..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - Hakan Yozcu
Hakan Yozcu - Kendi Dünyam
Site Ýçi Arama:


Eleþtiri
  Biz Metin Biçer'in Öðrencileriyiz (Hakan Yozcu) 23 Nisan 2016 Unutulamayan Dönemler 

Bir 23 Nisan günüydü. Erdoðan ile anlaþmýþtýk. Sinemaya gidecektik. Ben, babamdan harçlýðýmý almýþtým. Erdoðan'ýn ise sinemaya gidebilmesi için çalýþmasý ve bilet parasýný çýkarmasý gerekiyordu. Bu nedenle boya sandýðýna sarýlmýþtý. Kadirli'nin tam merkezinde Çamlý Kahve denilen meþhur bir yer vardý. Neredeyse bütün Kadirli halký oraya gelirdi. Yan tarafta Ara Çayhaneler denilen T biçiminde bir sokak vardý. Bu sokak, tamamen çayhanelerle doluydu. Günün her saati insan doluydu. "Ýðne atsanýz yere düþmez derler" ya iþte öyleydi.

  Talip Akarsu Ýle Kktc ve Amerika Üzerine (Hakan Yozcu) 31 Ocak 2011 Popüler Kültür 

Talip Akarsu ile oturup geçmiþi, KKTC’yi ve Amerika’yý konuþtuk. Aradaki farklarý anlattý bana. Görüþlerini sizlerle paylaþmak istedim.

  "Bir Okkaya Bir Önge" Herkese Göre (Hakan Yozcu) 20 Mart 2011 Çaðdaþ Sanat 

Ýlke Susuzlu, oyundan bir iki gün önce çok farklý bir reklam tarzý uygulayarak, izleyicileri salona çekiyor. Maðusa’nýn hareketli trafik köþelerinde tüm oyuncularýyla birlikte ellerinde pankartlar, afiþler ve üzerlerine giydikleri oyunun tiþörtleriyle varlýklarýný duyuruyorlar. Yoldan geçenler ister istemez merak ediyorlar. Tüm görevliler, yoldan geçenlere güler yüzle bakýyor ve onlara sesleniyorlar. El sallýyorlar. “Tiyatromuza buyurun” diye baðýrýyorlar. Bu hareketleri benim çok hoþuma gitti. Bizde belki ilk defa yapýlýyor böyle bir uygulama.

  "Muhteþem Yüzyýl" Üzerine (Hakan Yozcu) 7 Nisan 2011 Sinema ve Televizyon 

Tavrým Merve Haným’a deðil. Yanlýþ anlaþýlmasýn. Hak ediyorsa mutlaka görev almalýdýr. Ama o kadar konservatuvar ve sinemacýlýk mezunu becerikli gençler dururken, ve iþ bekliyorlar iken neden Merve demekten de kendimi alamadým doðrusu.

  Dýþardakiler (Hakan Yozcu) 7 Nisan 2011 Yazarlar ve Yapýtlar 

Oyunun geri planýnda olan hemþire ve hastabakýcý erkek var. Oyunda fazla görevleri yok. Arada bir görünüyorlar. Aralarýnda bir iliþki olduðu hemen anlaþýlýyor. Hemþirenin burada kýyafetiyle dikkatleri çektiðini belirtmeliyim. Güzel bir fiziðe sahip.

  Salaklar Sofrasý (Hakan Yozcu) 23 Nisan 2011 Çaðdaþ Sanat 

22 Nisan Gecesi Vadili'de özel bir geceye davet aldým. Özel diyorum, çünkü gerçekten özel bir gece oldu benim için...

  Neredesin Necati? (Hakan Yozcu) 24 Nisan 2011 Yazarlar ve Yapýtlar 

Oyun sonrasý konuþtuðumuz yönetmen Sami Yakar, oyun için þunlarý söyledi: “ Geçen yýl “Papaz Kaçtý” oyunumuzla büyük beðeni ve takdir topladýk. Bu, bizi daha iyi oyunlar çýkarmamýz için kamçýladý. Amacýmýz, seyircimizle sanatýn güzelliðini paylaþmak, onlarla bir gönül köprüsü kurabilmekti. Bir süreliðine de olsa onlarý, hayatýn günlük sýkýntýlarýndan uzak tutmak istedik

  Uluslararasý 27. Denizli Amatör Tiyatro Festivali"nin Ardýndan (Hakan Yozcu) 24 Mayýs 2011 Çaðdaþ Sanat 

Geçtiðimiz günlerde Denizli’de yapýlan 27. Uluslararasý Amatör Tiyatro Festivali’ne katýldýk. Gerçekten büyük bir organize idi. Benim, bu festivale üçüncü katýlmam idi. Daha önce de oyuncu ve gözlemci olarak iki kez katýlmýþtým. Bu sefer ise Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Genel Müdürü olarak konferans vermeye davet edilmiþtim. Seve seve gittim. Çünkü Denizli’yi ve Denizlileri çok seviyordum.

  (Hakemlere) Lütfen Biraz Dikkat (Hakan Yozcu) 30 Mayýs 2011 Sevgi ve Nefret 

köy kulüplerinde durum bu. Onlar, sadece spor yapmak istiyor. Boþ vakitlerini olumsuz yerlerde deðil sahalarda geçirmek istiyor. Gençliði, barlardan, discolardan ve kumarhanelerden kurtarmak istiyor.

  Kendi Kendimize Yapýyoruz (Hakan Yozcu) 8 Haziran 2011 Günlük Olaylar 

KKTC’de insana ve insan hayatýna saygý vardýr. Yaþam bir daha ele geçmez. Kýbrýs Türkü bunun bilincindedir. Hiç bir iþinde sahteciliðe kaçmaz Kýbrýs Türkü. Özü gibi sözü de doðrudur. Kendisi gibi iþi de doðrudur.

  Saðlýklý Çevre, Saðlýklý Yaþam (Hakan Yozcu) 8 Haziran 2011 Doða ve Uzay 

Eskilerin Enasýr-ý Erbaa diye adlandýrdýklarý “ Hava, su, ateþ ve toprak” insan yaþamýnda en büyük dört etkendir. Bu dört etken yaþam kadar önemlidir. Önemlidir çünkü bunlardan biri olmasa yaþam da olmazdý. O halde bunlara dikkat etmek ve temiz olmasýný saðlamak insanýn kendi elindedir. Özellikle su, hava ve toprak her geçen gün daha da kirlenmeye yüz tutuyor ve bu nedenle önemli bir kýsmý kullanýlamaz hale geliyor.

  Koþkoþ Hazine Peþinde (Hakan Yozcu) 16 Ekim 2011 Çaðdaþ Sanat 

Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý, gelenek haline getirdiði sezona çocuk oyunu ile baþlama düþüncelerini, yine hayata geçiriyor. Amaç, geleceðin bilinçli seyircilerini hazýrlamak, daha, küçük yaþlarda tiyatro sevgisini aþýlamak ve çocuklarý tiyatro konusunda eðitmek

  Renkler ve Gölgeler (Hakan Yozcu) 30 Ekim 2011 Çaðdaþ Sanat 

1941 yýlýnda Cihangir Köyü’nde doðmuþ. Güzel sanatlara ilkokul yýllarýnda ilgi duymuþ. Liseyi bitirdikten sonra Türkiye Ýþ Bankasý’nda çalýþmaya baþlamýþ. 1960 yýllarýnda bir arkadaþý ile “Uyarý” isimli sanat dergisi çýkarmýþ. Ayný yýllarda Güzel Sanatlar Derneði’nin Türk Sanat Müziði saz heyetinde görev almýþ. Burada ud çalmýþ. Tanýþtýrýldýðý bir ressamýn yüreklendirmesiyle resme baþlamýþ. Çalýþmalarý sürüp gitmiþ.

  Ayýp Ettik (Hakan Yozcu) 4 Aralýk 2011 Çaðdaþ Sanat 

Cinsellik toplumumuzda hep bir tabu olarak kalmýþ bir konu. Konuþulmuyor, tartýþýlmýyor, hakkýnda görüþ belirtilmiyor. Oysa insan yaþamýnda bir gerçek olgu. Vazgeçilmez bir unsur.

  Cezaevine Gündoðdu (Hakan Yozcu) 9 Nisan 2012 Toplum ve Birey 

Onlar kader mahkumlarý. Onlar bir þekilde ceazevine giren ve tutukluluklarý boyunca toplumdan soyutlanmýþ; dýþarýya hasret, güne hasret, dosta, arkadaþa, yarenliðe hasret, bir merhabaya hasret, ötekileþtirilmiþ mahkumlar.

  Nkl'de Bir Baþka Olur Sanat (Hakan Yozcu) 14 Mayýs 2012 Çaðdaþ Sanat 

Oyun, bir yaz sýcaðýnda Lefkoþa’dan tatil için köye giden bir ailenin içine düþtüðü komik durumu ele alýyor. Köy yerindeki insanlarýn dýþarýdan gelen kiþilere bakýþ açýlarýný deðiþik bir biçimde anlatýyor. Evde kalmýþ bir kýzýn durumu, annesinin onu mutlaka biriyle evlendirmek istemesi konu ediniyor.

  12. Direklerarasý Titaro Ödüllerinin Ardýndan (Hakan Yozcu) 16 Haziran 2012 Çaðdaþ Sanat 

Daha oyuna baþlarken hedefimiz bu yönde olmuþtu. Ciddi bir çalýþmanýn ürünüydü bu ödüller. Tam bir ekip çalýþmasý içine girdik. Herkes yüreðini koydu oyuna. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsýn, bildiðimiz yoldan sapmayacaktýk. Doðru dediðimiz þeylerin peþinden koþacaktýk. Öyle de yaptýk.

  Cezaevinde Tiyatro (Hakan Yozcu) 29 Haziran 2012 Günlük Olaylar 

Gerçekten de hayatlarýný dört duvar arasýnda geçiren kader mahkûmlarý için çok anlamlý bir isim Gündoðdu. Çünkü onlar hep dört duvar arasýndalar ve gün bu dört duvar arasýna hiç geçmiyor neredeyse. Hep karanlýk, hep acý, hep hüzün… Onlarý bu acýdan, bu karanlýktan, bu hüzünden bir nebze de olsa kurtarmak gerekti. Onlarýn da insan olduklarýný, ruh taþýdýklarýný, duygularý olduklarýný ve birer kalp taþýdýklarýný hissettirmek lazýmdý.

  Çocukluðumun Kadirli'sindeki Bayramlar (Hakan Yozcu) 19 Aðustos 2012 Günlük Olaylar 

Belki de o günlerin unutulmamasý bu güzel insanlarýn o sýcacýk dostluklarýndan, karþýlýksýz sevgilerini paylaþmalarýndan ileri geliyordu. O çocuk yüreðimle bu insanlara karþý gerçekten büyük saygý ve minnet duymuþtum

  Gavun Deðil ki Koklayasýn (Hakan Yozcu) 21 Þubat 2013 Çaðdaþ Sanat 

Oyun mezarlýkta baþlýyor. Eþinin ölmesiyle aðýtlar yakan kadýnýn vasiyetname okunduktan sonraki aldýðý tavýr görülmeðe deðer doðrusu. Çünkü kendisine yeteri kadar miras kalmadýðýný öðrenince bu defa ölen eþin ardýndan söylenmedik laf kalmýyor.

  Facede Tavla Sahtekarlarý (Hakan Yozcu) 6 Aðustos 2013 Güven ve Güvensizlik 

Facede tavla oynuyorsanýz gözü açýklara dikkat etmek zorundasýnýz. Siz masumane bir þekilde hoþça vakit geçirmek için oynuyorsunuz. Ama onlar sizin bu masumiyetinizden faydalanýp haksýz kazanç elde ediyorlar. Ve kýsa bir süre sonra ciddi bir gelir elde ediyorlar.

  Bir Aðýr Yürek Ýþçisi: Nursev Eser Yýldýrým (Hakan Yozcu) 28 Eylül 2013 Yazarlar ve Yapýtlar 

Ýzmirli Þair Sayýn Nursev Eser Yýldýrým býkmadan usanmadan þiir yazan bir sanatçý. Büyük bir cesaretle ve azimle duygularýný dile getiriyor. Tabii yine büyük bir cesaretle bunlarý bir kitapta da topladý. Þiirlerini büyük bir keyif alarak okuyorum. Zaten kendisi de kendini bir þair olarak deðil “En aðýr yürek iþçisi” olarak görüyor. Bu da çok yüce bir düþünce bana göre.

  Adana Gazilerinden Öðrencilere Yardým (Hakan Yozcu) 10 Aralýk 2013 Çocuk Yetiþtirme 

Adana’da eðitim gönüllüsü gazilerimiz Gazi Sebahattin Aslan öncülüðünde çok hayýrlý ve çok güzel bir iþ yapýyorlar. Eski kýrtasiye, plastik, demir hurdalar ve mavi kapaklarý toplayarak bunlarý paraya dönüþtürüyor. Karton, gazete, dergi, pet þiþeler, kola kutusu, meyve suyu kutusu, süt ambalaj kutularý, eski atýl durumda olan kitaplar vs toplayarak geri dönüþüm fabrikasýna satýyorlar. Elde edilen paralarla kýrsal kesimlerdeki okullarda fakir öðrencilere defter, kalem, silgi ve çeþitli kýrtasiye ürünleri alýp veriyor. Böylece kýrsal kesimdeki yoksul öðrencilere eðitim desteði saðlamýþ oluyorlar.

  Saltanat Hýrsý (Hakan Yozcu) 14 Þubat 2014 Tarihsel Olaylar 

Dizide Sultan Süleyman’ýn Hürrem Sultan’ýn ve Sadrazam’ýn oyunlarýyla galeyana geldiði, doldurulduðu ve yanlýþ yönlendirmeleriyle bu kararý verdiði sunuluyor.Burada da þunu soramadan yapamýyor insan: Bir Cihan Padiþahýnýn gerçekleri araþtýrmadan, bilmeden, sýrf birilerinin yönlendirmesiyle böyle çok önemli bir kararý almasý ne kadar doðru? Böyle bir cihan padiþahýnýn istihbaratý olmaz mý? Veya bu kadar zayýf mý olur? Tabi bunlar tarihin karanlýk sayfalarýnda kalmýþ olaylar. Gerçeði belki de o aný yaþayanlar bilecek. Burada da þu sorulmadan edilemiyor. Bu kurmacayý yapanlar, neden gerçeðe yakýn yapmýyorlar filmi. Koca bir hükümdarý neden bu kadar basit, düþüncesiz ve iki kiþinin sözüyle hareket eden, iktidar uðruna evlat kaatili olan biri olarak gösteriyor. Gerçekten de Koskoca bir Cihan Padiþahý halkýn gözünün önünde nefret edilecek bir duruma düþürülüyor. Peki bu anlayýþ ne kadar doðru?

  Asrýn Projesi (Hakan Yozcu) 6 Mart 2014 Günlük Olaylar 

Ve su... Hayatýn þartlarýndan biri... Eskiler hep “Su hayattýr” demiþ. Gerçekten de doðru demiþ. Suyun olmadýðý bir hayat düþünülemez. Susuzluk demek, mikrop demek, kirlenmek demek, kokmak demek, ölmek demek... Ýnsan en fazla 3 gün dayanabiliyor susuzluða... Çünkü vücudumuzun dörtte üçü su... Ýþe bakýn ki dünyamýzýn da dörtte üçü su

  Eylem Bir Haksa (Hakan Yozcu) 6 Mart 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Terminalin hemen kavþaðýndaki çembere geliyorum. Trafik alabildiðince yoðun... Dikkatli olmak gerekiyor. Araba kullanmak için sanýrým biraz da hüner gerekiyor. Çünkü ister istemez bu yoðunluk karþýsýnda insan ürperiyor. Kaza her an “Merhaba” diyebilir sana...

  Þehit Tuncer Ýlkokulu"ndaydýk (Hakan Yozcu) 6 Mart 2014 Çaðdaþ Sanat 

Leyla Ulubatlý Hanýmefendi’ye teþekkürlerimizi sunmak için bir plaket yaptýrdýk ve yanýnda bir buket çiçekle Þehit Tuncer Ýlkokulu’na gittik. Çünkü Leyla Haným orada çalýþýyor. Okul Müdürü Güven Varoðlu Bey’in odasýnda kendilerine teþekkür edip hediyelerini verdik.

  Babaannem 100 Yaþýnda (Hakan Yozcu) 6 Mart 2014 Çaðdaþ Sanat 

Oyunda baba rolünde Deniz aslým evin geçimini temin edebilmek için insanüstü bir çaba harcýyor sanki. Ama yetmiyor. Diðer taraftan kardeþi Çiko, sanatçý bir ruha sahip olmasýndan dolayý çalýþmýyor. Çünkü onun iþi sanat. O, bir bestekar. Mutlaka beste yapmasý gerekiyor. Ama nedense hep yan gelip yatýyor. Büyük bir tembellik içinde. Çalýþmamak için her türlü dalavereye baþ vuruyor.

  Gazimaðusa Sanat Tiyatrosu Ödülleri (Hakan Yozcu) 12 Mart 2014 Günlük Olaylar 

Dombula sözcüðü Tombalanýn Kýbrýs Türk Aðzýndaki söyleniþ biçimi. Oyun yazarý Ýlke Susuzlu oyunu “Kýbrýs Türk Toplumunda bozulan deðer yargýlarýna ve boþ vermiþlik duygusuna sessiz kalamayacaðým için kaleme aldým. Bu oyun, benim iç çýðlýðým. Sizlerin de duymasýný istedim” diyor.

  Ýstanbul Devlet Tiyatrolarýný Davet Ettik (Hakan Yozcu) 19 Mart 2014 Çaðdaþ Sanat 

2. Dereceden Ýþsizlik Yanýðý” tek kiþilik bir oyun. Berkay Tulumbacý rol alýyor. Berkay Tulumbacý , Kýbrýs kökenli bir sanatçý. Lefkoþa’da doðmuþ. Liseyi Lefkoþa’da bitirmiþ. Konservatuvarý Türkiye’de tamamlamýþ. B itince de þansýný Ýstanbul’da denemiþ, burada kalmýþ ve çok da baþarýlý olmuþ.

  Sahnelerde 39 Yýl (Hakan Yozcu) 19 Mart 2014 Çaðdaþ Sanat 

Zalihe Susuzlu da iþte bu tür kiþilerden biri... Usta bir oyuncu... Sevdalý bir tiyatrocu... Sahnelerde tam 39 yýl geçirmiþ... 1963 Baf doðumlu... 1976 yýlýnda tiyatroya baþlamýþ. Maraþ Emek Tiyatrosunda uzun süren bir çalýþma dönemi geçirmiþ. Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nda da sözleþmeli olarak çalýþmýþ. Kýbrýs’ýn ilk özel tiyatrosu olan Kýbrýs Türk Komedi Tiyatrosu’nu kurmuþ. Devlete ait gençlik merkezlerinde tiyatro eðitmenliðive yönetmenlik yapmýþ. Yine DAÜ’de tiyatro eðitmenlið yapmýþ. Son olarak da kendi adýný taþýyan tiyatrosunu kurmuþ. “Zalihe Susuzlu Tiyatrosu.”

  Sevgiyle Bakmak Her Þeye (Hakan Yozcu) 19 Mart 2014 Sevgi ve Nefret 

Gençlerin uyuþturucuya, alkole, kumara bulaþmamalarý için ve bunlardan uzak kalmalarý için birebir sohbetler yaptýklarýný, onlarý telkin etmeye çalýþarak, bunlarýn zararlarýný anlattýklarýný söylüyor. Özellikle günümüzde bir çýð gibi herkese saran bet ofislerinden mutlaka uzak kalýnmasý gerektiðini dile geitiriyor.

  Eti Senin Kemiði Benim (Hakan Yozcu) 8 Nisan 2014 Günlük Olaylar 

Eskiden büyüklerimiz, çocuklarýný okula yazdýrýrken, öðretmenlere güvenmiþler ve onlara “Eti senin, kemiði benim” demiþlerdir. Bu da öðretmenlerimize olan güvenin tam bir ifadesi olmuþtur.

