak tanýtmayýn. Benim ondan yana herhangi bir þikayetim yok. Demiþ, korkudan annesine iyice yaklaþmýþ olan çocuðun baþýný okþamýþtý. |
|
106
|
|
|
|
-Gözler kalbin aynasýdýr; sözler kapý dýþarý. Eller aþkýn aðlarý; kördüðüm sarmýþ gönülleri. Görülen bir gerçek, bir rüyaymýþ/ ...Siyah saçlý, ceylan bakýþlý genç, kýzýl ellerini genç kýzýn yüreðine dokundurduðu geceden sonra an’lar an’larý ta |
|
107
|
|
|
|
Biri Giderse Diðeri Ölürüm Sanýrmýþ |
|
108
|
|
|
|
Günler böyle böyle geçerken, koyunlarýn kýrpýlma zamaný geldi. Ýmece usulü bir haftada hepsi kýrpýldý köyde. Hali vakti yerinde olmayanlara birer yapaðý gönderildi. Sýcak bir günün ardýndan akþam serinliði çökmüþtü. Niðdeli kuyuya gitti. Akþam suyunu çekecekti. Biraz sonra Eþemen geldi yanýna. |
|
109
|
|
|
|
Aþk, sevgi, namus, sadakat, dürüstlük gibi deðerleri bir renk grubu; ihtiras, cinsellik, arzu ve hazzý da ayrý bir renk grubu olarak düþündü. Bunlar arasýnda bir seçime gitmeliydi. Tam, seçimini yapabileceði bir noktaya ulaþtýðýný hissetmiþti ki, bütün renkler aniden birbirine karýþtý ve ortaya tek bir renk çýktý: Siyah. Siyahý da eþittir:Ýhanet, olarak kabul etmiþti. |
|
110
|
|
|
|
Yürüdüðü kaldýrýmda karþýsýndan önde bir diþi köpek, arkasýnda da bir erkek köpek geliyordu. Ona yaklaþýnca arkadakini tanýdý. Arada sýrada yiyecek verdiði köpekti… Yanýndan geçerlerken:
-N’aber Çomar? Dedi. Fakat Çomar’ýn tepkisi dostça olmadý. Diþlerini göstererek hýrladý ve sýrtýný biraz dikleþtirerek diþi köpeði takibe devam etti. |
|
111
|
|
|
|
Niyetle baþlanan bir aþk deðildi bu, bana inan.
Sevgime inan, bu aþka inan.
Ýçimde sessizce büyüyen sana inan... |
|
112
|
|
|
|
Aradan tam beþ yýl geçmiþti, beþ koca yýl. O, yýllar boyunca unutamadý hiç, yazdýðý o son mektubu. “Yazmamalýydým”, dedi yýllarca kendine. “Yüzümü güldüren, hayatýmdaki en muhteþem þeye sýrtýmý dönmemeliydim”. |
|
113
|
|
|
|
Sinan köyde yaþayan yaðýz bir delikanlýdýr . Daha hayat denilen denizin kýyýlarýnda dolaþmakta hayat denizinin içine bir kez olsun girmemiþtir. Hayata atýlým yapmýþtýr. Annesi onun iyi bir eðitim almasýndan yanadýr. Ama o köyde ava meraký olduðundan okuldan kaçmalarý okul eðitiminden uzaklaþmasýna neden olmuþtur. Arkadaþlarýyla dolaþýr onlarla sigara içer, kötü alýþkanlýklarý öðrenirken okulunun bitmesi sevindirici bir durumdur. Sinan köyde yaþlý annesi ve kýz kardeþleriyle yaþayýp gidiyorlar. O evde bulunan iþlerle pek ilgilenmez köyün meydanýnda arkadaþlarýyla oturup gününü gün ederdi. Yaþlý anasý oðlunun bu durumdan yakýnýr. Onunla sürekli tartýþýr. |
|
114
|
|
|
|
Aradan zaman geçti. Recep ve Hasan arasýndaki görüþmeler devam etti. Gündem hep Hülya oldu. Ancak her iki arkadaþta Hülya’dan bahsederken, birbirlerine renk vermemeye özen gösterdi. |
|
115
|
|
|
|
...Bir anda odaya görevli doktor ve hemþireler doluþtu. Bazýsý Hülya'nýn baþucunda duran monitöre
göz atýyor, bazýsý tansiyonunu ölçüyor, bazýsý muayene ediyordu. Her þey yolunda gözüküyordu.
Solunum, nabýz, tansiyon, kalp ritmi hepsi |
|
116
|
|
|
|
Bu size yazdýðým ikinci mektuptu aslýnda, lakin ne size vermeye hazýrdý yüreðim.
Ne de muhtemel reddinize… |
|
117
|
|
|
|
Seni öldürmemiþ olsam, gelir konuþurdun, biliyorum. Benim için konuþan olmadý, ben zaten aðzýmý açmadým. Mahkeme daðýldý, kararý duymadým. |
|
118
|
|
|
|
Aþka en çok bahar yakýþýr deðil mi? Oysa bir kýþ mevsiminde baþlýyor bu düþsel aþk. Dýþarýda kýþ, yüreklerde bahar... Kýrlar yerine, yüreklerde açýyor papatyalar... Dýþarýsý soðukmuþ, buz gibiymiþ, ne gam? Yüreklerde güneþ... |
|
119
|
|
|
|
Genç kýz aynada tüm hatlarýný inceledi. Ne bir yüz güzelliði vardý ne de vücut güzelliði. Üstelik birazda boy fakiriydi. Oysa tüm bedeni alev alev yanýyordu. Onu kucaklayacak, doyasýya sevecek, hatta canýný |
|
120
|
|
|
|
Birkaç saatlik bölük pörçük uykuyla erkenden uyandým. Penceremi açtýðýmda farklý bir hava odamdaydý. Günlerden Cumartesi’ydi… Ýþe de öðleden sonra üçte baþlayacaðýma sevindim. Yüzümü bile yýkamadan ev ahalisini uyandýrmadan mutfaða yine fare kývraklýðýnda sessizce girdim. Karþý pencere yine aralýktý… Gözüm dakikalarca orada belirecek küçük bir hareketi bekledi... Hareket olmayýnca dudaðýmý bükerek tekrar yataðýma geçtim. Gözlerimi tavana dikip, neler yapmam gerektiðini düþündüm. Önce küçük bir kâðýda “Sizinle ciddi olarak tanýþmak istiyorum” diye yazsam, nasýl karþýlardý? Yüzüme pencereyi kapatýr mýydý? Yoksa beni aileme mi þikâyet ederdi? Aþk insanlara neler düþündürmüyordu ki… |
|