..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanýrým fazla uzun oldu, çünkü daha kýsa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Felsefe
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri

Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  

Köylü Kýz Kezban
Ýsa Kantarcý
Roman > Aþk Romaný

Köylü Kýz Kezban 1 Sabahýn erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fýrtýnasý vardý, yoðun rüzgarla kýrbaç gibi yaðan ince kar insana nefes aldýrmýyor, her þeyi zora, ister istemez kanlý bir mücadeleye sokuyordu. Daðýn yamacýnda 3 kiþi kaplumbaða gibi ilerlemeye çalýþýyordu, dizlerine kadar kara batmýþlardý, bu üç adam elektrik onarým arýza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuþak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmýþlard

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe
141 
 Üssel Devinmeli Köleci Açýlýmlar1  (Bayram Kaya)

Oysa üreten iþlerge kuvvet, zorunlu olarak dýþtan takas yapan, deðiþme yapan geçiþimleriyle bileþimli bir tamamlayýcýlýktý.
142 
 Dört Durumla Ancak Teoloji 5  (Bayram Kaya)

Fazla enerjinin balta yapmaya harcanmasý gibi, kurban sunusu olmasý gibi kullanýmý, kolektif güçle olasý olacaktý. Ýlk sel dönemde avdan sunu yapmak, yüzen kütük gibi olasý olsa da, ilk sel dönemde transatlantik yapmak gibi beliriþ olarak pek olanaklý deðildi. Avdan sunu yapma iþi pek ekmek çýkar gibi görünen süreç deðildi.
143 
 Deðiþtirirse Dünyayý Kadýnlar Deðiþtirir!  (Bayram Kaya)

Çocuklarýn gelecekteki öðrenmeye baðlý biliþsel düzeyi ve bu düzeyi oluþan bilgiyi seçme ayýklamayý kategorize edici geri baðlaným kalýplarý kadýnýn dil, tavýr ve kiþisi kapasiteli donanýmdan akseder.
144 
 Entellektüeller Çaðýmýzýn "Makine Kýrýcýlarý" mý?  (ali osman yeten)

"Hayata dair konular yalnýzca felsefecilerin, sosyologlarýn, tarihçilerin kafa yormasý gereken konular deðil ayný zamanda; matematikçilerin, mühendislerin, biyologlarýn da kafa yormasý gereken konulardýr."
145 
 Anlamak Gerek 43  (Bayram Kaya)

Doðum sonrasýnda geçen süreçle birlikte giderek hormon tepileri kaybolan doðuranýmýzýn, dýþtan edindiði duygu baðý giderek zayýflayýp, kopar. Hatta yavruyu baþýnda savma, duygularýyla yavruya yaklaþýr. Bu nedenle doðuran endeksli analýk söylemi bizim söz konusu ettiðimiz analýk davranýþý deðildir.
146 
 Dört Durumla Ancak Teoloji 18  (Bayram Kaya)

Ve ilk sel dönemdeki teolojinin, çevre etkili indüksiyon yansýmasý olmasý; haliyle bir firariler imgesiydi. Bu firariler imgeli ilinek sel indüksiyon enerjileri de kendisini üzerine yaslayýp eþleþme yapmakla ancak anlam bulacaðý kolektif somutluðun özne nesnel eylemli koþullarý henüz ortam da yoktu.
147 
 Ozan Deniz Sarýtop Sözleri II  (Ozan Deniz Sarýtop)

Asýl sorun þudur ki; düþünemediklerimin bir gün bana ayak baðý olacaðýndan duyduðum korkudur. Ozan Deniz Sarýtop
148 
 Ýttifaklar Ýrer Referans Noktasýydýlar 80  (Bayram Kaya)

Burada bir geri baðlaným yapýp þunu da belirtmeden geçemeyeceðim. Kolektif alan oluþurken kiþinin bir birim ve beþ parçalý bitiþik zamaný tek tek düzenlemeye tabi olur. Beþ parçalý zaman tek tek eþ güdümle baþlayan zamana dönüþür. Ýþte tekil kiþiler üzerindeki beþ parçalý bitiþik zaman, kolektif alan içinde ayrý ayrý zaman olgularýna dönüþecekti. Ayrý ayrý ama birbirine baðýl oluþan bu olgular tek tek savunmacý, bakýcý, avcý gibi isim alacaktý. Hem de üreten iliþkinin bileþen ayrýlan daðýlým yansýmalarý içinde “daha adý yokken demet edilen ekinin” gibi anlatýmlarla süreç isim koymanýn ve tekil kiþi ile bitiþik zamanýn kolektif organizasyonla ayrýþmanýn “yaratýlýþ hikâyelerine” dönüþeceklerdi.
149 
 Ýttifaklar Birer Referans Noktasýydýlar 18/2  (Bayram Kaya)