  Ýkinci Dereceden Ýþsizlik Yanýðý (Hakan Yozcu) 28 Mart 2014 Çaðdaþ Sanat 

“Ýkinci Dereceden Ýþsizlik Yanýðý” oyunu, bu gün Ýstanbul’da en çok beðenilen, en çok seyirci çeken dört oyundan biri olarak gösteriliyor. Ýstanbul’da oynandýðý süre içerisinde kapalý giþe oynuyor. Çok keyifli ve zevkli bir oyun. Oyunun ana temasý, adýndan da anlaþýlacaðý gibi, iþsizlik. Üniversite mezunu olan bir gencin iþ bulabilmesi için baþýndan geçen komik olaylar ele alýnýyor.

  Dünya Sanat Günü (Hakan Yozcu) 18 Nisan 2014 Çaðdaþ Sanat 

Sanatçý farklýdýr. Herkesin gözüyle bakmaz olaylara. O, daha farklý, daha baþka gözle bakar. Olaylarý kendi duygu süzgecinden geçirir. Ona bambaþka bir hayat verir. Sanat, insana barýþý, huzuru, mutluluðu verir. Sevgiyi , kardeþliði öðretir. Kini, nefreti, garezi yok eder...Dünyanýn yaþanýlabilir bir hale gelmesi için uðraþýr...

  Aþk Derecesinde Sevmek Vataný (Hakan Yozcu) 10 Nisan 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Hedefler uzak veya yakýn da olabilir. Ama bazý hedefler vardýr, çok uzaktýr. Ona hemen ulaþamazsýnýz. Yýllar ve hatta yüzyýllar sonra bile ulaþýlmasý güçtür. Önemli olan o hedefi gönülde hissetmek, ona ulaþmaya çalýþmak ve bu uðurda çaba harcamaktýr.

  Yasakçý Zihniyet Ne Kadar Doðru? (Hakan Yozcu) 8 Nisan 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Türkiye’de seçim dönemi yaklaþýnca herkes, siyasi düþüncelerini de bu sitelerde paylaþmaya baþladý. Olumlu ya da olumsuz. Herkes bir þeyler söyledi. Bana göre bu gayet normal, gayet doðru ve güzel bir yaklaþým tarzý. Herkesin bunu hoþ karþýlamasýný beklerdim. Oysa ilk tepki Baþbakan Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’dan geldi. Ve “Ýnsanýmýzý bir Twitter’a, bir facebook’a yedirmeyiz” dedi. Akabinde Twitter Türkiye’de yasaklandý.

  Sanat ve Kültürümüzde Acý Gerçekler (Hakan Yozcu) 8 Nisan 2014 Günlük Olaylar 

Peki bizde durum nedir? Okuyor muyuz? Sinema veya tiyatroya gidiyor muyuz? Yastýðýmýzýn altýnda bir baþucu kitabý var mý? Cebimizde bir kitapla geziyor muyuz? Bir yere giderken bir kaç tane kitabý da yanýmýza alýyor muyuz? Çocuklarýmýza okuma alýþkanlýðý kazandýrýyor muyuz? Onlarý sanat yapmak için ikna etmeye çalýþýyor muyuz? Bir müzik aleti çalmalarýný, resim yapmalarýný, öykü, þiir yazmalarýný istiyor muyuz?

  Tiyatro Oyun Dizisi 2 (Hakan Yozcu) 18 Nisan 2014 Çaðdaþ Sanat 

Kýbrýs’ta kitap bastýrabilmek, basýrmaktan da öte, daðýtýmýný yapýp satmak çok zor. Çünkü kitap basýmý için dünyalar kadar para ödüyorsunuz. Kaðýtlar, mürekkepler hep Türkiye’den alýnýp getirildiði için ücretler oldukça fazla oluyor. Tabii bu ister istemez de çýkacak olan kitabýn maaliyetini artýrýyor. Yapýlan masraflarý kurtarmak için de yazarýn kitap ücreti olarak hayli para istemesi zorunlu oluyor.

  Gýz Mustafa"nýn Tanýtým Gecesi (Hakan Yozcu) 10 Nisan 2014 Çaðdaþ Sanat 

Cuma gecesi gerçekleþtirilen etkinlikte Gazeteci-Yazar Hasan Karaokçu son kitabý “Gýz Mustafa” isimli kitabýný tanýtýrken, konuklardan gelen sorularý da yanýtladý. Etkinlikte Halil Durusular ve Adem Ulugül de müzik dinletisi sundu

  Sevgi Festivali (Hakan Yozcu) 18 Nisan 2014 Çaðdaþ Sanat 

Kýbrýs’ta düzenlenen bu festivaller, önceleri, “Panayýr” olarak adlandýrýlýrdý. Sonra bu isim festivale çevrildi. Bu festivallerde daha ziyade, küçük büfeler ve restoranlar, lokma, kebap çeþitleri, bunlarýn yanýnda geleneksel Kýbrýs Türk mutfaðýndan örnekler sunulmaktadýr...

  Burasý Daðbaþý mý? (Hakan Yozcu) 18 Nisan 2014 Toplum ve Birey 

Peki, yaþadýðýmýz bu dönemde, herhangi bir kiþi, hiç tanýmadýðý kiþilerin masasýna nasýl gider? Nasýl onlarýn masasýna oturur ve nasýl onlarla tartýþmaya girer? Tartýþmayý da býraktýk... Sohbet etmeye dahi nasýl gider? O cesareti, o yüreði nerede bulur? Ýnsan hiç tanýmadýðý, bilmediði, yakýndan görmediði kiþilerin yanýna gidebilir mi? Bu kiþiler, tanýnmýþ, siyasetçi, ünlü kiþiler olsa bile...

  Mutluluðun Fiyatý Var mý? (Hakan Yozcu) 25 Nisan 2014 Toplum ve Birey 

Mutluluðun bir deðeri, bir fiyatý var mýdýr? Þüphesiz bu soruya hemen hepiniz “Yoktur” cevabýný vermiþsinizdir. Oysa Ýngilizler bizimle ayný görüþte deðil

  Aþka Çýrak Ölüme Usta (Hakan Yozcu) 28 Mayýs 2014 Çaðdaþ Sanat 

Þair Ýhsan Tevfik Kýrca’dan söz ediyoruz. Araþtýrmacý, yazar, þair ve edebiyat öðretmeni… Ýlk Þiir Kitabý olan “Dipsularý” ile edebiyat dünyasýnda bir çýkýþ yakaladý. Ýçindeki aþký, sevgiyi ve melankoliyi farklý bir bakýþ açýsý ile dile getirdi

  Kazan Günleri 1 (Hakan Yozcu) 31 Mayýs 2014 Günlük Olaylar 

Kazan Tataristan'ýn baþkenti. Türk Dünyasý'nýn Kültür Merkezi sayýlabilecek ir þehir. Modern ve þirin bir yapýya sahip. Kazan Nehri Kýyýsýnda kurulmuþ önemli bir þehir.

  Kamal Tiyatrosu'nda Seminer (Hakan Yozcu) 5 Haziran 2014 Günlük Olaylar 

Oyunda su satan bir oyuncunun sözleri dikkatimi çekiyor."Dünyada bir tane bile iyi insan olmazsa hayat devam edemez. Dünyanýn kurtarýlmasý için bir tane iyi insan olmalý"

  Ýsrail"e Dur Diyen Yok Mu? (Hakan Yozcu) 16 Temmuz 2014 Kesinlikle Karþýyým! 

Ýsrail, sivil, asker, yaþlý, kadýn, erkek, çocuk demeden saldýrdý. Pazartesi günü yine Gazze’ye yönelik “Koruyucu hat” adý altýnda bir saldýrý baþlattý. Hedef yine rastgele… Erkek, kadýn, yaþlý, çocuk fark etmeden kýyýma giriþti. Saldýrýlarda þu ana kadar 33 çocuk, 16 kadýn 166 kiþi hayatýný kaybetti. 1120 kiþi de yaralandý. Yaralýlar arasýnda durumu çok ciddi olanlar var.

  Bayan Adaylar Dikkat Çekiyor (Hakan Yozcu) 22 Haziran 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Bu iþ, kadýn iþi deðil diyenlere bunun doðru olmadýðýný ispatlamak için aday oldum” diyen Hediye Yozcu, “ KKTC’nin bir bayan baþbakan gördüðünü, yine meclis baþkanýnýn bayan olduðunu, mecliste milletvekili olarak bayanlarýn bulunduðunu, belediye baþkanlýklarýný yapabilen kadýnlarýn muhtarlýðý da en iyi þekilde yapabileceðini göstermek için aday olduðunu, özde Güvercinlik Köyü’ne ve genelde KKTC Halkýna en iyi þekilde hizmet vermek için muhtarlýða aday olduðunu” belirtti. Hediye Yozcu basýn yoluyla da Muhtarlýðý kazandýðý takdirde yapacaklarýný projeler biçimde anlattý.

  Güney Azerbaycan (Hakan Yozcu) 17 Temmuz 2014 Tarihsel Olaylar 

GAMUH teþkilatý hiç bir ülke, kurum ve kuruluþlardan yardým ve destek almamaktadýr. Tek güvenceleri orada yaþayan yaklaþýk 50 milyonluk Oðuz Azerbaycan Türkleridir. Tabii bunun yanýnda Kardeþ ve can bildikleri Türkiye’dir

  "Metal Fýrtýna" Üzerine (Hakan Yozcu) 16 Temmuz 2014 Çaðdaþ Sanat 

Amerika’nýn emperyal bir güç olduðu ve kendi çýkarlarý uðruna her çýlgýnlýðý yapabileceði konusu ele alýnýyor. Irak, Kuveyt, Libya gibi yerlere barýþý ve huzuru getirmek için giren Amerika, burada, bambaþka bir amaç için Türkiye’ye giriyor. Oysa, Türkiye ve Amerika yýllardýr müttefik olmuþ iki devlettir. Faka söz konusu çýkar olunca Amerika bu müttefiklikten vazgeçmiþtir.

  Sahadan Hiç Ayrýlmadým ki (Hakan Yozcu) 25 Haziran 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Cumhurbaþkanýmýz Eroðlu, biraz sonra geldi meydana. Büyük alkýþlar arasýnda indi arabasýndan. O, her zamanki gibi güler yüzüyle selamladý orada bulunanlarý. Kavehaneye girene kadar herkesin elini sýktý. Herkese ismiyle hitap etti. Çünkü yýllarýn siyasetçisiydi. Ve gördüðü, konuþtuðu birini asla unutmuyordu.

  Maðusalý Böyle Ýstiyor (Hakan Yozcu) 25 Haziran 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Önce Timisi’nin kahvesine oturduk. Masalar okey oynayan vatandaþlarla dolu. Bizi gören sevgiyle karþýlýyor. “Hoþ Geldiniz” diyerek yanýmýza oturuyor. Ve tabii gündem kendiliðinden geliyor: Seçim. Deðiþik görüþler var: “Hocam, bu seçimi Ýsmail Arter alýr” diyor biri. Neden diye soruyorum:

  Kaymakam Küfrederse (Hakan Yozcu) 8 Temmuz 2014 Kesinlikle Karþýyým! 

Habere göre, Çangaza Köylüleri dilekçe vermek için Kadirli Kaymakamý Necip Çakmak’ýn makamýna gitmiþler. Hem de iki sefer. Fakat her ikisinde de Kaymakam vatandaþlarý kovarcasýna uzaklaþtýrmýþ makamýndan. Hatta köylülere küfür etmiþ. Kaymakam "Siz nasýl köyde fabrika istemezsiniz vatan hainleri, sizin sülalenizi s..kerim" þeklinde küfür etmiþ.

  Hepimiz Türküz, Hepimiz Kýbrýslýyýz (Hakan Yozcu) 21 Temmuz 2014 Sevgi ve Nefret 

Ben de veya benim gibi 1974 sonrasý Anavatan’dan gelmiþ TC kökenli vatandaþlarýmýz da bu ülkede 40 yýldýr yaþýyoruz. Ve biz de en az sizin kadar Kýbrýslýyýz. 40 yýldýr bu ülkede kökleþmiþiz. Bu topraklara týrnaklarýmýzý geçirmiþiz. Babalarýmýzý, analarýmýzý, aile büyüklerimizi bu topraklara vermiþiz. Çocuklarýmýz bu topraklarda doðdu, büyüdü. En güzel gençlik yýllarýmýz buralarda geçti. Türkiye’ye gittiðimizde Kýbrýslý, Kýbrýs’a döndüðümüzde ise Türkiyeli olduk. Neredeyse asýl kimliðimizi unuttuk. Ama biz, kendimizi hep Kýbrýslý hissettik. Kendimizi Kýbrýslý Türk kabul ettik.

  Kaan Erkam'ý Ýzlerken (Hakan Yozcu) 17 Aðustos 2014 Çaðdaþ Sanat 

Oyun baþlamýþtý. Erkan Bey, sahnedeydi... Tabii daha ilk sözleriydi. Çok da gecikmemiþtik… Bize görevliler tarafýndan yer gösterildi… Yerimize doðru ilerledik… Basamaklarý iniyoruz. Tam oturacak yere geldik. Birkaç adým sonra bize ayrýlan yere oturacaðýz. O da ne? Birden sendeliyorum. Ayaðým burkuluyor… Düþtüm düþeceðim… Hemen yanýmda oturan bir bey, kalkýp beni tutuyor, düþmekten son anda kurtuluyorum… “Ne oluyor?” diye geriye dönüp bakýyorum.

  Masumiyet Müzesi ve Orhan Pamuk (Hakan Yozcu) 21 Aðustos 2014 Yazarlar ve Yapýtlar 

“Masumiyet Müzesi” ise tamamen farklý bir þekilde kaleme alýnmýþ. Gayet açýk, sade, anlaþýlýr ve konuþma dili kullanýlmýþ. Cümleler kýsa ve net… Okurken okuyucu hiç sýkýlmýyor. Anlatýlmak istenileni bir çýrpýda anlýyor… Birinci tekil aðýzdan anlatýlan romanýn son bölümünde anlatýcý, yerini yazara býrakmýþ. Roman sonunda, anlýyoruz ki, baþtan sona kadar, roman kahramaný baþýndan geçen olaylarý, yaþadýklarýný, hissettiklerini yazara anlatýyor. Yazar da uzun bir araþtýrmadan sonra romana hayat veriyor. Ve olaylarý ardý ardýna sýralayarak kahramanýnýn aðzýndan anlatýyor. Yer yer geriye dönüklerle veriliyor olaylar…

  Bir Babanýn Evlatlarýna Son Dersi (Hakan Yozcu) 30 Eylül 2014 Toplum ve Birey 

Ýspanya’da bir baba, çocuklarýnýn vefasýzlýðý yüzünden onlara son bir hayat dersi verdi. Baba, kendine karþý hayýrsýz olarak nitelediði çocuklarýný mirastan mahrum etti, Bu yetmedi, ölmeden önce vasiyet ederek mezartaþýna “Babayý aldýnýz” ibaresini yazdýrdý.

  50 Bin Suriyeli Kktc"ye mi Geliyor? (Hakan Yozcu) 26 Eylül 2014 Kesinlikle Karþýyým! 

Dün bazý internet sayfalarýna bu konuyla ilgili Türkiye’nin alternatif bir çözüm üreterek 50 bin Suriyeli sýðýnmacýnýn KKTC’ye gönderileceði haberi yer aldý. Tabi bu þimdilik sadece bir iddia...

  Dinler Sevgiyi Emreder (Hakan Yozcu) 26 Eylül 2014 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

Ýnsanlar da Tanrýya olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için ibadet ederler. Bu ibadetlerini de genellikle topluca gittikleri mekanda yaparlar... Buna kimileri “cami” der, kimileri “kilise” der, kimileri “cem evi” der, kimileri “sinagog” , ya da “havra” der... Hepsinin de ortak yaný insanlarýn Allah’a olan kulluk görevlerini yerine getirebilmek için, oraya gidip sevgi içinde ibadet etmeleridir...

  Ben Seviyorum Bu Bayaný (Hakan Yozcu) 2 Ekim 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Diðer taraftan Derya, gece kulüplerinde bir seks köleliði olduðunu ve bunun bir insanlýk suçu olduðunu vurgulayarak, "hem bir kadýn olarak hem de bir milletvekili olarak suçluluk hissediyorum, üzerime düþenin farkýndayým ve ben buna dair kendimi sorumlu hissediyorum, elimden geleni yapacaðým" dedi.

  Devlet Tiyatrolarý’na Siz Sahip Çýkacaksýnýz (Hakan Yozcu) 14 Ekim 2014 Günlük Olaylar 

Takmýþlar kafalarýný öðretmenlere... Tek söyledikleri þey, papaðan gibi: "Tiyatrolarý öðretmenler yönetiyor." Baþka bir bildikleri yok. Baþka bir þey demiyorlar. Sen, bu anlayýþla hareket edersen yönetir tabi.

  "isteyince Oluyormuþ" (Hakan Yozcu) 20 Ekim 2014 Çaðdaþ Sanat 

Ödül daðýtým sýrasýnda Sayýn Ömer Þahinbaþ’ýn özel ödülleri verirken “Kuzey Kýbrýs Türk Tiyatrosu’nun geliþmesine katký saðladýðý için Sayýn Hakan Yozcu’ya özel ödül uygun görülmüþtür” demesi beni hem þaþýrttý; hem de heyecanlandýrdý. Beklemiyordum. Sürpriz oldu benim için. Ama ne yalan söyleyeyim çok hoþuma gitti.

  Cadýlar Bayramý (Hakan Yozcu) 1 Kasým 2014 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

“KKTC’nin bu güne kadar gördüðü en büyük sokak eðlencesi Gazimaðusa’da gerçekleþti” diye yazýldý basýnýmýzda. Oysa Gazimaaðusalýlar, kendi kültürlerine, geleneklerine çok baðlý insanlardýr. Sýrf “Magosa” deniliyor diye ortalýðý ayaða kaldýran insanlardýr. Israrla vatandaþlara “Magosa” deðil, doðrusu “Maðusa” dýr diye feryat eden insanlardýr.

  Tahtalý Köye Rammi 2 (Hakan Yozcu) 9 Kasým 2014 Yazarlar ve Yapýtlar 

Yaþam, kaybedildiði zaman bir daha elde edilemiyor. Yani yaþamý kaybetmenin telafisi yok. Bu nedenle insan, yaþamýný kendine zehir etmemeli. Huzurlu, rahat ve mutlu bir yaþam için mücadelesini sürdürmeli… Oyunda ölüm ve ölümden sonraki hayat ele alýnýyor.

  Toplumsal Cinsiyet Eþitliði (Hakan Yozcu) 11 Kasým 2014 Özgürlük ve Eþitlik 

Bazý ülkelerde kadýnlar tek baþlarýna sokaða çýkamazlar, gezemez ve istedikleri gibi hareket edemezler. Býrakýn bunlarý, günümüzde biz de dahi birçok erkekler, hamile eþlerini kontrol için erkek doktora götürmek istemezler. Kadýn ve erkek arasýnda daðlar kadar, uçurumlar kadar fark yaratýrlar. Böyle düþünen kiþilere göre kadýnlarýn hiçbir þeye haklarý yoktur… Resmi dairelere alýnmazlar… Memur olarak atanmazlar… siyaset yapamazlar… Kadýn hep geridedir onlara göre…

  Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý (Hakan Yozcu) 13 Kasým 2014 Çaðdaþ Sanat 

Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý çok sesli müziði yayma, tanýtma, sevdirme, Türk bestecilerin eserlerini yurtdýþýnda seslendirme amaçlarýna hizmet eden bir kurumdur. Ankara’daki yerleþik senfoni orkestrasý Dünyada, kuruluþundan itibaren varlýðýný kesintisiz sürdüren en eski orkestralardan biridir.

