• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
981
|
|
|
|
Ve görece ilişkiler, görece yansıma bağıntılı çekimleniştirler. Özel bağıntı içinde olan bütün de, bağca ya da yansıma olmakla görece parçalardan oluştuğu gibi; parçalar da, bütünden karekter yansıtmayla oluşurlar. Parçalar bütünden olmakla, bütüne yer zaman bağıntılı uygunluğu da yansıtırlar.
|
|
982
|
|
|
|
Sürecin yön veren ilişkisi olan totemi anlama; üreten ilişkiyle birlikte sürecin yön veren anlaması olmaktan çıkmıştı. Artık sürecin yön veren mana anlaması üretim hareketi olmuştu. Totemi mana da üreten ilişki girişmesi sayesinde biraz daha ayakları yere basan bir anlamalardan olacaktı. Artık mana bilimsel oluştan da yansıyacaktı. Totemi mana ve üreten ilişkiler girişmesi kâh birbirini sürdürecekti. Kâh ta birbirini frenleyecekti. Üretim hareketi altyapıyı oluştu. Daha çok hipotetik bir mana ilişkisiyle birlikte pekin bilgi de üst yapıyı oluşmuştu.
|
|
983
|
|
|
|
Put kavramı El’in El ile savaşı olmakla şimdi olana göre, önce olanı. Şimdiki senteze (tevhide) göre, sentez ürünü (tevhit ürünü) olmayanı belirtir. Eskinin yaşam sal, geleneksel ve düşün sel bağlamlı sistem oluşunu sembolize eden anlam ve anlatımdır |
|
984
|
|
|
|
Sözcük var ön ittifaklarda hiç karşılığı ve yaşantılaşma şekli yoktur. Ama sanki ön ittifakların bir kullanım ve yaşam şekli gibi kullanılırlar'
Sözcük var dünde de, bugünde de, sesteş oluşla kullanım söylenişi aynı fakat içerdikleri anlam oluşla çok farklıdırlar. |
|
985
|
|
|
|
"Dış dünyanın baskı ve basıncıyla özne arasına"; en az durumuyla yalıtımlı bir vücut girmişti. Yalıtımlı bir en az dış dünya bağıntısı olan sosyo toplum girmişti. Bunlar dış dünyanın baskı ve basıncına supaptılar. Bu supap durumlar nedeniyle artık kişi interdi, üniversaldır.
|
|
986
|
|
|
|
El kavgaları önce El’in mutlak bay erki (monark) olmasıyla, dıştaki ilahlara karşı rekabeti olan kendi tekil irade sahipliğinin kavgasıydı. İkinci aşamada sentezci El’in, sentez içinde El’ler ile olan sen-ben kavgasında doğan gizli açık çekişmelerdi. El senteziyle takım erki dediğimiz oligarşi doğmuştu. Üçüncü aşamada El’in yeryüzü (âlem) El’i olma istemesiyle cihan imparatoru olmasının kavgasıydı. Her dönem El’in; kendi içinde; kendi ayak takımıyla kavgası; ayak takımının El olma iddiası olan kavgayı da içerir.
|
|
987
|
|
988
|
|
|
|
Ve egemen kolektiflik kapsamında hakları korumanın parçalı belirişiydi egemen irade. Üreten egemen irade bütünden kişiye doğru hak ve hakkın korunma iradesi olurken; kişiden bütüne doğru, kolektif egemenlik ve kolektif irade oluyordu. |
|
989
|
|
|
|
Var oluş birinci faz inorganikten ikinci faz organiğe doğru çok kes ekstrem enerji tüketimli çevrimlerle bin bir türlü durum içinde var oluştur. Yine var oluş üreten kolektif akıl ve kolektif yetenekli bilinçle diğer yandan üçüncü bir fazı ortaya koymuştur. Ve biz hangisine hayat hangisine hayat değil, demekten; hayli zorlanırız.
Üçü bir arada, üçü birbirine girişme içindedir. Bu giriş meyle önce olan sonuç, sonuç olan başlangıç bir dalga parçacık girişmesidir.
|
|
990
|
|
|
|
Siz nilüferi çöle götürürseniz bunu kim dilerse dilesin bu haliyle çölde nilüferin bir yaşamı olmaz. Çöle yağmur da pek pek yağmaz. Bu sizi cezalandırma filan değildir. Nilüferin çölde, kaktüsün de ırmak suyu tropikal yerde yetişme zorunluluğu yok. Dua da etseniz; kendinizi de paralasanız; bu böyle.
|
|
991
|
|
|
|
El kendisini sürece korutturur. Üreten ilişkilerin entegresi bir kez toplumsal inşayı ortaya koyunca, ortaya konan bu üreten ilişkisi üzerinde, kişilerde kanat çıkarma düşüncesi kişi konforu oluyorsa; kanat çıkarma şimdilik uçak olmakla zamanı gelince inşanın içine girer.
|
|
992
|
|
993
|
|
|
|
Hücreler, organizmalar, toplumlar kapalı sistemdirler. Yani seçiciliği ve geçirgenliği hayli artmış, yükseltgenmiş, kısıtlanmış olmakla; hayli gelişkin bir yalıtımladırlar.
|
|
994
|
|
|
|
Bu kez de suya, elmaya ihtiyaç duymayan kaya düzleminde evrene bakarsak; evren yine başka türlü olmakla yamulur.
|
|
995
|
|
|
|
Geçmiş birkaç bin yıldan beri gelen gerçeklik içinde mülkün sahibi olan, söz söyleyen ve iradesi olan kolektif bir yapı vardı. Kolektif yapı sahipliği karşısında; kolektif sahipliğin doğru söylemi karşısında El doğru sözlü olamıyordu. |
|
996
|
|
|
|
Bizler erken dönem sahipliğinin ve meşruiyet liginin üzerine eklediğimiz, üreten skala değerleriyle geliştik. Üreten emek gücüne sahip oluş ilişkisi içinde yolumuzu şaşırıp; kendimize, emek gücümüze ve toplumumuza yabancılaştık.
|
|
997
|
|
|
|
Mana anlaması günümüze dek karakter oluşla hangi dönüşümleri yapmıştı? Köleci mana anlayışıyla burjuva demokratik devriminin ne farkı vardı?
İnsan hakları evrensel bildirisi yen bir sentez mi? |
|
998
|
|
999
|
|
|
|
Aynı şekilde güvenlikçi de ağaç bakımına ayıracağı zamanı, çocuk bakımına ayıracağı zamanı bakıcı ve meyve üretici sayesinde güvenlik işlerine ayırır. Ha keza çocuk bakıcısı da aynı gerekçelerle kolektif belirlenir. Yani ağaca bakım işinde bir kolektiflik vardır. Korunmada bir kolektiflik vardır. Yavru bakımında istesek te istemesek te bir kolektif katkı ve sinerji vardır.
|
|
1000
|
|
|
|
El kolektif sistem içine meşru olamadığı için Elohim gibi Adl veya adaletli, acıyan, merhamet eden, lütfeden vs. olmuştur. İlahın acıyacağı, merhamet edeceği, adaletli olacağı, lütuf edeceği durumlar söz konusu değildir. Ya da El’in Adl. olduğu konular, ilahın konusu olmamakla zaten farkında olunmayan adaleti bir durumdurlar.
|
|