• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
461
|
|
|
|
Bu eylem alanı içinde ilk kavga; İlk kez ilah kardeşler arasındaki kavgaydı. Yeni açılan bu tür eylem, söylem ve düşünce alanı içindeki çatışmalar kolektife karşı kolektifin malını paylaşma yüzünden çıkan mal kavgasıydılar.
El alanlı sahada Ha El, Ha İlah deme düşüncesinin gerisinde “eğer mülk sahibi El ise, El, ilah gibi olamaz. El mülkünü dilediği gibi tasarruf eder denecekti. El dilediğine kendi mülkünden bol bol verir. Kimine az verir. Kimine de kısar. El ‘in hudutlarına; El 'in iradesine mi karışıyorsunuz” denecekti. |
|
462
|
|
|
|
İradeli yaşamak veya iradeyi kullanmak eğitimli, bilgili, kültürlü ve korkusuz olmakla mümkündür. Bunun dışında kişilerin iradeleri zincirle başkalarının yedeğine bağlanmış demektir. |
|
463
|
|
|
|
Bugünün demokrasisi içindeki politikacılar verdikleri vaat ile seçilip, iktidara gelirler. İnsanın kaptırdığı tarihsel zorunlulukları, demokrasi içinde vaade dönüşmüştü. Dini anlayışlar içinde de zekâta, fitreye, sadakaya, yardıma, himmete, lütfa vs. dönüşmüştü. Vaatler genelde yoksulaydı. Siz zengine maaş ek gösterge sayısını 3600 çıkaracağım diye vaatte bulunamazdınız değil mi?
|
|
464
|
|
|
|
Kadın programlarını küçümseyenlerin kendine çeki düzen vermesini sağlayacak bir eser!
-Alec Sandır Newyork Post- |
|
465
|
|
|
|
Sistem çevrimlidir. Çevrim geri dönüşlü olmakla sorusu cevabı olan bir kontrolle, referans durumdur. Çevrimi olgu olay olam gibi üç durumla yalınlaştıralım. Çevrim döngüseldir. |
|
466
|
|
|
|
Umut, filizlerini vererek kırmızı bir güle yaşam sunmuştu. Ve bir faniye de mefkure... Lakin maksuda varmak çok sancılı olacaktı. Şimdiden doğum sancıları Aklı büyütür olmuştu ki; hakikatte vesvese olmayıp da vücut bulma ihtimali göz önüne alındığında, zindanda kendine rastlaması nasıl bir karmaşaya netice verir kestirilir şey değildi. Mahzenin derinliklerinde, dairelerin içinde gizlenmesi; tevekkülle dönerek arşı endam etmesi; Akılda varlık bulup, doğum sancılarının da Aklı beslemesi hep kısır döngüler yaratıyordu çevresinde. Acaba tüm kısır döngüleri ve zincirleri kırıp atabilecek miydi? Sustu. Çünkü sualler, tereddütler, sonuç alma kaygıları artık bu beyinden çok uzaktı. Göçebeler yalnızca yürürdü. |
|
467
|
|
|
|
Sosyal alan 50 üssü 1 + 1 depo enerji sağlamasını yaptıktan sonrası boşluk enerji düzenine geçer. Yaklaşık olarak sosyal alan boşluk enerji düzeni, her yönde aynı tek düzedir (izotropiktir). Bu aşamada |
|
468
|
|
|
|
Eski ahde göre tekil egemenliğe göre olan söylem ve zikirden doğan çelişme, biz demenin zikri içinde çoklukta tekil olan yeni bir tevhit dilini doğuruyordu. Bu dil "biz" diyen oligarşinin gücüydü.
|
|
469
|
|
|
|
Düşüncedeki çok köklülük totemiler arası karşıt düşüncelerle olan sentezlerin ortaya konması ile ancak farkına varılmıştı. Her bir totemdi yapının kendi alan dağılımı içinde, kendi kendisine fren etkili bir karşıtlığı olsa da, her bir totemdi yapı kendi içinde tek salınımlı düşünceydi.