Ýmanýn ilk bildirgesi içinde kölelerin mülk sahibi efendilerine karþý kutsayýcý bir anlayýþ çerçevesindeki eylemleriyle efendilerine sadýk olmalarý þarttý. Köleler efendilerine teslim olacaktý. Hem de köle imaný gereði bir köle "teslim olanlarýn ilkiyim" diye övünecekti.
150 
 Sýfýr Tabanlý Düþünme  (KERÝM ALÝ)

Bir de kavram icat ettim ve buna “sýfýr tabanlý düþünme” adýný verdim. Benden önce birilerinin böyle bir laf edip etmediðini bilmiyorum, bunu kendi baþýma üfürdüm inanýn…
151 
 Monarþinin Dili Oligarþinin Dili 5  (Bayram Kaya)

Oligarþiye göre de güç ve yönetim ortaklarý olan ortaklaþýþla bir irade ve yönetim anlayýþýydý. Tekil olan ortak tanýmayan monarþin bir anlayýþtý. Biz ise yönetim de karar alma da mülk sahiplik iliþkileri içinde ortaklaþmayý tanýyan tevhit diliydi.
152 
 Dört Durumla Ancak Teoloji 12  (Bayram Kaya)

Böylece ilk sel dönemde, totemi dönemde, ilahi dönemde beri anlayýþ ve anlatým deðiþmeleri içinde süre gelen teolojinin anlamý yeni bir anlayýþla örtülmüþtü. Kiþisi tamah içine gizlenen sömürü, bu kes de teoloji içinde gizlenmiþti. Teoloji içinde gizlenen sömürü adeta matruþka kabý içine girmiþti.
153 
 Ýttifaklar Birer Referans Noktasýydýlar 75  (Bayram Kaya)

Açlýk (enerji saðlama ve enerji dönüþümü) dediðimiz mana duyum, hayatýn ve türümüzün üzerinde; kolektif yapýlarýn, kolektif bilincin, kolektif zekâlý, kolektif davranýþýyla; kolektif inþa sisteminin temelidir. Hayatýn enerji saðlama ve enerjiyi harcama iþi; yine hayatýn beslenme, savunma, barýnma, neslin devamý gibi bencil oluþla korunan, içimizdeki yasalarýn korunmasýna doðru olacaktý.
154 
 Kime Göre Ahlak Neye Göre Ahlaksýzlýk  (Cemal Zöngür)

Bireyler ya da devleti yöneten erkler insan olmanýn sýnýrlarýný, sýnýrlý yaþamaktan geçtiðini bilmedikleri ya da bunu ciddiye almayýp, bu gücümle her þeye sahip olur herkese hükmederim mantýðýyla; hayvandan daha aþaðý bir düþünceye sahip olduðu için ahlaksýzlýðýn pençesine düþülmektedir.
155 
 El Felsefesi ve Tarihsel Yaratýlýþ 14  (Bayram Kaya)

Eþitleþme yansýmasýnda MÖ. 73 de Spartaküs gibi, MS.840-886 yýllarý arasýnda kuzey Afrika ve Irakta Abbasi Halifelerine karþý baþlatýlan zenc ayaklanmasý gibi "dirençler" çýkacaktý. Biat yansýmasýnda kadere boyun eðiþin tevekkülü çýkacaktý.
156 
 Anlamak Gerek 70  (Bayram Kaya)

Su içindeki balýða yüzmeyi öðrendi deme kavramý olur mu? Ýþte emperyalist süreç içinde emperyalistlerin yeryüzüne duhul etmiþlerdi, Zaten emperyalizmin alemlere sokulmalarýyla bu durum emperyalistlerin alem içinde olmalarýydý.
157 
 Monarþinin Dili Oligarþinin Dili 1  (Bayram Kaya)

