• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1441
|
|
|
|
Küçük sevinçleri "talihsiz serüvenlerde" kaybetmemeli... |
|
1442
|
|
|
|
Bir Nihevent aşkı yaşamanın farkındalığına gecikmişlik |
|
1443
|
|
|
|
- Gitmiştin ! ve nasıl şuursuzdum... |
|
1444
|
|
|
|
İyi insan, guzel Dost Bora’ya |
|
1445
|
|
|
|
İma ettiğimiz konu, karşımızdaki kişi tarafından her türlü yönden algılanabilir. Bizim söylemek istediğimizin dozu, karşı taraf için ucu açıktır.İma edilen konu her seviyede değerlendirebilir . Dolayısı ile, aslında, ima etme yolu ile karşımızdaki kişiye daha çok zarar veriyoruzdur. |
|
1446
|
|
|
|
anne şefkatini mi özledim,, baba güvenini veya canan omzunu... kaos ortamından kurtarmaya çalışıyorum hayatı.. ve biliyorum ne kadar çırpınırsam o kadar batacak yürek en derinlere.. |
|
1447
|
|
|
|
An!..Ben doğar doğmaz suya bırakılan bir ‘an’ım. Binlerce metre yüksekte bir kaynaktan, göllere ve denizlere varırım. Bir molekül olup, hemcinslerimle o bütünü oluştururum.
|
|
1448
|
|
|
|
Siz hep mahzun ve güzel kaldınız.
Hiç yalpa yapmadınız, hiç kıvırmadınız, halinizi hiç tartışmaya açmadınız. Yaşadığınızı var olmaya devam edeceğinizi, yaşayan ölülerin bile duyacağı bir sesle haykırdınız.
Başınızdaki bin yıllık örtüyü çıkarmadınız.
Siz hep mahzun ve güzel kaldınız.
İçlerindekine ihanet etmemeyi başarmış siz onurlu insanlara selam duruyorum. |
|
1449
|
|
|
|
Entelektüel, toplumsal ve evrensel sorunlara kayıtsız kalmaz. Haksızın ve güçlünün safında yer almayan adamdır entelektüel.Güçlüye yaranmaya çalışmayan, doğruyu söylemekten çekinmeyendir o.Bir anlamda doğrucu davuttur.
|
|
1450
|
|
|
|
Öyküler vardır sanal dünyanda; yaşamak isteyip de korktuğun. Masalsı eleştirel konuklardan saklanan, yasaklanan, sakıncasal..
Oynarsın; Kelebek kanatlarının zarif renkli çırpınışları gibi, beyne konarsın dolaysız anlamlarınla haklanarak. Kazanılan anlamlara dokunur, uçurumdan aşağıya düşerken bile bilinçli bir rolsel manyaklıkla gülersin; göbeğin katılarak oynaşır, gözlerin boncuk ışığı..
|
|
1451
|
|
|
|
O’nun için akan her bir damla göz yaşım yol olup aksa da O’na götürse keşke beni.. |
|
1452
|
|
|
|
Maddi açıdan zorlandığımız zamanlarda, dostlarımızın ortadan kaybolduğunu, ya hiç kalmadığını, ya da bir iki kişi ile sınırlı kaldığını hepimiz biliyoruz zaten. Gerçek bir dosta sahipseniz eğer, dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz demektir. Paranız varsa, dostlarımız da yanımızdadır, bu nedenle birinci planda maddi açıdan güçlü limanlarımız (birikimimiz) olmalı demek zorundayım. Dostlarımız da olsun, ama bu limanda güvenli olabileceğiniz şüphelidir. Tercih sizin, ya son derece güvenli liman, ya da şüpheli, tehlikeli bir liman.
|
|
1453
|
|
|
|
Bir yıl bitip, başka bir yıla merhaba dediğimiz bu günlerde dileklerim sizler için :) |
|
1454
|
|
|
|
Keşke eski ahşap radyonun etrafına sıralanan bir avuç çocuk olsaydık da, büyüklerimizin ajans dinlediği zamanki ciddiyetlerini kendimize şiar edinseydik. |
|
1455
|
|
|
|
Umutsuzluk öldürür insanı, bitirir... Umut ise yaşatır alabildiğince... Hayallerin kapısını aralayıp gülümser umut... |
|
1456
|
|
|
|
Gezmeyi severim ben. Gezmeyi, yeni insanlarla tanışmayı, yeni yerler görmeyi çok severim. Öyle uzun yolculuklar, şehirlerarası, ülkeler arası seyahatler falan değil bunlar. |
|
1457
|
|
|
|
Kadınlar kitap gibi dir, öyle sade sonunu okuyarak bütün kitabı anlayamasssın... |
|
1458
|
|
|
|
“Ulan şimdi gidiyoruz bir kıyamete geride kalanları kim kapacak acep?” |
|
1459
|
|
|
|
Kendimi bazen bir sonsuza, bilinmeze giden tünelde yolculuk eder gibi hissederken kimi zaman ucunu, bucağını göremediğim envai çeşit çiçeklerin ve doğanın her tür güzelliğinin olduğu bir açık alanda hissediyorum.
|
|
1460
|
|
|
|
Uğrunda ölmeye değmeyen bir hayat yaşanmaya da değmez." (Malraux) |
|