• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
641
|
|
|
|
Günlerden salı... Takvimler yırtılırcasına, günler geçmekte. Her günümde olduğu gibi bugünümde de kelebekleri salıvermekteyim kavanozlardan. Çünkü ben en çok gökyüzüne açım. Karnımı bulutlarla, gün ışıklarıyla doldurmak istemekteyim. Bugün salı... |
|
642
|
|
|
|
Sen yoksan hayatın da olmaması ‘hayat’ın bir anlamı olmadığı anlamına gelmez…
Hayat, sürekli gelip geçer…
Hayat, ekmeğine sürdüğün umuttur…
Hayat, zamandır…
Güzel kelimedir ‘HAYAT’…
|
|
643
|
|
|
|
Aklımdan geçen birkaç şey. |
|
644
|
|
|
|
“Yaralarımı sarıp sarmalayan, Biri var Peki İpek dokunuşlu bundan senin haberin var mı?”
Ve en güzeli ne biliyor musun.? bana prenses diye seslenen Biri var
|
|
645
|
|
|
|
Bu mesele ta insan anlığındaki idelerin oluşumuna kadar gider ve Locke’nin ‘İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’ adlı kitabını okumayı gerektirir ki herkesin harcı değildir bu iş. Bu kitapta o kadar çok ‘ters kelime’ vardır ki kitabı bitirmek ancak Kafka’nın ‘Bunaltı’ adlı eserini okumakla mümkündür. |
|
646
|
|
|
|
Neden sana ezberleyeceğin bir tanım ya da zorlanmadan elde edeceğin bir bilgiyi vereyim ki? Çözmen gerekeni kendin gör!.. |
|
647
|
|
648
|
|
|
|
Yıldızlar ne kadar da uzaksınız benden. Tıpkı yıldız yıldız parlayan gözler gibi. Şimdi ben ne yapayım göğe baksam görmez kimse gözyaşlarımı. Güneş yine doğar, ay yine ışıldar, yıldızlarsa göz kırpar. Yere baksam toprak çiçeklerle dolar, ağaçlar yeşerir, çimenler boylanır. Yerle gök arasında yerim nedir benim. Her şey benden bihaber, her şey yeniden yeşermeye ve boylanmaya aday. |
|
649
|
|
|
|
Neyse sözü fazla uzatmayayım.
Her gönül çiçeğinin yeni yılını kutlar, sağlıklı ve huzur dolu bir yaşam dilerim,sıhhatle...
|
|
650
|
|
|
|
Bunca zaman neden yüz çevirdik, bunca zaman neden göz yumduk bildiğimiz gerçekleri yok sayarcasına,
İnanıyormusunuz sahiden karşınıza bir kurtarıcı çıkacağına, yada belkide hiç bir şekilde inanmıyorsunuzdur başınıza gelecek o kaçınılmaz sona... |
|
651
|
|
|
|
Birisi uyanır gecenin şu saatinde anlatamayız. ” Ne yapıyorsun?” “ Köpekler nasıl tek sıra iz bırakıyor anlamaya çalışıyorum” sabahın bilmem kaçında! |
|
652
|
|
|
|
“Biziz anası kötülüklerin,biziz yaratıcısı çirkinliklerin.Karşıyız her iyiye,taraftarız her kötüye;sevemeyiz kimseyi,kirletiriz her yeri.Yoktur hakkımız yaşamaya;ama yine de sığınırız güçlü gölgelere.”
|
|
653
|
|
|
|
Titrek ellerine dokunamadığım, yaşlandıklarına şahit olamadığım ve hatta kendilerinin bile göremediği çocuklarını sevemediğim yürekler, bilmezler mi nasıl da özlendiklerini? Bu şuursuz eylemin adıysa intihar, günahları affedilsin diye yalvaran... |
|
654
|
|
|
|
Gökkuşağı misali renkli olmak en güzeli. Umudu olanlara mavi tonlar vermeli, hayalleri olana pembeden dağıtmalı, samimiyetin olduğu yerde kırmızı olmalı, masumane duygulara beyazlar giydirmeli. Ama illa ki umut kaynağı olmalı, neşe dağıtmalı. |
|
655
|
|
|
|
09.04.2003 Çarşamba Radyo 7 de Erkan Koç yönetiminde Şoray Uzun tarafından seslendirildi |
|
656
|
|
|
|
yıllardır çölde yaşayan bir meczup anılarından kaçan ve çöle sığınan briyle karşılaşırsa neler söylerdi? not: bunu okurken eğer elinizde varsa peter gabriel'in the feeling begins adlı ezgisinin size eşlik etmesine izin verin. yazının tadının değiştiğini görecesiniz. elinizde yoksa bir yolunu bulup size ulaştırmayı deneyeceğim. ama önce elinizde olmadığını bilmem gerkeiyor değil mi? |
|
657
|
|
|
|
henüz doğmadın ama pudra tadındaki ayaklarını özledim... |
|
658
|
|
|
|
Kuzey’de griye mecbur insanlar… |
|
659
|
|
|
|
denizin dalgaları suyun kumsala çarpmasıdır diyenlerin yanıdlığına eminim. duyana neler söyler neler. bir gün kulağpımı açtım ve deniz bana işte bunları söyledi |
|
660
|
|
|
|
“ Dur “ dedim nefsime “ dur “ bağışla beni hayat, yüreğim, gözlerim, ellerim beni bağışla, tüm iyi insanlar, börtü böcek, kuşlar ağaçlar ... Allah’ ım bağışla ... |
|