• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
421
|
|
|
|
Tarih ve Antropolojik araştırmalar ışığında, insanın ilk ataları sayılan Primat ve Neandertallerin gelişim ve yaşamları, M.Ö.12 milyon yıllarında Homo Hubilas’ın el ve ayakları üzerine yürüdüğü dönemle başlamıştır. |
|
422
|
|
|
|
Yamyamlar en az iş ve en az enerji harcamasını yapacak bir yorulma ilkesi gereği ve çatışmalar içinde kendisinin de ölme riskini bertaraf etme adına yiyeceğe yönelip; diğerlerinin canına dokunmayacaktı. Yamyamların kolaylıkla sağladıkları hazır sunu yiyecekleri varken; kendisinin de taarruza uğrayacağı nedenle ne gruba ne ölülerine dokunmuyordu. Yani dağı aşmaya gayret etmiyor, dağı eteğinden dolanıyordu. |
|
423
|
|
|
|
Köleci sistem, ön ittifakı düşünce olan ortaklıktan kendisini tecrit etmişti. Bu tecrit işi köleci dönemi tek ayak üzerine inşa etme işi gibi yansıtmakla bu tecrit köleci süreci tek kutuplu ve despot yapmıştı. |
|
424
|
|
|
|
Kardeşlik söylemi kişinin totem kardeşlerden doğması anlayışıdır. Zaten izole yapıda başka türlüsü de olamaz. Köleci dönemim aile izolasyonu aynı mantığı aile mirası nedenle ortaya kor. Kişinin kendisini totem kardeşler anlayışındaki yansımalara göre doğrultulmasıdır.
Totem kardeşlik söylemi totem alanın ortak mirasçısıdır. Kolektif ortamın paydaşıdır. Ya da doğada kolektif sağlananların veya kolektif ortamın bilgi gibi teknik teknolojik, araç gereç gibi özne-nesnel kolektif üretilenlerin ortağıdır.
|
|
425
|
|
|
|
Zerdüşt buyurmaya devam ediyor... |
|
426
|
|
|
|
Erkeklerin takım elbise kravatlı olması ve kadınların saçını başını açıp etek ve pantolon giymesi hiçbir topum için bilimsel buluş olarak görülemez görülmemiştir de. Giyim ve kuşamın bugüne kadar kişi ya da toplumun düşüncesinde en ufak bir değişiklik yarattığını kim gösterebilir? |
|
427
|
|
|
|
Tekil durumla davranan kişilerin üzerinde beş baskı vardı. Tekil kişi kolektif alan içine gelince bu beş baskı tekil kişi üzerinde kalkmıyordu. Tekil kişi üzerindeki bitişik zamanlı beş baskı ilk kolektif alanlar içinde birbirine bağlı kalmak koşuluyla ayrışıp, birbirine göre beş tane organizasyonu oluşturacaktılar. |
|
428
|
|
|
|
Dahası köleci yabancılaşma içindeki yaklaşmaz lığın analitik düşünce-den yoksun yobazlığını sürdürmek için "cenneti anaların ayağının al-tında" sayan zorlama ve güzel söz oluğun söylemleriyle bu anlayışla-rımızı bir iyice pekişiriz. |
|
429
|
|
|
|
İttifak girişmesiyle ilk kes dile getirilen kıyamet, tufan gibi kavramların bundan öte bir anlamı yoktu. Üreten meslekler nedenle yavaş yavaş unutulmağa, terk edilmeğe yüz tutan yamyamlık ittifak seremonisi içinde tarafların ittifakıyla bir kes ve meşru olarak son kes tekrarlanıyordu.
|
|
430
|
|
|
|
Hayat bunca büyük bir genleşme iken, kendisini, çevresini ve zamanı bilen, algılayan, olup bitene refleks durumla ve öğrenilmiş tepkilerle davranış ortaya koyan mutasyonlu diyalektik bir süreç olmasına rağmen; başlanışa göre hayat hiç bir şeydir. Başlangıç her şeydir. |
|
431
|
|
|
|
Thomas Hobbes: "Boş vakit, felsefenin annesidir." |
|
432
|
|
|
|
Gruplar "emeğin değişile bilirliğini" zaten kendi grubunun kolektif ilişkileri içinde anlamıştı. Hem de canını ve ölülerini yenmekten kurtarmak için barbarlara sunduğu kurban takdime si içinde emeklerin gruplar dışında da değiştirilebilir olduğunu iyice pekiştirmişti.