Buradaki Totem, Mevla, El, Tanrý, Ýlah gibi kavramlarýn evrende beliren Yaratýcý ve Mutlak Güç olan Yüce Tanrý kavramýyla hiçbir ilgisi olmayan tarihsel verilerdir. Zaten Evrensel Yaratan Güç olan Yüce Tanrý kavramý da bunlardan hiç birisi deðildir. Kader mülk sahip dünya genelinde olan kavramlardýr. "Eylerse Mevla eyler Mevla ne eylerse güzel eyler" Bu gibi sözler albenili, aðdalý ve yaldýzlý büyüleyici sözlerdir. Büyü bir söylemin tersi olan düþünmeyi unutturup yasaklamakla; sizin etraflýca düþünememe girdabýna düþmenizdeki kapýlýþla büyülenmeydi. Bu tür söylemler hiç bir direnç ön görmeksizin, alt yapýsý kabul ettirilmiþ süreç anlamlara atýf olmakla; tereyaðýndan kýl çeker gibi akýþlý olurlar. Eskiden mülkün sahibi padiþahtý. Yani mülk üretim nesneleriyle, üretim nesnesi içinde üretim nesnesiyle çalýþan insaný da içeren bir kavramdý. Mülkün içinde üreten çalýþan insaný çektiniz mi mülkün hiçbir anlamý yoktur. Kavramlarý þimdiki anlamlarla deðil geçmiþteki ilk anlamla özgülenen geliþmesi içinde takip edeceksiniz. Ýnsanýn üreten iliþkisi içindeki emek nesnelerini çekerseniz insan üreten faaliyette bulunamaz. Doðaya ve zorluklarýna teslim olur. Mülk bu nedenle kolektif etkili özne (insan) nesne giriþmeyle mülktür. Mülkün sahibi padiþah (Mevla) karþýsýndaki kiþi kendisini tanýtýrken kendisine "Kulunuz" derdi. "Kulunuz Evliya Çelebi" derdi. Yani üzerinde her tür tasarruf hakkýnýz olan köleniz Evliya Çelebi demekti. Padiþah ta zaten bu anma veya zikrin baský ve basýncýyla herkese kullarým derdi. "Kulumuz Evliya çelebi nasýl? Ne haldedir? Nicedir?" diyen mülkiyetli bir azametle sorardý. Mevla neydi? Mülkü olan. Mülk sahibi olan kiþi efendiydi. Mevla’mýz da efendimizdi. Mülk sahibi olmanýn gücü ve azameti ile güç ve iradeydi. Efendi mülk sahibi olan, mülkünü tasarruf edendi. Mevali neydi Mevla olanýn kuluydu. Mülk yoksunu iradesiz acizlikti. Köleci mantýkla ihsas edilen düþünce buydu. Bu mantýk tarihin inþa sürecine, gerçeðe ve gerçekliðe kökten aykýrý bir durumdu. Mülkün sahibi diliyordu. Mülkün sahibi mülkten sadaka veriyordu. Mülkün sahibi mülksüz olana (aslýnda mülksüz kýldýðý kiþilere) acýyor, merhamet ediyor, lütufkâr davranýyordu! Kendilikten mülk sahipli olmanýn davranýþýydý. Ýþte bu nedenle bu mantýk alt yapýsý üzerinde oluþan alan etkisi akýþý içine bu türden veciz sözler söyleniyordu: "Eylerse Mevla (sahibimiz-efendimiz) eyler Mevla (sahibimiz-efendimiz) ne eylerse güzel eyler" Öyle ya mülkü olan, mülkten verip vermemenin eyleminde olurdu. Mülkün sahibi mülkten ister versin ister vermesin; ne eylerse güzel eylerdi. Bu kaderdi. Hayýr ve þerdi. Hayýr, da þer de Mevla’dandý. Böylece bu sözlerle iman akdinin altyapýsý ve akli zemini oluþturulmuþtu. Bu zemin üzerine de bu tür "Eylerse Mevla eyler/ Mevla ne eylerse güzel eyler" gibi söylediðiniz sözler bu tür inanmýþlýk alaný içinde yað gibi akar. Bu sözler boyun eðiciliðe, teslimiyete dirençsiz olmaya yað etkisi yapacaktý. Monarþinin dili tekilerk dili. Oligarþinin dili mülk sahipleri ortaklaþmasýnýn irade ve paylaþým yapma paylaþtýrma gücüydü. Monarþi ve oligarþinin dili olan sentez, þimdiki tüm dinlerin inþa diliydi. Dinler bu inþa dili içinde ve inþa dili çevresindeki zamana ve zemine baðlý bir evrim sel, düþün sel, eylem seli oluþla kendi eylemini sürükleyen ideolojinin (öðretinin) fikri hareketi olan öznel dildi. Ýlk totem yapýlar ilk sosyal sözleþmelerdi. Bu nedenle ve bu aþamada sosyal sözleþme sözlü olmaktan çok vücut ve yönelimli bir eylem birliði dilidir. Sosyal sözleþme saðlatan sosyal alanýn çekimiydi. Çekim alaný içinde söz ve eylem birliðini totemdi mana düþüncesi olukla belirten, kodlayan eylem ve saðlamalarýn alan içi kendi tekrarlarýydý. Toplumsal sözleþmeler üreten iliþkilerden sonra, üreten iliþkilerin totem grup alaný dýþýnda giriþen söz eylem ve takasla ürün anlaþmalarýydý. Toplumsal sözleþmelerinin kökeninde totem meslekleri vardýr. Toplumsal sözleþmelerin temelinde totem meslekleri giriþmesi vardýr. Ama ne sosyal sözleþmeler içinde ne toplumsal sözleþmeler içinde; din ve din benzeri efektler hiç yoktur. Üreten ittifak olmaktan çok teslimiyetçi bir üretim biçim olukla tekerkillik (monarþiler); biat, taat, itaat ve ibadet ahdi olan izole yapýlardý. Tekerkillik içindeki bu kümülatiflerle birlikte oluþan iman ahdi kavilleri, önce din benzeri El iman ahitle monarþin bir inanç ve iman ikrarlarýný oluþtular. Sonra