Bu nedenle totemi bir alan içi, tam anlamıyla felsefe değildi. O aşamasıyla girişmeyen, temas etmeyen totemdi mana düşüncesi, çok köklülüğü ele vermiyordu.
Oysa ön ittifakların içi, her biri farklı yol yöntem ürünü olucu birçok totem mesleklerinden oluşmaya başlamıştı. Bu nedenle ön ittifakların, her biri bir farklı düşünce ve duyguların belirmesi oldular. Bu farklılıklar totem temsilcilik olmakla, totem temsilciliklerin bir arada kavranışı ilahlardı. Ön ittifaklı yapıların içi her biri ayrı bir totemi mana anlayışı içinde olmakla çoklu (pluraldi-politeisti-ilahtı) yapıydılar.
Politeisti bir çoğul yapı içindeki girişmeler; her bir grubun, grup aitliği olan totemdi dediğimiz girişicilerden oluşan ağ örgüsüydüler. Ön ittifaklar, çok köklü girişmeler yapması nedeniyle çoklu girişenle yapıydılar. Çok yapılı temsilciliğin mana inşa karşılığı ilahtı yapı olmalarıydı. Ön ittifakın içinde yasa koyucu olanlar; ilahlar koalisyonuydu. İlahi düzen denen vurgular içindeki ön ittifaklar, çok köklü düşüncenin (felsefenin), ana girişme kaynağı oldular.
Kısaca totemdi düşünce; herhangi bir totem grubun, kendi kendisini yalıtılması içinde olması ile totem gruplar; tek köklü ve tek yönlü düşüncenin disiplin kaynağıydılar.
Totem gruplar arasındaki girişmeleriyle, totem gruplar, kendi üzerlerine kendi etkileri olan salt izole yaşamlı düşünce olmaktan çıkmıştılar. Bu ön ittifaklı girişmenin başarısıydı. Böylece yeni olan inşa; totem düşüncelerin ön ittifak içinde hep bir arada, hep birlikte girişme içinde kavranmalarıydı.
İlahtı düşünce; totemdi gruplar arası düşüncelerin bir arada, çok köklü, politeisti düşünceler olduklarını bize belirtir. Politeist mesajıyla, ilah; zorunluluğun senteziyle politeistiydi. İlahlar; bileşen sosyo toplumsa yapılardaki sentezin ortak kararlarını almada, iradesi olan yöneticiler olmadaki tarihi bildirişmeyi yapmanın da kod adıdırlar.
02.03.2016
|
|
470
|
|
|
|
Her şey enerjinin sıcak-soğuk; az-çok; masif-seyreltik gibi kendi niceli durumları içinde değişir. Dönüşür. Her şey geride, kemdi tarihin içinde neşettir. Ama şeyler de geriye indirgenmezler. Geriyle aynı olmazlar. Şeyler yepyeni olgu ve olaylar çelişkisi yansıma girişme olmakla; yeni yeni eylem alanı açan, bir düzlem alanın biçimlenişidirler. |
|
471
|
|
|
|
Dinler bir kez köleci yapının temeline mülkün sahibini ve mülk sahibinin takdirini koyduktan sonra, siz ne yaparsanız yapın; mülk sahibinin sözünü ve takdirini değiştirilemezdiniz! Bu değiştirilmez ilik içinde özgürlük gibi bir kavramın esamisi okunmamakla siz öğretilmiş bir çaresizliğine teslim oluyordunuz. |
|
472
|
|
|
|
Can kan geçişmesi kavramı, totem dönem içinde ve totem dönem öncesindeki animizdi anlama içinde var olup süre gelen groteski algıydı. Can gezmesi veya can geçişmesi olarak bilinen bu algıyla her şeyin canlı olduğu kabul edilir. Ölmekle sadece bir kalıp değiştirdiğini veya ölmekle kişinin görünüş ya da don değiştirdiği inanış tutumu canlıcılık ya da animist bir geçmişin geri bağlanım anısıyydı. |
|
473
|
|
|
|
Bir insan; insanlık ailesi mirası olan bu günkü teknik ve teknolojik süreçlerin sahipliğini ele geçirip her şeyini sağlasa dahi; bu kez de sürecin sürekliliğinin sağlatılması bağlamında süreç yine kolektif olmak zorundadır. Süreci ne kadar özel kılarsanız kılın; parça o kadar aslına çekmekle kolektif belirir.