  Denktaþ'ýn Heykeli Dikildi (Hakan Yozcu) 16 Kasým 2014 Günlük Olaylar 

Eroðlu: “Denktaþ’ý anarken insanýn gerilere gittiðini, nerelerden nerelere nasýl, kimlerle gelindiðini anýmsadýðýný” kaydetti. “Kendisinin 1976 yýlýnda seçime girerken Denktaþ’ýn kurduðu UBP çatýsý altýnda siyasi hayata baþlamaya karar verdiðini ve birlikte çok güzel ve anlamlý günler geçirdiklerini dile getiren Eroðlu, “Kendisi bize hocalýk etmiþtir diyebilirim” dedi.

  Ubp Erken Seçime Hazýr (Hakan Yozcu) 20 Kasým 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Resmiye Canaltay, konuþmasýnda UBP’nin yenilemek üzere baþlattýðý yeni tüzük çalýþmasý hakkýnda üyelere bilgi vermek ve ülkede yaþanan son siyasi olaylar hakkýnda görüþ ve düþüncelerini anlatmak için bölgelerde küçük toplantýlara baþladýklarýný anlattý.

  Erken Seçim ile Vekil Transferleri (Hakan Yozcu) 20 Kasým 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Diyelim ki Cumhurbaþkanlýðý seçiminden sonra erken seçim yapýldý... Ne deðiþecek? Ayný siyasi partiler, ayný vekiller, ayný zihniyet... Ne anlamý olacak o zaman erken seçimlere gitmenin... Ekonomiye sýkýntýdan baþka hiç bir yararý olmayacak... O kadar masraf, o kadar görevli ve bunlara harcanan paralar… Siyasi partilerin seçime dökeceði paralar…

  Yine Mülteci Dramý (Hakan Yozcu) 26 Kasým 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

KKTC yetkilileri anýnda müdahale ederek bir insanlýk dramýný önlemiþ oldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde mülteciler kurtarýlarak Girne’de konaklatýldý. Ertesi gün tedaviye ihtiyacý olan birkaç kiþi hariç hepsi özel bir gemi ile Mersin’e gönderildi. Tabii olayýn baþladýðý andan itibaren Mersin Polisiyle de irtibata geçildi. Her adým takip edildi

  Özlem Erzen Ýle Tiyatro Üzerine (Hakan Yozcu) 7 Aralýk 2014 Çaðdaþ Sanat 

Mesarya Kültür Sanat Derneði olarak 2009 yýlýna kadar 5 oyun sahnelemiþler. Önceki yýllarda Mehmet Erzen’in yazdýðý “Düðün” oyunu oynanmýþ. Bu oyuna Kültür Dairesi de büyük destek vermiþ. “Düðün” oyunu Güzelyurt Tiyatro Günlerinde oynamýþ. KKTC’nin birçok yerinde sahnelenmiþ. Bu oyun için özel kostümler hazýrlanmýþ. Seyircinin büyük beðenisini ve takdirini kazanmýþ.

  Ýsmail Bozkurt’la Onur Duyduk (Hakan Yozcu) 10 Aralýk 2014 Yazarlar ve Yapýtlar 

Ýsmail Bozkurt’u yine sanat sayesinde tanýdým. “Mapolar Öykü Yarýþmasý”na katýlmamý ve bir eserle mutlaka bu yarýþmaya baþvurmamý istemiþti. Ben de hatýrýný kýramayýp “Emanet” adlý öykümü yazmýþ ve bu yarýþmaya rumuz bir adla katýlmýþtým. Birkaç ay sonra ödül törenine davet edildim. Ve üçüncülük ödülünün bana verildiðini o gece öðrendim. Bu da benim için öykücülük alanýnda bir dönüm noktasý oldu. Yazmaya devam ettim böylece.

  "gumru" Oyunu Çok Güldürdü (Hakan Yozcu) 18 Aralýk 2014 Çaðdaþ Sanat 

Mesarya Kültür Ve Sanat Derneði’nin sahnelediði, Mehmet Erzen’in yazdýðý ve Doðan Erçað’ýn yönettiði 2 perdelik “GUMRU” adlý oyun gerçekten görülmeye deðerdi

  Kim Tecavüzcü? (Hakan Yozcu) 18 Aralýk 2014 Politik Olaylar ve Görüþler 

Mecliste 1974 yýlý için söylenen “Rum kadýnlarýn tecavüze uðramasý” sözünün gerçekten ne anlama geldiðini Sayýn Vekile sormak istiyorum... Modern bir þekilde… Düþünceye saygý duyarak ve karþýmdaki vekilimin de çok deðerli bir bayan olduðunu bilerek, kendisinin hak ve hukuklarýný rencide etmeden sormak istiyorum… Ne anlama geliyor bu sözler?…

  ve Othello Kendi Vatanýnda Sahnelendi (Hakan Yozcu) 24 Aralýk 2014 Çaðdaþ Sanat 

Othello rolünde Ekin Mutlugeldi, baþarýlý bir performans sergiledi. Kudretli komutan kompozisyonunu iyi çizdi. Yalnýz, oyunun aslýnda Othello, zenci bir komutandý. Fakat burada beyaz olarak verildi. Bu da yönetmenin olaya bakýþ açýsý ile ilgili bir yaklaþým.

  Bizden Olunca (Hakan Yozcu) 26 Aralýk 2014 Çaðdaþ Sanat 

Ertaç Hazer "Deli" rolünde izleyenleri çok güldürüyor. Farklý bir tip kompozisyonu çizerek izleyenleri adeta eðlendiriyor. Sayýn Hazer’in tipini ekranlarda görünce gülmemek elde deðil. Bunun sebebi bana göre, karakterlerin hep bizden olmasý ve kendi kültürümüzü yansýtmýþ olmasý.

  Öðrenciler Okula Cep Telefonu Götürmeli mi? (Hakan Yozcu) 21 Ocak 2015 Günlük Olaylar 

Özellikle günümüzde akýllý telefonlarýn çýkmasý ve uygulanmaya baþlanmasý zaman ve yer mevhumunu da ortadan kaldýrdý. Bu akýllý telefonlarla, her an her yerde internetlere girebiliyor, çeþitli fotoðraflar çekebiliyor ve hatta görüntülü olarak baþka kiþilerle görüþebiliyoruz. Bakýldýðýnda hoþ ve güzel bir durum olarak görünüyor. Peki, bunun hiç mi olumsuz yaný yok?

  Tavla Oynamak Siyasi Suç Mu? (Hakan Yozcu) 26 Ocak 2015 Günlük Olaylar 

Bir Cumhurbaþkaný, vatandaþýyla veya bir dostuyla tavla oynayamaz mý? Tabii ki de oynayabilir. Sonuçta Cumhurbaþkaný da bir insandýr ve o da bir vatandaþtýr. Diðer ülkelere bir bakýnýz. Normal bir vatandaþýn býrakýn bir cumhurbaþkanýný, bir bakaný veya bir vekili, önemli bir makama sahip olan üst düzey bir bürokratýn yanýna dahi yaklaþamadýðýný görürsünüz. Yanlarýnda dev bir koruma ordusu ile sizi on metreden fazla yaklaþtýrmaz.

  öðretmenlerden Zincirli Eylem (Hakan Yozcu) 10 Þubat 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Hatýrlayacaksýnýz: Yaklaþýk 10 yýl önce dönemin Baþbakanýna TC Baþbakanýn “Senin maaþýn ne kadar?” diye bir sorusu olmuþtu. Bunu sormanýn amacý Türkiye basýnýnda çýkan yanlýþ bir haberdi. O habere göre KKTC’de bir müdürün o dönem için 10 bin TL aylýk maaþ aldýðý yazýlmýþ ve adadaki tüm memurlarýn bu kadar maaþ aldýðý yer almýþtý. Oysa 13. Maaþ ve eþinin maaþýyla birlikte sadece o aya karþýlýk gelen 10 bin liralýk maaþ basýna yanlýþ aksettirilmiþ ve sanki KKTC’de tüm memurlarýn ayda 10 bin TL maaþ almasý gibi anlatýlmýþtý. Bunun üzerine de basýn karþýsýnda sayýn baþbakan KKTC Baþbakanýna “Senin maaþýn ne kadar?” sorusunu sormuþtu. Tabii bu tarz tüm KKTC Halkýnýn gücüne gitmiþti. Çünkü doðru bir yaklaþým deðildi.

  Türkiye Özgecan’a Aðladý (Hakan Yozcu) 18 Þubat 2015 Günlük Olaylar 

Bir cani, bir ruhsuz, bir hayvan… Hayýr bir deðil, 3 hayvan… Özgecan’ý bindiði arabadan alýp þehir dýþýna çýkardýlar… Tecavüze yeltenmek istediler… Hayatta namusu ve þerefiyle yaþamanýn önemiyle yetiþtirilen Özgecan direndi… Karþý koydu bu hayvanlara…

  Talip Atlaya'a Baþarýlar Diliyorum (Hakan Yozcu) 18 Þubat 2015 Günlük Olaylar 

KKTC yasalarýna göre milletvekilliði adaylýðý için bulunduðu görevden istifa etmesi gerekmiyor. Aday olacak kiþi, yarý ödenekli, yarý ödeneksiz 30 gün izne çýkýyor. Seçimi kazanýrsa vekil olarak meclise gidiyor, kazanamazsa da görevine geri dönüyor. Türkiye yasalarýna göre ise aday olacak kiþinin mutlaka istifa etmesi gerekiyor. Bu da çok büyük bir risk. Eðer aday olacak kiþi listeye giremez veya vekil seçilemezse görevine de geri dönemiyor…

  kop’a Üye Olmak Doðru Mu? (Hakan Yozcu) 18 Þubat 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Futbol Federasyonu, Türkiye liglerine giden futbolcularýn engellenmesine bir çözüm için 45 gün süre verdi. Bu süre içinde “Bir çözüm bulunmazsa KOP’a üye olacaðýz” denildi. Yani bir nevi tehdit unsuru kullanýldý. Peki, kime karþý ve neye karþý bu tehdit? Tehdit çözüm mü? Korku vererek, yapýlmayacak þeyleri yaparým diyerek bir þeyler yapmaya çalýþmak ne kadar doðru? Kýbrýs Futbol Federasyonunun böyle bir yetkisi var mý? Bu tür kararlar tüm devleti, tüm halký baðlar. O nedenle, Futbol Federasyonu’nun bu kararý ne kadar yasal olur?

  Sanatta Zihniyet Ne Olmalý? (Hakan Yozcu) 18 Þubat 2015 Çaðdaþ Sanat 

Ne olduysa ikinci perdede oldu. Bazý seyirciler, þaþkýnlýktan neye uðradýklarýný þaþýrdý. Kimileri sessizce izlediler oyunu, kimileri de sessizce protesto ederek ikinci perdeyi izlemeden salonu terk ettiler…

  Adýyla Özdeþleþen Bir Konser (Hakan Yozcu) 20 Þubat 2015 Çaðdaþ Sanat 

Her þeyden önce 700 kiþilik salon tamamen doluydu. Gazimaðusalýlar bu dev organizasyona büyük ilgi gösterdiler. Yaklaþýk 2 saat süren Senfonik Özlem Konser’i neredeyse nefes alýnmadan heyecanla izlendi. Konser, “ Jean B Lully”nin “ Osmanlý Heyetini Fransa Sarayý’nda Karþýlama Müziði” ile baþladý. “Edvard Grieg”in “ Peer Gynt Suit N0 1 Daðlar Kralýnýn Sarayýnda” ile devam etti.

  Evladý Uyuþturucu Ýlletine Düþmüþ Bir Annenin Feryadý (Hakan Yozcu) 23 Þubat 2015 Günlük Olaylar 

“ Uyuþturucunun verdiði olumsuz etki çocukta davranýþ bozukluðuna yol açtý. Yemek yiyemiyor, uyku uyuyamýyordu. Bizlerle olan iletiþimi koptu. Adeta Dünyasý yýkýldý ve Dünyaya küstü. Yapayalnýz bir insan gibiydi. Doktorlara gittik. Þizofren hastalarýna verilen ilaçlarý verdiler. Bu da daha kötü etki yapýyordu. Baþka bir doktor “Akýl hastanesine yatýralým” dedi. Bunu kabul etmedik. Oðlumuz akýl hastasý deðildi ki…”

  "Açelya Projesi" Tanýtýldý (Hakan Yozcu) 23 Þubat 2015 Günlük Olaylar 

KKTC’de artan uyuþturucu sorunu ve buna baðlý olarak ortaya çýkan tehlikeler, vatandaþlarýmýzý derinden etkilemektedir. Uyuþturucu konusunda neler yapýlabilir? Bu bataða düþen gençler bu illetten nasýl kurtulur? Aileler, uyuþturucu bataðýna düþen evlatlarý için neler yapmalýdýr?

  Her Akþam Kitap Okuma Saati Yapýn (Hakan Yozcu) 25 Þubat 2015 Günlük Olaylar 

Çocuklar, önce "üff!" "püff!" dediler. Ama bir kaç gün sonra ýsrarlý ve kararlý olduðumuzu görünce pes ettiler ve iþin tadýný almaya baþladýlar. Birinci ayýn sonunda baktýk ki çocuklar kendi harçlýklarýndan kitap almaya baþladýlar. Oðlum, Dan Brown'un "Cehennem" adlý kitabýný, kýzým da Stephenie Meyer'in "Alacakaranlýk"adlý kitabýný aldý. Anne ve babalarý olarak biz, bu duruma çok sevindik.

  dünya Çapýnda Bir Sanatçýmýz Gültekin Bilge (Hakan Yozcu) 4 Mart 2015 Çaðdaþ Sanat 

Sanatçý, 1945 Kýbrýs doðumlu. Ýstanbul, güzel Sanatlar Akademisinde okumuþ ve buradan mezun olmuþ 2011 yýlýnda Ýngiltere’ye hareket etmiþ. Avrupa’da, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya gibi ülkelerde eserleri sergilenmiþ. Sanatçýmýzýn uluslar arasý arenada birçok ödülü var. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadýr. Sanatçýmýz, 1974 yýlýnda Kýbrýs’ta çýkan savaþta vurulmuþ. Sað elinin kullanýmýný kaybettikten sonra yýllarca boya çalýþmasý yapamamýþ.

  Yalnýz Deðilsiniz (Hakan Yozcu) 5 Mart 2015 Çocuk Yetiþtirme 

SOS Çocuk Köyü sorumlusu Ahmet Akarsu, tüm içtenliði ile karþýladý bizi. Görevini en iyi þekilde yapan bir memur edasýyla hareket ediyordu. Kendine olan güveni oldukça fazlaydý doðrusu. Öðrencilere doyurucu bilgiler verdi. Köy hakkýnda geniþ açýklamalar yaptý. Öðrenciler belki de böyle bir köyle karþýlaþacaklarýný tahmin bile etmiyorlardý. Çünkü ben bile beklemiyordum.

  Bayraðýmýza Dil Uzatmayalým (Hakan Yozcu) 10 Mart 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Her defasýnda Türkiye’ye dil uzatan, “Türkiye benim anavataným deðildir” diyen, TC Elçiliðinin önüne siyah çelenkler konarak, kesik eller koyan, her gelen elçiye, -Sanki karýþýyor gibi- “Ýçiþlerimize karýþma” diyerek hakaretler eden ve fakat maaþlarýný da her nedense Türkiye’den alan ve her baþlarý sýkýþýnca Ankara’ya gidip aðlayan bu zihniyet, geçtiðimiz gün yüce meclisimizde yine adeta kin kustu…

  azerbaycan Milli Tiyatro Günü (Hakan Yozcu) 10 Mart 2015 Popüler Kültür 

Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Müdürlüðü yaptýðým yýllarda Azerbaycan’a iki defa gitmiþtim. Birçok Tiyatroyu gezmiþ ve oynanan oyunlardan birkaçýný izlemiþtim. Azerbaycanlýlar, sanata karþý büyük bir sevgi besliyorlar. Sanatçýlarýný asla unutmuyorlar. Birçok caddeye ya heykellerini dikiyorlar veya onlarýn adlarýný veriyorlar. Hatta sanatçýlar için bir de orman yapmýþlar. Ölen sanatçýlarýný da sanatçýlar için yapýlan kabre defnediyorlar. Bu süre içinde Azerbaycan Devlet Akademik Millî Dram Tiyatrosu Müdürü Sayýn Prof dr Ýsrafil Ýsrafilov Bey ile çok yakýn dost olmuþtum. Bakü’de Azerbaycan ve KKTC arasýnda tiyatro alanýnda ilk defa Bir “Ýþbirliði Protokolu” imzalamýþtýk.

  bir Talip Güvel Þiiri (Hakan Yozcu) 11 Mart 2015 Unutulamayan Dönemler 

Yeni bir umut diye geldikleri, yeni bir hayat diye geldikleri, yeni bir dünya diye geldikleri Güvercinlik Köyü artýk ebediyette kaldý onlar için… Hepsini saygýyla anýyor, kendilerine Tanrý’dan rahmet diliyorum. Talip Güvel’in ölmeden önce Güvercinlik Köyü’ne yazdýðý özlemini dile getiren þiiriyle yazýmý noktalýyorum. Bir sevgi, bir özlem ancak bu kadar güzel anlatýlabilirdi: NE HABER? “Rüyamda ben bazý, köyü görüyom, Söyle Oðuz, köyümüzden ne haber? Tüm elimize uzun ömür diliyom, Anlat Torun, elimizden ne haber?

  Tiyatro Festivallerinin Artmasý Sevindiriyor (Hakan Yozcu) 23 Mart 2015 Çaðdaþ Sanat 

Beyarmudu Belediye Baþkaný Sayýn Ýlker Edip, bölgede bir tiyatronun kurulmasý için hiçbir þeyden kaçýnmamýþ ve bu iþ için gerçekten doðru ismi bularak, konservatuar mezunu olan, yazar, yönetmen ve oyuncu Ýzel Seylani’yi kurulacak olan tiyatronun baþýna getirmiþtir. Kýsa sürede bölgenin gençleriyle bir araya gelen Seylani, bir grup oluþturmuþ ve bu grupla sahnelediði oyunlarla güzel baþarýlara imza atmýþtýr. Gençleri bir çatý altýnda toplayarak boþluktan kurtarmýþ ve onlara profesyonel anlamda tiyatro bilgisi ve sevgisi vermiþtir.

  Adaylarý Ýzledim (Hakan Yozcu) 1 Nisan 2015 Günlük Olaylar 

1984 yýlýnda genç bir üniversite öðrencisiyken derslerin birinde Hocamýz “Sunum yapan bir konuþmacý, eðer konuya tam hâkim deðilse; veya konuyu tam olarak bilmiyorsa, durmadan “eeeee” diyerek bir çýkýþ, kurtuluþ yolu arar. Bu, onun kendine güveni olmadýðýndan ileri gelir. Bu davranýþ, kendisi için bir düþünme payýdýr. O anda, hazýrlýksýz olduðu için aný kurtarmaya çalýþýr” demiþti.

  Mesarya Tiyatro Þöleni Devam Ediyor (Hakan Yozcu) 3 Nisan 2015 Çaðdaþ Sanat 

Ýzel Seylani, Beyarmudu Tiyatrosu’nun baþýna geldikten sonra bir ilke imza attý. Burada 27 Mart Dünya Tiyatro Haftasý nedeniyle bir tiyatro festivali düzenledi: “1. Mesarya Tiyatro Þöleni” Bu þölen, bölgede büyük bir heyecan yarattý. Hem bölgenin adýný, hem de belediyenin adýný tüm Kýbrýs’a duyurdu.

  "Kýrkýndan Sonra" Oyunu (Hakan Yozcu) 5 Nisan 2015 Çaðdaþ Sanat 

Aþk, insanýn yaþamýnda her zaman var olan, yaþanan bir olgudur. Küçük yaþlardan, ileri yaþlara kadar, insanýn tattýðý, asla vazgeçemediði bir duygudur. O nedenle insan hep “Aþkýn yaþý var mýdýr?” diye sormuþtur. Oyun yazarý Alfonso Paso 1926- 1978 yýllarý arasýnda yaþamýþ bir yazar. Birçok tiyatro oyunlarý, televizyon film senaryosu ve sinema senaryolarý ve hikâyeler yazmýþ biri. Oyun, önce bir doktor kliniðinde iki hasta yaþlýnýn sýra beklerken tanýþmalarýyla baþlar. Dekor, bir hastane veya bir doktor kliniðidir. Koltuklar, telefon, duvarlarda resimler vardýr. Basit bir dekor olmasýna raðmen albenisi iyi olan bir dekordur.