da üreten yapý içinde köleci mülk iliþkilerini güden genel çizgiler dâhilindeki oligarþin yapýlarla kýrpma ve düzenlemelerle dinler vardý. Dinler bu mülkiyetçi köleci genel çizgiyi gözetme benzerliði içinde güncele iliþkin akýþa yol verecek yerel veya lokal oligarþinle yerel ya da lokal feodaliteyle birlikte tamamen dinler, vardýr. Dinler, acýkmanýn biyolojik olmasý gibi bir gereksinmeyle hayatla ve dolaysýyla insanla her zaman her yerde var olan genel bir belirme hiç deðildirler. Dinler böylesi bir genellik ihtiyacýndan kaynaklanmakla dünyanýn her yerinde her insanla birlikte görülür olan genel ýralý bir tutum deðildir. Dinler hiç bir zaman genel baðlamla genel karakterli deðildirler ve þimdilik yeryüzü dini de deðildirler ve zulümle, zorbalýkla olmadýkça bu halleriyle yeryüzü dini olmalarý da olasý deðildir. Ýnsanýn biyolojisinden gelen bir duyuþ vardýr. Bu duyuþ din deðildir. Kiþilerin kaygýlardan arýnmasýyla kiþi yönelimlerini güden kiþi yönelimlerini aydýnlatýp anlam veren duyuþ grotesk iliktir. Grotesk ilik hiç bir zaman din deðildir. Dýþ dünya baský ve basýncýnýn kiþi öznesi üzerinde anlamlandýrma olan duygulardýr. Artýk kiþi bu duygularýyla koþullu refleksin tavrý oluyordu. Dinler sosyal sözleþmelerden ön toplumsal sözleþmelerden çok sonra vardýr. Kolektif gücü özelleþtiren mülk iliþkisi içindeki; mülk sahibinin paylaþtýrmasýna göre olan sosyo toplumsal baskýyý yerel alan içinde kiþiye yöneltmenin baský basýnç duyuþudurlar. Yani din, dýþ dünyanýn baský ve basýncýndan çok sonra üreten iliþkileri köleci tarzla paylaþtýran yapý içinde gelip; kiþideki groteski duygularla birlikte kiþi duyumlu salýnýmý büyüten sosyo toplumsal bir yatýþtýrýcý olmakla yatýþtýrýcý; teslimiyetçi; öðütçü; ödevli þartlý öðrenmedir. El ihale unsuru bir mana fikridir. El kolektif zenginliði "mülk benim. Ben mülkümü dilediðime verdim. Ben mülkümü pay ederken siz þahit miydiniz? Diyerek kolektif mülkiyeti seçkin kiþilere ihale emenin meþruiyet mantýðýydý. El köleci yapýdan günümüze kadar, günümüz de dâhil; kamunun kaynaklarýný kolektifin kaynaklarýný ihale eden, tanrýlaþan güçtü. El mülk sahipliðinin ve mülk sahibi yönetme gücünün üretilen içinde aslan payýný almasýydý. Bir zamanlar yeryüzünde otuz beþ bin tane El tarzý mutlak monarþini mülk sahipliði temsilcisi olan küçük egemenlikler vardý. Ve bunlar tarih kitaplarýna yanlýþ bir algýlatmayla, geçmiþ süreci unutturan söylemle birçok tanrý, çok tanrýlýk düþünce söylemiyle geçmiþtir. Bu otuz beþ bin köleci ve monarþi temsilcisi tanrý efendiler sentezi ile oligarþinin temsilcisi olan tevhidin tanrýlarý ortaya çýkmýþtý. Amon-Ra, Yehova, Ahura Mazda vs. bu tanrýlardan sadece bir kaçýydý. Tarih bilinci genel bir akýþtýr. Dinler genel akýþlý sürekliliðin içinde mahallî tutumlu geçmiþten intikal eden söylemle mevcut durumda beliren sorunsallara göre olan çýkarýmlardý. Yine günümüze gelen süreçte otuz beþ bin tane tanrý efendilerin oligarþin sentezinden geriye Yahudilik, Hristiyanlýk, Budizm, Þintoizm, Konfüçyüs gibi büyük sentez dinleriyle bunlar dýþýnda belki de ancak bin kadar din kalmýþtýr. Otuz beþ bin efendi tanrýnýn sentezinden geriye kalan 4300 kadar dinin çoðu 50 yüz kiþilik grup, topluluk dini boyutunda olmakla çoðu bahse bile konu olmazlar. Monarþin inþaca duruma göre söylenen sözlerden biri daha örnek olarak söylenecek olursa þu tür bir söz monarþin yapý içinde söylenen bir lafýz olmakla söylenebilir. "O her þeyi hakkýyla bilendir". O her þeyi hakkýyla bilirse, söylediði her söz de haktýr ( doðrudur) yönetendir. Yine bu baðlamla "siz bilmezsiniz o bilir" der. Doðru da. Çünkü siz kolektif olaný biliyorsunuz. Ama "mülkün sahibi o" gibi tekile göre olaný bilmezsiniz O zaten kolektife karþý, kolektif olmayanlarý sayýp dökmekle; özel sahipli mülk egemenliðini (monarþi olaný) söylemekle; monarþiye ait olan gücün her þeyini biliyordu. Kim? "O". "O kim?" Mülk sahibi. Bir gerçek daha vardý. Her þeyi hakkýyla bilen, kolektif ligi bilmiyordu. Kolektif ligi görmezden geliyor, kolektif ligi giderek unutuyordu. Unutulan kolektif gerçeklik, her þeyi bilen tarafýndan söylemce "merhamet, lütuf, acýma olarak; rahman ve rahim olanýn" harcama ve tasarrufu olan gizlemelerle hatýrlanacaktý. Ýlk köleci monarþin inþa içinde "o" olan, kendisinin kolektifleri (ortaklar veya ortaklarý yok diyordu). Bilmezlik burada baþlýyordu.
158 
 Ýslam Bilim Müzesi  (Oðuz Düzgün)

