• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1241
|
|
|
|
İrade ile korkunun kara delikleri arasındaki ince sınırın aşılıp aşılmadığı ise çoğu zaman acı deneyimlerden sonra ortaya çıkar. Ancak, alınan dersler şimdiye kadar bu tip oluşumları engeleyememiştir. Zira, korkunun kara delikleri kronikleşmiştir. |
|
1242
|
|
|
|
İçleri geçmiş onların. Ruh kavramını unutmuşlar. Hayatın hiç bir anından zevk alamayan ölümün onu almasını bekleyen zavallılar! |
|
1243
|
|
|
|
Bu dünyadaki, yaşam süremize son noktayı ölüm koyar. Kısa veya uzun bir süre sonunda, er geç her canlı o nokta’yı kullanmak zorunda kalacaktır, istese de istemese de. Bu noktanın ne zaman, nerede, nasıl konacağı bizim seçimimize bağlı değildir. Madem bu son nokta bizim parmaklarımızdaki kalemin ucunda değil, bizim yapacağımız yaşamımızdaki hoş noktaların sayısını çoğaltmak olmalıdır. |
|
1244
|
|
1245
|
|
|
|
Bazı 'son'lar hüzünlüdür. Tıpkı onunki gibi...
Duyduğumdan beri bir konu kurcalıyor aklımı, düşünüyorum... |
|
1246
|
|
|
|
şimdi kapatsam gözlerimi... |
|
1247
|
|
|
|
Hepimiz bir ucundan tutmaya çalışıp peşinde koşturuyoruz hayatın...Ama hayat bizi kovalıyor aslında, bizim elimize kocaman bir kayıp zaman kalıyor galiba... |
|
1248
|
|
|
|
Artık yorgunum...Ama aşktan meşkten değil, insanların sosyal saçmalıklarından yoruldum. Issız adada yaşasam diyordum, Tom Hanks'in filmini izleyince bu fikirden de kovuldum. |
|
1249
|
|
|
|
Giden bir şeyler katar hep aslında.Gittiği yere değil,bıraktığı yere izler katar. |
|
1250
|
|
|
|
Kepenklerim henüz aralık, kapanma saatime fazla vakit yok, burnumdan kıl aldırmıyorum, hırslarım yenilgimin verdiği sarhoşlukla zafer çığlıkları atıyor, ben; kendimi bilmez haldeyim |
|
1251
|
|
|
|
Ahmet Haşim'in deyişiyle:
"Melali anlamayan nesle aşina değiliz"... |
|
1252
|
|
|
|
varolmanın özeti kendimce |
|
1253
|
|
|
|
Zaman geçtikçe giden ,kaybolan ,unutan ,unutmayan aramayan insanlar grubundaydım bende verilen sözler bitmiş,cümleler gökyüzünde asılı bizim bir gün onları bulmamızı bekliyordu …
Bir kız biliyordu adımlarımın ayrı çığlıklarla atıldığını bir kız sadece bir kız …
|
|
1254
|
|
|
|
Ne yer adı aklımda, ne de yılı… Kuşların cinsini bile unutmuşum ama olayı gayet net anımsıyorum!
X ormanlığında Y kuşlarının fazla üremesini gözlemleyen bir bilim adamı, bir süre sonra kuşların ormana zarar vereceğini düşünerek, üremelerini kontrol altına almaya başlar, şöyle ki beş yumurta varsa yuvada, üçü alınıp, ikisi yuvada bırakılır.
Y kuşlarının üremeleri kontrol altına alınmıştır ancak beş yıl gibi bir süre içinde ormandaki ağaçlar kurumaya başlamıştır…
Nedeni ise araştırıldığında görülmüş ki kurtçuklar ağaçları sarmıştır…
Kurtçuklar neden bu kadar çoğalmış da, ağaçları kurutmaya kadar işi vardırmıştır diye araştırırken de, Y kuşlarının besin kaynağının o kurtçuklar olduğu anlaşılmıştır!...
|
|
1255
|
|
|
|
Bu ülkede yaşayanlar, ülkelerinde yaşamaktan o kadar mutlu imişler ki kesinlikle başka ülkelere gitmek, orada yaşamak gibi bir düşünceleri yokmuş. Hatta başka ülkeler, kendilerinden vizeyi bırakın, pasaport dahi istemedikleri halde başka ülkelere gitmeyi akıllarından bile geçirmezlermiş |
|
1256
|
|
|
|
Paul Auster’in eşliğinde geldi kar. Kehanet Gecesi’ni okurken bastırdı. " Böyle bir olayın açıklaması olmaz, neden şuna değil de buna âşık olduğumuzu açıklayacak nesnel bir gerekçe yoktur.”Ama varmış işte bay Auster. Hem de tam tahmin et |
|
1257
|
|
|
|
yazdım işte. öyle elimden çıktı. isterseniz okuyun:) |
|
1258
|
|
|
|
Kendine sormalısın ne istediğini şimdi. belirsiz hayaller değil, canlı rüyalar olmalı öne sürdüğün.. Kalbin olacakları hissetmeli.. Dünyan sesinle irkilmeli.. Beni anlayacaksan eğer, kalbin aşmalı gelgitleri..
Bilmiyorsun! Yazmak, ruhun hikayelere anlam katması, savrulan anlamların kendini bulması.. Arıyorsan sevdiğin şeyleri karşındaki sahnede, neyin ne olduğu önemli değil, gideceğim. |
|
1259
|
|
1260
|
|
|
|
Gözlerimizi açtığımızda aydınlığı göreceğimizi bile bile... |
|