..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Anı
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Meyk de Meyk
Tayyibe Atay
Eleştiri > Günlük Olaylar

iki torunum var, tatlımı tatlı!..küçük olanı kız, durmadan süt içiyor... süt dolu biberonu dikiyor ağzına, soluk almadan bitiriyor...olmadı yeniden istiyor, biberonu uzatıp “meyk” diyor... hem meyk diyor, hem de kıs kıs, kıs kıs gülümsüyor...aklınca, beni esir alacağının hesabını yapıyor bu gülümsemeyle!..lakin, bunu başarıyor!..alıyorum elime biberonu, içine süt doldurmak için buzdolabına doğru yürümeye başlıyorum..uzanıyorum süt bidonuna, bitme

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Anı
21 
 Ölü - M - Cül  (ÖzgeCan)

'Elveda' demiyorum melek çocuk; sadece... tekrar buluşuncaya kadar 'hoşçakal'....
22 
 Hayat Kısa, Yollar Uzun  (Aysel AKSÜMER )

Kendim ettim, kendim buldum.
23 
 Cassandra Hotel Bodrum  (Hakan Yozcu)

Dar sokaklardan ilerliyoruz. Minibüs, yolcu alıp indiriyor. Bu nedenle sık sık duruyor ve hareket ediyor. Yolcuların büyük çoğunluğu yabancı. Minibüste genellikle hep İngilizce konuşuluyor. Türkçe konuşan yok denecek kadar az. Şoföre: - Ne kadar kaldı? diye soruyorum. - Daha var, gelince ben size söylerim, cevabını alıyorum. Araç, devam ediyor.
24 
 Kısa Bot  (Necmettin Yalcinkaya)

Dolmuştaydım; günün yorgunluğu vardı üzerimde. Hafta sonu olduğu için trafik ağır ilerliyordu. ‘İnip yürüsem eve daha erken varırım,’ diye düşünüyordum ama yürümeye takatim yoktu.
25 
  Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !  (Kâmuran Esen)

Acaba yayınevleri ile nasıl anlaşma yapılır? Onların anlaşma yaptıkları şair ve yazarların özellikleri nelerdir? Yenilere neden hiç şans tanınmaz? İllâ ki ünlülerin mi kitapları yayımlanır?
26 
 Çocukluk Anılarım  (mehmet avcı)

Düşürmedi de.! ama o refleksle bana “oğlum sen büyüyünce ben yaşlanmış olacağım. Sen de beni böyle omuzlarına alacak mısın” dedi. Nasıl aklıma geldi ise, “büyüyünce bende oğlumu omuzuma alacağım” dedim. Ve bugün o söz aklıma düştü.....
27 
 Güzel Bir Dünya  (Hakan Yozcu)

Bu gün de aynı şeyleri görmüyor muyuz? Yolsuzluklar, haksız kazançlar, sahtekârlıklar, üçkâğıtçılıklar, düzenbazlık, tokatçılık, adam kayırma, insan seçme… Peki, bu durum nereye kadar sürüp gidecek? Bu insan, ne zaman değişecek? Ne zaman sadece kendini düşünmeyecek? Ne zaman kölesi olduğu paraya değer vermeyecek? Onun kölesi olmayacak? Bu dünyayı ne zaman güzelleştirecek? Ne zaman, insan, insanı insan olarak görecek?
28 
 (Malatya / Hekimhan / Kurşunlu) Zahmedin (Güçlü) Köyü İlkokulu  (Cafer ŞAHİN)

Bakmayın şimdi kapısındaki hoyrat kilidiyle mazinin iğreti dehlizinde atıl durum hüznüne gark olduğuna... Halbuki bir zamanlar nice güzelliklerin, unutulmaz anıların, şen şakrak anların odağıydı Hekimhan / Kurşunlu/ Güçlü Köyü İlkokulu...
29 
 Torunum  (Kamil Erbil)

Bahçede uğraştıktan sonra epeyi yorulmuştular. Vakit ikindiyi geçmesine rağmen hava hala bunaltıcı sıcaktı.
30 
 Futbol Maçı  (Hakan Yozcu)