  Gulyabani Oyunu (Hakan Yozcu) 7 Nisan 2015 Çaðdaþ Sanat 

Oyunda, iþe ihtiyacý olan dul bir kadýnýn tanýdýðý bir kadýn tarafýndan isteksizce bir köþke hizmetçi olarak götürülmesi ve orada yaþadýðý olaylar anlatýlýyor. Öyle ki kadýnýn gittiði bu köþk, herkes tarafýndan perili ve cinli olarak biliniyor ve bu nedenle býrakýn köþkü çevresine dahi kimse gitmek istemiyor. Daha oyunun baþýnda arabacýnýn köþke varmadan arabayý durdurup “Bundan sonra artýk ben gidemem. Perili, cinli olan o eve hayatta gitmem” demesi kadýnýn köþkte kalacaðý süre içinde yaþayacak korkulu anlarýn habercisi oluyor. Kadýn cinleri, perileri duyunca köþke gitmek istemese de zor durumda olduðundan ve yakýný olan kadýnýn da kendini ikna etmesinden dolayý kaderine razý olmuþtur.

  Kktc’den Bir "Dede Korkut" Geçti (Hakan Yozcu) 8 Nisan 2015 Çaðdaþ Sanat 

‘’Dede Korkut Kitabý’’ anlatýsal oyun niteliði ile sunuluyor. Döneminin özellikleriyle de süslenince, farklý bir eda ile karþýmýza çýkýyor. Çocuklarý kendine çekiyor ve onlarý adeta büyülüyor… Oyundan ziyade birkaç sanatçýnýn bir araya gelerek, çocuklara Dede Korkut’u sözle anlatmaktansa, oynayarak, göstererek anlatmasý düþüncesi paylaþýlýyor.

  Ktoeös Karýþtýkça Karýþýyor (Hakan Yozcu) 17 Nisan 2015 Günlük Olaylar 

Her þey Sayýn Taþker’in görevden alýnmasýyla baþladý. Bunun üzerine 8 üye, Yönetim Kurulu’ndan istifa etti. Sendika Baþkaný Tahir Gökçebel de bir manevra yaparak sendikaya baðlý okullarda referanduma gitti. Referandum yapýldý. Tabii bir sonuç da alýndý. Yönetim kurulu “Güven aldýk, seçime gerek yok” dedi. Fakat istifa eden üyeler “Yapýlan bu seçimin adaletli olmadýðýný” belirtiyor.

  1. mesarya Tiyatro Festivali'nin Ardýndan (Hakan Yozcu) 11 Nisan 2015 Çaðdaþ Sanat 

Sayýn Baþkan Ýlker Edip, bu kararýndan asla vazgeçmemiþ, azmiyle, çabasýyla bu salonu yaptýrmýþtý. Ýlk etapta ülkemizde faaliyet gösteren çeþitli amatör gruplarýn veya dýþarýdan getirilen oyunlarýyla seyircilere “Merhaba” dedi. Daha sonra Belediye Baþkaný Sayýn Edip, çok yerinde ve doðru bir kararla Sanatçý, yönetmen, yazar ve oyuncu olan Ýzel Seylani’yi Belediye’nin Tiyatro Biriminin baþýna getirdi.

  Sayýn Erdoðan'dan Sert Sitem (Hakan Yozcu) 27 Nisan 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Sayýn Akýncý da bu sözlere karþýlýk “Bu yavrunun büyümesini istemiyor mu Türkiye? Biz, hep yavru mu kalalým? Ayakta durmasýný becermeyelim mi? Artýk yetiþkin bir insan olmayalým mý?” diye cevap verdi. Cumhurbaþkaný Mustafa Akýncý “Ben, ne söylediysem söylediklerimin arkasýndayým. Ben sadece, kulaklarýmla duymuyorum, vicdanýmla da hissediyorum. Yüreðimle de söylüyorum, beynimle de söylüyorum. Dilime vuranlar düþündüklerimdir ve doðru onladýr.” dedi.

  Sayýn Bahçeli’nin Tarihi Hatasý (Hakan Yozcu) 2 Temmuz 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Alpaslan Türkeþ öldükten sonra MHP’nin baþýna Sayýn Devlet Bahçeli geçti. Ýlk icraat olarak partiyi toplama yoluna gitti. Özellikle sol kesim tarafýndan yer altý dünyasý olarak bilinen ülkücü kesimi veya o yolda özenen kiþileri temizleme yönüne gitti. Bahçeli “Ülkücü gençlerin yer altý dünyasýyla, mafya ile iþi olamaz” dedi. “Bunlarýn yeri MHP deðildir” dedi ve bütün olumsuz kiþileri temizleme yönüne gitti. Ýyi de etti. Bu gün gelinen noktada artýk kimse MHP’ye veya ülkücülere o gözle bakmaz oldu. Hatta sempati toplamaya baþladýlar. Özellikle PKK’nýn saldýrýlarýnýn arttýðý dönemlerde Ülkücü gençler her cenazede bulunup PKK’ya tepki gösterdiler. Her cenazede, her olayda, her düðünde, her milli maçta bayrak açmaya baþladýlar. Ýstiklal Marþýmýzý okudular…

  Tebrikler Azerbaycan (Hakan Yozcu) 19 Haziran 2015 Günlük Olaylar 

1988’den sonra Ermeniler Azerbaycanlý Türkleri, Ermeni eti yiyen insanlar gibi göstermiþ ve tüm dünyaya böyle tanýtmaya çalýþmýþtý. Bununla ilgili belgeseller çekmiþ, Azerbaycan Türklerini vahþi bir millet gibi göstermeye çalýþmýþtý. Sözde, Azerbaycanlý Türkler, Sumyagýt’ta Ermeni kýzlarýna tecavüz etmiþ, sonra onlarý doðrayarak kebap yaparak yemiþler. Ermeniler, bununla ilgili belgeseller yaparak tüm dünyaya yaymýþlardý. Bu belgeseller, Türkiye ve Sovyetler dýþýnda tüm Dünya ülkelerinde gösterilmiþti. Tüm dünyada olumsuz etki yaratan bu tanýtým belgeseli Azerbaycan Türklerini de Dünyaya yanlýþ tanýtmýþ oldu.

  Gençler Neden Boþluða Düþüyor? (Hakan Yozcu) 26 Haziran 2015 Güven ve Güvensizlik 

Hatýrlayýnýz, önceden çocuklar, bir alanda, bir bahçede bir araya geliyorlar, koþup, oynuyorlar ve enerjilerini harcýyorlardý. Oysa günümüzde çocuklarýn bir araya gelip oynamasý neredeyse hiç görülmüyor. Sanal alem, çocuklara kadar indi. Varsa yoksa bilgisayar. Bilgisayarýn esiri olan çocuk, arkadaþýyla oynamayý da unuttu. Bu durum sadece çocuklarda deðil, gençlerde hatta yetiþkinlerde dahi hastalýk haline geldi. Ýnsanlar neredeyse tüm günlerini bilgisayar baþýnda geçiriyor. Hani amacý doðrultusunda kullansa kimse bir þey demeyecek. Memnun bile olacak.

  Ölülere de Saygý Kalmadý (Hakan Yozcu) 18 Mayýs 2015 Günlük Olaylar 

Mezarlýða girdiðimizde hayretler içinde kaldýk. Neredeyse hemen bütün mezarlarýn yanýnda bulunan vazo biçimindeki suluklar kýrýlmýþtý. Bazý mezarlarýn uç kýsýmlarý da darbe ile yara almýþtý. Yani kýrýlmýþtý. 30’a yakýn mezarýn suluklarý yok olmuþtu. Amaç ne idi? Kim kýrmýþtý bunlarý? Veya kimler kýrmýþtý? Adeta organize bir saldýrý gibi geldi bana…

  Nkl Tiyatrosu "Dokuz Canlý" (Hakan Yozcu) 17 Mayýs 2015 Çaðdaþ Sanat 

Oyunda dikkati çeken iki tipleme de sedyeciler oldu. Doðulu aksanýyla konuþan iki sedyeci, farklý aðýzlarýyla seyirciyi güldürmeyi baþarýyorlar. Bunlar, Faruk’un her baþarýsýz cinayet giriþiminden sonra, cenazeyi morga götürmek amacýyla eve gelirler. Ama her defasýnda canlý bir kadýnla karþýlaþýrlar. Yine de Faruk’tan bahþiþlerini alýrlar. Bahþiþ almaya alýþan sedyeciler adeta evin bahçesine karargâh kurarlar. Ve her çaðrýlmalarýnda anýnda içeri dalarlar.

  Yeni Bir Hareket: "Yeni Doðuþ Hareketi" (Hakan Yozcu) 4 Haziran 2015 Günlük Olaylar 

Türkiye’nin birçok bölgesinden gelen bu vatandaþlar çok da organize olmayan bir þekilde alelade olarak Kýbrýs’ýn çeþitli yerlerine yerleþtiler. Amaç, nüfusu fazlalaþtýrmak ve gelen bu insanlarý yerli halkla bütünleþtirmek olduðu için çok da büyük vasýf aranmadý. Özellikle gelen kesim, kýrsal kesim insanlarýydý. Okuma oraný çok da yüksek deðildi. Gelen insanlarýmýz yeni bir umut ve yeni bir yaþam anlayýþý içerisinde Kýbrýs’a geldiler. Memleketlerinde öldüklerinde bir mezar yerleri dahi olmayan, maddi olarak hiç bir imkâný bulunmayan, dar gelirlinin de ötesinde yoksul denecek vatandaþlar getirildi veya geldi...

  süleyman Demirel’in Ardýndan (Hakan Yozcu) 22 Haziran 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

1924 yýlýnda Isparta’nýn Atabey Ýlçesine baðlý Ýslamköy’de doðmuþtur. Üniversiteyi Ýstanbul’da bitirdi. 1949 yýlýnda Elektrik Ýþleri Etüd Ýdaresi’nde göreve baþlayan Demirel ayný yýl ABD’ye Sulama ve elektrik konularýnda araþtýrma yapmak üzere gönderildi. Dönüþte Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü’ne atandý. Çok sayýda baraj ve su projesini hayata geçirdi. Daha sonra ODTÜ’de öðretim görevlisi olarak çalýþan Demirel 1962 yýlýnda siyasete atýldý. 2 yýl içinde Adalet Partisi Genel Baþkanlýðý’na seçildi. 1965’te milletvekili oldu. Seçimlerden birinci olarak çýkan Demirel Baþbakan oldu.

  Akp Ýle Mhp Anlaþtý mý? (Hakan Yozcu) 22 Haziran 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Anlaþmaya göre AKP, MHP’ye 8 Bakanlýk verecek, Meclis Baþkaný da MHP’den olacak. Çözüm sürecine þiddetli karþý olan MHP buna da farklý bir kýlýf buldu. Bu sürece “Demokratikleþme” denecek. Çatýþmasýz ortamýn devamý için adýmlar atýlacak. Terör baþlarsa kararlýlýkla üstüne gidilecek.

  Sayýn Talat Yeniden (Hakan Yozcu) 19 Haziran 2015 Günlük Olaylar 

Sayýn Mehmetali Talat deneyimli bir kiþilik. Disiplinli ve üretken biri. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Ama þimdiki zaman, artýk geçmiþteki zaman deðil. Köprünün altýndan çok sular geçti. Düþünceler, zihniyetler, bakýþ açýlarý deðiþti CTP’de… O, katý, sert anlayýþa sahip, parti disiplini için hiçbir þeye acýmayan düþünce yok. Daha ýlýmlý, daha anlayýþlý, daha az kindar bir CTP var. Bunda da kadrolarýn deðiþmesinin, gençleþmenin payý büyük.

  Türkiye Bu Kadar Zengin mi? (Hakan Yozcu) 1 Temmuz 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Türkiye de bu topluluða defalarca müracaat etmiþ ve fakat ne yazýk ki her defasýnda birçok sudan bahanelerle müracaatý kabul edilmemiþtir. Üstelik henüz daha bir çözüme ulaþmamýþ olan Kýbrýs Sorunu devam ederken Kýbrýs Rum Tarafý bu birliðe üye olarak alýnmýþtýr. Tabii bunda sonradan bu birliðe üye olan Yunanistan’ýn da etkisi büyük olmuþtur. Ama gelin görün ki ayný Yunanistan, ülke olarak bu gün iflasýn eþiðine gelmiþtir. Ve hatta iflas etmiþtir.

  Ydh Ya Siyasi Olur Ya da Siyasi Parti Doðurur (Hakan Yozcu) 22 Aðustos 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

KKTC’nin Türk Dünyasýnýn gururu olduðunu, çünkü Kýbrýs Türk Halkýnýn Türkiye’den sonra silahlý mücadele ile baðýmsýzlýðýný kazanan ikinci ülke olduðunu, bunun da diðer Türk toplumlarýna ilham verdiðini, þu an Irak’ta özgürlükleri için mücadele eden Türkmenlerin KKTC Bayraðýný kendilerine sembol olarak aldýðýný ve bundan da gurur duyulmasý gerektiðini” söyledi. Prof Erhan Arýklý “ Kendilerinin 1974 ten sonra Adaya göçmüþ Anadolu Türkleri olarak bu halkýn bir parçasý olmaktan gurur duyduklarýný” belirtti.

  Dan Brown’un Cehennem’i (Hakan Yozcu) 9 Eylül 2015 Çaðdaþ Sanat 

Dan Brown’un kitaplarý okuyucuyu heyecanlandýran, sürükleyici ve birçok gizemli macerayý içeren olaylarla doludur. Romanlar adeta bilmecelerle dolu, saðlam kurgu ile yapýlmýþ ve neredeyse bir solukta okunan romanlardýr. Okuyucu, kitabý elinden býrakamamakta sayfalarý büyük bir heyecan ve merakla çevirmektedir. Bir sonraki sayfada ne oldu sorusuyla hareket ederek elindeki eseri süratle okumaktadýr…

  Gençler Neden Boþluða Düþüyor? (Hakan Yozcu) 23 Ekim 2015 Toplum ve Birey 

Gençlerde bir boþluk, bir umursamazlýk, bir boþ vermiþlik var. Bana göre bunun tek sebebi: Maneviyat eksikliðidir... Maneviyatý zayýf olan, inancý olmayan, içinde Allah korkusu bulundurmayan gençler, maalesef bir boþluða düþüyor.

  Kktc’de Ezan Sorunu (Hakan Yozcu) 10 Kasým 2015 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

KKTC’de de din konusu aralýklarla tartýþma konusu olmaktadýr. Özellikle din eðitimiyle ilgili olarak bazý tartýþmalar yaþanmýþtýr. Yaz tatillerinde camilerde imamlar tarafýndan öðrencilere verilen kurslar, öðretmen sendikalarý tarafýndan asla istenmemiþtir. Çünkü sendikalara göre eðitim okulda verilir. Camilerde verilen kurslar, onlara göre yasal deðildir. Bu konu, birçok kez basýnda yer almýþ, kavgalara varan olaylar yaþanmýþ ve hatta mahkemelere kadar taþýnmýþtýr.

  "Empati" Romaný Üzerine (Hakan Yozcu) 12 Kasým 2015 Yazarlar ve Yapýtlar 

“Empati “ 2008 yýlýnda basýlmýþ, egnosizm, empati, sinestesi gibi konularý içine serpiþtirmiþ bir romandýr. Ýyi bir kurguya sahip ve çok akýcý bir dili vardýr. Roman yazarý, adeta, insanýn bildiði ne kadar konu varsa, neredeyse hepsine deðinmiþtir. Felsefe, týp, edebiyat, siyaset, ilim, fen, müzik, din, bilgisayar dünyasý, sinema dünyasý, TV dünyasý, ünlü yýldýzlar, cinsellik, seks… Aklýnýza ne geliyorsa onlardan bilgiler sunmuþtur. Yazar, gerçekten geniþ bir araþtýrma yaptýktan sonra yazmýþ bu eseri.

  yarýn Ne Olacaðýný Kim Biliyor? (Hakan Yozcu) 4 Aralýk 2015 Toplum ve Birey 

Önemli olan insanýn ne olduðunu ve nereden geldiðini bilmesi. Nankör olmamasý… Unutmamalý ki daðýn zirvesine ulaþmak için eteklerden yukarý doðru yürümek ve týrmanmak gerek. Eðer bunu baþaramazsan zirveye ulaþamazsýn. Zirveye ulaþmak da önemli deðil. Önemli olan orada nasýl kalabileceðini ve ne yapacaðýný bilmendir. Bunu bilmediðin an, aþaðýya düþmek çok da zor deðil…

  "Acaba Nereli?" Zihniyeti (Hakan Yozcu) 21 Þubat 2016 Günlük Olaylar 

Sadece basit bir beðenme yüzünden arkadaþýný tuvalete kapatýp öldüresiye döven ve onun kafatasýnýn kýrýlmasýna yol açan gençlikten toplum olarak ne bekleyebiliriz?

  Polatpaþa Camii’nde Güzel Þeyler Yapýlýyor (Hakan Yozcu) 13 Aralýk 2015 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

Polatpaþa Camii, 5 vakitte, Cuma günleri ve dini bayramlarda en fazla cemaate sahip olan camidir. Burasý, külliye biçiminde tasarlanmýþ, geniþ bir avlu ve bahçeye sahip, 2 þadýrvaný olan, yan tarafta büyük bir konferans salonu ve kütüphanesi olan, yoksullara ve öðrencilere her Cuma yemek verilen, gelenler için çay kahve yapýlan kamelyalý çay ocaðý bulunan bir camii. Güleryüzlü imamlarý ve hoþgörü sahibi müezzinleriyle halka hizmet veren bir ibadethane.

  Gönlüm Meral Akþener’den Yana (Hakan Yozcu) 9 Aralýk 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Ne yalan söyleyeyim. Benim gönlüm de Sayýn Meral Akþener’den yana. Kendilerinin MHP’ye büyük yararý olacaðýna inanýyorum. Sayýn Akþener, MHP’yi derleyecek, toparlayacak ve güçlü bir parti yapacak deneyime sahip.

  Mehter Marþýný Bilmeyenler Ýçin (Hakan Yozcu) 20 Aralýk 2015 Politik Olaylar ve Görüþler 

Burada þunu belirtmek istiyorum. Sayýn Zorlu Töre yalnýz deðildir. Arkasýnda büyük bir kitle vardýr. KKTC’yi seven, burasýný vatan bilen tüm Milliyetçi düþünceye sahip ve kendisine ülkücü diyen bütün vatanseverler Sayýn Zorlu Töre ile birliktedir. Mehter Marþýný anlayamýyorsanýz o zaman Mehterin ne olduðunu araþtýrýp ne anlama geldiðini öðreniniz. Ha, o zahmette de bulunmayacaksanýz, buyurun, sizin adýnýza onu da ben yapýp buradan paylaþayým:

  Türkiye, Rusya ve Azerbaycan Üçgeni (Hakan Yozcu) 25 Aralýk 2015 Dostluk ve Düþmanlýk 

Türkiye’nin tek hatasý “Kendini tam olarak anlatamayýþý.” Türkiye, bu konuda diplomasi yapamadý. Dýþ elçilerimizin hiç biri, bulunduklarý yerlerde sorunu tam olarak anlatmadý. Türkiye’nin içinde bulunduðu pozisyonu dile getirmedi. Hepsinden önemlisi Türkiye kendini diðer Türk devletlerine de tam olarak anlatamadý. Kendini onlara tanýtamadý.

