• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
41
|
|
|
|
Bir kütüphane yapýmý için sosyal sorumluluk projesidir. Her kitap okuyucusunun yardýmlarýný bekliyorum. |
|
42
|
|
|
|
- Etme gözünü seveyim. Onu Allah doyuramýyor ki ben doyurayým. Adam, insan deðil, mübarek ayý. Doymak nedir bilmiyor ki, dedim.
Tam bu sýrada dýþardan uzun bir korna sesi duyduk. Bir araba tam ön tarafýmýzda durdu.
Gelen Burhan’dý:
- Hocaaaaa! Diye baðýrdý.
Mehmetali:
- Ýþte geldi seninki hocam, dedi. Bu arada kebaplarý da atmýþtý mangala.
|
|
43
|
|
|
|
Çok yalnýzým çokluðun içinde.
Çok zor oluyor çokluðun içinde yalnýzlýk.
Ne beni ben de ara artýk ne de uzakta.
Ben senin kalbindeyim,
sarýl bana iki elinle kucakla. |
|
44
|
|
|
|
Hayatta önümüze çýkan engellere raðmen baþarýlý olabiliyoruz. |
|
45
|
|
|
|
Her sabah besmeleyle kalkýyorum yataðýmdan ve hemen ardýndan dört aydýr olduðu üzere ‘günaydýn Mihriban’ým’ la. Cevap, cevap yok henüz. Ama bir gün olacak inþallah. Ben günaydýn Mihriban’ým diyeceðim ta yüreðimden. Mihriban kýnalý parmaklarýyla dokunacak saçlarýma, sabahýn hayýr olsun sevdiceðim diyecek. Bu sefer kaçýrmayacak yosun gözlerini benden. Ben onun yosun gözlerine demirleyeceðim bu gün hasret çekmede olan gözlerimi. |
|
46
|
|
|
|
Gümüþkent köyünün Aðdaþ bölgesinde pýnarýn kenarýndaki beton banklarýn birine oturmuþ, seni bekliyorum. Yaþý kýrklara karýþmýþ bir adamýn, yirmi yaþýndaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaþamasý ne demektir, diye derin derin düþünüyorum: Belki bir ayrýlýk hadisesi, belki bir sevgisizlik ya da bir aþka geç kalma hadisesi. Belki de bir nevi sevinçleri, kederleri, hazlarý çocuklukla birlikte uzatma temayülü. Fakat bu uzayan kýþ, yazýn gelmeyeceðine alamet deðildi. Evet bu sene yaz müthiþ güzel olacak, yollarýn etrafýný çevreleyen tüm boþ arazileri yeþilliklere boyayacak… |
|
47
|
|
|
|
Hayali cihan deðen anýlar. |
|
48
|
|
|
|
yeter ki sevmesini bilsindi. Hayat daha baþka güzel olurdu o zaman. Sevgi ile her þey yeþerirdi... |
|
49
|
|
|
|
Kýlavuzu karga olanýn burnu pislikten kurtulmazmýþ. |
|
50
|
|
|
|
Geçmiþin anýlarda hoþ olmasa kalan kýrýntýlarý. |
|
51
|
|
|
|
Okula geldiklerinde þaþkýnlýklarý bin kat daha arttý. Okul demeye bin þahit isterdi. Býrakýn duvarlarýn boyasýný, sývalar dökülüyor, demirler pas tutmuþ, iskelet gibi görünüyordu. Sýnýflara üç beþ masa konularak bir sýnýf havasý verilmiþti. Duvarda bir kara tahta bile yoktu. Kara tahta olmayan bir yerde tabii ki tebeþir olmasý beklenemezdi.
Ne yapacaklardý? Bu kadar yoklukta nasýl eðitim verebileceklerdi? Okul sorumlusu Koray öðretmenle görüþtüler. O da göreve baþlayalý birkaç gün olmuþtu. Ýþleri çok zordu. Ama umutluydular. Ýyimserdiler. |
|
52
|
|
|
|
Mavi gözünde hüzün bugün garip ve yalnýz
Kim bilir ne sýzýsý o nahif bedeninde
Boynumuz bükük kaldý sen gidince Akça Kýz
Senin hatýralarýn sinedeki eninde |
|
53
|
|
54
|
|
|
|
Rabbimin deðirmeni geç öðütür ama , çok ince öðütür. |
|
55
|
|
|
|
Sokaðýn baþýnda durdum, kederle izlemeye baþladým. Evlerin çoðu çoktan dört-beþ katlý apartmanlara dönüþmüþtü. Çocukluðuma dair hiçbir iz kalmamýþtý. |
|
56
|
|
57
|
|
|
|
Yataða girip uyumaya çalýþtým. Uyu uyuyabiliyorsan. Saða sola döndükçe sanki daha da büyüyordu sýzý. Hareketten besleniyordu sanki…
“Ah bir sabah olsa!” diye dua ediyordum. Saat baþý bir tane aðrý kesici alýyordum. Arada bir kocakarý ilaçlarýna da baþvurmuyor deðildim. Ama hiç birinin faydasý olmuyordu. |
|
58
|
|
|
|
Ilýk ýlýk esen rüzgarlar.... |
|
59
|
|
|
|
Bu bana ders olsun. Bir daha, her “ kel ” diyeni “ gel ” anlarsam, bana da Kâmuran demesinler.
|
|
60
|
|
|
|
Akça pakça pirupak kýzýmýz melek oldu/
Vedasýyla gönlümüz lebalep hüzün doldu.
07.03.2017 Ýbrahim Kilik |
|