Ben, her ihtimale karşı, saha kenarındaki seyyar satıcılardan köfte de almıştım. Öyle ufak tefek şeylerle doyacak biri değildim. Sahaya erken girmemize rağmen, etraf mahşer günü gibiydi. Saha içi seyircilerle daha şimdiden dolmuştu. Tüm seyirciler, tezahürat ederek takımlarını destekliyordu. Ama bırakın saha içini dışarısı da öyleydi. Ana baba günüydü. Binlerce insan stada girmek için kuyrukta sıra bekliyorlardı. Sahanın etrafı köfteciler, kebapçılar, şapka satanlar, bayrak satanlar, kaşkol satanlar, forma satanlar, binlerce görevli polis, kapıcı, biletçi, görevli ile doluydu…
31 
 Lahmacun  (Hakan Yozcu)

Cama yaklaşıp içeriye göz attım. Kimse görünmüyor. Yan tarafa doğru yürüyüp birileri var mı diye bakmaya başladım. Gerçekten kimse yok. Tekrar ön tarafa gelip kapıya yaklaştım. Cama hızlı hızlı birkaç defa vurdum. Yok. Allah’ın bir kulu görünmüyor. Bu defa biraz daha hızlı vurdum. Tam umudu kesmiştim ki içeriden genç bir bayan çıktı:
32 
 Anılara Yolculuk  (Aysel AKSÜMER )

Anıların fişini çekemeyiz.
33 
 Bir Hüzün Hikâyesi  (İbrahim Kilik)

Bir billur hayaldin sen efsaneydin dünyada/ Gözünün rengi bize sevmeyi öğretti hep/ Veda edip gittin ya hep geliyorsun yâda/ Senin hazin gidişin bizde gussaya sebep….
34 
 Gökçeada 3  (seyfullah ÇALIŞKAN)

aleköy sahilindeki askeri kampın gerisinde karadut ağaçları vardı. Denizden çıkıp karadut ağaçlarına tırmanıp bol bol dut yedik. Karadutun tadını bilenler ağaca çıkan kişinin temiz kalmasının mümkün olmadığını da bilirler. Önce korunmaya çalıştık. Ama olmadı, baktık hepimizin bir yerleri boyanmış. İlerleyen dakikalarda işin çivisi kendiliğinden çıktı. Baktık ki temiz kalamıyoruz hepimiz kendimizi karadutla boyadık.
35 
 Muamma  (Aysel AKSÜMER )

Hayatımdaki en ilginç an. Yaşadığım şeyin adı ne olabilir?
36 
 Bir Salgın Sendromu  (Özgür Yenigün)

Ekin ektim Guracı’ya Yoldurmadım Deli Hacı’ya Gel dedim de Hanım Bacı Niye gelmiyon
37 
 Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler  (Kâmuran Esen)

Hayali cihan değerinde anılar.......
38 
 Keriz  (Kamil Erbil)

Okuyamayıp tasdikname alınca bir işyerine çalışmaya başlamıştım. Geceleri de yaşıtlarımızla mahallemizdeki kahvelere çıkıyorduk. Kağıtla ilk tanışmam mahalle kahvesinin o göz gözü görmez sigara dumanlarıyla dolu akşamlarında başlamıştı. İlk önce merakla başlıyan masadaki oyunları seyretme,daha sonra masalarda dördüncü olarak yer almakla devam etti. Öyle olduki daha askere gitmeden bilmediğim hiçbir oyun kalmamıştı.
39 
 İki kadın..İki yürek  (pelin onay)

Bir ara elime telefonu alıp, aklıma bir bıçak gibi saplanan numaraları tuşladım. “Aradığınız aşk’a şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz”
40 
 "Kuzucuk Köyü"nde Sabah Kahvesi  (Hakan Yozcu)

Küçük, temiz ve şirin bir yer “Barış’ın Yeri.” Burasını, belediye açmış. Hakan, “Ben çalıştırıyorum burasını” diyor. “ Genelde hafta sonları hizmet veriyorum. Sabah erkenden gelip açıyorum. Erkenci müşterilerim var. Gelip kahve içerler. Döner veya kebap yerler. Öğleye doğru da kapatırım” diyor…

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kemer
Timur KOHEN
Öykü > Anı
Torunum
Kamil Erbil
Öykü > Anı
Keriz
Kamil Erbil
Öykü > Anı

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.