  Türkan Kürþat Gönüllerin Þampiyonu (Hakan Yozcu) 3 Þubat 2016 Çaðdaþ Sanat 

Her þeyden önce þunu belirtmekte fayda var ki, bu program sadece bir yarýþmaydý. Belli bir formatý vardý, kurallarý vardý. Bu yarýþmaya katýlan her yarýþmacý da bu formata uymak zorundaydý. Zaten kurallarý bilerek yarýþmaya katýldý herkes. Yarýþma KKTC’de de çok konuþuldu. Özellikle Türkan Kürþat’ýn finale kadar gelmesi, herkeste ayrý bir heyecan yarattý. Beklentilerimiz hep Kürþat’ýn yarýþmayý kazanmasý yönündeydi. Ama olmadý. Üçüncülükle yetindik. Peki, bu sonuç kötü bir sonuç muydu? Asla…

  Seddül Bahir 32 Saat Dizisi Müthiþti (Hakan Yozcu) 17 Ocak 2016 Çaðdaþ Sanat 

Çanakkale Zaferi’nin anlatýmý bundan daha güzel bir þekilde olamazdý diye düþünüyorum. Yeni neslin ve ilerde çocuklarýmýzýn anlamasý bakýmýndan yerinde bir proje olmuþ. Her haliyle beðeni topluyor film. Zaten bunu da ertesi gün basýnda geniþçe yer almasý ve herkes tarafýndan konuþulmasý doðru kýlýyor.

  Hayata Nasýl Bakýyorsunuz? (Hakan Yozcu) 28 Ocak 2016 Toplum ve Birey 

Bir gün ansýzýn duvarlarýn çizili olduðunu görüyorsunuz. Küçücük çocuðunu almýþ pastel boyalarý eline ressamlýða soyunmuþ. Bütün duvarlarý neredeyse boydan boya çizmiþ rengarenk kalem boyalarla… Ne yapacaksýnýz? Kýyamet mi koparacaksýnýz? Çocuða mý kýzacaksýnýz? Hayýr. Sadece bakýp gülümseyeceksiniz. Çünkü bunu yapan sizin canýnýz. Olsun diyeceksiniz. Hoþgörüyle bakacaksýnýz. Hem kim bilir ileride belki de dünyanýn en iyi ressamý yapmýþtýr bunu…

  Guernica Tablosu'nun Tam Önünde (Hakan Yozcu) 1 Þubat 2016 Çaðdaþ Sanat 

Alabildiðince büyük bir müze olan Reina Sofia, sanatseverler için mutlaka, ama mutlaka görülmesi gereken bir müze. Saatlerce gezmekle bitiremiyorsunuz. Hatta en az 2 gününüzü buraya vermeniz gerekiyor. Yüzlerce resim, binlerce sanat eseri, alabildiðince farklý ürünler size hitap ederek, sizleri büyülüyor. Müzede hayran hayran gezerken, ansýzýn bu tablonun önüne geliyorsunuz. Birdenbire kalabalýðýn arttýðýný, korumalarýn fazlalaþtýðýný görüyorsunuz. Öyle ha deyince yaklaþamýyorsunuz tabloya…

  "Don" Meselesi Deðil Aslolan (Hakan Yozcu) 14 Þubat 2016 Sevgi ve Nefret 

Özellikle vatandaþlýk konusunda Sayýn Erdoðan’ýn 10 bin kiþinin yýllardýr vatandaþlýk için beklemesi üzerine “Neden onlarý vatandaþ yapmýyorsunuz?” sorusu, bazý vatandaþlarýmýz tarafýndan fýrça olarak algýlandý. Bazý köþe yazarlarýmýz ise bu konuyu çeþitli yorumlarla dile getirdi. Ama içlerinde biri vardý ki olmadýk sözleri, hakaret derecesine vardýrýrcasýna sarf etti. Türkiye ve Türkiyelilere karþý aðza alýnmayacak sözler söyledi.

  Sanatçýya Yumruk Atmak (Hakan Yozcu) 22 Þubat 2016 Özgürlük ve Eþitlik 

Sanatçý, “Olduðu yerde duran suçsuz bir insana vurmanýn ne demek olduðunu anlamasý için þikayetimi geri çekmeyeceðim. Bu ülkede eðlenmeye giden insanlarýn can güvenliði kalmadý mý? Sizce þikayetimi geri çekmeli miyim?” diye soruyor.

  Çocuklarýný Okutmak Ýsteyen Babanýn Mücadelesi (Hakan Yozcu) 2 Mart 2016 Günlük Olaylar 

Hadi Çalýþ, þikâyet ediyor devlete. Devlet, vatandaþýn tarlasýna yol yapamýyor. Kadastroda yol görünüyor ama mevcut yol tarla olarak kullanýlýyor. Üstelik yol, baþka bir tarla sahibinin tarlasýndan geçiyor. Tarla sahibi de ister istemez izin vermiyor. Bu nedenle 4 çocuk, 500 metre geride býrakýlýyor. Buradan eve giderken çocuklara köpek saldýrýyor ve ýsýrýyor. Baba, hastaneye götürüyor çocuklarýný ve rapor alýyor. Bu olay da mahkemeye taþýnýyor. Ama sonuç alýnamýyor.

  namussuz Namuslular (Hakan Yozcu) 23 Þubat 2016 Özgürlük ve Eþitlik 

Kadýnýn hiç hakký yok… Kadýn, tek baþýna sokaða çýkamaz… Kadýn, mini etek giyip gezemez, Kadýn, kimse olmayan toplu taþýma araçlarýna binemez… Kadýn, evinden dýþarý çýkamaz… Kadýn, her istediðini yapamaz… Erkek arkadaþýyla konuþamaz, onunla el ele tutuþamaz, öpüþemez, seviþemez… Kurallarýmýz katý… Namus olur sonra, dedikodu olur… Konu komþu ne der, el alem ne der? Kadýnýn caný, hayatý kimin umurunda… Namus var ya, namus!

  iþ Ýþten Geçmeden (Hakan Yozcu) 24 Mart 2016 Ýnternet ve Gerçek Dünya 

Facebook ve Twitter gibi sitelerin kötü amaçlý kiþilerin elinde çok kötü bir silah olabileceðini buradan defalarca yazmýþtýk. Özellikle 12-15 yaþ arasý gençliðe henüz adým atan kýz çocuklarý için bu tehlikenin kat be kat fazla olduðunu söylemiþtik. Çocuklara, cep telefonlarýnýn, internetin sadece amacý doðrultusunda verilmesi gerektiðini defalarca yazdýk buradan

  "Kür Þad" Ýlk Kez Sivas’ta Sahneleniyor (Hakan Yozcu) 1 Mart 2016 Çaðdaþ Sanat 

Kür Þad, Çin sarayýndaki Muhafýz Birliðinde görevliydi. Bu cesur Türk yiðidi Göktürk Devletini tekrar canlandýrmak için kendisi ile birlikte 39 arkadaþý gizli bir plan hazýrladý. Çin Ýmparatoru Tay-Çung bazý geceler þehirde tek baþýna dolaþýyordu. Bu durum kollanacak, imparator yakalanýp Türklerin baðýmsýzlýðýný tanýmaya zorlanacaktý. Çin sarayýnda esir bulunan Holuku Tigin de kaðanlýða getirilecekti.

  Sevgi ve Dostluk Konferansý (Hakan Yozcu) 6 Mart 2016 Sevgi ve Nefret 

“Birlik ve beraberliðe daha fazla ihtiyaç duyduðumuz bu günlerde Ýslamiyet’e daha fazla sarýlmamýz gerekiyor. Çünkü Ýslamiyet, hepimize sevgiyi, saygýyý, hoþgörüyü ve barýþý emrediyor. Bizlere bir olmayý, kardeþ olmayý, bütünleþmeyi öðretiyor” dedi. Peygamber Efendimizin güzel ahlaklý bir insan olduðunu, kâinatýn O’nun hatýrý için yaratýldýðýný, bizlerin de Peygamber Efendimizi hep örnek almamýz gerektiðini ve daima O’nun yolundan ilerlememiz gerektiðini vurguladý.

  kktc’de Din Dersi Hocasý Olmak (Hakan Yozcu) 26 Þubat 2016 Dinler, Ýnançlar ve Ateizm 

Mustafa Malkoç Hoca, burada göreve verildi. Görevi gereði öðrencilere ödev notu vermek için ödev hazýrlattý. Öðretmen olanlar bilir, karne notu, öðrencinin iki sýnavdan aldýðý not ve bir de ödev notunun aðýrlýðýnýn ortalamasý ile ortaya çýkar. Dolayýsýyla ödev notu çok önemlidir. Ýki sýnavdan 4 alan bir öðrenci iyi bir ödev verirse, ödevden alacaðý yüksek not ile bu kýrýk notu yükseltebilme þansýna sahiptir. Malkoç Hoca, öðrencilerine tam 10 tane seçmeli konu veriyor. “Bu 10 konudan dilediðiniz bir tanesini seçip yapýn” diyor. Konulardan biri de Cami maket yapýmý. Çünkü Türkiye’de bu çalýþma yapýlmaktadýr. Maket yapýmý, araþtýrma istemeyen ve el beceresi gerektiren bir konudur. Dolayýsýyla yetenekli olan birkaç öðrenci bu konuyu seçiyor. Ödevlerini alýp okula getiriyor. Hoca da getirilen ödevleri ortalýkta kalabalýk yapmasýn diye herkesin ortak kullandýðý Resim Ýþ odasýna koyuyor. Öðretmenlerden biri de yapýlan maketleri beðendiði için resimlerini çekip facebooka koyuyor. Tabi buradan da Sendika aðalarý bunu görünce “Okulda gerici faaliyetlere izin vermeyiz” diye yaygarayý koparýyor.

  Kadýn Öðrendikçe Öðretir. (Hakan Yozcu) 7 Mart 2016 Günlük Olaylar 

yýlýndan sonra daha yaygýn bir þekilde kutlandý. Hatta sokaklara taþtý. Ama ne yazýk ki, zihniyet hala deðiþmedi. Kadýna bakýþ açýsý neredeyse hep ayný kaldý. Kadýn, hala erkekten aþaðý, erkekten geri, erkeðin kölesi olarak görülüyor. Aile içerisinde horlanan, dýþlanan, hiçbir hakka sahip olmayan, þiddete maruz kalan bir birey olarak görülmeye devam edilmiþtir. Kadýnýn hala birçok sosyal hakký kendisine verilmemiþtir. Kadýn, özellikle geceleri, tek baþýna sokaða çýkamaz, gezemez, içemez, eðlenemez. Buna hakký yoktur…

  Nkl’de Edebiyat Sokaðý (Hakan Yozcu) 17 Mart 2016 Çaðdaþ Sanat 

Sedat Öðüt, bizi alarak “Hocam, buraya kadar gelmiþken buyurun Edebiyat Sokaðýmýzý görün” dedi. Hep beraber kalkýp ikinci ve üçüncü kattaki özel olarak yapýlmýþ Edebiyat Sokaðý’na gittik. Tamamen farklý ve çok iyi düþünülmüþ bir projeydi. Bir ayrýcalýðý vardý. Beðenmemek veya hayran kalmamak mümkün deðil. Burayý görüp de þaþmayana ben þaþarým doðrusu… Çünkü o kadar güzel ve estetik bir þekilde düzenlenmiþ. Daha merdivenleri çýkarken bir edebiyat büyüsünün içine giriyorsunuz. Merdivenlerin her basamaðý Ünlü Þair Ahmet Haþim’in “Merdiven” þiirinin dizeleriyle doldurulmuþ. Bütün basamaklar bu dizelerle süslenmiþ...

  Çünkü Hepsi Yalan (Hakan Yozcu) 12 Nisan 2016 Ýnternet ve Gerçek Dünya 

Genç bir kýz. Facede kendi yaþadýðý bölge’den çok uzakta yaþayan biriyle arkadaþ oluyor. Zamanla bu arkadaþlýk aþka dönüþüyor. Erkek, kendini öyle bir tanýtýyor ki yaþadýðý bölgenin neredeyse en zengin ailenin çocuðu. Kýz da buna inanýyor. Evlenmeye karar veriyorlar. Erkek, bir gün çýkýp geliyor. Kýzý, annesinden babasýndan istiyor

  Bet Ofisleri ve Gece Kulüpleri Gerçeði (Hakan Yozcu) 11 Mart 2016 Toplum ve Birey 

Bet ofisleri, son 15 yýlda mantar gibi çoðaldý adamýzda. Neredeyse her sokaða girdi. Býrakýn sokaklarý, internet yoluyla, evlerimize kadar girdi. Bir sokakta en az 10 tane bet ofisine rastlamak mümkün. Tabii orada çalýþan onlarca kiþi bulunuyor. Bunlar, nereden bakarsanýz bakýn, þu iþsizlik ortamýnda iþ bulup kazançlarýný saðlýyor. Böyle de olsa evlerine ekmek götürüyor. Bunu, ada geneline vuracak olursanýz, binlerce kiþinin bu sektörden ekmek yediðini görürsünüz. Sektöre kilit vurduðunuzda binlerce insan iþsiz ordusuna katýlacak demektir.

  Çocuktan Gelin Olmaz (Hakan Yozcu) 10 Mart 2016 Toplum ve Birey 

“Bizde olsaydý nasýl karþýlanýrdý?” diye merak ediyordum. Bu merakým da Antalya’da giderildi. “Çocuk Gelin” deneyi Antalya Rotary Kulübü tarafýndan Antalya Atatürk Parký’nda yapýldý. Adýna “Toplumsal Duyarlýlýk Testi” dendi. ABD’de yapýlan deneyle hemen hemen aynýydý yapýlan duyarlýlýk testi. Aralarýndaki tek fark, adamýn 60 deðil, 35 yaþýnda, kýzýn da 11 yaþýnda olmasýydý. Yani bizimkiler, biraz daha insaflý davranmýþ ve erkeðin yaþýný yarýya düþürmüþlerdi.

  Son Süvari Belgeseli’ni Ýzledim (Hakan Yozcu) 16 Nisan 2016 Unutulamayan Dönemler 

Belgesel, 1 saat 3 dakika sürüyor. Çok sürükleyici ve akýcý bir film olarak hazýrlanmýþ. Bir türlü býrakýp ara veremiyorsunuz. Ben, de adeta bir solukta izledim. Etkilenmedim desem yalan olur. Gazeteci Konuksever, adeta Türkiye’nin son 60 yýlýna þahitlik etmiþ. Hemen hemen bütün siyasi olaylara þahit olmuþ. O dönemin bütün kahramanlarýný yakýndan tanýmýþ. Liderlerle röportajlar yapmýþ. Deniz Gezmiþ’i ve Mahir Çayan’ý yakýndan tanýmýþ.

  Belediye Aðaç Katliamý Yaparsa! (Hakan Yozcu) 25 Nisan 2016 Günlük Olaylar 

“Bizim mahallemizin yolu, saðlý sollu çam aðaçlarý ekili. Kuruyanlarý kestiler. Yerine aðaç dikeceklerdi. Aylarca bekledim. Kimse yerine aðaç dikmeyince ben de 2 nar, 1 tane de yenidünya fidaný diktim. Bu aðaçlar ezilmesin diye de etrafýný parke taþlar ördüm. Ben, okulda görev yaparken geldiler. Aðaçlarýn yol güvenliðine tehlike oluþturacaðýný söylediler. Bana süre de vermediler. Konuþmamýzdan yarým saat sonra gidip þiroyla fidanlarýn olduðu yeri dümdüz ettiler. Fidanlarý da taþlarý da yok ettiler. "

  Nkl Sanat Gecesi Büyük Ýlgi Gördü (Hakan Yozcu) 6 Mayýs 2016 Çaðdaþ Sanat 

Oyunda özellikle Mestan rolündeki Süleyman Kasýmoðlularý, izleyenleri kahkahaya boðdu. Oyundaki rahat hareketleri ve oyuna hakim olma anlayýþý ile müthiþ bir performans sergiledi. Geçmiþ yýllarda da izlediðim bu oyuncu, Kýbrýs Türk Tiyatrosu için büyük oyuncu olmaya aday biri diyebilirim. Sadece metne baðlý kalmadan, doðaçlama da yapabilen Kasýmoðullarý, seyirci ile de irtibat kurarak, izleyenleri adeta hem kendine, hem de oyuna baðlýyor.

  "Gelinciðin Gözyaþlarý"ný Ýzledim (Hakan Yozcu) 11 Mayýs 2016 Sinema ve Televizyon 

Bu belgesel film, her þeyden önce, kin ve nefreti içermiyor. Birilerine karþý, kimseyi kýþkýrtmýyor. Yaþanan acý gerçekleri, gün ýþýðýna çýkartmak ve geleceðe ýþýk tutmak için hazýrlanmýþ bir film. Ada üzerinde bir daha böyle acýlar yaþanmasýn, yeni nesil, geçmiþi unutmayýp doðrudan birinci aðýzdan öðrensin ve geleceðe emin adýmlarla ilerlesin diye hazýrlanmýþ. Çünkü en doðru olaný yaþayanlar biliyor. Kimseye kin, nefret besleme gayesi güdülmemiþ. Tamamen canlý tanýklardan yararlanýlmýþ…

  Yeni Bir Oluþum Mu? (Hakan Yozcu) 16 Mayýs 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Duyumlarýmýza göre “Türk Birliði Hareketi” adýný taþýyacak olan bu hareket de YDH çizgisinde ona paralel gidecek bir hareket olacak. Hareketin baþýna da eski Karadenizliler Derneði Baþkaný Turan Büyükyýlmaz’ýn geleceði ileri sürüldü. Turan Büyükyýmaz’ýn facebook hesabýnda yaptýðý “Yeni Bir Oluþuma Hazýr mýyýz? Neden Yeni Bir Oluþum?” baþlýklý yazýsý da bu iddiayý doðrular nitelikte oldu.

  eðitim Yaz Boz Tahtasý Deðildir (Hakan Yozcu) 12 Haziran 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Bazý Avrupa ülkelerinde uygulanan bu anlayýþ, ilk bakýþta göze hoþ gelebilir. Ama sosyal adalet ve eþitlik bakýmýndan büyük zararlar ortaya çýkarýr. Bu düþünce ile çalýþmayý sevmeyen öðrenciler, “Nasýl olsa sýnýfý geçiyorum” diyerek çalýþmamayý alýþkanlýk haline getirecek ve bilgisini geliþtirmeden, öðrenmeden, bilmeden diploma sahibi olma yoluna gidecektir. Yani boþ bir nesil yetiþmiþ olacaktýr.

  Adanalýyýk Allah’ýn Adamýyýk (Hakan Yozcu) 20 Mayýs 2016 Günlük Olaylar 

Malatya’ya giderek kamp yapacaðý otele yerleþti. Ancak gelin görün ki bundan sonra yaþanan Demirspor Kafilesi, güvenlik gerekçesi ile Valilik tarafýndan þehirden çýkartýldý. Böyle bir örnek belki Dünya’da ilk defa yaþanýyor. Futbolcular þaþkýndý. Yöneticiler þaþkýndý. Teknik elemanlar þaþkýndý… Çünkü kafile resmen þehirden kovulmuþtu.

  Bu Halk Darbe Ýstemiyor (Hakan Yozcu) 17 Temmuz 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Darbeye giriþimlerde bulunanlar bu gerçekleri unutmuþlardý. Sanki Türkiye 40 yýl öncesinin Türkiye’siymiþ gibi hareket ettiler. Bir TRT’yi ele geçirip bildiri okutmakla darbenin gerçekleþeceðini sandýlar. Oldu olacak Hasan Mutlucan’ýn o etkileyici ve gür sesiyle de “Yine de þahlanýyor aman” diye baþlayan marþlarýný koysalardý. Ýþte o zaman 60 veya 80’lý yýllarýn darbesi diyebilecektik.

  Dedikodu Olmasa (Hakan Yozcu) 18 Aðustos 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn þaka mahiyetinde de olsa, Kýbrýs Türkü’ne dedikoducu demesi bana göre pek yakýþýk almadý. Devlet adamlýðý ile pek baðdaþtýramadým doðrusu. Ýþin ciddiyeti kayboluverdi. Oysa bu tip görüþmelerin, daha olgun bir havada ve daha güzel bir ortamda geçmesi gerekir.