Emek, grubun gördüğü her bir işte billurlaşıyordu. Ve billurlaşan emek ürünü işler birbiri arasında değişilir kardeş payı oluyordu. Emeğin veya üretilen ürünlerin, karşılık ürünlerle değiştirmesi nesnel koşuldu. Billurlaşan emeğin ürün içindeki değiştirme değerli takas işi, o grubu dışa, eğim ediyordu.
Fakat grubun yalıtım koşullu öznel sosyolojini olan totem kardeşliği; grubun dışa eğilimine zorluk (direnç) gösteriyordu.
Totem kardeşliği nedenle gruplar bir türlü bağdaşamıyordu. Öznel grup sosyolojisi ve öznel grup kültürü yani etnik oluş; üreten mantığa göre oluşmadığı nedenle dıştaki grupları dışlıyordu!
|
|
433
|
|
|
|
Bu eylem alanı içinde ilk kavga; İlk kez ilah kardeşler arasındaki kavgaydı. Yeni açılan bu tür eylem, söylem ve düşünce alanı içindeki çatışmalar kolektife karşı kolektifin malını paylaşma yüzünden çıkan mal kavgasıydılar.
El alanlı sahada Ha El, Ha İlah deme düşüncesinin gerisinde “eğer mülk sahibi El ise, El, ilah gibi olamaz. El mülkünü dilediği gibi tasarruf eder denecekti. El dilediğine kendi mülkünden bol bol verir. Kimine az verir. Kimine de kısar. El ‘in hudutlarına; El 'in iradesine mi karışıyorsunuz” denecekti. |
|
434
|
|
|
|
Sentez süreçleri kırılır. Parça parça edilen ve kırılan bağlar nedenle enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan enerji boşluk enerjisi olmakla zorunlu bir yeni bir potansiyelle yansır. Yeni bir bağıntı etkili enerjidir. Bağ enerjisi kırılmazdan önceki var olan enerjinin, yok olanıdır. Zıt olanıdır. |
|
435
|
|
|
|
İnsanlığın buluncu içinde derinden derine kendisini duyurtup, arada sırada her münasebetsiz durumda (!) su yüzüne çıkan kolektif bulunç ile köleci buluncun çatışması vardı. Kolektif bulunç köleci acıma ve merhamet buluncu içinde akışla kendisini yeryüzüne vakfeden bir insanlık buluncu olmuştu. |
|
436
|
|
|
|
Sistem çevrimlidir. Çevrim geri dönüşlü olmakla sorusu cevabı olan bir kontrolle, referans durumdur. Çevrimi olgu olay olam gibi üç durumla yalınlaştıralım. Çevrim döngüseldir. |
|
437
|
|
|
|
İradeli yaşamak veya iradeyi kullanmak eğitimli, bilgili, kültürlü ve korkusuz olmakla mümkündür. Bunun dışında kişilerin iradeleri zincirle başkalarının yedeğine bağlanmış demektir. |
|
438
|
|
|
|
Eski ahde göre tekil egemenliğe göre olan söylem ve zikirden doğan çelişme, biz demenin zikri içinde çoklukta tekil olan yeni bir tevhit dilini doğuruyordu. Bu dil "biz" diyen oligarşinin gücüydü.
|
|
439
|
|
|
|
Can kan geçişmesi kavramı, totem dönem içinde ve totem dönem öncesindeki animizdi anlama içinde var olup süre gelen groteski algıydı. Can gezmesi veya can geçişmesi olarak bilinen bu algıyla her şeyin canlı olduğu kabul edilir. Ölmekle sadece bir kalıp değiştirdiğini veya ölmekle kişinin görünüş ya da don değiştirdiği inanış tutumu canlıcılık ya da animist bir geçmişin geri bağlanım anısıyydı. |
|
440
|
|
|
|
Kadın programlarını küçümseyenlerin kendine çeki düzen vermesini sağlayacak bir eser!
-Alec Sandır Newyork Post- |
|