|
|
474
|
|
|
|
Öncelikle şunu belirteyim. Bu ittifaklar ganimetti bir savaş sonrası galiplerin mağluplara dikte ettirdiği anlaşmalar değildi. Ya da yenişemeyen iki ganimetti yapıların ittifakı değildi. |
|
475
|
|
|
|
Yaşanılaşma da, inanç mı, bilgi mi önceydi? Kuşkusuz ki arkaik bilgi, kategorize olmayan bilgiydi. Kişi sosyal yapılarla birlikte iki bilginin içinde doğuyordu. İki bilgide insandan öncedir.
Birinci bilginin kaynağı insandan önce oluşla arkaik olan, bio genetik devralınan, duygular kaynaklıydı. Duygular da, asıl olan şey; bencilliğimizi tarif etmesiydi. Bilginin iikinci kaynağı bencilliğimize sosyal ilişkilerlen dışta tevhidçi (birleştiricisi) oluyordu.
Başka benlerle bizim bencilliğimizi yine bencillik adına, birlik özellikli kılan şey; sosyal yapı kaynaklı duygudaşlıklardan, totemi aktarımlı olan ve giderek inancı düzenlemeye dönüşen atalar deneyimli sosyo nesnel özneli, sosyal genetik aktarımlı bilgidirler.
İkinci tür bilgi inanç ve imani tutum gibi olsa da, erken dönem içinde bugünkü gibi bir inanç olmayıp; güvenilir pekin bir yol haritası olmanın, inancıydı. İçinde ne tanrı fikri vardı ne tanrı söylemi vardır. Ne de söylemlerin doğa dışı bir kaynaktan geliyor olma, anlaması vardır.
|
|
476
|
|
|
|
7
Bu nedenle günlük zorunlu durumlarla olan beslenme, barınma, korunma, koruyuculuk yavru bakımı, güvenlik, garanti ve zorunlu olan durumların sağlanmasında sürdürülebilirlik için kolektif bir sosyal yapının inşa nüfusu olan sosyal rezonans frekansını, 50 kişi olarak değerlendirdim. |
|
477
|
|
|
|
“Kütle çekimi (yer çekimi) diye bir yasa olduğu için, evren kendini yoktan yaratabilir ve yaratmıştır da. Evrenin ve bizim var olma nedenimiz ‘kendi kendini oluşturmaktır’. Nasıl ki Darwinizm biyolojideki yaratıcı gereksinimini sona erdirdiyse, yeni fizik kuramları da evrenin oluşumu konusunda yaratıcının işlevini gereksiz kılmıştır” |
|
478
|
|
|
|
Kişi nasıl olsa baba bizi giydirir, diye üreten sürece ve kolektif miras bıraktığı sürece son verirse; hapı yutar. Depo enerji yokluğundan üreten sistem dağılır ve çöker. Nüfus azalır. Süreç olası olabildiği kadar başlangıç koşullarına döner.
|
|
479
|
|
|
|
İnsan olarak bana ait olan düşünme gücümün kırıntıları. Felsefi açılımlarım ve yalnız başlıklar. Düşünerek okununca anlaşılacak konular. |
|
480
|
|
|
|
Hem çevreye uymakla yükümlüsünüz hem çevreye karşıtsınız. Hem çevredensiniz hem ben bilincine sahipsiniz. Bu karşıtlık içinde ortaya konan bağlam öz bilinci olmakla, ben bilincidir.
|
|