  Ayhan Menteþ Hoca’mýzýn Ardýndan (Hakan Yozcu) 14 Aðustos 2016 Günlük Olaylar 

Ayhan Menteþ Hoca ile birkaç defa röportaj yapma þansým oldu. Yaptýðýmýz bir röportajýnda “Ýnsan, hangi sanatla uðraþýrsa uðraþsýn, yaptýðý her uðraþ, onun kiþiliðine zenginlik katar. Sanat, insana deneyim kazandýrýr. Uðraþlarý içerisinde insan, yeni kiþilikler, yeni uðraþlar tanýr. Bir arý, her çiçeðe konar. Turunç çiçeklerine konduðu zaman turuncun tadýný alýr. Baþka bir aðaca konduðunda onun lezzetini alýr. Bir sanatçý da böyledir. Eðer sanatçý, kapalý bir evde yaþarsa deneyim birikimleri çok sýnýrlý kalýr. Onun için insanýn gezmesi, yeni yerler görmesi, baþka kültürleri tanýmasý, baþka meslekleri öðrenmesi gerekir.” demiþti.

  Köklerimize Sahip Çýkmak (Hakan Yozcu) 18 Aðustos 2016 Popüler Kültür 

Kendisine hak veriyorum. Gerçekten Türkiye’den gelen nesil, yavaþ yavaþ bu kültürü unutmaya baþladý. Çünkü kendi halk danslarýyla haþýr neþir olamýyorlar. Davul zurnayý bilmiyorlar. Öðrenilen halk oyunlarý da KKTC’ye has oyunlar. Yani sadece buranýn oyunlarýyla kalýyorlar. Bu nedenle bir þeyler eksik kalýyor sanki… Oysa her alanda olduðu gibi bu alanda da iki kültür yan yana, paralel olarak sürdürülebilir. Her ikisi de yeni nesle zevkle öðretilebilir.

  "Kýbrýslýlýk" Üzerine (Hakan Yozcu) 24 Aðustos 2016 Politik Olaylar ve Görüþler 

Onlara göre Kýbrýs’ta yüzyýllardýr yaþayan insanlar “Biraz Venedik, biraz Lüzinyan, biraz Maronit, biraz Ýngiliz, biraz Yunan ve biraz da Türktür. Ama bunlarýn hepsi birleþerek Kýbrýslý olmuþtur. Bu nedenle biz Kýbrýslýyýz” diyorlar. Yani kendilerini ayrý bir ýrkmýþ gibi göstermeye çalýþýyorlar. Evet, Kýbrýslý olduðumuz doðru. Biz, Kýbrýslýyýz. Ama Kýbrýs’ta yaþayan Türkleriz. Kýbrýs Türkleriyiz...

  Bayram Huzur Ýçinde Geçti (Hakan Yozcu) 15 Eylül 2016 Popüler Kültür 

Ayrýca bu sene Bayram ziyaretine Londra’dan yeðenim Leman da eþi ile birlikte geldiler. Eþi Wesley Harrison Ýngiliz. Her ikisi de Londra’da polis memuru. Çocuklarý Ediz, dünyalar tatlýsý. Neþemiz, mutluluðumuz ve sevgimiz oldu. Wesley, KKTC’ye ikinci kez geliyor. Burayý o kadar çok sevdi ki emekliye ayrýlýnca buradan ev alýp buraya yerleþmeyi bile düþünüyor. Özellikle plajlarý ve doðal güzellikleri çok beðendiðini belirtiyor.

  Kültür ve Sanatýmýza Önem Vereceðiz (Hakan Yozcu) 21 Kasým 2016 Popüler Kültür 

Kültürün oluþabilmesi için aradan yüzyýllar geçmesi gerekir. Ýþte bu yüzyýllar içinde oluþan deðerler bütünü, kültürü meydana getirir. Bu kültür de yüzyýllar sonra gelecek olan nesle miras olarak kalýr. Ýnsanoðlunun geliþmesi ve ilerlemesi kültürel bir varlýk oluþuna baðlýdýr. Ýnsan, öðrendiklerini biriktirip ilerisi için saklar. Ýþte bu becerisi sayesinde geçmiþ ile gelecek arasýnda bir bað kurar. Kültürünü, yaþayýþ biçimini, duygu ve düþüncelerini, geleneklerini, göreneklerini yüzyýllar sonrasýna taþýr.

  öðretmene Verilen Deðer Her Þeye Deðer (Hakan Yozcu) 24 Kasým 2016 Günlük Olaylar 

Öðretmenliðe ilk baþladýðýmda ilk 24 Kasým Öðretmenler Günü’nden büyük keyif almýþtým. Kýrsal bir kesimde bir ortaokulda Türkçe Öðretmeniydim. O gün, öðrencilerin bana olan ilgilerini, kucaðýmýn çiçeklerle dolmasýný, öðrencilerin bana sarýlmak ve beni öpmek için yarýþa girdiklerini hiç unutmuyorum. Belki bu nedendir ki 24 Kasým tarihini hep Öðretmenler Günü olarak kabul ediyorum.

  Boyacý’ya Büyük Ýlgi (Hakan Yozcu) 9 Mart 2017 Çaðdaþ Sanat 

Býrakýn koltuklarý, koltuklar arasýndaki boþluklarda bulunan basamaklar dahi týka basa doluydu. Bütün basamaklar týkýþ týkýþ insan doluydu. Sadece basamaklar deðil, salonun en arka kýsmýnda ayakta bulunan yüzlerce tiyatro sever saatlerce ite kaka oyunu izlemeye çalýþtý. Belki de bir o kadar seyirci yer bulamadýðý için evine dönmek zorunda kaldý. Ben de maalesef geç kaldýðým için oyunu ayakta izleyen yüzlerce kiþiden biri oldum.

  Hatay Gezisi (Hakan Yozcu) 14 Mart 2018 Günlük Olaylar 

Afrin Zeytin Harekatýna Destek amacýyla Gazimaðusa Polatpaþa Camii Derneði'nin düzenlediði Hatay Gezisine davet alýnca, böyle anlamlý bir ziyaret ve geziye katýlmamam olmazdý. Hiç düþünmeden daveti kabul ettim. Hem Mehmetçiðimize destek ve moral vermek için hem de Hatay'ýn kültürel yerlerini görüp yazmak için kendimi Hatay'da buldum.

  Talip Güvel Anýsýna Þiirler (Hakan Yozcu) 3 Mayýs 2018 Yazarlar ve Yapýtlar 

Talip Güvel, Karacaoðlan þiirleri okur ve o tarzda þiirler de yazardý. Tabii o zamanlar tam olarak þiiri bilmediðim için pek anlamazdým. Ölçülü, kafiyeli, sanatlý þiirler yazardý. Babamda da þairlik vardý. O da kendi çapýnda þiirler döktürürdü. Bazen bu ikili evde otururlar, birbirlerine yazdýklarý þiirleri okur ve saatlerce þiir tartýþmasý yaparlardý. Ýþte daha o zamanlardan þiir sevgisini ve temelini almýþtým farkýnda olmadan.

  Cumali'ye Yapýlan Haksýzlýk (Hakan Yozcu) 11 Nisan 2018 Kesinlikle Karþýyým! 

Neymiþ cumali oyunlarda pek baþarýlý olamýyormuþ. Neymiþ, arada bir oyun kazanýyormuþ. Peki Turabi gibi 2 kez þampiyon olan birinden oyunlar alýrken...

  Prof Dr Umay Türkeþ Günay'ý Dinledik (Hakan Yozcu) 12 Ekim 2018 Günlük Olaylar 

Kitabýn bir kadýnýn elinden çýktýðýný ve kadýna kitabýn çok deðerli olduðunu ve bunu kesinlikle 30 liranýn altýnda satmamasýný söylerler.

  Kadirlili Þair Mehmet Yozcu’nun Þiirleri (Hakan Yozcu) 23 Ocak 2019 Yazarlar ve Yapýtlar 

“1974’te Aðustos ayýnda, Çukurova’nýn kara yaðýz sýcaðýnda, Kadirli’nin Topraktepe Köyü’nün kýraç, boz bir tepesinde gözlerini açar aðlayarak Dünyaya, Köyün aðasýnýn son oðlu olarak.

  Þerefine Ýnsanoðlu (Hakan Yozcu) 1 Mart 2019 Günlük Olaylar 

Oyunu, genelde ele aldýðýmýzda, her kesimden insanlarý ele alýyor. Sokakta yaþayan gariban insanlar. Parasýz, pulsuz, aç, üstü- baþý yýrtýk, kirli olan insanlar. Diðer tarafta da silah tüccarlýðý yaparak zengin olan ve para kazanmak uðruna masum insanlarýn ölmesine göz yuman cani insanlar. Bunlar, savaþýn etkisinden rant saðlayan umursamaz, vurdumduymaz insanlar.

  "Kadirli Bohçasý" Üzerine (Hakan Yozcu) 5 Mart 2019 Yazarlar ve Yapýtlar 

“Kadirli’de Geçmiþ yaðmura kepenek almak” diye bir deyim vardýr. Bu eserdeki yazýlar da bu deyime uygun bulunabilir.” diye belirtiyor. Kitabýn yazarý Ýrfan Can, 1952 yýlýnda Kadirli’de doðmuþ. Kendisi “Anam, bilge bir kadýndý ve halk kültürünün taþýyýcýsýydý. Kendisinden halk hikâyeleri, aðýtlar, Karacaoðlan Þiirleri, mantuvar türküleri dinleyerek büyüdüm. Halk kültürüne ilgimi daha çok anama borçluyum” diyor. Ýrfan Can, Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. 1977 yýlýnda öðretmenlik hayatýna baþladý.

  "Kýbrýs’ýn Dünü, Bugünü ve Yarýný" (Hakan Yozcu) 19 Mart 2019 Tarihsel Olaylar 

Bugün Avrupa’da bazý devletler, ayrýlmýþtýr. Yugoslavya, Çekoslovakya gibi ülkeler bölünmüþtür. Ama Batýlýlar bunlara bir þey dememiþlerdir. Olaylar karþýsýnda sessiz kalmýþlardýr. Ama ayný Batýlýlar, her nedense Kýbrýs’ta iki toplumu birleþtirmek istemekte ve bunda ýsrarcý olmaktadýrlar.

  Memleketin Çivisi Çýkmýþ (Hakan Yozcu) 24 Mart 2019 Günlük Olaylar 

Vatandaþ gariban, vatandaþ periþan, derdine dert katýyor, Zenginler, zenginliðini ona katlýyor, elense yapýp öylesine yatýyor. Fakir, fukara ekmek derdinde, iþsiz, aþsýz yetim kalýyor. Bilmiyorum artýk milletin bu vebalini kimler alýyor?

  27 Mart Kktc Ýçin Acý ve Buruk Bir Gün (Hakan Yozcu) 27 Mart 2019 Çaðdaþ Sanat 

Yýllar önce bir yangýn ile kül olan Devlet Tiyatrolarý’nýn salonu 20 yýlý aþkýn bir süre olduðu halde hala yapýlamadý. Hala Devlet tiyatrolarý saðlýklý olarak seyircisi ile kavuþturulamamýþtýr. Devlet Tiyatrolarý, 20 yýldan fazla sürede göçmen kuþlarý gibi oradan oraya sürüklenmiþtir. Oyuncular, nerede bir salon bulmuþlarsa orada oyun sergilemiþlerdir.

  Yaþamak Nazým Gibi" Oyunu Üzerine (Hakan Yozcu) 28 Mart 2019 Çaðdaþ Sanat 

13 yýl hapiste yatan bir þairin, hapisten çýktýktan sonra askere alýnmak istenmesi nedeniyle Moskova’ya kaçmasý ve bu nedenle kendine “Vatan Haini” dendiði eleþtiriliyor. Oysa “Kendisine Mustafa Kemal’in þiir yazmasýný söylediðini” belirtiyor.

  Böyle Yarýþma mý Olur? (Hakan Yozcu) 10 Nisan 2019 Günlük Olaylar 

Adý üzerinde bu bir yarýþma. Yarýþma da ne demektir: Birileri içlerinden birinci gelecek, ikinci gelecek ve sonrasý arka arkaya gelecek demektir. Þöyle düþünün: Dünya Atletizm yarýþmalarý düzenleniyor. 15 atlet belli bir hedefe doðru ayný þartlar altýnda koþuyor. Ve önceden de nasýl koþacaklarý, neler yapacaklarý söyleniliyor. Yarýþ baþlayýnca bütün atletler hedefe doðru koþuyor. Ýçlerinden birisi hedefe en önce varýp ipi göðüslüyor. Ve bu yarýþmanýn birincisi oluyor. Þimdi siz, bu atlete ve hemen arkasýndan gelen atletlere 10 saniyenin altýnda koþtunuz veya 10 saniyenin üzerinde koþamadýnýz diye ödül vermeyecek misiniz? O zaman bunun neresi yarýþma oluyor.

  Tarihçi Cezmi Yurtsever’in "Eþkiya"sý Üzerine (Hakan Yozcu) 26 Nisan 2019 Tarihsel Olaylar 

“Önce ellerine demir kelepçeler takýldý. Sonra ikiþer ikiþer ve peþ peþe sýraya dizildiler. Onlarý birbirlerine baðlayan demir bir zincir vardý. Ana caddenin kýyýsýnda bulunan taþ evlerin penceresinden bakanlar, yolda geçerken seyirci olanlar bu gençlerin halini merak ediyorlardý.” (sayfa 11) Bu satýrlarý okuyunca tüylerimiz diken diken oluyor. Ürperiyoruz. Madem bu gençler, usulen mahkemeye çýkarýlýyordu, o halde neden onlara kelepçeler takýlýyordu? Bu da yetmiyor, böyle, demir kelepçelere baðlanýyorlardý? Aslýnda yapýlan bu insanlýk dýþý muamele, yaþanacak olan ve tarihe bir yüz karasý olarak geçecek çirkin olayýn bir habercisi gibiydi.

  "Ve Tanrý Delileri Yarattý" Üzerine (Hakan Yozcu) 7 Mayýs 2019 Çaðdaþ Sanat 

Yakup, duymayan garip biri. Münir, ayný sokakta bakkallýk yapan farklý bir kiþi. Yazar, kaderin bir oyunu sonucu, bu iki insaný ayný mekânda karþýlaþtýrýyor. Karþýlaþtýrmaktan da öte, birbirlerini anlayan bu iki insaný dost edip sürekli sohbet etmek amacýyla bir araya getiriyor. Peki, hiç duymayan ve konuþmayan Yakup ile nasýl sohbet edecektir Münir? Yazar, bu ikiliyi öylesine bir araya getiriyor ki aralarýnda adeta manevi bir bað kuruyor. Münir, durmadan konuþuyor, anlatýyor Yakup’a. Öðrencisi gibi eðitiyor onu. Yakup hep dinliyor. Ama hiç konuþmuyor. Karþýsýna oturuyor ve sadece gözleriyle, yüzüyle cevap veriyor sanki:

  Terapi Üzerine (Hakan Yozcu) 18 Mayýs 2019 Çaðdaþ Sanat 

Terapi romaný iç içe giren olaylarla okuyucuyu büyük bir gerilime sokan bir eser. Adeta bir korku filmi izler gibi geriliyorsunuz sayfalar ilerledikçe. Ve hep kafanýzda ne olacak diye sorular soruyorsunuz. En önemlisi de “Kim bu Annan Spiegel?” demekten kendinizi alamýyorsunuz. Kitap boyunca kendinizi hep bir bilmece oyunu içinde buluyorsunuz. Durmadan bu bilmeceleri sorup duruyorsunuz kendi kendinize…

  Kýbrýs’ta Osmanlý Öncesi Türk Ýzleri (Hakan Yozcu) 23 Mayýs 2019 Günlük Olaylar 

Sempozyumun açýlýþ konuþmasýný Yrd Do. Dr Zeki Akçam yaptý. Akçam konuþmasýnda: " Düzenledikleri sempozyumun amacýnýn Kýbrýs’ta, Osmanlý Dönemi’nden önce Türk varlýðýnýn olup olmadýðýný tartýþmak, gerek sivil, gerekse askeri bakýmýndan adada Türk varlýðýndan söz edilip edilmeyeceðini konuþmak” olduðunu söyledi.

  Solcu Efendi Üzerine Birkaç Kelam (Hakan Yozcu) 28 Mayýs 2019 Çaðdaþ Sanat 

"Barýþ Ýnþasý” kavramý bu kitapta ele alýnan diðer kavramlardan biridir. Yazar, burada yeni fikirlere yelken açma motivasyonunun Talat-Hrýstofyas müzakerelerinde saðlanan tüm ilerlemeler ve uzlaþma noktalarýna karþýn, her iki liderin bu süreçte baþarýsýz olmakla kalmayýp hem süreç esnasýnda hem de toplum liderliklerinden düþtükten sonra, birbirlerini acýmasýzca eleþtirmeye devam etmelerinin nedenlerini anlamaya çalýþma sürecinde keþfettiði olgular olduðunu belirtiyor:

  Geliþmekte Olan Farklý Bir Spor: Okçuluk (Hakan Yozcu) 16 Haziran 2019 Günlük Olaylar 

“Amaçlarýmýzdan biri de ülkemizdeki baþarýlý sporcularý ikinci veya üçüncü ülkelerde yapýlan yarýþmalara katýlmalarýný saðlamak ve onlarýn ülkemizi en iyi þekilde temsil etmelerini saðlamaktýr.

  Ertaç Hazer Ýle Kültür Sanat (Hakan Yozcu) 24 Haziran 2019 Günlük Olaylar 

Hazer, sanat alanýnda bir hayali olduðunu, ölmeden önce bu hayalinin gerçek olarak görmek istediðini belirtiyor: “En çok istediðim þey, hayatým boyunca düþlediðim tek hayalim Ülkemizde bir kültür sanat köyünün kurulmasýdýr.

  Hakan Tulumbacý Ýle Sanat Üzerine (Hakan Yozcu) 27 Haziran 2019 Çaðdaþ Sanat 

Bu gün ülkemizde sanata ve sanatçýya gereken deðer maalesef verilmiyor. Örnek verecek olursak müzisyenler sadece þarkýcý olarak düþünülüyor. Oysa sanat bir bütündür. Her sanat dalýnýn ayrý sanatçýlarý vardýr. Bunlarýn hepsi kendi alanýnda ayrý bir deðerdir. Edebiyatçýlarýmýz, ressamlarýmýz, heykeltýraþlarýmýz, müzisyenlerimiz artýk aklýnýza ne geliyorsa yani sanatla uðraþan her kimseyi kast ediyorum. Bunlarýn hepsi üretiyorlar. Topluma bir þeyler vermeye çalýþýyorlar.

  Kültürel Mirasýmýzý Kim Yönetiyor? (Hakan Yozcu) 4 Temmuz 2019 Tarihsel Olaylar 

1878’den 1915’e oradan 1960 yýlýna kadar yaklaþýk 200 milyon sterlin Ýngilizlerin bize borcu var. Bu, anapara. Faizsiz borç. Rahmetli Denktaþ’ýn 500 milyon sterlin aldýðýný ve bunun karþýlýðýnda da Saray Otel’in yapýldýðýný biliyoruz.

  Derman Atik Ýle Tiyatro Üzerine (Hakan Yozcu) 8 Temmuz 2019 Çaðdaþ Sanat 

Toplumcu gerçekçi algýyý alan bir seyirciye sahibiz. Geleneksel tiyatro ile bütünleþtirebilirsek ortaya güzel bir eser çýkar. Kendi ülkemin kültürünün de diyaleðinin de bu sürece katýlmasý gerektiðine inanýyorum. Bunu yaparken birini dýþlamak doðru deðil diye düþünüyorum.” diyor.

  (Hakan Yozcu) 16 Temmuz 2019 Çaðdaþ Sanat 

Oyun, Salamis Harabelerinin büyülü ortamýnda loþ ýþýklar altýnda bir savaþ sahnesi ile baþladý. Burada iki kardeþ karþý saflarda savaþýp Thebai için dövüþür. Ýkisi de ölür. Kral, ülkeye saldýrdýklarý için gömülmelerine izin vermez. Çünkü düþman, ne olursa olsun düþmandýr.

