• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1001
|
|
|
|
Büyü sizden kuyruk çıkarıp, sizleri kurbağaya dönüştürme sanatı değildir.
Bir etkinin, etki olmayan bir mana kullanımıyla yer değiştirilmesi sonucunda sürece bir süre asıl etki koyan gibi oluşuyla o duruma tesir etmesidir. |
|
1002
|
|
|
|
Merhamet, acıma, sadaka gibi imani anlayışlar; köleci üreten ilişkindi genel bağıntıyı, dinsel öznellik anlamında oluşla köleci süreci kesikli sürekli yapışla köleci enerjiyi bu anlatışlar üzerinde akıtmanın imani yollarıdır.. |
|
1003
|
|
|
|
Suyu oluşan hidrojen ve oksijenin her birinin kendine özel yansıması ve davranış akışı vardı. Hidrojen ve oksijen olan her birinin enerji akışı ve enerji düzenlenmeli valans bandı süreçleriyle birbirine ortak özellikle bir bağıntı girişmesidirler. Su bu girişme ve bağıntının ürünü olan ortak bileşkenin hükümdür.
|
|
1004
|
|
|
|
Mustafa Kemal'i anlamak
Ne kemale bakmak
Ne anlayışı kıta yazmak |
|
1005
|
|
|
|
Kısaca: Güç, kendisini bilen, eylemli varlık olan öznede; anlam (mana) ilişkisi oluyordu |
|
1006
|
|
|
|
Özne içte zorunlu, kendisi olan bir inşa olmakla; dıştan da kendisinden ve bilincinden bağımsız olmasıyla; tarihsel, zorunlu bir manadı inşaydı. |
|
1007
|
|
1008
|
|
1009
|
|
|
|
Şimdi ahittiler oldukları El 'in söylemine göre özel malı mülkü almaları gelecekti. Bir sorun vardı. Mülkün sahibi olan El ortada yoktu. Zaten baştan beri yoktu. Ama biri onu varmış gibi konuşuyordu. Onlar da El 'i kült merkezinde kendisini saklayan içlerinden biri olan ilahlardan tasavvur ediyorlardı.
|
|
1010
|
|
|
|
Sunu: Toplum ve birey neyden ötürü varlar? Bu soruya cevap oluşturmadan bu tür sorular, sırıtık durmaz.
Bu soru bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın en güzel örneğidir. Maşallah her konuya düşünmeden bir cevabımız olmaktadır. Bu anlatımım da doğru olmayabilir. Ancak somut, nesnel, bağıntıl olan, tarihsel ve tartışılabilir bir referans bağıntılı girişme ve tarihselliktir. Toplum birey için ya da birey toplum için vardır dediğinizde başlangıç koşulları girişmeli inşadan iz olmamakla, süreç absürt olmaktadır.
Bir hava gibi, gölgesine sığınılmış bir kaya gibi kullanım olması dışında ve insan öznelliğinin diyalektik bilinci olması dışında bilgisayarın insan için olmadığını hiç anlayamayacak mıyız? Ya da illa bir yaşam dünyasına gidip bilgisayar kullanan tırtılları görünce mi, bilgisayarın insan için olmadığını anlayacağız.
Ne insan toplum içindi, ne toplum insan içindi. Toplum, özne-nesnel süreçler bağıntısıyla üreten ilişkiler hamulesidir. Araçlı ve öznel bilgi birikimli; düzenli enrji kullanır düzenle farklı kullanım değeri üretmenin değişimler ilişkisini oluşturan her düzlemdeki canlı; toplum, ilişkisi içindedir.
Bir toplum ilişkisi illa insan uygarlık düzlemi gibi olması beklenmemelidir. Evrensel ölçekte insan toplumu standartlık değildir. İnsan toplumu toplumsal yollardan sadece bir tanesidir. Buradaki birey ego karakterli biyolojik birey değildir. Üreten, nitelikli emek ortaya koyan; toplumda bir değiştirme değeri üreten insandır.