Ýslam Bilim ve Teknoloji Müzesi ecdadýmýzýn Ýslam çiçeðinden özümseyip ürettiði ballarýn sergilendiði bir kovan gibi. Eserlerden anlýyoruz ki onlar, vazifelerini çok iyi yapmýþlar.
159 
 El Felsefesi ve Tarihsel Yaratýlýþ 9  (Bayram Kaya)

Kolektif bir alandaki üreten iliþki eðer buðday yetiþtiriciliðiyse, bu durumda kendilikten þimik geliþme ve karþýlýðý olan bir konum eylem olarak þöyle sonuçlarý ortaya koyacaktý. 1-Buðday yetiþtiriciliði bitiþik zamanlý süreçti. Bitiþik zaman içinde önce tarla ekime hazýrlayacaktý. Tarlanýn ekime hazýrlanmasý iþi bir ayrýþmayý ortaya koyacaktý. 2- Sonra bu bitiþik zaman içinde tohumu ekecek bir ayrýþma ortaya konacaktý. 3-En sonunda da hasýlatýn biçilecek olduðu ayrýþmayý ortaya konacaktý.
160 
 Ýttifaklar Birer Referans Noktasýydýlar 18/3  (Bayram Kaya)

Köleci paylaþým hareketi zorunlu olarak kolektif üretim hareketi üzerine kuruluydu. Üretim hareketi yoksa ne köle vardý, ne köleci vardý. Ne enflasyon var ne faiz vardý. Bunlar üretim nedeni deðil aksine üretimi hortumlamanýn aparatlarýdýrlar.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Ölçü 4
Bayram Kaya
Bilimsel > Felsefe
Ölçü 3
Bayram Kaya
Bilimsel > Felsefe
Ölçü 2
Bayram Kaya
Bilimsel > Felsefe
Ölçü 1
Bayram Kaya
Bilimsel > Felsefe
Hemcinsler A
Bayram Kaya
Bilimsel > Felsefe

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.