  Kktc Adanalýlar Derneði Ýddialý Geliyor (Hakan Yozcu) 28 Temmuz 2019 Günlük Olaylar 

Dernek, kurulmasýndan kýsa bir süre sonra yardýmlaþma ve dayanýþma faaliyetlerine hemen baþlamýþ. Ramazan Bayramýnda köydeki tespit edilen ihtiyaçlý kiþilere toplam 51 çift ayakkabý tedarik edilerek bunlarýn daðýtýmý yapýlmýþ. “Az da olsa amaçlarýmýzdan birini yerine getirmenin mutluluðunu yaþadýk.” diyor. “Her geçen gün daha da kenetlenerek çýð gibi büyük bir aile olacaðýz. Açtýðýmýz bu kapý sadece Adanalý kardeþlerimize deðil, KKTC’ye gönül veren herkese açýktýr.” diyor.

  "Gelecek 100 Yýl" Üzerine (Hakan Yozcu) 20 Aðustos 2019 Çaðdaþ Sanat 

"Gelecek 100 Yýl” Adýný taþýyan kitabýnda “21. Yüzyýl Ýçin Öngörüler” sunuluyor. Bu kitapta yazar, gözünü geleceðe dikiyor. 21. Yüzyýl boyunca Dünyada beklenebilecek deðiþimlerin net ve anlaþýlýr öngörüsünü sunuyor. Gelecekte savaþlarýn nerede ve neden çýkacaðýný ve nasýl savaþýlacaðýný, hangi milletlerin ekonomik ve politik güç kazanacaðýný; ya da kaybedeceðini ve yeni teknoloji ve kültür eðilimlerinin yeni yüzyýlda yaþam biçimimizi nasýl deðiþtireceðini anlatýyor.

  "Yangýn Yerinde" Kabare mi Komedi mi? (Hakan Yozcu) 20 Aðustos 2019 Çaðdaþ Sanat 

“Oyunda evlendirilen “ÞÜKRAN” VE “ÞÜKRETTÝN” adlý iki tipleme yaratýlmýþ… “ÞÜKRAN”, Mücahitler Derneði’nin her yýl yaptýðý ÞÜKRAN etkinliklerinden hareket edilerek Türkiye’ye þükran duyan Kýbrýs Türk Halkýný, oyunda adý geçen “ÞÜKRETTÝN” ise, “Kýbrýs Türkleri ile evlenip mahvolmalarýna sebep olan Türkiye’yi” kastediyor.

  Ýlk Yerli Operamýz: Arap Ali Destaný (Hakan Yozcu) 22 Eylül 2019 Çaðdaþ Sanat 

Eser, her haliyle mükemmeldi. Mükemmelin de ötesindeydi. Her þey ustaca düþünülmüþ ve büyük bir profesyonellikle tasarlanmýþtý. Müziklerden tutun, kostümlere, dekoruna, ýþýklarýna kadar her þey çok güzeldi. Hele de canlý orkestra, mükemmelin de üstündeydi. Öyle ki “Orkestrayý mý dinlesek, oyuncularý mý izlesek?” þaþýrýp kalýyorduk.

  Sanatçý Mehmet Samer Ýle Tiyatro Üzerine (Hakan Yozcu) 1 Ekim 2019 Çaðdaþ Sanat 

Samer, “Dramanýn eðitimde olmasý gerektiðini, öðrencilere küçük yaþlarda tiyatro eðitiminin verilmesi gerektiðini, böyle olursa kendilerini daha iyi hissedeceklerini, toplum içinde nasýl davranacaklarýný öðreneceklerini” belirtiyor. Devam ederek “Çocuklarla çalýþmanýn farklý bir yöntemi vardýr. O nedenle uzman kiþilerle çalýþýlmasý gerekir. Tiyatroyu bilen ve o eðitimi alan kiþilerle çalýþýlýrsa baþarý artar” diyor.

  Sessiz Çýðlýk Üzerine (Hakan Yozcu) 19 Ekim 2019 Çaðdaþ Sanat 

271 sayfa tutan eser, þairane bir üslup kullanýlarak þiir dili ile yazýlmýþ. Her cümlesi, dizeleri andýran, insaný bir þiir bahçesine sokan, duygularý yoðun bir þekilde dile getiren, yüreklere hitap eden, her satýrda gözyaþlarýna gark eden samimi, içten söylenmiþ, aðýt gibi yakýlmýþ sözler, ýrmak gibi akan, su gibi akýp giden cümlelere yer verilmiþ. Roman yazarý, baþarýlý bir anlatýmla Çukurova’yý, ilçeleri, kasabalarý, köyleri ve yaylalarý tasvir etmiþ.

  Kktc Çukurovalýlar Derneðini Ziyaret Ettim (Hakan Yozcu) 29 Ekim 2019 Günlük Olaylar 

Çukurovalýlar Derneði, surlar içinde bir kahvehane köþesinde kurulmuþ bir dernekti. Biz yönetime gelince derneðe hayli mesafe kazandýrdýk. Dernek bir köþede unutulmuþtu. Biz, derneði aktif hale getirdik. Alt yapýyý oluþturduk. Geliþtirdik. Derneði bir binaya kavuþturduk

  3. Dünya Savaþý mý? (Hakan Yozcu) 9 Ocak 2020 Günlük Olaylar 

Irak’a elini kolunu sallaya sallaya giren Amerika Türkiye’ye de öyle giremeyeceðini çok iyi biliyor. Türk milletinin vatanýný caný pahasýna sevdiðini ve ölümüne onu koruyacaðýný çok iyi biliyor. O nedenle Türkiye’ye bulaþmýyor. Sadece küçük küçük manevralarla yoklamalar çekiyor. Ama ondan öteye gidemeyeceðini de çok iyi biliyor.

  Erdinç Akgür Ýle Devlet Tiyatrolarý’ný Konuþtuk (Hakan Yozcu) 9 Ocak 2020 Çaðdaþ Sanat 

Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarýnýn 21 yýldýr salonsuz olduðunu ve çok zorluklar çektiðini anlatarak “Salon olmadan olmaz.” diyor. Devam ediyor: “Bazý projelerimizi gerçekleþtirebilmek için salonun olmasý þart. Salon olmazsa projeler de hayat bulmuyor. Baþkalarýna ait salonlarda hep sorun çýkýyor. Her gün dekor kurup bozmak zorunda kalýyor

  sabahattin Ali’nin Ýçimizdeki Þeytan Üzerine (Hakan Yozcu) 21 Mart 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

Biz, bu yazýmýzda Sabahattin Ali’nin 1940 yýlýnda yayýmladýðý “Ýçimizdeki Þeytan” adlý romaný üzerinde duracaðýz. Ýçimizdeki Þeytan, Sabahattin Ali'nin biraz toplumu, biraz da insanýn kendisini sorguladýðý eseridir. Ýnsan, genelde yanlýþa düþer. Ýçinden bazen farklý yapýlmasý, farklý düþünülmesi gerektiði hissi doðar. Yani içimizden bir ses bizi yönlendirmeye çalýþýr. Ve o ses bizi kimi zaman yanlýþa düþürür. Ýþte romanda yazar o sese þeytan diyor. Bizi yanlýþa götüren, bize kötülükler yaptýran o hissi yazar içimizdeki þeytan olarak adlandýrýyor. Ve esere de belki bu nedenle “Ýçimizdeki Þeytan” adý verilmiþ.

  "Beyaz Gemi" Aytmatov (Hakan Yozcu) 27 Mart 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

Eser için masalla gerçeði birleþtiren bir roman diyebiliriz. Öyle ki roman mý okuyorsunuz; yoksa bir masal kitabý mý farkýna varamýyorsunuz. Kendinizi adeta bir masal dünyasýnda buluveriyorsunuz. Roman kahramaný ile birlikte siz de adeta bir çocuk oluyorsunuz. Sanki romanýn kahramanlarýndan biri de siz imiþsiniz gibi düþünüyor ve çocuðun anlattýðý masallarý büyük bir keyifle dinliyorsunuz.

  Cevahir Caþgir’den "100süz Þiirlerim" (Hakan Yozcu) 6 Nisan 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

Cevahir Caþgir, 2009 yýlýnda Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarý Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Mezun olduktan sonra Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’na girerek sözleþmeli oyuncu olarak görev yapmaya baþladý. Caþgir, her ne kadar bir tiyatro sanatçýsý ise de onun edebiyat yönü de çok kuvvetlidir. Þiiri çok seven Caþgir, daha ortaokul ve lise yýllarýnda þiir okumaya baþlamýþ, küçük yaþlarda þiirle tanýþmýþ ve þiiri bir tutku haline getirerek þiirler yazmaya baþlamýþtýr.

  "Kýrmýzý Pazartesi" Romanýnýn Düþündürdükleri (Hakan Yozcu) 20 Nisan 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

“Kýrmýzý Pazartesi” romaný, Kolombiya'nýn bir þehrinde iþlenen bir cinayeti anlatýyor. Daha romaný elinize aldýðýnýzda içine bakmadan dahi kapaðý sizlere bir mesaj veriyor. Kapak kahverengi renge hâkim. Kapakta ilk göze çarpan düzgün giyimli, fötr þapkalý, ellerinde birer býçak olan ikiz kardeþler oluyor. Hemen arkalarýnda beyaz bir yatak. Yataðýn üzerinde bir daktilo, geri planda evler, sokaklarda hiçbir þey umurlarýnda olmayan insanlar var. Bir de tavþan konulmuþ. Kýsaca kapak resmen cinayeti anlatýyor…

  "Bitemeyen Proje" Üzerine (Hakan Yozcu) 18 Nisan 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

“Bitmeyen Proje” romaný üç kiþi tarafýndan yazýlmýþ. Bunlar “Kevin Behr”, “George Spafford” ve “Gene Kim”. Çevirmenliðini ise M.Sinan Alpsoy yapmýþ. Kitap, 2016 yýlýndaTimaþ Yayýnlarý arasýnda roman dizisi olarak yayýnlanmýþ. 512 sayfalýk bir kitap.