……
|
|
1011
|
|
|
|
Yoksunluğa karşı (mahrumiyet iliğe karşı), yokluğun (fukaralığın) varlığa (zengine) karşı olan eğimini sömürerek kullanıyordu. Fakire vermiyordu ama zengine mirasçı (muhtaç köle) yapıyordu! “Fakirler zenginin mirasçısıdırlar”. Veya “fakirin zengin üzerinde bir hakkı (rızkı) var” diyerek yoksunu kişisi sahipliği olan iradenin tahakkümü altına veriyordu.
|
|
1012
|
|
|
|
Kişi hep öyle olurlunu, saltığı veren duygusuyla anlar. Sosyo toplumlar saltı kendi olurlunla; kendisinin kendisine etkimesi olan saltıyla anlar. Salt oluş kararlı oluşa en yakın geçiş süreci olmakla mantıksal bir kullanımdır. Mantıksal kısa yoldur.
|
|
1013
|
|
|
|
El kendisinden önce meşruiyet olan kamu ortaklığını kişi sahipliğine dönüşebilmenin anlam ve anlatımı olan irade oluşla ortaya kondu. İlahi ve ittifakı olan bir yaşam biçiminden; zıttı olan yaşam biçimine geçişin meşruiyet aracı olukla ortaya kondu. Ola gelen içinde, yeri olmayanın yeri oluşmakla oluşan yere; nesnel olmayan sübjektif menfaatle, alan açma anlayışının ifadesidir.
|
|
1014
|
|
|
|
Taş düzenli enerji kristali imajlı alt yapı yansımasının molekül transferi de kendisinden sorasıyla vardı ama kendisinden sonrasından haberi yoktu
Bu hal transferleri ile en alt yapı bir üst yapıya dönüşüyordu. Bir üst yapı kendisinden sonraki üst yapıya göre alt yapı olmakla giderek kolektif süreçleri ortaya koyacaktı. |
|
1015
|
|
|
|
Abram ya da Avram adı (olası ki Aramdı-Aramiydi); Abraham ya da Avraham olmakla kolektif inşadan kopup biçimlenen yeni ve inanıcı, imanı olan monarşin yapı inşası olan El'e dek statüyle söylenip anlam edildi.
|
|
1016
|
|
|
|
Düşünce, eylem, bilgi, üretim şimdiki gibi kolektif bilgi, kolektif düşünce, kolektif üretim olmadıkça uygarlık, şimdiki süreç düzeyi olanakla değildi. Günümüzdeki sosyo toplumun ve uygarlığın mevcudiyetinde hep kolektif birim zamanlı inşa vardır. Kişi düşünmesi bile kolektif bazlıdır. |
|
1017
|
|
|
|
El mantığı her seferinde size kaybettiren süreçlerle olması üzerinde, günümüze gelmişti. Bencillik üzerindeki hoşlanışı dümenlerle ortak mirasa sahip çıkmış; mülk hakkı diye size çalışmalarınızı ve emek gücünüzü kaybettirmişti. Günümüzde de aynen sürmektedir. Müteşebbis hakkı, yatırımcı hakkı. Girişimci ve ticaret kâr payı. Hizmet kâr payı. Aracı komisyonu. Amortisman gibi kata küllilerle sürer.
|
|
1018
|
|
1019
|
|
|
|
Büyü kavramlı ifade, büyü yapmaktan mı ortaya konmuştu; yoksa büyüsellik çevrenin insanımıza bir algılatması mıydı?
Devinimin ve mucizenin, büyünün kaynağı nedir? neden canlı çeşitliliği vardır? Parada da, bir çok yansımanın efendiliği mi var? |
|
1020
|
|
|
|
El yasası ve dinler ile birlikte bir anlayış doğmuştu. Bu anlayış köleci sistemdi. Köleci sistem illüzyonlu olan çevriminin ekseniydi. Bu mana anlayışına göre kimi kişiler ana karnına düşmeden önce El tarafından verilen rızklara sahiptiler.
|
|