  Orhan Pamk'un "Kar" Romaný (Hakan Yozcu) 8 Mayýs 2020 Yazarlar ve Yapýtlar 

Orhan Pamuk’un “Kar” Romaný Orhan Pamuk, Nobel Edebiyatý Ödülü almasýndan sonra okuduðum bir yazar oldu. Daha önce hiçbir romanýný okumamýþtým. Ýlk Önce “Benim Adým Kýrmýzý”yý okudum. Sonra “Kara Kitap” ardýndan “Masumiyet Müzesi” ve son olarak da “Kar” adlý romanýný aldým elime… Orhan Pamuk ile ilk tanýþtýðýmda, yani okuduðum ilk romanýnda çok þaþýrmýþtým. “Benim Adým Kýrmýzý” kitabý o kadar aðýr gelmiþti ki bana, edebiyat fakültesi mezunu olmama ve yýllarca edebiyat öðretmenliði yapmama raðmen bu kitabýný anlamakta çok zorlanmýþtým. Defalarca sözlük karýþtýrmýþtým. Benim anlamadýðým bir kitabý normal bir okuyucu nasýl anlayacaktý? Roman, 1591 yýlýnda Ýstanbul’da karlý kýþ gününde geçiyordu. Þeküre adlý bir kadýnýn 4 yýldýr savaþtan dönmeyen kocasýnýn yerine yeni bir koca aramasýný anlatýyordu. Eve davet edilen nakkaþlar ve Osmanlý padiþahýnýn gizlice yaptýrdýðý bir kitap için Frenk etkisi taþýyan tehlikeli resimler konu ediniyordu. Yazar, o kadar karýþýk, o kadar aðýr bir dil kullanýyordu ki anlamak mümkün deðildi. Hayatýmda belki de daha bu kadar anlaþýlmaz bir roman ile karþýlaþmamýþtým. Kendi kendime “Bu adama nasýl Nobel Ödülü vermiþler?” demekten kendimi alamamýþtým. Tabii böyle bir yazarý sadece tek bir romanla deðerlendirmek doðru olmazdý. Bu nedenle çok zaman geçmeden “Kara Kitap”ý okudum. Bu romanda Galip adlý biri, kayýp karýsý Rüyayý arar. Celal adlý bir gazetecinin köþe yazýlarýný okur. Kýsaca eski Ýstanbul’u anlatan bir romandýr. Ama maalesef bu romaný da okuyunca düþüncem yine deðiþmedi. Ayný sorunlar bu kitapta da vardý. “Artýk elime Orhan Pamuk’u almam” dedim kendi kendime. Bu sözümde duramadým. Birkaç ay sonra “Masumiyet Müzesi” elime geçti. Onu da okudum. Bu roman diðerlerine göre daha temiz bir Türkçe ile yazýlmýþtý. “Masumiyet Müzesi”nde yazar, bir iþ adamýnýn kendisine anlattýðý aþk hikayesini anlatýyor. Yalnýz bu roman, ben de eski Türk filmlerinin etkisini býraktý. Yani eski siyah beyaz Türk Filmleri tadýnda bir romandý. Okurken kendimi hep eski bir Türk filmi izler gibi hissettim… “Kar” adlý romanýný ise daha yeni okudum. Roman hakkýnda söylenecek ve yazýlacak çok þey var. Her þeyden önce romanýn bir aþk romaný mý; yoksa siyasi bir roman mý olduðuna karar vermek lazým. Ýlk ele alýndýðýnda basit bir aþk romaný gibi görünüyor. Ama sayfalar ilerledikçe bunun aslýnda siyasi bir roman olduðuna hükmetmek hiç de zor deðil. Zaten Orhan Pamuk da kitabýn arkasýnda yer alan “Sonsöz” bölümünde “Kar’ý önceki romanlarýma göre, özellikle Kara Kitap ve Benim Adým Kýrmýzý’ya kýyasla çok fazla zorlanmadan, neredeyse kalemimin ucuna geldiði gibi üç yýldan kýsa bir sürede yazdým. Siyaseti ve hayatýn tuhaflýðýný gösteren bir romaný yazmayý gençlik yýllarýmdan beri düþlüyordum.” (Sayfa 395) diyor. Hatta satýr aralarýnda “Ceza almamak ve kitabýn toplatýlmamasý için, çýktýðý her programda, verdiði tüm demeçlerde bunun bir aþk romaný olduðunu söylediðini” belirtiyor. Demek ki roman, siyasi içerikli bir roman. Bunu ilerleyen sayfalarda daha çok anlýyoruz. “Kar” romaný asýl adý Kerim Alakuþoðlu olan fakat bu adý hiç kullanmayan, kýsaca Ka adýný kullanan kahramanýnýn içinde bulunduðu olaylar anlatýlýyor. : “ Yolcunun adýnýn Kerim Alakuþoðlu olduðunu, ama bundan hiç hoþlanmadýðý için kendisine adýnýn ilk harfleriyle Ka denmesini tercih ettiðini, bu kitapta da öyle yapacaðýmý hemen söyleyeyim.” (sayfa 10) Tam yeri gelmiþken burada þunu da belirtmek istiyorum: Orhan Pamuk, “Kar” romanýnda yukarýda görüldüðü gibi yer yer araya girerek okuyucuya bilgiler veriyor ve onlarla adeta konuþuyor. Tanzimat Dönemi’nin ilk yýllarýnda acemi yazarlarýmýzýn bilmeden kullandýðý bu kusurlu yöntemi, Orhan Pamuk gibi Usta bir yazarýn nasýl kullandýðýný anlayabilmiþ deðilim. Öyle ki romanýn birçok bölümünde Pamuk, araya giriyor, düþüncelerini söylüyor ve okuyucuyu adeta yönlendiriyor. Bu da bana göre romanýn akýþýný ve büyüsünü oldukça bozuyor. Büyük bir hata! Ka, uzun yýllar siyasi nedenlerle Türkiye’den kaçmýþ, Almanya’da yaþamýþ bir þair olarak karþýmýza çýkýyor. Çok tanýnmamýþ biri olmamakla birlikte Kars’ta çok önemli bir yazar gibi karþýlanýyor. Bunun sebebini Kars’ýn geri kalmýþlýðýndan dolayý oraya pek kimsenin gitmeyiþinde ve orasýnýn tanýtýlmamasýnda ve buraya hizmet verilmeyiþinde aramak lazým diye düþünüyorum. Zira Karslýlar Ka’yý kendisini gazeteci olarak tanýttýðýndan dolayý, ünlü bir þair ve gazeteci olarak görüyorlar. Amaçlarý da Kars’a gelen bu gazetecinin þehirlerini en iyi þekilde anlatýp tanýtmasý. Belki bu sayede dikkatler çekilir ve Kars þehri geliþir. Oysa Ka’nýn gazeteci olmadýðýný biliyoruz. Ýlerleyen sayfalarda Ka’nýn aslýnda Kars’a geliþ sebebinin üniversite yýllarýnda aþýk olduðu, sevdiði ve fakat ayrý kaldýðý, baþka biriyle evlendiði sevgilisinin Kars’ta yaþadýðýný ve eþinden boþandýðýný öðrenmesi üzerine gittiðini öðreniyoruz. Ama Ka kendisine “Neden Kars’a gidiyorsun?” sorusuna hep: “Belediye seçimleri ve intihar eden kadýnlar için gidiyorum. (Sayfa 11) cevabýný veriyordu. “Bu konuda gazetede bir yazý yazacaðýný” belirtiyordu. Ka, bir otobüsle Erzurum’dan Kars’a gider. Cama dayanarak yolda gördüðü manzarayý izleyerek düþünür. Memleketin fakirliðini, yokluðunu, insanlarýn çekingenliklerini aklýna getirir. Ka, Kars’a geldiðinde üniversiteden eski arkadaþlarýný bulur. Yine bu yýllarda âþýk olduðu ve eski sevgilisi diyebileceðimiz Kars’ta otel çalýþtýran Ýpek’in oteline yerleþir. Birkaç gün burada kalacaktýr. Peki kýzlar neden bu kadar çok intihar ediyordu Kars’ta. Onlarý intihar etmeye iten sebep ne idi? Ka, en çok da bu soruya cevap bulmak istiyordu. Orhan Pamuk, bu soruya cevabý Ka’nýn gözlemlerine dayandýrarak verdirir: “Hikayelerdeki yoksulluk, çaresizlik, anlayýþsýzlýk deðildi Ka’yý bu kadar sarsan. Kýzlarýný sürekli döverek ezen, sokaða çýkmasýna bile izin vermeyen ana babalarýn anlayýþsýzlýðý, kýskanç kocalarýn baskýsý ve parasýzlýk da deðildi. Ka’yý asýl korkutan ve þaþýrtan þey intiharlarýn sýradan günlük hayatýn içine, habersiz, törensiz, birdenbire girivermesiydi. Yaþlý bir çayhane sahibi ile zorla niþanlandýrýlmak üzere olan bir kýz mesela, her akþam yaptýðý gibi annesi, babasý, üç kardeþi ve babaannesiyle birlikte akþam yemeðini yemiþ, kirli tabaklarý kardeþleriyle her zamanki gibi gülüþüp ve çekiþerek topladýktan sonra, tatlý getirmek için mutfaktan bahçeye çýkmýþ, pencereden annesiyle babasýnýn odasýna girip babasýnýn av tüfeði ile kendini vurmuþtu…” ( Sayfa 18) Bu intiharlarýn sebepleri siyasi mi idi? Ana babalarýn kýzlara karþý olan baskýsý mýydý? Yoksa kýzlarýn mutsuzluðu mu idi? Peki kýzlar neden mutsuzdu? Onlarý mutsuzluða iten sebep ne idi? Ýnsanýn kendi hayatýna son verecek kadar insana sýkýntý veren þey ne olabilirdi? Yazar, bu sorunun cevabýný da Vali muavinine söylettirir. Sebebin baþýnda mutsuzluk gelmektedir. Ama tek sebep bu olamaz: “Elbette ki intiharlarýn sebebi bu kýzlarýmýzýn aþýrý mutsuzluðu, bundan þüphe yok,” demiþti Vali Muavini Ka’ya: “Ama mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydý Türkiye’deki kadýnlarýn yarýsý intihar ederdi.” ( Sayfa 20) Ka, þehirde araþtýrmalar yapar. Ýntihar eden kadýnlarla öðrencilerin çoðunun bunalýmda veya aþk acýsýndan kendilerine kýydýklarýný anlar. Ama diðer taraftan da ölen bu kýzlarýn üniversitede okuyan ve baþörtüsü taktýklarý için sýnýflara alýnmayan öðrenciler olduðunu öðrenir. Þehrin her yerine belediye tarafýndan intiharýn dinimizce de yanlýþ olduðunu, yasak ve haram olduðunu hatýrlatan pankartlar asýlmýþtýr: “Ýnsan Allah’ýn bir þaheseridir ve intihar bir küfürdür” Karlarýn aþýrý yaðmasýndan dolayý yollar kapanacak ve þehre giriþ çýkýþlar bir süreliðine yapýlamayacaktýr. Ka da bu süre içinde araþtýrmalar yapar. Ölen kýzlarýn aileleri ile görüþür. Bilgiler alýr. Yazar, karý romanda sembolize etmiþtir. Kar, saflýðýn, temizliðin, berraklýðýn simgesi olarak düþünülmüþtür. Bu haliyle de Kars, saflýðýn ve temizliðin bir þehri olarak verilmiþtir. Kar, þehrin bütün pisliðini, kötülüðünü, çirkinliðini örtmektedir. Bembeyaz görüntüsüyle insana huzur ve rahatlýk vermektedir. Þehir, yaðan kar ile pislikten, çamurdan, tozdan topraktan arýnmýþtýr. Ka’nýn artýk þehirde olduðu herkes tarafýndan duyulmuþtur. Kars’ta yayýn yapan Yerel bir gazete de O’nun tanýnmýþ bir gazeteci ve þair olduðunu, þehirlerini gazetesinde tanýtmak için araþtýrma yaptýðýný ve gece Kars’ta yapýlacak bir törende son þiirini okuyacaðýný yazar. Ama Ka’ya böyle bir davet gitmemiþ ve ondan þiir okunmasý istenmemiþtir. Yerel TV de bu haberi geçer. Ka, davet almadýðý için bu geceye gitmeyi düþünmemiþtir. Roman, ilginç geliþmelerle devam eder. Kars, adeta Rus romanlarýnda veya filmlerinde gördüðümüz ajanlarla dolu olarak gösterilir. Ka’nýn arkasýnda sanki hafiyeler ordusu vardýr. Ajanlar, sivil polisler, askerler hep onu takip etmektedir. Ka’nýn attýðý her adým ve yaptýðý her eylem bilinmektedir. Kiminle konuþursa konuþsun kayýt altýndadýr. Bu durum neredeyse romanýn bütün bölümlerinde böyle verilmiþ ve Kars sanki bambaþka bir ülkenin þehri olarak gösterilmiþ. “Ýnsan, burada nasýl rahat yaþayabilir?” demekten kendini alamýyor okuyucu. Ka, romanda ateist biri olarak veriliyor. Allah’a inanmayan bir kiþi olarak okuyucuya anlatýlýyor. Ýnsan, inansa da inanmasa bazen sorguluyor. Allah gerçekten var mý, yok mu demekten kendini alamýyor. Bazen de böyle düþündüðü için piþmanlýk duyuyor ve tövbe edip Allah’tan özür diliyor. Ka da Almanya’da kaldýðý süre içinde Allah’a inanmayan bir kiþilik. Ama Kars’a geldiðinde adeta bu fikrini deðiþtiriyor. Piþmanlýk duymuþ gibi karýn temizliði, berraklýðý onda farklý duygular uyandýrýyor. Þeyh ile görüþtüðünde þeyhin elini öpüyor. Sanki piþmanlýk duymuþçasýna: “Kar, bana Allah’ý hatýrlatmýþtý” dedi Ka. “Bu alemin ne kadar esrarengiz ve güzel olduðunu, yaþamanýn aslýnda bir mutluluk olduðunu hatýrlatmýþtý kar.” (Sayfa 93) diyor. Burada okuyucu ister istemez bir çeliþkiye düþüyor. Acaba Ka, gerçekten ateist mi? Allah’a inanmýyor mu? Kars’a gelince kendisini öldürürler diye korkusundan mý Þeyhin elini öpüyor? Yoksa gerçekten hidayete erip inançsýzlýðý için piþman mý oluyor? Ka’nýn bir ikilem içinde olmasý okuyucunun gözünden kaçmýyor… Bununla da kalmýyor romanda tanýþtýðý ve çok sevdiði Ýmam Hatip öðrencisi Necip’i de þöyle konuþturuyor: "Allah'ýn terk ettiði kiþi, her akþam kahveye gidip arkadaþlarýyla gülüþüp kâðýt oynasa, her gün sýnýfta arkadaþlarýyla kahkahalarla gülüp eðlense, bütün günlerini dostlarýyla sohbet ederek de geçirse yapayalnýzdýr." (Sayfa 134) Buradan hareket ederek Yazarýn kendi içinde bir çeliþkiye düþtüðünü, inançsýz geçirdiði ömrünü piþmanlýk duyarak Allah’a yöneldiðini söyleyebiliriz. Veya en azýndan yazarýn bu olguya dikkat çekmek istediðini söyleyebiliriz. Öyle ki ileriki sayfalarda çok dindar olan Necip ile Fazýl’ýn dahi ateistlik þüphesi içine düþtüklerini gösterecektir. Ama anýnda bundan piþman olarak tekrar dine sarýldýklarýný anlatacaktýr. Necip, Ýmam Hatip Lisesi’nde okuyan, Ýslam görüþüne sahip bir gençtir. O da Kadife’ye aþýktýr. Akýllý ve zeki olan Necip Ýslamcý bir yazar olmak hevesindedir. Onun bir de Fazýl adýnda bir arkadaþý vardýr. O da týpký Necip gibi hareket etmekte ve Necip gibi düþünmektedir. Öyle ki bu kiþi hiç ayrýlmazlar. Bir bütünmüþ gibi hareket ederler. Burada bu iki isim yan yana gelince bize ister istemez Þair Necip Fazýl Kýsakürek’i hatýrlattý. Orhan Pamuk ile Necip Fazýl arasýndaki iliþkiyi tam olarak anlayamadýk. Acaba Pamuk, bu isimleri özellikle Üstat Necip Fazýl’ý hatýrlatmak için mi verdi? Yoksa bir tesadüf mü? Bu kadar tesadüf olacaðýna aklýmýz ermedi doðrusu… Romanda asýl anlatýlmak istenilen düþüncenin o yýllarda baþ gösteren ve hala günümüzde de devam eden baþ örtüsü sorununa dikkat çekilmek olduðunu söyleyebiliriz. Baþ örtmek Türkiye’de o yýllar hayli sorun olmuþ ve çok büyük bir mesele haline gelmiþti. Öyle ki okullara baþ örtüsü ile gelen öðrenciler sýnýflara alýnmýyor, modern anlayýþa ters düþüyor diye sýnýflardan kovuluyordu. Oysa medeniyetin beþiði olarak addedilen Avrupa’da kýyafet yüzünden kimse kimseye karýþmýyor, herkes birbirine saygý duyuyordu. Örtünmüþ, örtünmemiþ kimse diðerine bir þey söylemiyordu. Giyiminde herkes özgürdü. Demokratik anlayýþ ile hareket edildiðinde de böyle olmasý gerekirdi. Çünkü bu sadece onu yapan kiþinin düþüncesi ile ilgiliydi. Baþ örtüsünü takmakla geri olunamayacaðý gibi takmamakla da ilerici ve aydýn olunamazdý. Bu tamamen kul ile Allah arasýnda bir tercih idi. Dine baðlý olan, dininin gereðini yerine getirmek isteyenlere saygýlý olmak gerekirdi. Tabii takmayanlara da “Neden takmýyorsun?” diye olumsuz gözlerle bakýlamazdý? Gelin görün ki bu mesele Türkiye’de olduðundan fazla abartýlarak büyük bir sorun haline getirilmiþti. Bu nedenle birçok yuvalar yýkýlmýþ, birçok canlar heba olmuþtu. Oysa yapýlmasý gereken tek þey, kiþiye saygý duyulmasý idi. Kimse kimseye karýþmayacaðý için ve kimse kimseyi hor görmeyeceði için sorun da olmayacaktý. Romanda baþýný açmayan kýzlarýn temsilcisi olarak Kadife veriliyor. Kadife ayný zamanda Ýpek’in kýz kardeþidir. Kadife’nin babasý da ablasý Ýpek de aydýn ve ilerici görüþe sahiptir. Kadife ise Kars’ta yaþamanýn etkisiyle dinsel yaþamayý tercih etmiþ ve bu nedenle kapanmýþtýr. Baþýný örtmüþtür. Ailesi de ona saygý duymuþ ve bir þey dememiþlerdir. Kadife, romanda polisler tarafýndan aranan Lacivert adýnda Siyasal Ýslamcý liderine aþýktýr. Lacivert zeki, kültürlü ve gizemli biridir. Þehir þehir gezen, gizli çalýþmalarla gençleri örgütleyen biridir. Siyasal Ýslamcý diye bilinmektedir. Romanda Orhan Pamuk, sýk sýk Siyasal Ýslamcý, Türk Milliyetçisi, Kürt Milliyetçisi gibi terimler kullanmaktadýr. Bana göre ayrýmcýlýða ve bölücülüðe kaçan bu tür terimlerin kullanýlmasý sakýncalýdýr. Neticede hepimiz bu ülkenin bir ferdi, birer vatandaþýyýz. Hep birlikte yaþýyoruz. Geçmiþimiz bir olmuþtur. Geçmiþte birçok zorluða, tehlikeye birlikte karþý koymuþuz. Beraber olmuþuz. En önemlisi Kurtuluþ Savaþý gibi bir var olma yok olma noktasýnda hep birlikte hareket etmiþ ve Türkiye Cumhuriyet’ini kurmuþuz. O nedenle vatandaþlarýmýz arasýnda bu tür ayrýmcý terimlerin kullanýlmasýný doðru bulmadým. Lacivert, Ka ile görüþmek istemiþ ve Necip vasýtasýyla buluþmuþlardýr. Lacivert, Ka’nýn “Almanya’da hangi gazetede çalýþtýðýný orada tanýdýðý bir gazetecinin olup olmadýðýný” sormuþtur. Ka da bir isim vermiþtir. Bunun üzerine Almanya’da yayýnlanmak üzere birkaç kurum, kuruluþ ve dernek yöneticilerinin bir araya gelerek bir bildiri hazýrlanmýþ ve bu bildirinin Ka aracýlýðý ile Almanya’da yayýnlanmasýný istemiþtir. Ka da bunu kabul etmiþ ve kýsa bir süre içinde toplanýlarak bildiri hazýrlanmýþtýr. Lacivert, takipte olduðu için yakalanmýþtýr. Onun kurtulmasý için de þehirde nüfuslu olan, askerle arasý iyi olan bir sanatçý, Kadife’nin oynayacaðý oyunda rol almasýný kabul edip oyunda baþýný açmasýyla Lacivert’in kurtulmasýný saðlayacaðýný söyler. Romanýn 29. Bölümünde Yazar tekrar araya girer. Bu defa baþka bir bölümle böler romaný. Romanýn en heyecanlý yerinde kendisini Almanya’da bulur. Ve Ka’nýn durumunu anlatýr. Neden bu bölüm ile roman arasýna girerek romanýn sonucunu burada verir anlayamadým. Daha okuyucu Ýpek ile Kadife’nin ne olacaðýný bilmeden, Ka ile Ýpek arasýndaki aþkýn sonucunu öðrenmeden Pamuk, Frankfurt’a giderek Ka’nýn eþyalarýný alýyor ve yayýnlayacaðý son þiir kitabýný arýyor. Burada da artýk Ka’ya ne olmuþtur okuyucu öðreniyor. Oysa daha romanýn bitmesine sayfalar vardýr. Bana sanki yazar, eserini yazarken son bölümünü, burada karýþtýrmýþ ve ortaya yanlýþlýkla koymuþ hissini uyandýrdý. Ama Orhan Pamuk böyle hataya düþecek kadar kötü bir yazar deðil. Kendini postmodern anlayýþýyla yazan biri olarak addeddiði için bu tür yöntemlere baþvurmuþtur diyesim geliyor. Biz roman incelemesine devam edelim: Kadife, baþ örtüsü kullanan Ýslamcý genç kýzlarýn romanda temsilcisidir. Onun baþýný açmasýyla gerici kesimlerin direniþinin kýrýlacaðý düþünülmüþtür. Kadife ile Lacivert arasýnda bir aþk yaþanmaktadýr. Kadife bu nedenle Lacivert’in kurtulmasý garanti edilirse rolü kabul edeceðini söyler. Bunun üzerine Lacivert serbest býrakýlýr. Kadife tiyatroda oynamayý kabul eder. Fakat Lacivert serbest kaldýktan sonra rolde oynamamasýný ister. Bu arada Ýpek’e büyük bir aþk duyan Ka’nýn tek amacý bu þehirden sað salim çýkýp Ýpek ile Almanya’ya dönmektir. Bundan sonra Almanya’da mutlu bir yaþam sürmek istemektedir. Ýpek’i buna ikna edip yollar açýlýr açýlmaz ilk vasýta ile Kars’ý terk edeceklerdir. Ýpek de kendisine yeni bir hayat kurmak istediðinden Ka’nýn teklifine sýcak bakmaktadýr. Eðer Ka, aþkýnda samimi ise onunla gitmeyi kabul edecektir. Olaylar, Ka’nýn hiç beklemediði yönde geliþir. Lacivert ile Ýpek’in önceden aþk yaþadýklarýný öðrenir. Ve Ýpek de bunu inkâr etmez. Ama Ka’nýn kendisini mutlu edebileceðine inanýrsa Lacivert’i unutabileceðini düþünmektedir. Burada okuyucu ister istemez “Ýslami düþüncelere sahip biri, iki kýz kardeþle birlikte ayrý ayrý aþk yaþar mý?” diye sormaktadýr. Ama yazar, burada bunu düþünmeden Lacivert’i iki kýz kardeþle aþk yaþayan biri olarak veriyor. Bu düþünce tarzý, Ýslam anlayýþýna ve ahlakýna hiç uygun bir davranýþ deðildir. Bu nedenle de kafalarda soru iþaretleri oluþmaktadýr. Acaba Lacivert Ýslam dinini kullanarak genç ve güzel kýzlarla gönül mü eðlendirmektedir? Ýslamiyet’i bir maske olarak mý kullanmaktadýr? Böyle bir anlayýþ Ýslam dininde olamaz. Ve bu kesimi benimseyen insanlar arasýnda buna kesinlikle izin verilemez. O halde yazar neden böyle bir yola baþ vurdu? Lacivert’in aþklarý sadece bu iki kýz kardeþle bitmiyor. Birçok þehirde gezdiði için baþka sevgilileri de oluyor. Neticede, polis ve asker tarafýndan siyasi suçlu olarak aranan Lacivert, bir baskýn sýrasýnda yine sevgilisi olduðu anlaþýlan Hande ile evinde televizyon seyrederken öldürülüyor. Olaylar akýl almaz bir þekilde geliþiyor. Ölümler, cinayetler roman boyunca devam ediyor. Roman hep Ka etrafýnda geçiyor. Diðer kahramanlar fazla ön plana çýkarýlmýyor. Sadece Ýpek ve biraz da Lacivert ile Kadife geriden geliyor. Romanda az da olsa sanat da ön plana çýkarýlýyor. Özellikle Kars gibi ücra bir þehirde tiyatro sanatýna yer verilerek dünyanýn ünlü yazarlarýndan örnekler sahneleniyor. Tiyatrocu olan iki karý koca burada sanatlarýný konuþturuyorlar. Tabi bunu yaparken de kendi siyasi düþüncelerini üstü kapalý da olsa halka benimsetmeye çalýþýyorlar. Kadife’nin de rol aldýðý bir oyunda baþörtüsü baþtan atýlarak yakýlmýþ ve bunun sonucunda salonda olaylar çýkmýþtýr. Kadife tutuklanýr. Ka, oyun sonrasý otele dahi götürülmeden bir trene bindirilerek Kars’tan ayrýlmýþtýr. Ýpek, bazý geliþmelerden þüphelenerek Ka’yý sorumlu tutmuþtur. Bu nedenle de Almanya’ya gitmekten vazgeçmiþtir. Edebi bir eser olarak pek kayda deðer göremediðim Kar romanýnda yazarýn önceki romanlarýna göre daha basit, daha sade bir dil kullandýðýný söyleyebilirim. Ama ne yalan söyleyeyim Orhan Pamuk’u dördüncü kez okumama raðmen onun hakkýndaki düþüncem ve görüþüm maalesef yine deðiþmedi. Yine karýþýk, amaçlý ve kafa bulandýran bir eserle karþýlaþtým. Gereksiz düþüncelerle okuyucuyu kendi isteði doðrultusunda yönlendirmeye çalýþan biri olarak algýladým. Kar romaný beni üþüttü… Adeta dondurdu… Þunu da unutmamak lazým. Bir eserdeki görüþ sadece onu yazan kiþiye aittir. Bu da ancak kendisini baðlar… Bize de demokratik anlamda düþüncelere saygý duymak düþer. Ama sadece saygý duymak. O kadar… Onu benimsemek zorunda deðiliz…

  Beþik Gibi Sallandýk (Hakan Yozcu) 22 Ocak 2021 Günlük Olaylar 

Oðlum da geldi dýþarý. Kýzým yoktu. “Ayça nerede?” dedim. “Odasýndaydý” dedi. Sallantý artýk durmuþtu. Yaklaþýk 15 saniye kadar sürdü. Hayat normale dönmüþtü. Biraz sonra kýzým da aþaðýdaydý. “Niye inmedin?” diye sordum. “Masanýn altýna girdim” dedi. “Ya kýzým, ev yýkýlsaydý, masa saðlam kalacak mýydý?” dedim. O da “Ya baba, ev yýkýlsaydý 15 saniyede aþaðýya inebilecek miydim?” dedi. O da haklýydý. “Sen, doðrusunu yapmýþsýn” dedim.

  Olcay Kýraç Ýle Kýbrýs Sorunu (Hakan Yozcu) 13 Mart 2021 Günlük Olaylar 

Sayýn Kýraç, Kýbrýs’ýn Ortadoðu’da çok önemli bir konuma sahip olduðunu, bu nedenle de bütün süper güç devletlerin dikkatini çektiðini dile getiriyor: “Kýbrýs, Ortadoðu’nun kapýsý. Burada kýyýlarý var. Jeopolitik bir öneme sahip. Yeraltý zenginliklerini de buna eklersek süper güçlerin dikkatini çekiyor. Hepsi de buraya konuþlanmak ve buraya hâkim olmak istiyor.” diye görüþ belirtiyor.

  ve Ýlk Bölüm Yayýnlandý (Hakan Yozcu) 4 Nisan 2021 Günlük Olaylar 

Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaþam, Türklerin kendine has bir yaþam biçimi, sevgi, saygý, huzur ve barýþ dolu bir yaþam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komþularýyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaþamayan ve hatta düðün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumlarýn Kýbrýs’a tek baþýna hakim olmak istemelerine kadar. Dizide Rum Lideri Makarios bunu açýk bir þekilde dile getiriyor: “Kýbrýs’ta bir Türk kalmayýncaadanýn kime ait olduðu sorunu da ortadan kalkacak” diyor.

  ve Ýlk Bölüm Yayýnlandý (Hakan Yozcu) 4 Nisan 2021 Günlük Olaylar 

Dizi, daha ilk sahnelerden itibaren ilgi çekiyor. Köyde geçen bir yaþam, Türklerin kendine has bir yaþam biçimi, sevgi, saygý, huzur ve barýþ dolu bir yaþam biçimi gözler önüne seriliyor. Rum komþularýyla iyi geçinen, onlarla hiçbir sorun yaþamayan ve hatta düðün derneklerini birlikte yapan aileler olarak veriliyor. Ta ki Rumlarýn Kýbrýs’a tek baþýna hakim olmak istemelerine kadar. Dizide Rum Lideri Makarios bunu açýk bir þekilde dile getiriyor: “Kýbrýs’ta bir Türk kalmayýncaadanýn kime ait olduðu sorunu da ortadan kalkacak” diyor.

 

 



...



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 29.03.2024 07:58:45